Ünlü Türk hayranları Michael’a veda etti

Hakan GENCE
hgence@hurriyet.com.tr
 
Michael Jackson’ın 29 Ekim’de dünyayla aynı anda vizyona giren filmi “This Is It”, sanatçının bu yaz Londra’da O2 Arena’da başlaması planlanmış ve tüm biletleri satılmış konserlerinin, prova ve kamera arkası görüntülerini izleme fırsatı sunuyor.

High Definition (HD) formatında, dijital ses kalitesi teknolosiyle hazırlanan filmde, yakın arkadaşları ve birlikte çalıştığı kişilerle yapılmış röportajlar da yer alıyor. 150 dakikalık provayı izlerken Michael Jackson’ın işinde ne kadar titiz olduğunu anlıyorsunuz. Bizim şarkıcılarımız kemancı tokatlarken, Jackson’ın müzisyen arkadaşlarına her hatalarında “Sevgiyle” demesi izleyenleri duygulandırıyor. Yeni dans figürleri karşısında bazıları çığlık atıp alkışlarken, bazıları gözyaşlarına boğuluyor. Biz de filmin Maçka G-mall Cinebonus’taki galasına gittik. İzledikten sonra hayranlarıyla ve sanatçılarla Jackson’ı konuştuk.

ÖLÜMÜ BİR DÖNEMİN BİTİŞİ

Manga: Michael Jackson’ın dans ve müzikleri yadsınamaz derecede güzel. Özellikle kullandığı ritimler çok hoşumuza gidiyor. Onun ölümü bize bir dönemin bittiğini gösterdi. Provalar sırasında ne kadar kibar ve dinç olduğunu görüyoruz. Birden gelen ölümü ilginç. Güzel bir film.

İÇİMDE HİSSETMEK İSTİYORUM

Hayko Cepkin: Ona hep çok hayrandım. Gerçek bir sahne adamıydı. Dangerous albümü özellikle altyapısıyla beni etkilemişti. Sahnesini DVD’lerini seyredip takip ettim. Onun şovlarının üzerine kimsenin çıkabileceğini düşünmüyorum. Duruşu, kendine güvenmesi, sahnede kendini güçlü hissetmesi, seyirciyle olan iletişimi ve iletişimsizliği, sahne kostümlerine gösterdiği özen, makyajı, gösterişli olduğu kadar doğallığı gibi özelliklerini ben de kendi içimde hissetmek istiyorum. Filmde çok duygulandım. Bazen kendi imkanlarımızla onlarınkileri kıyaslayıp kendimize güldük. Provalarda tek bir notaya bile hastalık derecesinde takması da ilginçti.

O SOUND BİR DAHA GELMEZ

DOA: İlk kez 8 yaşında dinledim. Özellikle klipleri beni çok etkilemişti. Müzikal alt yapıları ve ilk albümleri benim müziğimi de etkiledi. Onun sound’u bence bir daha dünyaya gelmez.

ÇOCUKLUĞUNU YAŞAMA ARZUSUNDAYDI

Aslı: Hiç fanatik bir hayranı olmadım ama her zaman müziğine ve kişiliğine büyük saygı duydum.  Bu kadar iyi şarkı yazıp söyleyebilen bir insanın iyi niyetli biri olabileceğine inanıyorum. Ona atılan iftiralar konusunda bence suçsuzdu. Babasına ve geçmişinde yaşadıklarına baktığımızda yaşadıklarının onda bir travma yarattığını ve kaybolan çocukluğunu yeniden yaşama arzusunda olduğunu düşünüyorum. Filmde sadece bir konser provası izliyoruz. Ama o kadar iyi ki. Bunlar Türkiye’de gerçekleşmesi çok zor işler.

İLHAN İREM’İ ANIMSATTI

Özgür Çevik: Fanatik değilim ama müziğini severim. Şarkılarını ilk kez 1990’lı yıllarda dinledim. Sahnede de muhteşem bir adamdı. Etkilenmek istediğim nadir adamlardan biri. Zaten duygusal olarak beni etkiledi. Provalardan doğal sahneler görmek çok güzeldi. Şarkılarının her bir notasına hakimmiş. Yalnız hareketleri bana biraz yorgun ve durgun geldi. Ayrıca müzisyen arkadaşlarına nazik yaklaşımı ve “Sevgiyle” sözü İlhan İrem’i anımsattı.

