Ürkek isyankarlar

Güncelleme Tarihi:

Ürkek isyankarlar
Oluşturulma Tarihi: Ekim 21, 2008 16:20

Antalya Altın Portakal Film Festivali’nden bol ödülle dönen Vicdan, kendilerine yapılan yanlışlara çok farklı bir yolla karşı koymayı seçen iki kadının hikayesini anlatıyor. Aynı yola baş koyan ama sonları tamamen farklı olan iki isyancı kadın, kaslı bir erkeği zor durumlara düşürüyor.

Haberin Devamı

İsmail Türkmen / citizenoff@gmail.com

Öncelikle şunu söylemeliyim ki Erden Kıral’ın filmi pek çok açıdan iyi kotarılmış bir çalışma. Yerli sinemanın en büyük zaaflarından olan “bayma” ya da “ezme” hatasına neredeyse hiç düşmeyen Vicdan, gerek hikaye gerek görsellik açısından çok başarılı bir yönetime işaret ediyor. Anlatılan öyküdeki muziplik ya da hınzırlık da dikkate alındığında Kıral’ın filmi izleyiciye çok rahat bir seyir zevki tattırıyor. Açıkçası bir sinema filmini değerlendirirken dikkate aldığımız başlıkların toplamına bakıldığında böyle filmlerin çok çekilmediğini rahatlıkla söyleyebilirim.

Dünyanın herhangi bir yerinde evli bir insan eşini aldattığında aldatılan eş buna nasıl tepki verebilir? Boşanır, kavga eder, cezalandırır, intikam diye kendisi de aldatır, vb... Bir Ege kasabasında geçen Vicdan’da ise bir kiremit fabrikasında işçi olan Songül (Tülin Özen) yine aynı fabrikada çalışan kocası Mahmut’un (Murat Han) kendisini çocukluk arkadaşı Aydanur’la (Nurgül Yeşilçay) aldatmasına çok marjinal bir yöntemle karşılık veriyor: Hem Aydanur’la tam bir sevgili hayatı yaşıyor hem de onunla kafa kafaya vererek hayallerine doğru kanat çırpmaya karar veriyor. Tabii bu yaptıkları, muhafazakar bir kasabada en yıkıcısından bir isyan anlamına geliyor. İşte bu gerçeği pek de hesaba katmadıkları ve birbirlerine duydukları tutkuyu açık ettikleri içindir ki bütün hayalleri bir çırpıda tuz buz oluyor.

Haberin Devamı

Karısıyla sevgilisinin birbirlerine aşık olmaları ve artık kendisinden çok birbirleriyle yatıp kalkmaları Mahmut’u çok tuhaf bir hale sokuyor. Zavallı, komik ve gülünç bir hale. Gerçek şu ki Songül’ün seçtiği bu yol çok anlamlı. “Bütün erkeklerin o.... çocuğu” olduğu bir dünyada çocukluk arkadaşıyla kafa kafaya vermesi, onu sevmesi, onunla hayaller kurması belki de onun tek seçeneğiydi. Belki de tamamen bir başkaldırıydı bu seçim. Aydanur’la aynı yatakta bastığında kendisine “Sen de gel” diyecek kadar kabalaşabilen ve yüzsüzleşebilen kocasına bir başkaldırı.

TEZER ÖZLÜ’YE SELAM

Vicdan’ı izleyince aklıma ister istemez Erden Kıral’ın eski eşi ve kızının annesi Tezer Özlü geldi. Muhafazakar toplumun yerleşik değerlerine karşı koymasıyla tanınan ve bu toplumdan çok çeken Tezer Özlü’nün, Kıral’ın böyle bir film yapmasında şu ya da bu şekilde etkili olduğunu düşünüyorum. Sonuçta Özlü ve Kıral bildiğim kadarıyla on yılı aşkın bir süre hayata karşı birlikte mücadele etmişlerdi ve bunun bir yönetmenin projelerinin şekillenmesinde rol oynayabileceğini sanıyorum. Bu vesileyle rahmetli Özlü’yü selamlamak istiyorum.

Haberin Devamı

Aydanur, filmin sonunda vicdanının sesine kulak vererek yaptığını düşündüğümüz şeyi yaparken bile tam bir taammüt sergilemiyor. Zaten kendisini Songül’le birlikte ürkek isyankar olarak adlandırmam, filmdeki tuhaf ve sembolik bir kareden de destek buluyor. Acaba dünyada erkek düzenine karşı mücadele vermiş dişli kadınlardan kaçı sutyenle yatağa girmiştir? Hem de lezbiyen sevgilisiyle.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!