Güncelleme Tarihi:
Bu yazı dizisinde uykunun test edilmesi, yatağın iyi uykudaki rolü, kaliteli uyku, uyku hijyeni, uyuyamama sorunu, horlama, uykuda solunumun durması gibi konuları okuyacaksınız.
UYKUNUZU TEST EDEBİLİRSİNİZ
Son yıllarda geliştirilen yöntemler uykuyu sır olmaktan çıkarıyor. Polisomnografi denilen uyku tetkikleriyle uykuyu yakından izlemek, varsa uyku hastalıklarını teşhis etmek mümkün. Uyku testleri sadece o anki sorunları anlamaya yardım etmekle kalmıyor. Gelecekte karşılaşılabilecek bazı hastalıkları da erken dönemde yakalama şansı veriyor. Uyku tıbbındaki gelişmeler tanı yöntemlerinden ibaret olmadı. Tedaviler de gelişti.
Polisomnografiyle beyin aktivitesi, solunum, kalp ritmi, nabız, kan oksijen düzeyi, vücut hareketleri başta olmak üzere vücutta gece uyku boyunca ortaya çıkan tüm aktiviteler kaydedilebiliyor. Liv Hospital Nöroloji ve Uyku Uzmanı Prof. Dr. Derya Karadeniz konuyla ilgili sorularımızı yanıtladı:
Uyku laboratuvarında bir gece geçirmek tanı için yetiyor mu?
- Evet, tek gece tetkik için yeterli. Ancak ana belirtinin gündüz uykuluk olduğu hipersomni hastalıklarında veya uyku ritmi bozukluklarında, gündüz uykululuğu veya uyanık kalabilmeyi ölçen, gün içinde bazı tetkikler kullanılır. Gündüz uykululuğun sadece kişisel bir bildirim değil gerçek bir uykululuk mu olduğunu “çoklu uyku latans” ve “uyanıklığı sürdürme” testiyle saptıyoruz.
En sık hangi sorunları tespit ediyorsunuz?
- Uyku hastalıkları uykusuzluk (insomni), aşırı uykululuk (hipersomni) hastalıkları, uykuda hareket, solunum, uyku-uyanıklık ritmi bozuklukları ve parasomni ana başlıkları altında 75’den fazla hastalığı içerir. Bazılarının tanısı için tüm gece uyku tetkiki gerekirken bazılarında hastalığa yönelik sorgulama ve bazı başka tetkikler de kullanılır. Uyku hastalıklarının nerdeyse tümü aslında çok sık rastlanan ve hem yaşam kalitesini bozan hem başka hastalıklara zemin hazırlayan hem de yaşam ömrünü etkileyen hastalıklar.
Kimleri, hangi sorunları yaşayanları bu laboratuvarlarda değerlendiriyorsunuz?
- Uykuya dalmakta 30 dakikadan fazla süren zorluk, nedensiz bir şekilde sık uyanma, sabah çok erken saatte uyanıp bir daha uyuyamama, gece en az 1 kez tuvalet ihtiyacıyla uyanma, uykuda terleme, uykuda sık pozisyon değiştirme veya sık hareket etme, sabah dinlenmemiş, yorgun uyanma uykuyu bozan bir hastalığı işaret eder.
PARKİNSON’UN BİLE ERKEN BELİRTİSİ YAKALANABİLİR
Uykuda ortaya çıkan bazı belirtiler, hastalıkların habercisi olabilir. Örneğin uykuda, nefes alıp vermenin artıp azalarak santral apnelerle kesintiye uğramasıyla şekillenen periyodik solunum veya cheyne-stokes solunum şeklindeki uykuda solunum hastalıkları kalp yetmezliğinin habercisi olabilir. Bununla birlikte kalp yetmezliği olan kişilerde bu solunum bozukluğunun uykuda görülmesi, kalp yetmezliğinin tedaviye yeterli düzeyde yanıt vermediğine de işaret eder. Henüz hipertansiyon gelişmemiş bireylerde, gece uykuda solunum hastalığı (uyku apne sendromu) mevcutsa, tansiyon gece yüksek seyreder ancak kişi bunu fark edemez. Uykuda solunum hastalığıyla tetiklenen gece hipertansiyonu, uykuda solunumun düzeltilmemesi durumunda gündüze de sarkarak kalıcı hale gelir. Yine örneğin REM uykusu davranış bozukluğu olanların yarısında, 2-10 yıl içinde Parkinson hastalığının geliştiği biliniyor. Kısacası, REM uykusu davranış bozukluğu, Parkinson hastalığının öncü belirtisi olabilir.
