Fakıbaba kalktı, AKP’nin çok güçlü olduğu bu şehirde bağımsız aday oldu. Beş yıl belediye başkanı, ondan önce yıllarca doktor olarak hizmet ettiği Urfa halkına çok güveniyordu. 29 Mart öncesi Urfa meydanları onbinlerle doluydu. "Ceketimizi aday koysak yüzde 70 oy alırız" diyen AKP milletvekillerine, Fakıbaba’larını aday göstermeyen partilerine tepkilerini gösteriyorlardı. Böylece 175 bin geçerli oyun 80 binini vererek Fakıbaba’yı belediye başkanı seçtiler. Oysa Urfa’nın milletvekilleri hep aşiret reislerinin arasından seçilirdi ve seçimlerde onların gösterdiği ambleme mühür basılırdı. Bu seçimde bu kural bozuldu. Urfa’ya gittik, feodal geleneklerin merkezinde yer alan bu şehirdeki radikal dönüşü anlamaya çalıştık. Fakıbaba’yı akın akın tebriğe gelen Urfalılarla konuştuk, Fakababa Ailesi’ne konuk olduk.
Ne oldu da Urfalılar sizi seçti? Bu işin sırrı nedir?-Karşılıklı sevgi. Urfa gibi feodal yapının çok kuvvetli olduğu bir şehirde bir bağımsız aday, 80 bine yakın oy alıyor. Arkasında aşiret desteği yok, aşiretten gelmiyor. İşin güzel tarafı, seçmen aşiret reisinin sözünü dinlemiyor. Bu bir halk hareketi. Diyor ki, ben falanca aşirettenim, milletvekilim "şu adaya oy ver" dedi ama ben hayır dedim, Fakıbaba’yı sahiplendim! Türkiye’yi yönetenler, Türkiye’nin AB’ye uygun hale gelmesini gerçekten istiyorsa, bu harekete çok dikkat etsinler.
Neden sevdiler sizi?-Samimiyet. Gerçekten dürüstlük, gerçekten şeffaflık, gerçekten yememe, gerçekten yedirmeme, gerçekten güvenilirlik. Birine hayır dedimse, Bakan aradığında da hayır dedim. 50 kişiyi araya koydular, baktılar yine olmuyor. Kimseye eyvallahım olmadı.
Feodal ilişkilere rağmen aşiret reislerini dinlemeyip size oy vermelerini neye bağlıyorsunuz?-Bizim Urfalılar garip, samimi insanlar. Başında bir büyük istiyor. O büyük bazen alıp onu götürüyor, bazen de başka menfaatlerde kullanıyor. Bir Fakıbaba çıktı. Sade, dürüst. İlla bir reislik olacaksa sen de Urfa aşiretinin reisisin, dedi.
Ne oldu AKP milletvekilleriyle aranızda, neden partiniz sizi gözden çıkardı? -Anlaşamadık diyorlardı. Tutturdular stadyum projesi diye. Sonra Vali Yusuf Yavaşcan ben yapacağım diyerek devreye girdi. Oysa projeler, belediyenin işidir. Milletvekilleriyle otogar için de tartıştık. Bana şehirden 15 km. öteye otogar yapmamı söylediler. Ben de direttim. Çevre yolunun üzerinde, merkeze yakın bir yerde yaptım. Şehir planlamacısı danışmanlarım var. Otogar için aldığımız yer, hazine arazisi. Bir kuruş para vermiyoruz. Ama milletvekilleri bu konuda beni çok yıprattı.
Restleşme mi oldu aranızda?-Bu yedi milletvekilinin bir bölümü benimle toplam yarım saat bile konuşmamıştır. Birkaç tanesinin benimle derdi vardı, diğerlerini etkiledi. İki sene önce restleşme oldu aramızda. Vali de onların tarafını tutunca ipler koptu. AKP İl Başkanı da aday olunca...
Milletvekilleri yerel yöneticilerin işine bu kadar karışır mı?-Ben, siz işinize bakın, hálá suyu, yolu olmayan köylerimiz var, gidin bunlarla uğraşın, dedim. Sana ne yahu? Yanlış yaparsam halk beni cezalandırır zaten. Bu adamlar aşiret reisi ya, alışmışlar emir vermeye. Şunu şöyle yap, otur kalk! Bana da ağalık taslamaya kalktılar. Beni AKP’den kopardılar ama halk faktörünü düşünemediler.
SEÇİMİ BANA VALİ KAZANDIRDIAday gösterilmediğiniz haberine Urfalılar nasıl bu kadar çabuk tepki gösterdi?-Birden olmadı, çok önceden başladı. Çünkü bu yedi milletvekiliyle aramızdaki restleşme, ocak ayında sertleşti. Fakslarla telefonlarla milletvekillerini uyarmaya başladı halk.
