Uyku Tanrısı Hypnos insanları tedavi ediyor!

Güncelleme Tarihi:

Uyku Tanrısı Hypnos insanları tedavi ediyor
Oluşturulma Tarihi: Şubat 20, 2005 00:58

The Lancet dergisinde yayımlanan araştırma sonuçlarına göre, hipnozlu hastalar daha az ilaç kullandıkları gibi, ağrı ve korku düzeyleri de normal tedavi görenlere kıyasla çok daha düşüktü. Hipnozlu hastaların ameliyat süresi ortalama 17 dakika daha kısaydı ve bunlara uygulanan standart radyolojik işlemlerin maliyeti de 638 dolardan 300 dolara düşmüştü.

Mitoloji’de Tanrıların Tanrısı Zeus’u bile uyuttuğu söylenen uyku Tanrısı Hypnos, günümüzde de ‘varlığını’ sürdürüyor... Hypnos’un o zamanki yöntemi bugün birçok hastalığın tedavisinde bir araç olarak kullanılıyor. Ama bu defa Uyku Tanrısı göklerden yeryüzüne indi ve ‘Hipnoterapi’ adını aldı!

Ülkemizde de ilgi çeken ve kimi doktorlar tarafından da çeşitli amaçlar için uygulanan hipnoz, özellikle ABD’de ciddi bilimsel araştırmaların da konusu.

Hipnozla yapılan bir dizi ‘tedavi’, hipnozun ağrıyı hafiflettiğini, kan basıncını denetlediğini ve hatta yaraları iyileştirdiğini gösterdi. Ne var ki, bilinmeyen bir nokta var: Hipnoz bu işlevini nasıl yerine getiriyor?

Bu konuda elde kesin veri yok. Hipnoza şüphe ile yaklaşan veya tedaviyi nasıl etkilediğini araştıran çalışmalarla hipnoz halen bilimselleştirilmeye çalışılıyor. Yöntemi eleştirenler, hipnozun plasebo (etkisiz ilaç) etkisinden bir farkı olmadığını, her ikisinde de telkin yoluyla bedenin iyileştirildiğini, hiçbirinin tıbbın yerini tutamayacağını öne sürüyorlar.

Stanford Üniversitesi psikiyatri profesörü David Spiegel ve diğer araştırmacılar da, işte bu kuşkuyla, hipnoz sırasında beyinde neler olup bittiğini incelemeye koyuldular. İncelemeler sonucunda trans ya da kendinden geçme durumunun, hayal dünyasına bir pencere açtığına tanık oldular. Böylelikle, beynin düşlerle gerçeği nasıl ayırt ettiğini kavramaya başlamış olduk.

DOĞUM SANCISINA DİRENÇ

David Spiegel, ikinci kuşak hipnozculardan. Babası Herbert Spiegel hipnozu ilk kez II. Dünya Savaşı sırasında uygulayanlardan bir ruhbilimci. 1943’te Tunus’ta Almanlar tarafından açılan havan topu ateşinde yaralanınca bu yöntemi kendisine de uyguladı. Bileğinden fırlayan çelik parçasına karşın, baba Spiegel bu yöntemle ağrısını dindirmeyi başardı. Sonra, New York’taki Manson Genel Hastanesi Askeri Psikiyatri Bölümü’nde profesör olarak, savaşta yaralanan yüzlerce askeri hipnoz yoluyla tedavi etti.

Bu sırada hipnozla ilgili ilk klinik araştırmaların sonuçlarına göre, hipnoz durumunda doğum yapan 850 kadından yalnızca yüzde 4’ü ağrı kesicilere gerek duymuştu. Başka bir araştırma da hipnozlu deneklerin şiddetli ağrılara hipnozlu olmayanlardan bir dakika daha uzun bir süre dayanabildiklerini ortaya koymaktaydı.

Çalışmalarını hipnoz alanında sürdüren araştırmacılar iki gruba ayrılıyor. İlk grup, hipnozun deneğin zihinsel durumunu tümden değiştirdiğini öne sürerken, ikinci grup ise bunun yalnızca basit bir telkin ve gevşemeden ibaret olduğuna inanıyor.

Bugün 58 yaşında olan David Spiegel, telkinin başlı başına etkili olduğunu kabul etmekle birlikte, hipnozun bu etkiyi daha da güçlendirdiğine inanıyor. Onun bir başka araştırması da, kollarının uyuştuğu söylenen hipnozlu deneklerin hafif elektro şoklar verildiğinde hiçbir tepki göstermediklerini, ancak beyin dalgalarının çok daha hafif şok uygulanan deneklerden pek de farklı olmadığını ortaya koyması.

