Uyusun da öğrensin ninni

Güncelleme Tarihi:

Uyusun da öğrensin ninni
Oluşturulma Tarihi: Mart 05, 2011 00:00

Gazi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Necati Demir, gençliğinden beri Anadolu’yu dolaşarak ninniler dinledi ve ‘Türk Ninniler Arşivi’ oluşturdu. 26 yıl boyunca 81 şehri köy köy gezerek 3 bini aşkın ninniden bin 651’ini kayıt altına alan Demir ninnilerin çocukları uyutmaktan çok eğitmeye yaradığını söylüyor

Ninnileri araştırmak nereden aklınıza geldi?
- İlk alan araştırmalarına çıktığımda ninni derlemek aklımdan hiç geçmedi. Zira ninni söyleme geleneğinin can çekiştiğini düşünmemiştim bile. Fakat gördüm ki, kaynak şahısların en az bildiği tür ninniler. Bunlar artık tarihe karışmak üzere. Binlerce yıllık birikim yokolmaya doğru hızla ilerliyor.

Ninnileri nasıl derlediniz?
- Üniversiteden sonra Gaziantep’te öğretmenliğe başladım. O sıralarda ninnileri kayıt cihazına kaydedip yazıya döktüm. Türkiye’nin hemen her ilinde doğal ortamda kaynak şahıslardan yaklaşık 3 bin ninni derledim. Bunlardan bin 651’ini ‘Türk Ninnileri’ çalışmamda yayımladım. Binlerce yıldır nesilden nesile intikal eden Türk sözlü kültürünün kayda alınmadığını, unutulup gittiğini fark ettim. Türk sözlü kültür ürünlerini yayımlayarak yaygınlaştırmak için derleme çalışmalarına başladım. 24 yıldır Türk çocuk oyunları, ninnileri, manileri, masalları, efsaneleri, destanları, atasözleri ve türküler konusunda çalışıyorum. Galiba Türk sözlü kültürü konusunda dünyanın en büyük arşivini kurdum.

Kimlerle konuştunuz, nerelerde araştırdınız?
- Derlenen malzemeler mutlaka atadan dededen sözlü intikal etmeli. Konuştuğum kişiler genellikle köyden pek çıkmayanlardı ve yaş ortalaması 50’nin üstündeydi. Tamamına yakını da okur-yazar değildi.

Ninnileri bir CD’ye dönüştürecek misiniz?
- Ümit ediyoruz. Çağın ihtiyaç ve gelişmeleri dikkate aldığımızda ninniler her bebeğe CD’ler vasıtasıyla daha kolay ulaşacak. Ancak Türk kültürüne gereken önem verilmediği için ninnileri CD yapıp insanlığın hizmetine sunacak herhangi bir kurum da kalmadı.

BİR KÜLTÜR TARİHE KARIŞIYOR

Ninnilerde cinsiyet ayrımı var mı?
- Ninniler iki cinse aynı önemin verildiğini gösterse de, kız çocuğuna kız erkek çocuğa da erkek görevini daha beşikteyken yükler. Daha sonra da oyunlar aynı çizgiyi sürdürür. Kız ve erkek için söylenen ninniler zaman zaman farklılık gösterir. Ninniler kız ve erkek çocuklarını ayrı ayrı eğitmek için de söylenmiştir. Bu cinsiyet ayrımı değil, zenginlik. Toplumun her kesimine hitap etmektir.

Siz de çocuklarınıza ninni söylediniz mi?
- İki oğlum da ninnilerle büyüdü. Zaten derlemeleri eşim Fikriye Demir’le yaptım, o da benim kadar emek verdi. Çocuklarımıza ninni söyleme görevi de ona düştü.

Sizden önce ninni araştıran var mı?
- Elbette vardı ve en önemlisi olan merhum hocamız Prof. Dr. Amil Çelebioğlu, Türk Ninniler Hazinesi adlı bir çalışma yaptı. Ancak hocamız daha önce kayda alınmış, il yıllıklarında ve çeşitli eserlerde parça parça olan ninnileri toparlayarak tek bir kitapta topladı. Halk edebiyatıyla ilgili kitaplarda da ninnilerle ilgili bölümler vardır. Ancak biz çalışmamızı ninnileri tamamen bizzat söyleyenlerden derledik. Hiçbirini daha önce yayımlanan eserlerden almadık.

ÇOCUKLAR PIŞPIŞLANARAK NASIL EĞİTİYOR

Türk halkı; sistemli bir biçimde örnekler ve ezgilerle, yaşamın temel kurallarını, dünyayı ve evreni bebeğe ninnilerle tanıtır. Bütün dileğimiz sonraki nesillerin de ninnilerle yetişmesi. Zira her ninnide öğretici bir unsur var. Doldurma kelimeler ya da mısraların dışında, bir mesaj ve öğretilmesi gereken bir konu bulunuyor. Ninnilerin; toplumun bütün ihtiyaçlarının temelini çocuğa daha beşikteyken sunduğu, öğrettiği ve bir noktaya kadar getirdiği anlaşılıyor. Hayatın her konusu ninnilerin içinde var: Araç gereçler, sayılar, rakamlar, renkler, hayvanlar, ağaçlar, vücut organları... Ninnilerin konuları da şöyle: Sevgi, ilgi, dilek, istek, öğüt, sitem, övgü, yergi, özlem, gurbet, şikayet, yakınma, korkutma, üzüntü, ayrılık, ölüm acısı, beddua, savaş, kavuşma, din, ağıt ve vaat.

SÖZLÜ KÜLTÜRE ADANMIŞ BİR YAŞAM

1964’te Ordu’da doğan Prof. Dr. Necati Demir, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı’nı bitirdikten sonra, bir süre öğretmenlik yaptı. Cumhuriyet Üniversitesi’nden sonra, şimdi de Gazi Eğitim Fakültesi Türkçe Bölümü’nde öğretim üyesi. 32’si yurtdışında (Amerika, Almanya ve Avusturya’da) olmak üzere 62 kitabı ve yüzlerce makalesi var. Ayrıca Almanya’da kurduğu bir araştırma merkezi de bulunuyor. Baş editörü ve kurucusu olduğu Zeitschrift für die Welt der Türken / Türk Dünyası Günlüğü dergisi vasıtasıyla Türk kültürünü dünyaya tanıtıyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!