Urfalılar, "ceketimizi aday göstersek yüzde 70 oy alırız", sözüne çok kızdı. Hangi milletvekili söylemiş?-O yedi milletvekilinden birinin sözü aynen bu. Katıldıkları bir toplulukta söyledi. Oradan yayıldı. Kibir bu...
Vali Yavaşcan’ın da size karşı olduğunuzu söylediniz? Ne yaptı?-Hükümete en fazla zarar veren Vali Yusuf Yavaşcan oldu. Seçimi kazanmamda büyük katkısı oldu istemeden. Onun yerinde aklı selim bir vali olsaydı, belki bizi uzlaştırırdı.
Vali’nin AKP’nin temayül yoklamalarına katıldığını duydum. Doğru mu?-Evet katıldı... Beni destekleyenler, neden Fakıbaba’yı tutuyorsunuz diye bizzat Vali tarafından telefonla arandı. Arananlar söyledi bana. Bu vali, AKP’ye çalışıyorum derken AKP’nin kuyusunu kazanların başında geldi.
Sizden önceki başkanların yapmadığı neleri yaptınız?-Çok eşit, adil davrandım. İşe özellikle fakir mahallelerden başladık. Kanalizasyon yaptık, suyunu çektik. 3 milyon metrekare kilitli parke taşı döşemişiz. İnsanların ayakları çamurlanmıyor, suyu evinde, kanalizasyon, çöp sorunu yok. Şehrin ortasında iki çöp merkezi vardı. Şimdi şehrin dışında Türkiye’nin en iyi çöp bertaraf merkezine sahibiz. İnsanlar bana rahat ulaşabiliyor, herkese randevu veriyorum.
İkinci döneminizde zorlukla karşılaşmayacak mısınız? -Daha rahatız. Önümüzde yıllar var ve tecrübe kazandık. İkinci beş yılda yedi değil 70 milletvekili çıksa karşıma, benimle başa çıkamaz. Bu Urfa halkı da varken...
KİM BU 7 MİLLETVEKİLİ?Yedi milletvekili, vali ve il başkanı yani dokuz kişi istemedi beni. Diğer iki milletvekili Cenap Gürpınar ve Müfit Yetkin, benim olmam için ciddi gayret sarfetti ama öbürleri karşı çıktı: Sabahattin Cevheri (Şeyhanlı Aşireti), Zülfikar İzol (İzol Aşireti), Ramazan
Başak (Şeddadi Aşireti), Çağla Özyavuz (Eşi İbrahim Özyavuz Cumeyli Aşireti’nden), Emin Önen (Atasay Kuyumculuk’un kurucu ortağı) Mustafa Kuş (Ubeydi Aşireti) ve Yahya Akman, aday gösterilmem halinde partiden istifa edeceklerini söylediler. Başbakanımız dürüst bir insan. Ama yanıltıldı. Zannetti ki, takıma uygun olmayan Fakıbaba. Ben de iddia ediyorum, Sayın Başbakan bunların dokuzunu da, 7 milletvekilini, valiyi, AKP il başkanını değiştirecek, iyi takım oyunu oynamadıkları için.
SOYADI İYİ FIKIH BİLEN ANLAMINA GELİYOR
Ahmet Eşref Fakıbaba, Şanlıurfa Birecikli. Manifaturacı bir babanın beş çocuğunun en küçüğü. Soyadı, fıkıhın babası, Kuran’ı iyi bilen anlamına geliyor. Erzurum
Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitirdi. Iğdır, Birecik ve Şanlıurfa SSK Hastanesi’nde genel cerrahlık ve başhekimlik yaptı. Eşi Gül Hanım, Gaziantepli. Babası fotoğrafçı, annesi Birecikli. Fakıbaba’yla görücü usulü evlenmesinin nedeni, anne tarafından bu hemşerilik.
Halepli Bahçe’de tebrik kuyruğu bitmiyor
Balıklı Göl’ün yanıbaşında, Halepli Bahçe’deki tarihi Urfa evi Sakıp’ın Köşkü. Bahçede uzun bir kuyruk. Kimi mor poşulu, kimi kefiyeli, kimi modern giyimli genç, yaşlı erkekler, kadınlar. Başkan hepsiyle sarılıp öpüşüyor. Urfalılar o kadar kuvvetle sarılıyorlar ki, elmacık kemiklerinin rengi koyulaşmış bu yüzden. Küçük bir kız, başkana avucundaki şekeri hediye ediyor. Bir kadın, yaptığı nazarlığı. Görevliler mırra, çikolata ve içecek ikram ediyor. Yaşlı bir adam başkana sarılıp ağlıyor: "Ben vaktiyle SSK’ya geldiğimde, sen olmasaydın ameliyat etmeyeceklerdi!" Soruyorum, neden oy verdiğini. Cebinden DSP kartını çıkarıp gösteriyor. "Kendimi bildim bileli DSP’ye oy verdim. Bu sefer Fakıbaba için." Kuyruğun önündeki üç İranlı Azeri, Başkanı tebrik için şehirde mola vermişler. Bir kadın, "Kocam beni evden dışarı bırakmaz. Fakıbaba’yı tebriğe gideceğim diye izin verdi" diyor. Adı ne Başkan, ne Doktor, Ne Ahmet Eşref. Varsa yoksa Fakıbaba. Urfalılar, önceki belediye başkanlarına hep lakap takmışlar; mesela şehri sineklere teslim eden bir başkana "Sinek", yolları hiç yapmayana "Çukur" demişler. Şimdi Fakıbaba dönemi var.
