Güncelleme Tarihi:
GAYE & SAİT SÖKMEN: DUYGULARIMIZ SONRADAN GELİŞTİ
Birbirinizi ilk nerede, ne zaman gördünüz? Bu ilk görüşte aşk mıydı?
- Gaye Sökmen: ılk kez Erenköy’deki Bale Sanat Merkezi’nde karşılaştık. Duygularımız birbirimizi tanıdıkça, sonradan gelişti.
O zamanlar eşinizin hangi özelliği sizi cezbetti?
- Sait Sökmen: ılk olarak dansa yatkınlığı ve ilgisi, uzun saçları, güzelliği ve tanıdıkça kişiliği...
- G.S.: Dans derslerindeki karizması, yakışıklılığı, kibarlığı, insanlığı ve kişiliği.
İlişkinizin ilk döneminde Sait Bey’in size yaptığı en güzel, hâlâ unutamadığınız jest neydi?
- G.S.: Geçtiğimiz eylülde 25 senemizi doldurduk. Gerçeği söylemek gerekirse ikimiz de hiç hatırlamıyoruz.
Eşiniz sizi hiç küstürdü mü?
- G.S.: Zaman zaman tartıştığımız konular oluyor ama hiç küsmüyoruz, muhakkak birbirimizin gönlünü alıyoruz.
Birbirinize aldığınız ilk hediyeleri hatırlıyor musunuz?
- G.S.: İlk mi bilmiyorum ama hatırladığım şu: Sait, gül yetiştirmeye çok meraklıydı. Bahçesinde bir sürü gül vardı... Ben de ona çok nadir bulunan eflatun bir gül fidanı almıştım.
- S.S.: Baleyi çok sevdiği için ben Gaye’ye “point shoe” (bale ayakkabısı) almıştım.
Yıllar içinde eşlerin birbirlerine benzedikleri söylenir. Bu sizin için de geçerli mi?
- G.S.: Bu bizim için geçerli değil. Birlikte yapmaktan hoşlandığımız şeyler dışında pek benzerliğimiz yok.
İlişkinizin yıllarca bu kadar güzel devam etmesinin sebebi, sizi bir arada tutan en kıymetli üç şey nedir?
- G.S.: Üçten fazla... Aşk, sevgi, hoşgörü, saygı, uyum ve tartışabilmek.
Birlikte en çok ne yapmayı seviyorsunuz? Dans etmeyi, aynı odada sessizce oturmayı/kitap okumayı, tatile çıkmayı, yemek yemeyi, ilginizi çeken bir konuyu tartışmayı?
- G.S.: Hepsi! Bunlara ilaveten, müze gezmek ve evde vakit geçirmek gibi birçok ortak zevkimiz var ancak en çok seyahat etmeyi ve yeni yerler keşfetmeyi severiz. Sait harika bir seyahat arkadaşıdır. Konu yolculuk olunca ikimiz de bir-iki saatte hazırlanıp yola çıkabiliriz.
Birbirinizi ilk nerede, ne zaman gördünüz? Bu ilk görüşte aşk mıydı?
- Nevra Serezli: ılk görüşte aşka hiç inanmam çünkü aşk sadece görsellikle ilgili değil; ruh, kalp ve karakter güzelliğidir. Metin’i ilk kez bir lokantada gördüğümde ben daha Amerikan Kız Koleji’nde talebeydim. O tanınan bir tiyatro aktörüydü, ben de hayran olduğu aktöre herhangi bir kızın baktığı gibi beğeniyle bakmış ve “Ne kadar yakışıklı” diye düşünmüştüm o kadar... Zaten o zamanlar başka bir şey olamazdı. ıki sene sonra tiyatroya girdiğimde tanışıp aynı piyeste rol almaya başladık. Metin “Ne güzel bir kız geldi bizim tiyatroya” demiş, gözlerimi ve ellerimi çok beğenmiş. Sonra ikimiz “Aşk” adlı piyese çalışırken onu tanımaya başladım. Bir sene içinde olaylar gelişti ve birden, üstelik hiç evlilik teklifi yapılmamasına rağmen, düğün tarihi konuşmaya başladık.
