Güncelleme Tarihi:
Her biri kendi enstrümanında virtüöz Gustav Rivinius (viyolonsel), Tuncay Yılmaz (keman) ve Emre Elivar’dan (piyano) oluşan Arkas Trio, 19 ve 20 Aralık tarihlerinde, İstanbul’da kadınlara ithafen iki konser verecek. Bunlardan ilki Cumhuriyet kadınlarının simge isimlerinden Türkan Saylan’ın adını taşıyan İstanbul Maltepe’deki Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde gerçekleşecek. Ücretsiz ama önceden rezervasyonla giriş yapılabilecek olan konser 19 Aralık Cumartesi günü saat 20.00’de başlayacak.
İkinci konser ise Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği’nin organizasyonuyla Dostluk Köprüsü Burs Projesi için üniversiteli kız öğrenciler yararına gerçekleşecek. Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Hall’da 20 Aralık Pazar günü saat 18:00’de başlayacak. Konseri dinlemek isteyenler bilet satışı yerine derneğe bağış yapabilecek.
Tuncay Yılmaz, Emre Elivar ve Gustav Rivinius (soldan Sağa)
Arkas Trio olarak 5’inci yılınız ve bu vesileyle ilk defa bir sosyal sorumluluk projesi için konser veriyorsunuz. 5 seneyi kısaca değerlendirebilir misiniz? Verdiğiniz konserler, geldiğiniz nokta, gördüğünüz ilgi vs...
Tuncay Yılmaz: Sanat dipsiz bir kuyu gibi gittikçe derinleşiyor. İyi bir repertuvar öğrendik ve çaldık. Oda müziği beraberliğimiz bir anlamda yeni oturdu. Ve hatta bu değerli paylaşım, solistliğimize de yansıdı ve farklı bir anlam kazandırdı. Kurumsal olarak konumlanan Arkas Trio Türkiye’de bir ilktir. Sadece tek proje bazlı bir trio olmadığımız için çok mutluyuz çünkü müzik sanatına olabildiğince geniş yelpazede hizmet edebilmek hayalimiz olur. Bu da bizim için en büyük lütuftur.
Emre Elivar: Arkas Trio olarak ilk provalarımızdan beri yakaladığımız uyum, mutluluk verici şekilde artarak devam ediyor. Hepimiz kendi alanlarında belirli yerlere gelmiş sanatçılarız. Ancak bireysel performansın yanında beraber çalışabilme ve üretebilme yeteneğini de gerektiren oda müziği alanında Arkas Trio’nun kısa bir zaman içinde önemli bir konum elde ettiğini düşünüyorum. Dolayısıyla dinleyiciden gördüğümüz ve giderek arttığını gözlemlediğimiz ilgi de bizi çok sevindiriyor.
Gustav Rivinius: Geçtiğimiz beş yıl içinde geniş bir repertuar oluşturduk. Ayrıca Türkiye’de ve yurt dışında birçok konser verdik. Bizim için önemli olan şey, klasik müziği daha da yaygınlaştırmak ve dinleyicilerimizin kalbine ulaşabilmek. Bu bağlamda, bir sosyal sorumluluk projesinde yer almak da işimizin bir parçası ve çok mutluluk verici.
Bu konseri Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği’nin üniversiteli kızlara burs imkânı sunan projesine gelir sağlamak amacıyla veriyorsunuz. Fikir nereden çıktı? Neden bu proje?
Tuncay Yılmaz: Geçtiğimiz yaz, Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği’nden gelen bu anlamlı teklife çok mutlu oldum. Çünkü bizler hem solist olarak hem de değerli Arkas Üçlümüzle sosyal sorumluluk çerçevesinde gerçekleştirdiğimiz konserleri çoğaltmak arzusundayız. Amacımız daha fazla klasik müzik severe ulaşmak ve onlara en iyi olanı sunmaktır. Hele söz konusu olan ‘eğitim ve öğrenim’ ise...
Emre Elivar: Eğitimin ne denli mühim olduğu hepimizin malumu; ayrıca ülkemizdeki öncelikli sorunlardan birini oluşturduğu, daha doğrusu sorunlarımızın temelinde bulunduğu da benim için çok açık. Özellikle geleneksel olarak daha zor şartlara sahip olan kız çocukların eğitimlerini en üst seviyeye kadar çıkarabilmelerini çok önemli buluyorum ve bu değerli derneğin çabalarına biraz olsun katkıda bulunuyor olmaktan dolayı onur ve mutluluk duyuyorum.
