Oluşturulma Tarihi: Mayıs 01, 2005 00:00
TARİHLERİ 1944’e, Hazır Elbiseci Baba Abdurrahman Sarar’a uzanıyor...İkinci kuşak Cemalettin, Celalettin ve Sabahattin Sarar kardeşlerin elinde Sarar Giyim Tekstil Sanayi A.Ş.’ye dönüşen işler bugün 200 milyon dolar yıllık ciroya ulaşıyor...Cemalettin Sarar, sektörde bugünlerde sıkıntılı şirketleri duydukça, bir noktaya dikkat çekiyor: ‘Sektörümüzde herkesi etkileyen bazı sıkıntılar var. Fakat kimileri bu işe hiç bilmeden girdi. Ben bu işi 6 yaşından beri yapıyorum desem yeridir. O yıllarda babama sefer tasıyla
yemek taşırdım. 55 yıldır iş hayatındayım. Dükkanda ütü masasında uyuduğum günler çok oldu.’Sektörde sürekli ‘TL aşırı değerli, zorlanıyoruz’ yakınmaları yükselirken, Sarar, marka olmanın rahatlığını yaşıyor.Cironun yüzde 50’si, yani 100 milyon doları ihracattan geliyor. Sarar, ABD’den Hindistan’a, Avrupa ülkelerinden Rusya’ya kadar birçok ülkede doğrudan kendi markasıyla vitrinde bulunuyor. Başta ABD olmak üzere birçok ülkede kendi adlarıyla mağazaları yer alıyor.Cemalettin Sarar, ‘Aşırı değerli TL’ye karşı kurdukları dengeyi şöyle özetliyor: ‘Biz içerde TL’yle, dışarda da Euro ve dolarla iş yapıyoruz. Birinden zarar edersek, diğerleriyle dengeliyoruz.’Sarar, Barcelona (İspanya), Budapeşte (Macaristan), Zürih (İsviçre), Londra (İngiltere) ve Milano’da (İtalya) mağaza açma hazırlıkları yapıyor.Cemalettin Sarar’la konuşurken, Eskişehir’de 4 bin 500 kişiye doğrudan istihdam sağlamanın keyfi her halinden belli oluyor: ‘Eskişehir’de günde 5 bin takım, 5 bin gömlek, 1500 kaban-mont-palto üretiyoruz. Çalışanlarımızla aile gibiyiz. Ölümde üzüntüyü, doğumda, düğünde sevinci paylaşırız.’Cemalettin Sarar, Eskişehir’deki işçilik maliyetinin ortalama 700-800 dolar dolayında olduğunu vurguluyor. Sonra da Çin’e planını anlatıyor: ‘Şanghay yakınında 10 milyon dolarlık yatırım yapacağız. Günde 600 takım elbiseyle başlayıp, 1200’e çıkacağız. Çin’e giderek hem maliyet düşüreceğiz, hem de orada da kendi markamızla mağazalarımızı açağız.’Peki Çin’de Sarar’ı nasıl bir işçilik maliyeti bekliyor? Cemalettin Sarar, ‘Taş çatlasa 100 doları geçmez’ yanıtı veriyor.Sarar’ın temel markasının dışında üç kardeşin isminin baş harflerinden oluşan, ‘C.C.S’ ile ‘Interviev’ markaları da vitrinlerdeki yerini alıyor. El dikişi ‘Sartoria’, ABD’de 9 bin dolara kadar alıcı buluyor.Erkek giyim markası olan Sarar, bir yandan kadın giyimine girerken, diğer taraftan da ‘Sarar Home’ markasını piyasaya sürmeye hazırlanıyor. Cemalettin Sarar, ‘Sarar Home’ macerasını şöyle dile getiriyor: ‘Eskişehir Basma fabrikasını 1996’da özelleştirmeden almıştık. O zaman 200 çalışan vardı. 15 milyon dolar yatırım yaptık. Şimdi 1500 kişi çalışıyor. Buradaki ürünlerimizi ‘Sarar Home’ markasıyla ihraç etmeye de başlıyoruz.’Sarar ayrıca, Bozüyük’te bir alışveriş merkezi kurma planı yapıyor. İçinde mağazalardan restoranlara, otele kadar değişik birimlerin olacağı alışveriş merkezinin 15 milyon dolara mal olacağı öngörülüyor.Son seçimde Eskişehir Ticaret Odası Başkanı olan Cemalettin Sarar, teşvikli il sayısını 36’dan 49’a çıkaracak yasa tasarısını bozuluyor: ‘Bize 30 kilometre mesafedeki Kütahya da teşvik kapsamına alınıyor. Fabrikamı oraya taşısam, ayda 1 trilyon lira avantajım olur. Bizi cezalandırıyorlar.’Sarar’a Ürdün ve Mısır’dan, ‘Yatırıma buyurun’ çağrıları geliyor. Mısır’dan bir işadamı Sarar’a, ‘Biz sermayeyi koyalım, siz markanızı, tecrübenizi koyun, yüzde 60 hisse sizin olsun’ teklifi yapıyor.Ancak, gündemde Çin’e yatırım olduğu için Mısır ve Ürdün’den gelen teklifler şimdilik beklemeye alınıyor.Kısacası yatırım yapanı, marka yaratanı, üreteni üzecek, sarsacak ortama izin vermemek gerekiyor... Yoksa, Çin ve Mısır yolu görünüyor...‘Öküzgözü’ yarışıORKA Group’un patronu ve İstanbul Hazırgiyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Süleyman Orakçıoğlu, yavaş yavaş tarıma da ilgi duyup, öncelikle memleketi Elazığ’da bir şeyler yapmak istedi.Orakçıoğlu, kendi köyünde 258 dönümlük bir tarlanın satışa çıktığını öğrenince, akrabalarına rica etti: ‘Orayı alıp, üzüm bağı yapmak istiyorum. Amacım şarapları revaçta olan öküzgözü üzümü yetiştirmek.’Orakçıoğlu adına girişim yapılırken, araya Tekel’in alkollü içkiler bölümünü alıp, Mey İçki’yi kuran konsorsiyumdaki Limak’ın patronu Nihat Özdemir girdi: ‘O tarlayı kaçırmayın, ne kadar isterlerse verin...’Mey İçki’nin bünyesinde Elazığ’da kurulu bulunan Buzbağ Şarap Tesisleri de vardı. Belli ki Özdemir ve ortakları, Buzbağ için de yeni ataklar planlıyordu. Sonuçta Mey İçki ekibi, yüzde 25 daha yüksek fiyat verip, 258 dönümlük tarlanın sahibi oldu...Ya Orakçıoğlu? O da pes etmiş değil... Kiraz ve üzümle memleketi Elazığ’da tarıma girmek için arayışını sürdürüyor...Anlaşılan, Avrupa Birliği (AB) müzakere sürecinde sıkışacak tarım sektörü, yeni yeni patronların devreye girmesiyle farklı bir canlanma yaşayacak...
button