URFA BLOG - 2.bölüm

Güncelleme Tarihi:

URFA BLOG - 2.bölüm
Oluşturulma Tarihi: Eylül 12, 2006 16:08

Arap taklidi bir zevksizlik abidesi. Ayrı bir yazı konusu yapmağa değer!Yolda, soğuk su almak için durduğumuz bir benzincide genç bir adam, vücudunun sağ yarısı felçli; ağaçtan yapılmış, koltuk altına gelen yere paçavra sarılmış bir değneğe dayalı, duruyor. Klasik ‘Nerelisin abi?’ muhabbeti, yine klasik ‘Yenge Alaman mı?’ muhabbeti... (Her sarışın Alaman’dır ya!) ‘İsviçreli mi? İngiliz mi?..’ Engisizyon. Anadolu’yu gezen yabancılar, özellikle de kuzeyliler, bu ‘özel hayatı kurcalama’ sorgusuna çok şaşarlar. Çüş demezsen ‘Ayda kaç para kazanıyon?’ diye bile sorarlar adama. Yatırın kendine faydası yok ki...

Sualleri geçiştirdik, bu sefer ‘inanç turizmi’ konusu, aramızdaki konuşma, özetle:

- Gelirkene ... Efendi’nin türbesinde durdunuz değil mi?Yolda bir dedenin türbesini gösterir tabela dikkatimi çekmişti, evet. (Çoktur bu kutsal topraklarda.)- Durmam mı lazımdı?- ... Efendi büyük adamdır. Bir dua etmeden geçmek büyük günahtır! Beni ikna etmek için bir de örnek verdi:

- Bizim burlaada herkeş kandillerde, baryamlarda mutlak ... Efendi’yi ziyaret edip dua eder, adak yaparık. Sen de mutlaka git, günaha girme!- Peki dua edip de ne istersiniz ... Efendi’den?- Sağlık dileriiiik, afiyet dileriiiik, varlık dileriiiik...- Sizin köy çok zengindir o zaman!- Yok be abi, nerde, çok fakirdir köylümüz...Diyemedim ki, ‘Ulan her kandilde, her bayramda gidip dua ediyorsunuz, adak adıyorsunuz, köylü aç sefil, senin elin ayağın tutmuyor. Bu ... Efendi’nin size faydası yok, bana niye olsun!’- Dönüşte uğrarız artık, diye bir yalan kıvırdım. Benzinci benden neden helâllik diledi...İnanç dedim de, tuhaf şeydir.BP’den benzin aldım, bir kampanyaları varmış, 399 litre benzin alana bilmem ne hediye ediyorlarmış. Bana da bir kupon uzattı.- Bana boşuna verme, dedim, araba kiralık, yarın iade edeceğim.- O zaman hakkını helâl et abi, dedi kasadaki yağız delikanlı, kuponu almıyorsun hakkını helal et!Pompacı Ömer de bir lira bahşişi almamıştı zaten. Ön camı sildiği için tekrar çıkarıp uzattım parayı:- Aşk olsun be abi, dedi, burada misafirsin. Senin paranı almak bana yakışır mı? Günahtır!Severim ben doğunun, güneyin insanını...Turizmin önemli bir sorunu: At sineği çocuklarSeverim ama... sevginin ve misafirperverliğin bir sınırı vardır!Harran’a girdik, ortalarda ne bir turist ne bir köylü... Sadece eşek traşlı (ve gerçekten de sıpa gibi koca kafalı) iki üç çocuk. Türk turizminin yeni ayıbı: At sineği çocuklar...

/images/100/0x0/56793468f018fb32748b1107
- Abi be ben seni gezdireyim n’olursun!- Abi be bizim evi gel gör, babam çok fakirdir...- Abi be, bi’ekmek parası versene, başım gözüm için...Kurtulmak mümkün değil. Harran kalesine tırmanıyorsun, yemek bekleyen kedi misali iki adım gerinden takipteler; ara sıra yanına gelip bant kaydı gibi aynı cümleleri tekrarlıyorlar:- Abi be ben seni gezdireyim n’olursun!- Abi be bizim evi gel gör, babam çok fakirdir...- Abi be, bi’ekmek parası versene, başım gözüm için...Köylüler zaten Harran’ın içine etmişler! Tarihi Harran evlerinin hemen yanına, çirkin kerpiçten gecekondular yapılmış, eski evler ahıra dönüşmüş, betonlaşma burayı da mahvetmiş. Sakın ‘Devlet ne yapıyor?’ gibi abes bir sual gelmesin aklınıza. Harran Kalesi’nin göbeğine kıl çadırdan bir otağ-kafe kurulmuş, Selçuk Üniversitesi’nde işletme okuyan bir delikanlı çay, gazoz filan satıyor nadir turistlere. O anlattı, Kültür Bakanlığı (galiba) bitişik nizam 5 tarihi Harran evini köylüden satın almış, ‘korumaya almak’ maksadıyla. Bu beş evin orası burası çökmüş, ne gelen var ne bakan: ‘Köylü iyi kötü evlere bakar abi’ diyor delikanlı ‘devlet alınca harabeye döndü...’ (Yukarıda)<ımg>Biz iş kazasında öldük, ölmesek ne iyiydi
URFA BLOG - 2.bölüm
Öğleden sonra, istikamet Adıyaman. Yolda Atatürk Barajı Seyir Yeri’nde bir çay molası. Çardağın altında ihtiyar bir kemancı<ımg>
 (yukarıda) ancak bu kadar detone olunabilir, ancak bu kadar bet bir ses çıkarılabilir. ‘35.sanat yılını’ geride bırakmış bir türkücü sanki! Bir Fırat türküsünün bağırta bağırta ırzına geçtikten sonra, kasketini uzatıp bir liramızı aldı bahşiş niyetine. Çok sevimliydi, yoksa ‘Bir lira daha vereyim, sakın başka türkü okuma!’ diyesim geldi.Seyir Yeri’nin girişinde, barajın su kanallarını temsil eden bir bronz heykel, Şehitler Anıtı. Üstünde isimler, tarihler ve bir yazı: ‘Biz iş kazasında öldük, ölmesek ne iyiydi’.

SÜRECEK...

Haberin Devamı

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!