O zamanlar eşinizin hangi özelliği sizi cezbetti?
- N.S.: ınan ki, 1967 senesinde tanıdığım Metin’le bugün tanıdığım Metin aynı. Aynı karakter, hiç değişmedi. En çok cezbedense iyi kalpliliğiydi. ıyi insandır Metin. Bugüne kadar hiç kimseyi kötülediğini, herhangi birisinin dedikodusunu yaptığını duymadım. Hayata hep olumlu bakar, biri onu üzse veya kırsa dahi buna bir neden bulur. Ben daha fesat düşünebilirim, kin tutabilirim. Metin sert ve duygusuz görünür, aslında çok duyguludur... Ben ondan çok farklıyım, değişikliği severim, eskiyi atıp yenisini alırım. O hiçbir şeyini atmaz, beni de o yüzden “atmadı” herhalde, alıştı, bırakamıyor... Metin de galiba benim dürüstlüğümü ve neşemi sevdi.
İlişkinizin ilk döneminde Metin Bey’in size yaptığı en güzel, hâlâ unutamadığınız jest neydi?
- N.S.: ışin tatlı tarafı, hâlâ yapar. Metin tüm oyunlarımın prömiyerinde, doğum günlerimde, yılbaşında, ister büyük ister minnacık bir hediye alsın, muhakkak duygularını anlatan, şiir gibi çok güzel bir kart yazar. Ben de her seferinde o hediyeyi bir kenara bırakıp önce kartı okurum. Bugüne kadar bana yazdığı tüm kartları biriktiriyorum. Sadece bir defa kartsız hediye verdi, kıyameti kopardım.
Eşiniz sizi hiç küstürdü mü?
- N.S.: Çok küstürmüştür, kendisine çok kızmışımdır... Daha çok tiyatroda beraber oynarken bazı şeylere alınmışımdır... Bir keresinde tiyatroyu terk ettim. Metin rejisördü, provaya çıktım, gelmedi... Tek başıma prova yapmaya başladım, “Nerede bu rejisör!” diye sitem ettim ama elim ayağım titredi, o kadar heyecanlıyım. Geldi, “Provayı kendi kendine yapacaksan yap, yoksa gidebilirsin” dedi... Kendi tiyatromda! Çantamı alıp çıktım. Otobüs durağına kadar varmadım, bir baktım peşimden gelmiş, “Hadi hadi saçmalama, gel bir kahve iç” dedi.
O zaman gönlünüzü almak için ne yaptığını da anlatın...
- N.S.: Metin çabuk parlar ama hemen çözülür. Küskünlükler olur ama bana hemen bir çiçek gönderir, bana öyle bir şey söyler ki, ona kızamam. O da muhakkak bana küsmüştür ancak bizim bir sloganımız var: Hiçbir kavganın üzerine güneşi doğurmayız. Birbirinize aldığınız ilk hediyeleri hatırlıyor musunuz?
- N.S.: Metin bana Hawaii plağı almıştı. Laf arasında “Bayılırım Hawaii müziklerine” demiştim. Hemen Ankara Plakçılar Çarşısı’na gidip belki bin tane tozlu plak arasından araştırıp bulmuş. Hediyede emeği çok severim. Mesela Metin’in bana parfüm alması yasaktır çünkü dünyanın en kolay seçeneğidir. Bir defa doğum günümde almıştı, masaya bırakıp “Bunu hediye kabul etmiyorum” dedim, şaşırdı. Ben ona aldığım ilk hediyeyi hatırlamıyorum. Bu konuda Metin kadar yaratıcı değilim.
Yıllar içinde eşlerin birbirlerine benzedikleri söylenir.Bu sizin için de geçerli mi?
- N.S.: Yok, çok ayrı karakterleriz. Ancak şunu öğrendim ki, bu mutlu evliliğin de kodu; eşinizi değiştirmeye çalışmayın!
Bunu denediniz mi?
- N.S.: Çok! Ancak bir insanı değiştirmek yerine, ben bununla nasıl geçinirim meselesine kafa yormak lazım.
