Uyku sırasındaki cinayetlerin nedeni çözüldü

Güncelleme Tarihi:

Uyku sırasındaki cinayetlerin nedeni çözüldü
OluÅŸturulma Tarihi: Eylül 09, 2003 00:00

Nüfusun yüzde 2’si uykuda cinayet iÅŸleme psikozu içinde. Düşlerinden etkilenen bazı insanların birlikte uyudukları kiÅŸilere saldırması olayını, Nörologlar öldürme psikozu olarak nitelendiriyor ve ÅŸimdi bu olayın nedenini bulduklarını açıklıyor. Bütün sorun, bu hastalarda, uyku sırasında bedeni hareketsiz bırakan doÄŸal mekanizmaların bozuk olması.Bir arkadaşıyla tatile çıkan yaÅŸlı kadın da arkadaşını önce bir güzel patakladıktan sonra boÄŸmaya çalışmıştı. Ãœstelik yaÅŸlı kadın kesinlikle ÅŸiddete eÄŸimli biri deÄŸildi. Ä°ki kadının yatak savaşı kanlı bir biçimde son bulduktan sonra yaÅŸlı kadın ertesi sabah hiçbir ÅŸey hatırlamamış, sadece kötü bir rüya gördüğünü ve düşünde kendisini saldırgana karşı koruduÄŸunu söylemiÅŸti. Oysa uyku ve ÅŸiddet birbiriyle baÄŸdaÅŸmaz. Hatta bir Alman atasözü de ‘Uykuda günah iÅŸlenmez’ der. Ne var ki bu deyiÅŸ bazı insanlar için geçerli deÄŸil. Gece kurtKanadalı ve Ä°ngiliz bilim adamlarından oluÅŸan bir araÅŸtırma ekibi, toplumun %2’sini aÅŸan bir kesimin uykusunda saldırgan davranış biçimleri sergilediÄŸini ortaya koydu. Åžiddet eylemlerinin yelpazesi tehditkar bağırışlardan tokatlamaya kadar uzanıyor. Gece saldırılarından zarar görenler de çoÄŸunlukla kadınlar, çünkü uyku sırasındaki ÅŸiddet eylemlerinin %80’i erkekler tarafından gerçekleÅŸtirilmekte. ‘Geceleri sövüp saymaya baÅŸladığında her an saldırabileceÄŸini anlıyordum’ diye anlatıyor kocasıyla bir yıl kadar ÅŸiddet deneyimi yaÅŸayan bir kadın. Uykularında saldırgan kiÅŸiliklere bürünenlerle yaÅŸayanlar kendilerini korumak için eÅŸlerini baÄŸlarken, ÅŸiddete yönelenlerin kendilerine zarar vermemeleri için de yatak odasındaki ayna, resimler veya tehlikeli mobilyalar kaldırılmakta. Ä°lginç olan ÅŸu ki geceleri ortalığı kırıp geçirenler aslında son derece yumuÅŸak baÅŸlı ve sakin insanlar arasından çıkıyor. Bu tür ÅŸiddet eylemleri konusunda ÅŸimdiye dek özellikle de uyurgezerlerden kuÅŸkulanılıyordu. Ve bu görüş geçmiÅŸteki spekülatif cinayet olaylarıyla da kanıtlandı. ÖrneÄŸin 1987 yılında uykusunda otomobiliyle 20km uzaklıkta oturan kayınvalidesinin evine giden 23 yaşındaki bir uyurgezer hem kayınpederini hem de kayınvalidesini öldürdükten sonra hiçbir ÅŸey hatırlamamıştı. UyurgezerliÄŸi uyku laboratuarında kanıtlanınca da hakimler genç katili serbest bıraktılar. Uyurgezerlik konusuFakat uyurgezerler genelde zararsızdır. Uyku sırasında gezinme, rüyasız geçen derin uykuda meydana gelen bir uyanma reaksiyonudur. Bu tür uyurgezerler gün içinde belleklerine yerleÅŸen hareket ve davranış motiflerini izlerler. Mesela bulaşık yıkamak, çıplak olarak evi terk etmek ya da buzdolabından rasgele yiyecek almak gibi. Hatta uyurgezerlerin baÅŸkalarından çok kendilerine zarar verdikleri de bir gerçek. Sonuçta uyurgezerlerin beÅŸte biri evlerinde gezinirken halılara takılır, lambalara ve duvarlara çarpar hatta merdivenlerden dahi yuvarlanırlar. Fakat arkadaşını boÄŸazlamaya kalkan yaÅŸlı kadında durum farklıydı. YaÅŸlı kadın korkunç bir düş görmüş ve kendisini hareketlerle savunmuÅŸtu ki bilim bu davranış biçimini bugüne deÄŸin imkansız kabul ediyordu. Çünkü insanların düş gördükleri uyku evrelerinde beden hareket edemez, yalnızca solunum için gerekli olan diyafram ve göz kasları çalışır. SaÄŸlıklı insanlar, kabus sırasında sakin durabilmelerini iÅŸte bu doÄŸal koruma mekanizmasına borçludur. Ancak Minnesota Ãœniversitesi uyku uzmanı Carlos Schenk, geceleri saldırgan bir kiÅŸiliÄŸe bürünenlerde bu mekanizmanın yıllar öncesinden bozulduÄŸunu keÅŸfetti. Kimi insanlar bedenin hareket etmemesi gerektiÄŸi rüyalı uyku evresinde dahi hareket