Güncelleme Tarihi:
Çocuğa iyi örnek olurken, üzerlerine dikilmiş gözlerin karşısında falso da vermeyeceklerdi. Kısacası bu işin altından kalkmak büyük bir sevgi, emek, sabır ve özen gerektiriyor. Anneler Günü münasebetiyle “10 iyi kalpli üvey anne”nin hikayesini dinledik. Bu kadınlar, olumsuz üvey anne algısı yüzünden “üvey” sözcüğünden rahatsız olsalar da meşhur masalı tersine çevirmeyi başarmışlar.
İDİL ÇELİKER
Çocuklarla hep birlikte düşe kalka büyüdük
Ünlü televizyoncu ve gazeteci İdil Çeliker, Çağlar Çeliker (27) ve Gülüm Sadıker’e (25) tam 22 yıldır annelik ediyor: “Babaları Ümit Çeliker ile evlendiğimde 24 yaşındaydım. Anneleri gazeteci Gülden Çeliker vefat etmişti. Başlangıçta 2 ve 4 yaşındaki iki çocuğun sorumluluğunu üstlenmekten biraz korktum ama hep birlikte düşe kalka büyüdük. Babaannelerinin de yardımıyla zorlukların üstesinden geldik. O arada bizim de bir kızımız oldu, Melisa şimdi 15 yaşında. Büyük kızım Gülüm’e anaokulunda ‘Senin annen öldü’ dediklerinde eve gelip ‘Anne senin için öldü diyorlar’ diye ağlamıştı. Küçük kızımsa durumun ilk farkına vardığında ‘Anne, ablamı ve abimi de sen mi doğurdun?’ diye sordu. Çağlar Yeditepe’de gazetecilik, Gülüm Kadir Has’ta turizm okudu. Şimdi ikisi de evli. Kızımın Emir ve Eren adında bir yaşında ikizleri, oğlumun Gülden Nisa adlı üç aylık bir kızı var. Çocuklar sayesinde erken yaşta anneanne ve babaanne olmanın zevkini ve geniş ailenin tadını çıkardım. Eşimle dört yıldır ayrı yaşıyorum ve bu yıl boşandım. Buna rağmen çocuklarla bağım hiç kopmadı. Her Anneler Günü’nde, birlikte öz anneleri için dua ederiz.”
AYŞE KARASU ENGİN
Oğulcan’ı sevmemek imkânsızdı
Ayşe Karasu Engin, ünlü futbol menajeri Sinan Engin’le evlendiğinde hayatına Oğulcan girdi. Eşinin Seda Sayan ile ilk evliliğinden olan Oğulcan, 7 yaşındaydı. O çocuk şimdi 19 yaşında bir delikanlı: “O sıralarda ben 27 yaşındaydım. Oğulcan turuncu saçları, pırıl pırıl parlayan yeşil gözleri ve tek tük kalmış dişleriyle o kadar sevimli ve sempatik bir çocuktu ki, onu sevmemek imkânsızdı. Biz çok şanslıydık. Birbirimizi sevmek zorunda kalmadan sevdik. Oğulcan’ın annesiyle ilişkilerimiz çok içten olduğu için de kendimi şanslı hissediyorum. Üvey annelik yakıştırması her zaman kulaklarımı tırmaladı. O yüzden ilk günden beri arkadaşı ve ablası olmayı seçtim. 12 yıl sonra karşımda dimdik duran, zeki, başarılı ve çok yakışıklı bir delikanlıyla babasını çekiştirmek bana çok ama çok zevk veriyor. 11 yaşındaki kızım Elif’in abisinin koruması altına olduğunu bildiğim için de ayrıca huzurluyum.”