UYKU HASTALIKLARININ TEDAVİSİ ÖMÜR UZATIYOR
Uyku hastalıkları tedavi edildiği taktirde yaşam süresi ve kalitesini artırır. Birçok hastalığın riskini ise azaltır. Uyku hastalıkları gece uykusunun normal olarak uyunamaması sonucunda hem gece hem de gündüz belirtilerine yol açarak yaşam kalitesini anlamlı olarak bozar. Kişisel, sosyal ve psikolojik durumu olumsuz yönde etkileyerek iş ve özel hayatı etkiler. Bunun yanısıra bazı uyku hastalıkları ki (başta uykuda solunum hastalıkları) yaşamı tek başına tehdit ederek uykuda ani ölüme yol açabilir. Yine tansiyon hastalığı başta olmak üzere kalp-damar hastalıkları, şişmanlık, şeker hastalığı ve inme gibi diğer yaşamı tehdit eden hastalıkların ortaya çıkma riskini artırır.
UYGUN YATAK İYİ UYKUYA DAVET
Rahat, omurgayı yormayacak yatak iyi bir uykunun da gereklerinden. Uzun saatler geçirdiğimiz yatakların kötü olması sadece uykuyu bozmuyor, beli de vuruyor. Romatem Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Hastaneleri’nden Prof. Dr. Güneş Yavuzer konuyla ilgili sorularımızı yanıtladı:
İdeal yatak nasıl olur?
- Gün içinde omurgaya binen aşırı yükler, ağır kaldırma, uzun süre aynı pozisyonda kalma nasıl bel ağrısı oluşturuyorsa, gece boyunca çok sert veya çok yumuşak yatakta yatmak da bel ağrısına neden olur. En az 7 saat kötü pozisyonda kalan omurga çevresi bağ ve kaslarda ağrı ve sertlik oluşur. Ağrının nedeni doğru yatak seçimini etkiler. Yatağın kalınlığı ve içindeki helezon yayların sayısı ve dizilimi sertliğini belirler. İdeal yatak omurganın dizilişi ve doğal eğriliklerini desteklemeli. Yatarken omuz ve kalçalar hafifçe yatağa gömülmeli. Bilimsel çalışmalar orta sertlikte ortopedik sünger yatakların bel ağrısı, tutukluk ve uyku kalitesini olumlu etkilediğini gösteriyor. Yatakta omurganın fizyolojik eğrilerini küçük yumuşak yastıklar ile desteklemek daha dinlendirici bir uyku sağlıyor.
Bel fıtığı varsa?
- Omurga çevresi bağ ve kasların da gece dinlenmesi gerekir. Gece uygun olmayan yatakta kalitesiz bir uyku, omurganın dinlenmesi ve disklerin eski konumuna gelmesine engel olur. Bel fıtığı varsa çok yumuşak ve ortası çöken yataklar ağrıyı arttırır. Orta sertlikte yatakların bel fıtığına karşı koruyucu olduğunu ileri süren çalışmalar var.
Bel ağrısı, uyku kalitesini bozan, kaçıran bir sorun… Baş etmek için neler önerirsiniz?
- Sırt üstü yatıp dizlerin altına yastık koymak omurga üzerindeki baskıyı azaltıyor. Yan yatıp dizleri karna çekip bacaklar arasında yastık koymak kalçalar ve beldeki yüklenmeyi azaltıyor. Yüz üstü yatanlarda karın ve kalçalar altına konan yastık beli rahatlatıyor.
Bele en iyi gelen yatak hangisi?
- Bel ağrısı olan hastalara iyi gelecek tek tip bir yatak yok. Yatak seçimi kişiye özel olmalı. İdeal yatağa karar vermek için 5 gece o yatakta yatmak gerekiyor. Orta sertlikte ortopedik yataklar en ideali. Yatak hangi tip olursa olsun en fazla 10 sene kullanıldıktan sonra değiştirilmeli.
Yarın: Uykunun da hijyeni var!