Güncelleme Tarihi:
Steven Soderbergh yönetiyor, Rooney Mara, Channing Tatum, Jude Law ile Catherine Zeta Jones oynuyor. Hikâye ise, farklı bir ilaç denediği hastasındaki tuhaf sonuçlar nedeniyle hayatı kâbusa dönen bir psikiyatrın etrafında dönüyor.
50 yaşına basan ve sürpriz bir açıklamayla yönetmenliği bırakacağını ve kendini resme adayacağını duyuran Steven Soderbergh, eğer dediğini yaparsa, sektöre iyi bir filmle veda etmiş olacak.
Filme geçmeden ‘bırakıyorum’ diyen usta yönetmenin kariyerine şöyle bir göz atalım. Â
1989 yılında, Sex Lies and Videotapes adlı düşük bütçeli ama etkileyici filmiyle Altın Palmiye’yi kazanan Soderbergh, son derece üretken bir yönetmen.
Farklı tarz ve stillerde olmak üzere neredeyse her yıla bir film sığdırmayı başardı. Bunlar arasında Ocean’s Eleven, Traffic, Solaris, Erin Brockovich gibi iz bırakan yapımlar çoğunluktaydı.
Baştan sona merakla izlenen, şaşırtan, iyi oyunculuklarla etkisini arttıran bir film olan Acı Reçete de tüm bunlara kalıcı bir nokta koyacak gibi.
Acı Reçete, kutu kutu yan yana dizilmiş bloklardan oluşan New York apartmanlarının görüntüsüyle açılıyor.
Kamerayla evlerden birinin içine girdiğimizde yerdeki kan izlerini görüyoruz.
Ve bunun hemen ardından üç ay öncesine dönüyor film.
Emily, hapisten çıkan kocası Martin’e kavuşuyor ama ilişkilerinde ters giden pek çok şey var.
Psikolojik sorunları olan genç kadın, bir gün arabasıyla otoparkın duvarına tam gaz girince, intihar eğilimi nedeniyle bir psikiyatrın denetimine veriliyor.
Dr. Jonathan Banks, Emily’nin eski doktoru Victoria Siebert ile de iletişime geçerek bir dizi tedaviye başlıyor.
Jonathan Banks’in Emily’ye verdiği deneysel ilacın sonuçları bir cinayete kadar uzanınca, Banks’in hayatı bir anda kâbusa dönüyor.
Acı Reçete’nin en akılda kalıcı performansları Jonathan Banks rolündeki Jude Law ile Emily’yi oynayan Rooney Mara’dan geliyor.
Jude Law, İngiltere’den gelen ve Amerika’da kendine bir yer edinmeye çalışan psikiyatr rolünde etkileyici.
Ejderha Dövmeli Kız olarak akıllarımıza kazınan Mara, bu filmde çok farklı bir rolle geliyor karşımıza ve o ilk müthiş performansının bir tesadüf olmadığını gösteriyor.
Genç kızların sevgilisi, Liseli Polisler ve Striptiz Kulübü filmlerinin yıldızı Channing Tatum bu kez de dram ve gerilim türündeki böyle bir filmi koyuyor kariyerine.
Steven Soderbergh ile üçüncü kez birlikte çalışan Catherine Zeta Jones ise filmin en zayıf halkası. Kalın çerçeveli gözlükleri rolüne girmesine o kadar da yardımcı olamamış.
Acı Reçete’nin yayımlanan ilk fragmanı, ilaç sanayiinin içinde yaşananlara göz atarken, bir ilacın farklı insanlarda ne gibi etkilere neden olacağının sinyallerini veriyordu.
Filmin sürprizini bozmadan konudan bahsetmek zor ama şu kadarını söylemek gerekir ki, deneme aşamasındaki yeni ilaçlar pek çok doktor ya da hastanın bazen yok yere kâbusu olabiliyor.
Büyük paraların döndüğü pek çok sektör gibi tıp sektörü de çalışanları ve yükselmek isteyenleri için acı sürprizler barındırabiliyor.
Acı Reçete’nin özellikle ilerleyen dakikaları ilaç sektöründe çalışanların ilgisini çekecek bir konuya sahip.
Bu noktada filmin ilk ve ikinci yarılarının farklı birer film gibi algılanabileceğini söylemek gerek.
Bir çiçek gibi açılan ve farklı yerlere giden senaryo, hiç beklenmedik yerlere gittiğinde ilk yarıdaki duygulardan çok uzaklaşıyor.
İkinci yarı daha çok bir suç ve aklama hikâyesine dönüşüyor.
Bu hem olumlu hem de olumsuz algılanabilir tabii.
Kimisi bu karmaşadan hoşnut olmazken, kimisi de farklı lezzetlerin buluşmasından memnun olacaktır.
Ama ne olursa olsun Acı Reçete’den çıkanlar unutamayacakları bir tecrübe yaşamış olacaklar.
Finaldeki sürprizli gelişmeler bir yana Jude Law ve Rooney Mara için bile izlenebilecek bir film olduğunu kabul etmek gerek.