İlişkinizin yıllarca bu kadar güzel devam etmesinin sebebi, sizi bir arada tutan en kıymetli üç şey nedir?
- N.S.: Aşk, aşk, aşk... Ben “aşk biter, yerini sevgiye bırakır” görüşüne katılmıyorum. Bence aşk gittikçe kuvvetlenir. “Aşk sevgiye dönüşür” kadar hiçbir işe yaramayan başka bir laf da düşünemiyorum. Aşk bitmez... Aşk aşktır, sonuna kadar gider.
FİLİZ AKIN & SÖNMEZ KÖKSAL: GÖRÜCÜ USULÜYLE EVLENDİK SAYILIR
- Filiz Akın: Bundan 20 sene kadar önce Paris’in Kemer Country’si gibi bol ağaçlı, bol yeşillikli, bahçeli bir evde oturuyordum. Orada sefirlerimiz, eşleri ve Dışişleri’nden tanıdığım dostlarım ve misafirleriyle beraber olduğumuz hafta sonu bir kır yemeğinde tanıştık. Hiç öyle ilk görüşte aşk falan değildi. Biz görücü usulüyle evlendik diyebilirim. Çünkü eğer arkadaşlarımız bizi birbirimize çok uygun bulup ona ayrı, bana ayrı özelliklerimizi anlatıp etkilemeselerdi, biz birbirimiz için “A ne hoş biri” deyip geçip giderdik.
O zamanlar eşinizin hangi özelliği sizi cezbetti?
- F.A.: Az ve etkili konuşması. Zayıf, uzun boylu ve asil görünüşlü, hiç ön plana çıkmaya çalışmayan, geride duran bu kişinin efendiliği ve ağırbaşlılığı...
İlişkinizin ilk döneminde Sönmez Bey’in size yaptığı en güzel, hâlâ unutamadığınız jest neydi?
- F.A.: Bizim birbirimizi tanımaya çok fırsatımız olmadı. Bir keresinde, Seine Nehri kenarında yürürken bana çocukluğunu, ailesini, o güne kadar yaşadıklarını anlattı. Ben de ona hayatımı anlattım... Bir ara hüzünlendim. Mevsimlerden bahardı, etrafımızda yeşeren ağaçlar, papatyalar, yoncalar vardı... Eğildi ve papatyalar arasında mahçup mahçup sallanan, tek başına duran, en kırılgan çiçeği koparıp bana verdi. Bu bir gelincikti ve ben onu yıllarca defterimin sayfaları arasında sakladım...
Eşiniz sizi hiç küstürdü mü?
- F.A.: Daha geçenlerde telaşlandığım bir konuda o kadar aksi şeyler söyledi ki, ona uzunca bir süre küs kaldım.
Peki gönlünüzü almak için ne yaptı?
- F.A.: Beni baş başa olduğumuz bir yemeğe davet etti. ıyi güzel de, konuyu açıp gene ne kadar haklı olduğunu anlatmaya başladı. Ben de kırılmış bir vaziyette sadece “Peki” dedim. Özür diler gibi elimi tutunca, barıştık. Onun benden şikayeti; kendimi hep haklı buluyormuşum.
Birbirinize aldığınız ilk hediyeleri hatırlıyor musunuz?
- F.A.: Bana aldığı ilk hediye, ımren Erşen’in Kırlarda Gelincikler tablosu, evimizin baş köşesinde asılı. Ben de ona zarf açacağı alıp yolladım, her zarf açışında beni hatırlasın diye...
İlişkinizin yıllarca bu kadar güzel devam etmesinin sebebi, sizi bir arada tutan en kıymetli üç şey nedir?
- F.A.: Birbirimizi kadın ve erkek olarak sevmekten öte, insan olarak seviyoruz. Hayata bakış açımız ve zevkler konusunda ortak çok noktamız var: Sinema, resim, heykel, müzik, kitap... Sanatta her türlü estetik, yeme-içme, seyahat arkadaşlığı gibi konularda fikirlerimiz birbirine çok yakın. Ayrı düşüncelerde olduğumuzda bile birbirimizi kırmaktan çekiniyoruz.