YEŞİM KALKAN
Seni anan benim için doğurmuş
46 yaşındaki Yeşim Kalkan, 27 yaşındaki Emre’yi 19 yaşından beri tanıyor: “Evlendiğimizde Emre annesini kaybetmişti ve Robert Kolej’de okuyordu. Eşim okulun öğrencilere aşırı bir özgüven aşıladığını söyleyerek beni Emre’nin soğuk davranışlarına karşı uyardı. Ama karşılaştığımız andan itibaren çok iyi kaynaştık. Emre’nin anneannesi, dedesi, teyzesi ve dayısı da bana çok iyi davrandı. Rahmetli kayınvalidem çok yardımcı oldu. Hastalandığında ilacını verdim, ateşlendiğinde atletini değiştirdim ama bir anne ve abladan ziyade kendimi hep Emre’nin arkadaşı gibi hissettim. Kızarız, tartışırız ama hiçbir zaman birbirimizi kınamayız. Ben ona her zaman ‘Seni anan benim için doğurmuş’ derim. Artık evden ayrıldı ve Cihangir’de yaşıyor. Onda kalmaya gittiğimizde bize yemek hazırlıyor. Yıllarca ‘Oğlum bir sevgilin olsun’ diye diye sonunda sevgilisi de oldu. Benim çocuğum yok. Emre benim için rakibi ve benzeri olmayan, eğlenceli, kolay çocuk.”
AYŞE UĞUZ
Bizim evde üvey kelimesi kullanılmaz
42 yaşındaki ev hanımı Ayşe Uğuz’un çocuklarından Aslı (28) tekstilci, Tuğba (22) muhasebeci ve Feyza (20) halkla ilişkilerci: “20 yaşında evlendim. Eşimin ilk evliliğinden olan Aslı 7, Tuğba 2,5 yaşındaydı. O zamandan beri onları ben büyüttüm. Aslı beni görür görmez hemen, anne dedi. Tuğba zaten öz annesini hiç hatırlamıyor. Anneleri hayatta olmasına rağmen hiç görüşmüyorlar. İki büyük kız da kardeşleri Feyza’ya çok yakınlar. Ben onlara hem anne hem arkadaş hem de abla oldum. Şimdiki aklım olsa iki küçük çocuğu olan bir adamla evlenir miydim, bilmiyorum. Ama iyi ki de evlenmiş ve kızların annesi olmuşum. Eşim kızları bana ‘Eti senin kemiği benim’ diye emanet etti ve yetiştirirken de pek karışmadı. Hastalıkta sağlıkta pek çok sorun yaşadık ama onları hiçbir zaman kendi çocuğumdan ayırmadım. Bizim evde üvey kelimesi hiç kullanılmadı. En büyük kızım Aslı bu yıl nişanlandı. İstemeye geldiklerinde gücüme gitti çünkü o benim ilk göz ağrım.”
CANA SİALOM
İnce düşünmek zorundasınız
Reklamcı Cana Sialom, geçen yıl kaybettiği ikinci eşi Sedat Sialom’la evlendiğinde 28 yaşındaydı. Eşinin kızı Sandy ise 7 yaşında bir küçük kızdı. Cana Hanım’ın Sandy ile yaşıt Selin Billi adlı bir kızı daha vardı: “Sandy bir süre reklam sektöründe çalıştı ve 2006’da meslektaşı Emre Noyan ile evlendi. Şimdi pilates eğitmenliği yapıyor. Biz birbirimizi 1984’te tanıdık. Sandy ile Selin’in hemen kaynaşmaları ve Sedat’ın olgunluğu bu sürecin sorunsuz olmasını sağladı. Evliliğimizin ilk gününden itibaren beraber yaşadık ve her geçen gün bağlarımızı daha da güçlendirdi. Eşimi kaybetmeden önce birlikte çok seyahat ederdik, bundan şimdi de zevk alıyoruz. Ailece yemeğe çıkmak olmazsa olmazlarımızdan.
Öz çocuğunuzla yaşayabileceğiniz ve kolaylıkla unutup atlatabileceğiniz sıradan bir kriz, gönüllü annelik yaptığınız çocuğunuzla ilişkinizde onarılması güç yaralar açabilir. Bu yüzden çok ince düşünüp hareket etmelisiniz. Bence tek fark bu.”
