Oluşturulma Tarihi: Nisan 01, 2005 00:00
Bence siz de ‘feng shui’siz adım atmayın! Bu fikre, Esra Koyuncu’nun verdiği ‘feng shui’ seminerine katıldığımda karar verdim. İşte size, uzmanı Esra Koyuncu’nun anlatımıyla feng shui’nin püf noktaları... Kimbilir kaç kez, girdiğiniz bir yerde kendinizi çok iyi ya da çok kötü hissetmişsinizdir. Nedir sizi etkileyen?Bir anlam vermek, söze dökmek zorlaşır. Ama his histir işte. Bir de bu mekanın her gün yaşadığınız yer olduğunu düşünün. Henüz tanışmadıysanız, bu hislerinize bilimsel olarak yaklaşan bir felsefe var: Feng Shui. Çinliler, mekanların insanlar üzerindeki etkisini binlerce yıldır araştırmışlar ve bu, bir bilim, bir yaşama sanatı haline gelmiş: Feng Shui, insanları besleyecek, mutlu edecek mekanları yaratmanın yollarını gösteriyor.Doğu felsefesine göre doğa en mutlak güçtür ve mükemmel bir denge içindedir. Yeryüzüne yapılacak herhangi bir yapının yeri, mutlaka düşünülerek ve özenle seçilmelidir. Aksi takdirde bu denge bozulur. Feng Shui, yaşadığımız yerleri doğru seçip içindeki enerjileri doğru yönlendirdiğimizde kişisel potansiyelimizi de sonuna kadar kullanabileceğimizi söylüyor. Çünkü her gün yaşadığımız yerler işimizi, ailemizi, sağlığımızı, ilişkilerimizi, kısacası tüm hayatımızı etkiliyor. SU İYİ ENERJİLERİ TOPLUYOR Klasik Feng Shui’nin Türkiye’deki uygulayıcılarından Esra Koyuncu’ya göre Feng Shui prensipleri tamamen mantık ve sağduyuya dayanıyor ve uygulaması hiç de zor değil. Her şeyden önce yaşayacağınız mekanı doğru seçmek gerekiyor. Bunda da dış çevrenin rolü büyük. Dışarıda iyi bir enerji olmalı ki evin içine girecek enerjiler iyi olsun. Parklar, bahçeler, doğal yaşamın olduğu yerler, güzel bir manzara ve açıklık evimize iyi enerjiler getiriyor. En ideal yer, ön cephesi güneye bakan, arka cephesi yumuşak eğimli bir dağ sırtına oturmuş, rüzgarlardan korunan bir konum. Hele önünüzde yumuşak akan bir su varsa çok iyi, çünkü su, iyi enerjilerin toplanmasını sağlıyor. Bunun yanında evinize doğru yönelmiş keskin sivri açılardan, çok hızlı
trafik akan yollardan, dik yokuşlardan, güç kaynaklarından ve ölüm, hastalık, kaos çağrıştıran mezarlık, morg, karakol, hastane gibi binalarla komşu olmaktan kaçınmak gerekiyor.Not: Esra Koyuncu, Feng Shui meraklılarını bilgilendirmek için eğitim ve söyleşiler düzenliyor. Maslak Pabetland’de her çarşamba yapılan söyleşiler çok ilgi topluyor. Pabetland Tel: 0212 285 21 85 Evimiz nasıl olmalı Fazla karmaşık, girintili çıkıntılı, çok köşeli ev planları, enerjilerin düzgün dağılımını bozuyor. Ev için en ideal planlar, kare ve dikdörtgen olanları. Ev içinde ferah, aydınlık, karışıklıktan uzak bir atmosfer aranıyor. Feng Shui felsefesine göre her şey bir bütündür ve birbiriyle bağlantılıdır. Karışık, dağınık bir ev, karışık bir kafa demektir. Girişler evinizin nefes alıp verdiği yerdir. Tıpkı ağzımız gibi. Giriş kapısı evin büyüklüğü ile orantılı olmalı. Dar, küçük kapılar bir anlamda eve giren şansı engeller. Çok geniş, büyük bir kapı ise enerjinin sızmasına yani evin bereketinin dışarı akmasına neden olur. Girişte sizi neler karşılıyor? Giriş kapısının tam karşısına koyulmuş bir ayna enerjiyi geri yansıtır. Enerji girdiği gibi geri çıkar. Aynı şekilde giriş kapısının karşısında bir pencere ya da arka kapı varsa bu da enerjinin bir yerden girip diğerinden çıkmasına neden olacaktır.İkinci önemli yer yatak odaları. İyi bir uyku için yatak odaları mümkün olduğunca girişten ve evin hareket olan alanlarından uzak olmalı. Kapı üstünüze açılmamalı ve ayak uçlarınız kapı ile aynı hizada olmamalı. Buna mezar pozisyonu deniliyor! Bir de yatağınız size uğurlu gelen yönlerden birine bakıyorsa şansınız kat kat artıyor.
button