Konser İstanbul’un en prestijli salonlarından biri olan Albert Long Hall’de... İlk defa mı orada çalacaksınız? Bugüne kadar çalmayı en sevdiğiniz akustiğini beğendiğiniz salon hangisi?
Tuncay Yılmaz: Henüz Albert Long Hall’da konser vermemiştik. Ancak özellikle bu son derece onore eden davet üzerine bu salonda da icralarımızı dinleyicilerimizle paylaşmak mutluluk verecektir. İzmir Saygun, Ankara Bilkent ve İstanbul Süreyya Operası salonlarındaki akustik kalitesi beklentilerimize uygun sonuç veriyor.
Emre Elivar: Evet, Arkas Trio olarak Albert Long Hall’deki ilk konserimiz. Şimdiye kadar Türkiye ve Almanya’da birçok konser verdik, ama şahsen benim Arkas Trio olarak çaldığımız ve en iyi verimi aldığımızı düşündüğüm iki yer var: Süreyya Operası ve İzmir Ahmed Adnan Saygun Kültür Merkezi.
Katılım beklentiniz ne?
Tuncay Yılmaz: Biz sanatçıların kendi kendimizden tek beklentisi var: Bu da sanatımızı dinleyicimize en üst düzeyde sunabilmektir. Karşılığında gelen alkış bizim mutluluğumuz olur. Bütünün parçası olabilmek harika bir duygu.
Emre Elivar: Konsere gelecek olan dinleyici ne kadar çok olursa, bilet satışından elde edilecek ve tümüyle Türk Üniversiteli Kadınlar Derneği’ne ait olacak gelir de o denli büyük olacak.
Bu konserde dinleyiciyi neler bekliyor? Repertuvarı nasıl belirlediniz?
Tuncay Yılmaz: Romantik ve klasik dönemin mücevherleri sayılan eserlerle sahnede olmak her daim çok keyif verici. Öyle ki Saint-Saens’in triosu bir film gibi...
Emre Elivar: Bu konserde Schubert, Turina ve Saint-Saëns’ın eserlerini yorumlayacağız. Ziyadesiyle romantik ve çok renkli bir repertuar; romantik döneme köprü olarak tanımlayabileceğim Schubert’in kısa fakat mücevher zarafetindeki Nocturne’ü, ardından Turina’nın İspanyol renklerini çok özel bir şekilde yansıttığı üç bölümlü eseri ve ikinci yarıda da Saint-Saëns’ın her bölümde sanki Avrupa’nın başka bir müzik ekolünü duyurduğu beş bölümlü triosu.
Konsere nasıl hazırlandınız? Çello sanatçısı Gustav Rivinius Almanya’da yaşıyor, Emre Elivar Mersin’de, Tuncay Yılmaz İstanbul’da... Mesafeler sizi zorluyor mu? Yoksa sizin için avantaj mı?
Tuncay Yılmaz: Nerede yaşadığımızın bir önemi yok. Amaç evrenselliği yakalamaktı. Sayın Arkas’ın vizyonuna, projelerimize zahmetler veren değerli yetkililere ve bizlerin isimlerine ancak bu kadar prestijli bir marka altında toplanmanın yakıştığını gururla söylemek isterim. Amaca odaklanınca mesafelerin hic önemi kalmıyor. Hatta seyahat etmek de çok zevkli.
Gustav Rivinius: Birbirimizden uzak yerlerde yaşıyoruz, ama bu durum hazırlıklarımız açısından önem taşımıyor. Her birimiz, programda yer alan eserlerle bireysel olarak prova yapıyoruz. Ayrıca konserlerdeki repertuarımız, genellikle daha evvel çaldığımız ve yeni öğrendiğimiz eserlerin harmanlanmasıyla oluşuyor. Düzenli olarak buluşuyoruz ve yüksek konsantrasyonla efektif bir şekilde prova yapıyoruz.
Emre Elivar: Başladığımızdan beri böyleyiz. Hoş, ben Arkas Trio’nun ilk iki yılında Berlin’deydim; ama aynı şehirde olmadığımız müddetçe mesafe her şekilde mevcut. Sonuçta kendi işimizi layıkıyla yaptığımız zaman, Türkiye’de ya da Almanya’da prova için buluştuğumuzda kısa sürede repertuar ortaya çıkıyor.