DENİZ MURATHANOĞLU
Kızım sanıyorlar, düzeltmiyorum
Deniz Murathanoğlu eski mankenlerden. İkinci evliliğini yaptığı Murat Murathanoğlu’nun kızı Melis (37) ile tam 30 yıldır yakın bir ilişkisi var: “Melis ve kardeşi Mehveş’in (31) anneleri modacı Vural Gökçaylı’nın eşi Meral Gökçaylı. Evlendiğimizde benim de Melis’le yaşıt bir oğlum vardı ama Cenk (Kırhallı) anneannesiyle yaşadı. Kızlar, bizim oturduğumuz apartmandaki başka bir dairede babaanne ve halalarıyla birlikte kalıyorlardı. 10 yaşından beri tanıdığım Melis annesi ve benim gibi manken olmak istedi ve bir süre fotomodellik yaptı. Cenk ve Mehveş göz önünde olmayı pek sevmediği için biz Melis ile sosyalleştik. Herkes beni gerçek annesi sanıyor. Bu benzerlik hoşuma gidiyor, bazen düzeltmiyorum.”
FERİDE ÖZEL
Tanışır tanışmaz arkadaş olduk
İnsan kaynakları uzmanı Feride Özel (39), oğlu Can’ı üç yıl önce dünyaya getirdi. Ama annelik provasını Can’ın babasının ilk evliliğinden olan kızı Gülüm Kürkçü (23) ile yaptı: “Gülüm şimdi halkla ilişkiler sektöründe çalışıyor. Beş yıl önce brlikte yaşamaya başladığımızda, Mimar Sinan Üniversitesi’nde sosyoloji okuyordu. Kendi annesi de Marmaris’e yerleşmişti. Gülüm çok pozitif ve sıcakkanlı bir genç kız olduğu için hem benimle hem kendi annesiyle hem de Can’la arası süper. Ama asıl babasının büyük aşkı. Gülüm’le tanıştığımız andan itibaren çok iyi anlaştık ve arkadaş olduk. Aramızdaki yaş farkı çok az olduğu için ‘kızım’ diye tanıştırdığımda insanlar çok şaşırıyor. Tabii sonra açıklama yapıyorum. Zaten bana genellikle ‘Feride’ diye sesleniyor. Birlikte çok eğleniyoruz. Yine de eve geç geldiğinde babası ‘Kızın nerede kaldı?’ diye bana soruyor.”
ZELİHA SUNAL
Anne desin diye zorlamadım ama kendiliğinden söyledi
Şarkıcı Zeliha Sunal, tam 24 yıldır Arsevi Sunal’ın (32) annesi: “Arsevi’nin babası Nazmi Sunal, müzik piyasasında iyi bilinen bir davulcu. Kızım da Marmara Üniversitesi Gazetecilik Bölümü’nü bitirdikten sonra bizim piyasaya girdi ve menajerlik yapıyor. Benim menajerliğimi de o üstlendi. Öz annesi İzmir’de yaşıyor. Evlendiğimizde Arsevi’nin annesi, eşim ve ben oturup onun için en iyisinin bizimle yaşaması olduğuna karar verdik. Annesiyle ilişkisi de hep devam etti. Sahne çalışmaları nedeniyle geceleri çalışmama rağmen Arsevi’yi belli bir disiplin içinde büyüttüm. Her şeyiyle ben ilgilendim. Kesinlikle bana anne demesi için zorlamadım ama kendiliğinden anne demeye başladı. Kendi çocuğum olmadı ama onun sayesinde annelik zevkini tattım. Ailem de onu torunları gibi bağrına bastı. Artık bizimle yaşamıyor ama sürekli görüşüyoruz. Zaten iş ilişkimiz de var, bir türlü kopamıyoruz. Babası Arsevi’nin anne olmasını istiyor ama ben kendimi henüz anneanne olmaya hazır hissetmiyorum.”