Bir başka araştırmada da, Spiegel ve arkadaşları, damar ya da böbrek ameliyatı öngörülen 241 hastayı üç gruba ayırdılar. Gruplardan birine standart tedavi, ötekine ‘yoğun bakım destekli’ standart tedavi, üçüncüsüne de standart tedavinin yanı sıra, yoğun bakım desteği ve hipnoz uygulandı.

Ameliyat sırasında hastalar başları ses ve ışığı geçirmeyen bir korkuluğun arkasında yatmaktaydılar. Öyle ki, cerrahlar onların ne tür bir tedaviden geçtiklerini bilmiyorlardı. Her 15 dakikada bir hastaların ağrı ve korkularıyla ilgili görüşleri alınıyordu. Ayrıca, serum bağlanan hastalara diledikleri kadar ağrı kesici veriliyordu.

‘The Lancet’ dergisinde yayımlanan araştırma sonuçlarına göre, hipnozlu hastalar daha az ilaç kullandıkları gibi, ağrı ve korku düzeyleri de öteki iki gruba kıyasla çok daha düşüktü. Hipnozlu hastaların ameliyat süresi, ortalama 17 dakika daha kısaydı ve bunlara uygulanan standart radyolojik işlemlerin maliyeti de 638 dolardan 300 dolara düşmüştü. Araştırmalar korkuları olan ‘fobik’ kişilerin hipnoza aşırı duyarlı olduklarını gösterdi.

Discover dergisinde yayımlanan bir makalenin sonuçlarına göre, eğer hipnoz günün birinde tıp yaşamında yaygın bir yer tutacaksa, doktorların da insana gizemliymiş gibi gelen birtakım şeylerin ardında somut bilimin yattığını bilmeleri ve anlayamasalar bile bunlara burun kıvırmamayı öğrenmeleri gerekiyor.

HİPNOZA EĞİLİM TESTİ

Hipnoz uzmanları, kimi zaman birtakım sorular sorarak deneklerin kişilik profilini anlamaya böylece hipnoza ne kadar uygun olduklarını bulmaya çalışıyorlar. Aşağıda bu sorulardan birkaç örnek ve verilen yanıtlar yer alıyor. Siyah harflerle verilen yanıtlar, genellikle hipnoza aşırı duyarlı olanlar tarafından tercih ediliyor:

1 Bir film ya da oyunu izlerken kendinizi ona iyice kaptırıp nerede olduğunuzu bile unuttuğunuz olur mu?

a) Evet, olur

b) Hayır, olmaz

c) Duruma göre değişir

2 Zamanı algılarken ilginizi genellikle nereye odaklarsınız?

a) Geçmişe

b) Şimdiye

c) Geleceğe

d) Tümüne de eşit oranda

3 Fransız düşünür Blaise Pascal,’Yüreğin beynin kavrayamadığı bir aklı vardır,’ diyordu. Pascal yürek aklı ve beyin aklı olmak üzere iki tür akıl olduğunu öne sürüyordu. Sizce hangisi daha ağır basıyor?

a) Beyin aklı

b) Yürek aklı

4
Başka bir kişiyle nasıl bir ilişki kurarsınız?

a) İlişkiye ben egemen olmayı yeğlerim

b) İpleri karşı tarafın elinde tutmasını yeğlerim

c) Duruma göre değişir

5 Başkalarına güvenme konusunda kendinizi hangi düzeyde görüyorsunuz?

a) Ortalamanın üstünde

b) Ortalamanın altında

6 Yeni bir şey öğrenirken nasıl bir eğilim sergilersiniz?

a) Öğrenme aşamasında ona eleştirel bir tavırla yaklaşırım

b) Önce kabullenir, muhtemelen sonradan eleştiririm

7
Yaptıklarınızla ilgili sorumluluk söz konusu olduğunda, kendinizi nasıl değerlendirirsiniz?

a) Ortalamanın üzerinde

b) Ortalama

c) Ortalamanın altında

8
Yeni bir şey öğreniyorsanız ve bunu aşağıdaki duyulardan herhangi biriyle de aynı açıklık ve güvenle öğrenebileceğinizi önceden biliyorsanız, hangisini tercih ederdiniz?

a) Dokunma yoluyla öğrenmeyi

b) Görerek öğrenmeyi

9 Kafanızda yeni bir düşünce belirdiğinde bunun iki farklı aşaması vardır; bunlardan biri onu kafanızda canlandırmaktır, öteki de onu nasıl gerçekleştireceğinizin yollarını araştırmaktır. Bunlardan hangisi size daha doyurucu geliyor?

a) Kafamda canlandırmak

b) Onu gerçeğe dönüştürmenin yollarını araştırmak

10 Aklınıza yeni bir fikir geldiğinde, ya da yeni bir fikir üzerine kafa yorduğunuzda hangisi sizce daha gereklidir?

a) Not almak

b) Not almadan kendinizi duyguların akışına bırakmak
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!