edebiliyorlar. Oysa doktorlar daha önceleri, bu ÅŸekilde ÅŸiddet eÄŸilimleri gösterenlerin uyanık olduklarını ya da epilepsi nöbetleri geçirdiklerini sanıyorlardı. Uyku uzmanları doÄŸal koruma mekanizmasının neden her insanda iÅŸlemediÄŸini kısa bir süre önce buldular. Parkinson’un habercisiMünih Ãœniversitesi sinirbilimcisi Ilonka Eisensehr, beyinde yaptığı özel incelemeler sonucunda geceleri yaÅŸanan huzursuzluÄŸun Parkinson’un bir habercisi yani bir ön safhası olduÄŸunu ortaya koydu. Gece saldırılarından Parkinson hastalarının istemsiz hareketlerine yol açan beyin sapı ve orta beyin bölgelerindeki hareket mekanizması sorumlu. AraÅŸtırmalar sırasında geceleri ÅŸiddet uygulayan kiÅŸilerde, dopamin salgısını belli baÅŸlı beyin bölgelerine ileten hücre sayısının yarı yarıya daha az olduÄŸu anlaşılmış. Düş sırasında hareket edenler, uyurgezerlerden çok daha fazla ÅŸiddet uygulayarak, birlikte uyudukları kiÅŸilerin saçlarını çekip boÄŸmaya kalktıkları gibi, gölgelerle dövüşerek aynaları ve tabloları parçalıyor ve bu saldırılar sırasında da kollarını veya bacaklarını kırıyorlar. Cinsel sapıklık da varTabii geceleri öldürme psikozu yaÅŸayan kiÅŸiler saldırılarını kesinlikle hatırlamıyor, bunun yerine ölüm kalım savaşı içinde bulundukları düşlerden söz ediyorlar. Alman uyku uzmanı Göran Hajak, araÅŸtırmaları sırasında erkeklerin, düşlerinde genelde hayalet, vahÅŸi hayvanlar ya da patronları tarafından tehdit edildiklerini, kadınların ise garip gölgeler tarafından izlendiklerini öğrenmiÅŸ. Hatta son bilgiler, cinsel sapkınlıkların bile düş ve gerçek arasında gerçekleÅŸtirilebileceÄŸini göstermekte. Mesela Stanford Ãœniversitesi bilim adamlarından Christian Guilleminault, dikkat çekici davranışlarda bulunan kadınları araÅŸtırırken, aralarında her gece mastürbasyon yapan bir kadının zevk çığlıklarının evdekileri uyandıracak hale geldiÄŸini hatta bir seferinde de komÅŸuların polise haber verdiklerine bile ÅŸahit olmuÅŸ. Bazı erkek hastalar ise eÅŸlerini yıllarca cinsel birleÅŸmeye zorlamışlardı. Doktorun anlattığına göre eÅŸlerin tüm yakarışları boÅŸa çıktığı gibi saldırganların donuk bakışları da kadınları fazlasıyla korkutmakta. ‘Uykudaki cinsel saldırılar bugüne dek tahmin edilenden çok daha fazla’ diye yorumladı Stanford’un araÅŸtırma sonuçlarını yayımlayan Medical Tribune dergisi de. Uykuda ırza geçme eylemleri ya da teÅŸebbüs daha çok derin uyku evresinin kısaldığı ve rüyaların çoÄŸaldığı ÅŸafak öncesinde gerçekleÅŸmekte (bkz. Grafik). Gece baÅŸarısıUyku sırasında yaÅŸanan davranış bozuklukları bununla birlikte birçok durumda ilaçla tedavi edilebiliyor. ÖrneÄŸin sakinleÅŸtirici Clonazepam veya düşük etkili epilepsi ilacı Carbamazepin sayesinde birçok kiÅŸi huzur bulmuÅŸ. Tabii bu tür hastaların doktora baÅŸvurmaları biraz zaman alıyor. Sonuçta hepsi yaptıklarından utanç duyarak, suçluluk duygusu yaşıyor ya da depresyona giriyorlar. Guilleminault tarafından tedavi edilen kadınlar örneÄŸin, ortalama olarak 7,5 yıl sonra kendisine baÅŸvurmuÅŸlardı. Hatta kadınlardan biri geceleri cinsel sapkınlık yaÅŸayan eÅŸine tam 12 yıl boyu katlandığını itiraf etmiÅŸ. Spiegel dergisinde yer alan yazıya göre, bu kadın eÅŸinin uyku sırasındaki cinsel saldırılarından ÅŸikayetçi olmamıştı, hatta bu durumdan fazlasıyla memnun olduÄŸunu belirtmiÅŸti. Çünkü dini geleneklere göre yetiÅŸen ve bir kilise üyesi olan kocası normal durumlarda kendisini mutlu edemiyordu. Oysa eÅŸi uyurken yaÅŸamış olduÄŸu cinsel deneyimler çok daha heyecan vericiydi, her ne kadar bu iliÅŸkiler genelde yaralanmalarla son bulduysa da. Ve uyku uzmanı Hajak bazı kiÅŸilerin bu tür iliÅŸkilere ne kadar uzun bir müddet dayandıklarının inanılmaz olduÄŸunu söylüyor. Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!