Güncelleme Tarihi:
Çoğumuzun sevdiği, hayran olduğu, inandığı, güvendiği, dinlediği, oy verdiği, olmazlarsa olmaz diyebileceğimiz ünlü kişilerin, aslında hepinizin çok iyi bildiği özelliklerini bir kere de beraber gözden geçirelim. Hadi bakalım!..
Stardır, hem de öyle sadesinden değil, süperinden. Yirmi sene önce hayatından kimlerin gelip geçtiğini anlatmaya başlamıştır, sayı bir hayli kabarık olduğundan hâlâ anlatmaya devam etmektedir ve sanırım bunun biteceği de yoktur.
Hayatındaki iki şarkıdan biri olan ‘‘Her sabah uyandığında beni farzet karşında’’ adlı şarkıyı evdeki aynaya ithaf etmiştir. Her sabah yüzünü yıkamadan aynanın karşısına geçer, bir önceki gün olduğu gibi, o sabah da kendini beğenmez ve soluğu yeniden yapılanmadan sorumlu cerrahbaşının yanında alır. Tiyatrolarda her an gelebilecek önemli kişilere ayrılmış protokol koltukları gibi, kendisine yıl boyu tahsis edilmiş ameliyat masası hazır beklemektedir.
Bir dedikoduya göre de evinin bir odasını ameliyathaneye çevirmiş, içine de 24 saat elinde gazlı bez ve neşterle beklemekte olan nöbetçi estetikçi oturtmuştur. Son zamanlarda kırklı yıllardan kalan ruhu, habire değişen bedenine ayak uyduramadığından yanında nöbetçi psikiyatr da taşımaya başlamıştır.
Evinde beslediği kediler bile nedense bir başka güzeldir. Bilmem benim aklıma gelen sizin de aklınıza geldi mi? Yapar mı yapar.
*
Babadır, bir bilendir. Gaptırmadığı GAP'ı, alıp gittiği şapkası vardır. Açılışını yapmadığı, temelini atmadığı tesise tesis denmez. Şahitlik yapmadığı nikâh henüz kıyılmayandır. Akıl olan yerde kıl olmayacağı için haliyle başında saç yoktur. Günde kırk kapının mandalını çeker, akşam onuruna verilen konserde uyur. En sevdiği müzik topluluğu Dinar Bandosu’dur. Aydın'ın Söke İlçesi’nin Ovacık Köyü Muhtarı’nın ayakkabısını ezbere bilir, bunun ne işe yaradığını kimse bilmez. Her duruma uygun fıkrası, herkese vereceği bir nasihati mutlaka vardır. Gayrisafi milli hasılatla aralarında kopmaz bir bağ mevcuttur. Ön dışı ayrık olanların şanslı olduğuna dair tevatürün canlı kanıtıdır, ezelden beri var olup, hâlâ var olacak olmanın başka bir izahı yoktur.
*
Miniktir, serçedir, kraliçedir. Şarkı söyler, beste yapar şiir yazar, komedyendir, prodüksiyon yapar, makyaj ustasıdır, resim yapar, dikiş diker, elinden her iş gelir. Ameliyat yaptı deseler inanırım.
İnsanları sever, özellikle nüfus kâğıdı mavi olanları, son günlerde buna ilaveten altında motosiklet olanları... Hatta sondan bir önceki sevgilisinden motosiklete binmesini bilmediği için ayrıldığı söyleniyor.
Önüne gelene kaset yapar, bunun sebebi ortalığı b..ktan şarkıcılarla doldurup kendi kıymetini halkın gözünde daha da artırmaktır.
Boyu kısa olduğu halde her seferinde uzun boylu erkeklerle evlenmiştir. Amacı kocasıyla ucuca eklendiğinde herkesi geçmektir.
Çok sık ağlar, bunun sebebi sanıldığı gibi duygusallık değil, insan ömrünün 9750 kere evlenebilecek kadar uzun olmamasına hayıflanmaktır.
*
Bacınızdır, ananızdır. Her zaman kıracağı bir pot, devireceği bir çam, giyeceği bir tayyör vardır. Her şeyi birbirine karıştırır. Kendisine birdenbire Türkiye'nin başşehrini ya da hangi partinin genel başkanı olduğunu sorsanız bir çırpıda doğru cevap veremeyebilir.
Bakanbaşı değil de, bakanbaşı rolü oynayan aktris gibidir.
Yükselişini güzelliğine, güzelliğini de yüzüne yaptırdığı iğnelere borçlu olduğu söylenmektedir. Dolayısıyla iğne yükseltir gibi garip durum vardır ortada. Çok tutumludur. Babasından kalan dört yüz bin lirayı har vurup harman savurmamış, bir kenarda saklamıştır. Dört yüzbin lira da onun bu tutumuna karşılık kat, yat, çiftlik, yalı, araba, tatil köyü, döviz, altın, vs. kılığına girerek sahibesini mükafatlandırmıştır.
Çok güleryüzlüdür. Çatışma olur, çığ düşer, ocak göçer, deprem olur, onun yüzündeki gülümseme hiç kaybolmaz. Bazen yüz felci olduğundan şüpheleniyorum, sonra bakıyorum eşinde de aynı gülümseme. İkisine de aynı zamanda felç gelecek değil ya!
Son günlerde ikisinin tekrar bakanbaşı olacakları söyleniyor. Ne diyeyim? Yakışır.
*
Karaoğlan'dır. Önce karısına sonra Kıbrıs'a meraklıdır. Ne zaman kaşınacak tırnak verseniz ilk iş Kıbrıs'a asker yollar.
Şairdir, gazetecidir, karısını sever. Güzel çay demler, güvercinleri sever, karısını sever. Tik yapar, kasket takar, karısını sever. Yılbaşında satılan kaş, gözlük, burundan oluşan maskelere benzer, karısını sever. Makam arabasına binmez, şaşaayı sevmez, karısını sever. Otobüse biner, güzel konuşur, karısını sever. Saçlarını boyar, herkese, her şeye teşekkür eder, karısını sever. Dürüsttür, inatçıdır, karısını sever, kendimi bildim bileli vardır, karısını sever.
Mış muş köşesi
Günde 10 bin ton çöp denize dökülüyormuş.
Ne tertipli milletizdir. Çöpü bile tartıp dökeriz.
Tansu Çiller sağlam transfer istiyormuş.
Haklı! Kadın bıktı şöyle bir uğrayanlardan.
Mükemmel kadın ölçüleri belirlenmiş. Bel 67 cm, kalça 95 cm, baldır çevresi 37 cm, vs.
Kendimi ölçtüm, övünmek gibi olmasın ben mükemmeli de aşmışım. Bütün ölçülerim belirlenenlerden 3-5 cm. fazla.
Ay dünyadan uzaklaşıyormuş. Adam bizim gibi mi? Yeri bol, sıkıldı mı gider tabii.
Türkiye'den Viagra'ya vize yokmuş. Sağlık Bakanlığı haklı. Bunlar Viagra'sız bir halt edemiyorlar diye hakkımızda şayia mı çıksın?
Modada Roma devri başlamış. Takip etmek zor değil. Beyaz çarşafa sarınıp, altına da bir şıpıdık sandalet, tamam. Benim korkum, bundan sonra Osmanlı devri moda olursa ne yaparız? Kaftanın nakışına para yetmez vallahi.
Yılmaz sertleşmiş... Kabahat Berna Hanım'da. Hiçbir şeyle ilgilendiği yok. Bunların havluları da serttir.