BAZI SAHNELERİ ÇOK İNSANİYDİ

Sakin: Michael Jackson’ı Bad albümüyle dinlenmeye başladık. O yaşlarda en kolay onun albümüne ulaşılıyordu. Ama yıllar içinde müziğinin de ne kadar iyi olduğunu anladık. O pop müziğin tanrısı. Filmde müzisyen arkadaşlarına sevgiyle yaklaşması çok güzeldi. Provalarda şarkıları hissetmesi ve müdahaleleri çok insaniydi. Bizi derinden etkiledi. Bu konseri canlı izleyemediğimiz için çok üzüldük.

ONDAN ETKİLENMEYEN YOKTUR

Gripin: O bizim idolümüzdü ve ABD’deki R&B müziğin öncülerindendi. Müziğimizde ondan ilham aldığımız oldu. Zaten ondan etkilenmemiş müzisyen yoktur. Sahne ve şarkılarındaki yenilikler müzikte devrim
niteliğindeydi.

AKRABAM OLMADIĞINI 6 YAŞIMDA FARK ETTİM

MJ Türkiye Dans Grubu Kurucusu Burak Altın: Benim hayranlığım aileden geliyor. Kendimi bildim bileli evde onun şarkıları çalardı. Akrabamız olmadığını ancak altı yaşında fark ettim. Bence kıyafetleri ve şapkasıyla sihirbaza benziyordu. Küçük yaşlarda aynanın karşısına geçip onun dans hareketlerini yapmaya çalışırdım. Metalürji mühendisliği okudum ama Michael hep içimdeydi bir yandan danslarını yapıyordum. İnternet üzerinden diğer hayranlarla tanıştım. 2004’te beş kişilik bir dans grubu kurduk. Şimdi 16 farklı Michael şarkısında dans ediyoruz. Yaptığımız işin hiçbir ticari amacı yok. Tek derdimiz onu sevmek. Haftada üç kere bir araya gelip çalışıyoruz. İlginç yerlerden alışveriş yapıp anneme Michael kostümlerine benzer kıyafetler diktiriyoruz. Özel hayatımızda zaten onun gibi giyiniyoruz. Sevgililerimiz de bizle tanıştıktan sonra Michael’ı seviyor. Çünkü bizde onu görüyor.

ELÇİSİ GİBİYİZ, RUHU BİZE GEÇİYOR

MJ Fan Club ve dans grubundan Pınar Çamlıbel: 13 yaşından beri Michael’a karşı derin bir aşk duyuyorum. Hayata onun açısından bakıyorum. En unutamadığım şey onunla tanışmam. Jackson ile ilgili bir sürü yabancı internet forumuna üyeydim. Bu forumlarda Japonya’da yapılan özel bir partiyle ilgili duyuru gördüm. Organizasyona çeşitli derneklere bağış yapacak 300 kişi katılacaktı. Ben de bağış yaparak 2007’de Michael ile tanışma fırsatına eriştim. 2008’de tüm dünyada 25. yıla özel bir albümü çıktı. O albümün Sony’le anlaşarak parti organizasyonlarını yaptım. Ardından bir dans okulu benimle iletişime geçti. Flash mode (meydanlarda aniden dans etme) gösterileri yapacaklardı. Dans okulunda 14 kişilik bir grup kurduk. Aramızda öğrencisinden mühendisine farklı iş kollarında çalışan kişiler var. New York Fazıl Stüdyo’ya gelen yetenekli arkadaşlar da bizim aramıza katılabiliyor. Şu an Thriller ve Beat It şarkılarında dans ediyoruz. Çeşitli dükkanlardan cilt için beyazlatıcı ve sahte pıhtı kan gibi makyaj malzemeleri alıyoruz. Kliptekilere benzer özel kostümlerimiz var. Yaptığımız bu iş sayesinde ölümünü algılamamız gecikti. Kendimizi onun elçisi gibi hissediyoruz. Ruhu adeta dans ederken bize geçiyor. Şarkıları içimizde yaşıyor.