Arkas Trio olarak hem kendiniz adına hem Türk klasik müziği adına yeni yıldan beklentiniz?
Tuncay Yılmaz: Markamızı, kendimizi ve Türkiye’yi evrensel alanda temsil edebilmek en büyük dileğimizdir. Sağlıkla ve keyifle müzik yapmak dünyanın en güzel şeyi.
Emre Elivar: En başında sağlık; hem istediğimiz performansları ortaya koyabilmek için bize, hem de konserlerimizi keyifle dinleyebilmeleri için dinleyicilere. Türkiye’deki klasik müzik ortamının veya genel olarak kültür ortamının daha özgür, ön belirleyicilerden ve maddi/manevi engellerden uzak olmasını diliyorum. Arkas Trio olarak da projelerimizin istediğimiz şekilde devam etmesi ve hedeflediğimiz şeyleri gerçekleştirebilmek en büyük temennim.
Gustav Rivinius: Klasik müziğin dünyadaki durumunu biraz endişe ile takip ediyorum. Orkestraların ve operaların eskiden olduğu gibi korunması ve desteklenmesi durumu artık geçerli değil. Biz de meslektaşlarımızın çabalarını oda müziği alanında yansıtmayı ve onlara destek vermeyi amaçlıyoruz. Özellikle klasik müziğin çok eski bir geleneğe sahip olmadığı Türkiye’de bu muhteşem müziği daha da fazla kişiye sunmak ve tanıtmak istiyoruz.
Arkas Trio olarak kurulduğunuzdan bu yana verdiğiniz başarılı konserlerin yanı sıra birçok eserin Türkiye prömiyerlerini seslendirmenizle de ilgi topladınız. Bundan sonraki sürpriz ne olacak?
Emre Elivar: Sürprizin ne olacağını söylemeyeyim, ama aklımızda en azından bir tane büyük eser var. Muhtemelen 2016–2017 sezonunda bu prömiyer gerçekleşecektir.
Tuncay Yılmaz: Sürpriz olarak kalmasını yeğlerim! Ancak bunun dışında 2 adet CD kaydını amaçladık.
Arkas Trio, 19 Aralık Cumartesi saat 20.00’de Maltepe Belediyesi Türkan Saylan Kültür Merkezi’nde, 20 Aralık Pazar saat 18.00’de ise Türk Üniversitesi Kadınlar Derneği yararına Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Hall’da sahneye çıkacak.
Arkas Trio, Lucien Arkas'la (sağdan ikinci) birlikte.
İZMİR’DE ARKAS TRİO ULUSLARARASI MÜZİK GÜNLERİ
Arkas Trio, Nisan ayında İzmir’de Uluslararası Müzik Günleri düzenleyecek. Geçtiğimiz yıl bir ilki gerçekleştirdiği gibi organist Prof. Johannes Geffert ile birlikte St. Maria Kilisesi’nde konser verecek. 27-30 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilecek konserlerde ilk gece, Beethoven Gecesi olacak. 2’inci ve 3’üncü gecelerde ise Geffert, usta elleriyle dinleyicilere eşine az rastlanır bir kilise orgu resitali sunacak.
Prof. Johannes Geffert, ünlü bir kilise müziği şefinin oğlu olarak eğitimini ailesinden gördüğü sanat ruhu ve müzik gelenekleri doğrultusunda tamamladı. 70‘li yıllarda Aachen Bach Topluluğu‘nda hem org sanatçısı hem de şef olarak görev yaptı. Çalışmaya başladığı ilk dönemden bugüne müzik dünyasında değerli başarılara imza atan Geffert, şu an da aktif olarak, İngiliz Orgcular Derneği‘nin Fahri Başkan Yardımcılığını ve Bonn’da bulunan Beethovenhaus’un Yönetim Kurulu Üyeliğini yapıyor. St. Maria Kilisesi’nde verilecek konserin kapanış gecesinde ise Arkas Trio sahneye çıkacak.
Arkas Trio, St. Maria Kilisesi’nde verilecek konser öncesinde 26 Nisan’da da Piri Reis Okulları Konserleri ile dinleyicilerin karşısında olacak. Üçlü, bu gecede Beethoven seçkisiyle izleyici karşısına çıkacak.