Utangaçlığın sonu yalnızlık

Güncelleme Tarihi:

Utangaçlığın sonu yalnızlık
Oluşturulma Tarihi: Şubat 12, 2001 00:00


Haberin Devamı

Eski zamanlarda büyük bir meziyet sayılan utangaçlık, artık önemli bir rahatsızlık olarak kabul ediliyor. Yapılan araştırmalara göre; birçok insan bu hastalıktan kurtulmak için tedavi oluyor.

Utangaçlığı, geçtiğimiz yüzyıllarda yaşamış kadın ve erkeklere özgü, modası geçmiş bir özellik saymayın sakın. İnsanlar, utangaçlıktan kolay kolay vazgeçemiyorlar. Bu özellik kimi zaman ailede kuşaktan kuşağa devrediliyor. Kimi zaman da kişiler, çocukluk dönemlerinde yaşadıkları olayların etkisiyle herkesten, herşeyden utanmaya ve ürkmeye alışıyorlar.

Küçük bir çocuk, annesi ya da babası tarafından ‘‘Bunu yapmaya utanmıyor musun?’’ diye azarlandığı zaman o çocuğun yüreğinde fırtınalar kopar. Hatasını başkalarının ayıplaması onun için cezaların en ağırı olur. Daha sonra ise utanılacak bir harekette bulunmak korkusuyla çekingen, ürkek biri gibi davranmaya başlar. Yetişkinlik çağında ise insanların karşısında utanma duygusundan kendini kurtaramaz. Bu yüzden toplumdan kaçmaya başlar. Başkalarıyla konuşmaktan çekinir. İnsanlarla iletişim kurmaktan kaçındığı için bu konuda bilgisiz ve yetersiz kalmıştır. Karşısındaki yabancıyla konuşurken bir hata yapma endişesi onu giderek insanlardan uzaklaştırır.

Önemli bir hastalık

Geçmişte genç kızların utangaç olmaları önemli bir meziyet sayılıyordu. Genç kızın utanması gereken o kadar çok husus vardı ki, bu koşullar altında genç kızların utangaç olmaması bir mucizeydi. Gençler, adeta toplumdan uzaklaşmaya zorlanıyordu. Günümüzde utanmanın sınırları iyice genişletildi ama gene de insanlar bu huydan kolay kolay vazgeçemiyorlar. Psikiyatristlerin sosyal fobi olarak adlandırdıkları utanma hastalığı, aslında hafife alınmaması gereken önemli bir sorun. İnsanlar sadece bazı davranışlarda bulunmaktan çekinmekle kalmıyorlar, utangaçlık onları yavaş yavaş toplumdan uzaklaştırıyor ve yalnızlığa itiyor. Bir çok bilim adamına göre, utangaçlığın sonrası yalnızlık denizi. Yapılan bir araştırmaya göre, ABD'de 10 milyondan fazla kadın ve erkek utangaçlık ve onun getirdiği sorunlar yüzünden toplumdan kopuyor. Aşağılanmak, hor görülmek ve gülünç olmak korkusunun yarattığı utangaçlığın tedavisi için doktora baş vuranların sayısı ise çok az.

Anne ve babalar, bu çağda bile çocuklarının utangaç olmalarından adeta gurur duyuyorlar. Utangaçlığı bir meziyet saydıkları için de bu durumun kişilik bozukluğu sayılabileceği ve tedavi edilmesi gerektiği akıllarına bile gelmiyor.

Utangaçlık kimi zaman alkol alışkanlığına da neden olabiliyor. Bazı gençler hatta yetişkinler, alkol almadan rahat edemediklerini sanıyorlar. Utanma duygularından kurtulmak için bir psikiyatriste baş vurmak yerine alkollü içkilerle bu sorunu çözümlemek istiyorlar.

Fırsatları kaçırıyorlar

Utangaçlığın yarattığı en büyük sorun ise kişileri yalnızlığa itmesi. Utangaç kişi, bu huyundan kurtulamazsa, bir adım sonrası yalnızlık olur. Utanıyorum diye kimseyle konuşmamak, kalabalık arasına karışmamak, günün koşullarına uymamak son derece sakıncalı bir tutum. Anne ve babaların çocuklarını çok dikkatli gözlemleyip, utangaçlık belirtilerini saptamaları gerekiyor. Çocukların insanlardan kaçmaları önlenmeli, onlara toplum içinde, toplumla birlikte yaşamanın kuralları öğretilmeli. Utangaçlık yüzünden iş hayatında yeteneklerini gösterme fırsatını bulamayan o kadar çok insan var ki...

Hiç bir sağlam gerekçeye dayanmayan duygular yüzünden pek çok yetenekli kişi kalabalık arasında kayboluyor, kendini gösterme fırsatını bulamıyor. Duyguları açıklamaktan utanmak, kişilerin aşk hayatlarında da kapanmaz yaralar açabiliyor. Çok sevdiğiniz bir kişiye duygularınızı anlatamazsanız, o kişi sizinle ilgili gerçekleri öğrenemez ve sonunda gene yalnız kalabilirsiniz. Aşkta, işte, toplum içinde utangaçlığın dozunu kaçırmamaya özen göstermeli. Dünyanın tek ülke olma çabasına girdiği bir dönemde, çevresinden uzaklaşıp yalnızlığa itilmiş biri olmak hiç de özenilecek bir durum değil. Unutmayın, utangaçlığın bir adım sonrası yalnızlık ve bunalım da olabilir. Hayatta yapayalnız kalmak istemezsiniz, değil mi?

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!