NERİMAN ÜLSEVER
Annesi olmaktan gurur duyuyorum
57 yaşındaki Neriman Ülsever, İndesit Grubu’nun Global İnsan Kaynakları Direktörü olduğu için İtalya’da yaşıyor. İkinci eşi Cüneyt Ülsever’in oğlu Eren (30), tam 23 yıldır hayatında: “Eren Bilkent Üniversitesi’nden iç mimar olarak mezun oldu. Şimdilerde New York’ta çalışıyor. Birbirimizi tanımamız, sevmemiz ve ilişkimizin doğallaşması kısa sürdü. Biyolojik oğlum Deniz de dört yaş büyük abi olarak olağanüstü bir kaynaştırıcı rol üstlendi. Benim çılgın araba kullanmam meşhurdur. Eren bunu gördükten sonra babasına ‘Neriman teyze bir çılgın, tam bana göre bir anne’ demiş. Ama o çılgın sürücü Neriman fazla disiplin meraklısı, çocukların sağlığı, beslenmesi ve gelişmesi konusunda hiç taviz vermeyen, mükemmellik hastası da olunca karşılıklı mücadelemiz sürdü. Eren’in annesi ile Deniz’in de muhteşem bir ilişkisi var, birbirlerini çok severler. Bizim de çok hoş bir dostluğumuz var. Biz bir aileyiz ve birlikte ağlayıp, birlikte güleriz. Sevinçlerimiz, sıkıntılarımızı ve endişelerimizi paylaşırız. Eren artık benim için bir sırdaş ve dost. Ama yine de New York’da ki evine girdiğimde önce evi temizleme, sonra sevdiği yemekleri yapma hastalığım devam ediyor. Hâlâ her telefon konuşmamızda ‘Vitaminlerini almayı unutma’ demeden edemiyorum. Eskiden birlikte basketbol bile oynardık. Şimdilerde birlikte olmak hasret gidermek demek. Aralarında 4 yaş fark olan iki erkek kardeş arasındaki doğal gerilim bizim evde de yaşandı. Ama artık ikisi de büyüdü ve çok iyi dost oldular. Farklı kişilikleri ve dünyaları var ama birbirlerine olan yakınlıkları, sırdaşlıkları, fanatik Fenerbahçe tartışmaları, teknoloji çılgınlıkları, anne ve baba olarak bizi çekiştirmelerini izledikçe ‘işte budur’ diyorum. Ve anneleri olmaktan gurur duyuyorum.”
FÜSUN ÖNAL
Hamile kaldığım halde doğurmadım
Şarkıcı, tiyatro oyuncusu ve yazar Füsun Önal, annelik özlemini ilk eşi Atilla Özdemiroğlu’nun çocukları Sarp ve Yaprak’la gidermiş: “Yaprak şimdi 40, Sarp ise 35 yaşında. Özellikle Yaprak’la çok yakın bir ilişkimiz oldu ve kopmadık. Evlendiğimizde ben 20’li yaşlarımın başındaydım. Bir süre sonra hamile kaldığım halde çocuğumu doğurmadım. Çünkü Yaprak ve Sarp’ı kendi çocuğum sayıyor, evliliğimizin uzun yıllar süreceğini düşünüyordum. Çocuklar bana 5 yıl boyunca ‘anne’ diye seslendi. Babalarından ayrıldıktan sonra özellikle Yaprak’la ilişkimiz devam etti. Yönetmen Tunç Başaran ile ikinci evliliğimi yaptığım sıralarda da hep görüştük. Tabii artık eskisi kadar görüşemiyoruz. Aramızdaki yaş farkı az olduğu için çocuklarla sevgi dolu ve yakın bir ilişkimiz olmuştu. Onlar sadece Atilla’nın değil benim de çocuklarımdı. Birlikte doğum günlerini kutlar, yılbaşı ağaçları süslerdik. Benim hiç kendi çocuğum olmadı ama bazı arkadaşlarımın çocukları elime doğdu. Bu çocukları da hep kendi çocuğum saydım.”