Şeyh ölünce çark döner mi
Mustafa Delazy ile Arafat Şavata’nın yönettiği ve Arafat Şavata, Cansu Taşkın, Ahmet Nesin ile Ekrem Erkek’in oynadığı Qüfür, din istismarcılarının ipliğini pazara çıkarmayı hedefleyen bir karakomedi. Limon Hoca lakaplı bir şeyh dini, kitleleri sömürmek için bir sermaye olarak gören umut tacirlerinin lideriyken hakkın rahmetine kavuşuyor. Fakat tarikatta işlerin bozulması kimsenin işine gelmeyecek. Çarkın aynı şekilde dönmesi için baş mürit Maşallah ve cemaatte sözünü geçirdiği diğerleri, Limon Hoca’nın uzun zamandır kayıp olan oğlu Usko’yu bulup, babasının yerine oturtmak istiyorlar.
Üç insanın kesişme noktası
Cemal, işlediği cinayet sonrası bir madene kaçıp, ölüm korkusuyla saklanıyor. Peşinde onu kovalayan bir başka adamsa dışardan görünen tüm cesaretine rağmen ‘öldürmekten’ korkuyor. Bu iki adamın ortak noktası ise Zeynep adlı bir kadın. Geriye dönüşlerle bu üç insanın yaşadıkları öykü beyazperdeye taşınıyor. Senaristliğini ve yönetmenliğini Erden Kıral’ın üstlendiği film, yaşanan birkaç gerçek hayat hikâyesinden esinlenerek kurgulanmış.
Charles Dickens 200 yaşında
Büyük Umutlar, sinemaya çok uyarlandı. En son Alfonso Cuaron’un yönettiÄŸi, hikâyenin New York’a taşındığı Ethan Hawke, Gwyneth Paltrow’lu versiyonunu 1998’de izledik. 2012 Charles Dickens’ın doÄŸumunun 200. yıldönümü. Ve bu kez usta yazarın ünlü eseri tıpkı kendisi gibi Ä°ngiliz uyruklu bir yönetmen, Mike Newell tarafından sinemaya uyarlandı. Ãœniversitede Dickens üzerine eÄŸitim alan Newell, Büyük Umutlar’ı ‘Büyük bır tutku ve seksi bir aÅŸk hikâyesi’ olarak tanımlıyor. Uyarlamanın baÅŸrolünde Jeremy Irvine var. Nestella’yı ise Holiday Grainger canlandırıyor.           Â
Gizemli Charlie amca
Geçen yıl intihar eden Yony Scott’un yapımcılığını üstlendiği Lanetli Kan, Güney Koreli usta yönetmen Park Chan Wook’un ilk İngilizce filmi. Mia Wasikowska, Matthew Goode, Nicole Kidman’ın oynadığı film, babasının ölmesiyle annesiyle bir başına kalan India’nın yeni tanıştığı gizemli amcasıyla arasında korku ve öfkeden doğan garip ilişkiyi anlatıyor. Yapımın sıra dışı senaryosu Wentworth Miller’a ait.
Evin kızları kumaya karşı
Umut Dağ’ın yönettiği, Nihal Koldaş, Begüm Akkaya ve Vedat Erincin’in oynadığı Kuma, 62. Berlin Film Festivali’nin Panorama bölümünün açılış filmiydi. Ayşe, İç Anadolu’nun bir köyünden gelin olarak, Avusturya’nın başkenti Viyana’ya gidiyor. Ailenin annesi Fatma, üzerine kuma getirilmesine razı, zira yakalandığı kansere yenik düştüğünde eşi ve çocuklarının emin ellerde olmasını istiyor. Ama ailenin kızları, yaşıtları olan kumayı kabullenmiyorlar.
Hrant Dink’in katillerinin gözünden
Ersin Kana’nın yönettiği ve Ozan Bilen, Serkan Yakan, Halil İbrahim Aras ile Özgül Koşar’ın oynadığı Hile Yolu, hâlâ soru işaretleri barındıran Hrant Dink cinayetine odaklanıyor. Bir suç filmi olarak adlandırılabilecek olan Hile Yolu, hikâyeyi katillerin bakış açısıyla anlatıyor. Zaten ilk gösteriminin yapıldığı Antalya Film Festivali’nde en çok da bu nedenle, katilleri kurban olarak gösterdiği için eleştirilmişti!
Ortak dürtüleri intikam
Danimarkalı Niels Arden Oplev’nin yönettiği ve Colin Farrell, Noomi Rapace, Terrence Howard ile Dominic Cooper’in oynadığı İntikam Benim’i yönetmeni ‘şiddet karşıtı bir şiddet ve intikam karşıtı bir intikam filmi’ olarak tanımlıyor. Profesyonel bir katil olan ve yeraltı suç örgütüyle bağlantısı olan Victor, New York’ta kimsenin dikkatini çekmeden yaşamaya özen gösteriyor. Ama en büyük amacı bir zamanlar güzel olan hayatını mahveden patronundan intikam almak.