URFA’YA CEMEVİ DE YAPACAĞIZİkinci dönem sivil toplum örgütlerinin en fazla söz sahibi olduğu il, Şanlıurfa olacak. Bu yaz iç turizmde büyük patlama olacak. Herkes Urfalıları merak edecek. Hani burası Güneydoğu’ydu, töre cinayetleri vardı, diyecek. Urfa merkezine cemevi de yapacağız. Aleviler çok saygı duyduğumuz, pırıl pırıl insanlar. Kardeşiz yahu.
CEP TELEFONLARINDAKİ ŞARKILAR
Fakıbaba Fakıbaba arkanda yoktur ağa
Urfalı mahalli sanatçıların Fakıbaba için Urfa türküleri üzerine yazdığı sözler, şimdi cep telefonlarının zil sesinde çalıyor. Bunlardan en meşhuru, "Ağam da şimdi gelir, paşam da şimdi gelir" türküsünün sözlerinin değiştirilmiş hali: "Ahmet Eşref Fakıbaba/ Urfa için nimetsin/ Gelip geçen başkanların içinde sen teksin/ Fakıbaba Fakıbaba arkanda yoktur ağa/ Sen üzülme boşa gitmez/ gösterdiğin bunca çaba/ Biz seversek tam severiz/ Başımıza tac ederiz/ Halkı hiçe sayanları sandıklara gömeriz/ Fakıbaba Fakıbaba arkanda yoktur ağa..."
Başımı örtmeye hiç niyetim yok
Gül Hanım, eşiniz Saadet Partisi’ne geçtiği için başınızı örtecek misiniz?Gül Fakıbaba Hiç niyetim yok.
Ahmet Eşref Fakıbaba Siyasete girmeden önce başımı örteceğim, deseydi, sen bilirsin, derdim. Ama şimdi siyasetteyken başımı örteceğim derse, hayır derim. Siyaseti bitireyim, ne yaparsan yap. Şimdi örtsen ikiyüzlülük olarak anlaşılır.
Gül Fakıbaba Öyle bir niyetim de yok zaten. Biz çağdaş, sıradan bir aileyiz.
Ahmet Eşref Fakıbaba Alkol almam ama alkol alan arkadaşlarım var. Çok severim. Giderim, oturur sohbet ederim. Benim problemim değil.
Kızlarınız bundan sonra denize haşemalı girsin ister misiniz?Gül Fakıbaba (kahkahalarla gülüyor) Öyle şey olamaz. Ya denize girersiniz ya girmezsiniz.
Ahmet Eşref Fakıbaba Saadet Partisi benim bağımsız kişiliğimi bilerek geldi. Eşimin başının açık olduğunu, kızlarımın ve benim nasıl olduğunu partim iyi biliyor.
RÜŞVET VERİP KURAN’A EL BASTIRDILAR Urfa’nın en büyük sıkıntısı, dindar görünüp dini sömüren insanlar. Bu seçimde oy oranı daha fazla olacaktı. Rüşvet verip Kuran’a el bastırdılar. Çok alçakça... Ama Urfa halkı gerekli dersi verdi.
Saadet Partisi rozetini takacağım ama tarikat, Milli Görüş geçmişim yok8 Nisan’da Saadet Partisi rozetini takacağım ama ertesi gün çıkaracağım. Çünkü ben bütün Urfalıların başkanıyım. Partiler araçtır. Muhafazakar, çağdaş, demokratım. Herhangi bir tarikatla alakam yok, Milli Görüş geçmişim de. Öyle sıkı bir siyasetçi de değilim. Saadet Partisi’ne geçmemin nedeni, halkın istemesi. Doğru konuşalım: Saadet Partisi’nin Urfa’da tabanı, parti teşkilatı vardı. SP Genel Başkanı ve İl Başkanı beni bağırlarına bastılar. Sayın Numan Kurtulmuş’a büyük saygım var. İnsanı hor görmüyor, saygı duyuyor.