Ersin KALKAN
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 20, 2006 00:00
Birleşmiş Milletler Kültür Bilim ve Eğitim Teşkilatı (UNESCO), uzun tartışmalardan sonra, İstanbul’u Dünya Kültür Mirası Listesi’nden şimdilik çıkarmama kararı aldı. İki yıl daha süre verdi. 9 Temmuz’da Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta yapılan Dünya Kültür Mirası Listesi Yürütme Kurulu toplantısında İstanbul’u 15 kişilik heyet savundu. Kazanılan iki yıl çok önemli. Çünkü kültür mirasını gerekli şekilde koruyamayan ülkeler, şehirler listenin dışında kalıyor. Bir daha asla giremiyor veya 15 yıl beklemek zorunda kalıyor.
Vilnius toplantısında Almanya’nın Dresden kenti listeden çıkarıldı. Dört yıl önce de İstanbul, Dünya Kültür Mirası Listesi’nden düşüp "tehlike altında olan dünya kültür mirası kategorisi"ne girme tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştı. 2004’te Çin’de yapılan toplantıda UNESCO, kent yönetiminin tarihi yapıları korumak için kılını kıpırdatmadığını bildirerek İstanbul yönetimine kendine gelmesi için iki yıl süre vererek uyarmıştı. Yani Vilnius’ta kazanılan ikinci ek süreyi gerektiği gibi kullanmazsak İstanbul bu prestij listesine veda eder.
SORGU: İstanbul kendini koruma konusunda kararlı mı? Kararlıysa merkezi yönetim, yerel yönetim ve ilgili sivil toplum kuruluşlarının da içinde yer alacağı, inisiyatif sahibi, karar verip uygulayacak bir konsey oluşturmayı düşünüyor mu?
SAVUNMA: Türkiye, dünya kültür mirasında özel yeri olan İstanbul’un korunmasına büyük önem veriyor. UNESCO Dünya Mirası Komitesi’nin İstanbul’la ilgili kaygılarını takdir ediyor. Komiteyle işbirliği yapmak istiyor. Etkin bir koruma ancak, merkezi otorite, yerel otoriteler ve sivil toplum kuruluşları arasında kurulacak tam bir destek, iletişim ve işbirliğiyle mümkün. Bu yüzden toplantıya katılan Türk delegasyonu sadece yönetim temsilcilerinden değil, İstanbul Mimarlar Odası, ICOMOS Türkiye, 2010 Avrupa Kültür Başkenti Girişimi gibi sivil toplum girişimi temsilcilerini içeriyor.
SORGU: İstanbul’da tarihi mirası koruyan kanunlara uyulmuyor, gelişigüzel yapılanma, tahribat sürüyor. Önlem almayı hedefliyor musunuz?
SAVUNMA: Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, Çevre Kanunu, Ulusal Parklar Kanunu ve Boğaziçi Kanunu, Kıyı Kanunu gibi yasalara uymak esastır. Uygulamadan kaynaklanan eksikliklerin giderilmesini hedefliyoruz.
SORGU: Kültür mirasının korunması için bütçe ayırdınız mı?
SAVUNMA: Emlak vergilerinden yüzde 10’luk kesintiyle fon oluşturduk. Nitelikli koruma projesi üreten belediyeler fondan destekleniyor.
SORGU: İstanbul’un kültür ve tabiat varlığının sistematik korunması için uzman ve halkın eğitilmesine ihtiyaç var. Ne yapacaksınız?
SAVUNMA: Alan yönetimi ile ilgili çalışmalar (tarihi yarımadadaki yerel yönetimlerin tek çatıda birleştirilmesi, özel yetki verilmesi) başlatıldı. Uzmaların devreye sokulması öngörülüyor. Bu sürece katkı sağlamak için Fatih ve Eminönü belediyeleri, halka yönelik eğitim programları açmayı planlıyor.
KORUMA DEDİĞİNİZ TİYATRO DEKORU
SORGU: Koruma ve restorasyon anlayışında bir sakatlık var. Örneğin İstanbul Surları’nı aslına uygun restore etme iddiasıyla ortaya bir tiyatro dekoru çıkarmışsınız. Evrensel koruma, yıkılanın benzerini yeni malzemeyle inşa etmek değil, var olanı aynen korumaktır. İstanbul Surları, Tekfur Sarayı ve Anemas Zindanları’nın restorasyonlarını derhal durdurmalısınız.
SAVUNMA: Tekfur Sarayı, Ayvansaray ve surlardaki restorasyon, 6-11 Nisan tarihli UNESCO/ICOMOS Heyeti Raporu doğrultusunda durduruldu. Şu anda Theodosius ve Kara Surları’nda restorasyon yok. 2007’de tüm surlarla ilgili uluslararası bir workshop yapmayı planlıyoruz.
SORGU: İstanbul’daki anıtlar ya da tarihi alanların restorasyon ihalesini yapıyor, sonra peşini bırakıyorsunuz. Karar verme ve uygulama sürecini teftiş edecek bir uzman ekip kurmayı planlıyor musunuz?
SAVUNMA: 19 Nisan 2006’da Kültür Bakanlığı İstanbul Bölge Koruma Kurulu’nun verdiği karara göre, şehrin tarihi alanlarında yapılacak bütün restorasyonlar, farklı alanlardaki uzmanların katılımıyla oluşturulacak bilimsel bir heyetin denetiminde yapılacak.
SORGU: Süleymaniye ve Zeyrek’teki geleneksel Türk ahşap konakları, dünya ahşap mimari mirasının da en önemli parçaları. İstanbul, bu mirasını korumak için Kültür Bilincini Geliştirme Vakfı ve Ulusal Ahşap Birliği’nin girişimleri dışında dişe dokunur bir şey yapmadı. Bu mirası gözden çıkardıysanız, Kültür Mirası haritasını daraltabilir, Süleymaniye ve Zeyrek’i dışarıda bırakabiliriz. İstanbul’un bu konudaki hedefi nedir?
SAVUNMA: Haritayı daraltmaya gerek yok. Süleymaniye ve Zeyrek’siz İstanbul eksilir. Bu mirası korumaya kararlıyız. İlgili koruma kurulunca onaylanan koruma uygulama planları (1’e 1000’lik planlar) hazır. Kentsel tasarım ve uygulama projelerine Süleymaniye, Zeyrek ve Cankurtaran’dan başlandı.
SORGU: Ahşap binaların restorasyonu, yeniden inşası bahanesiyle beton döküp üstüne tahta çakıyorsunuz. Bu konuda ne yapacaksınız?
SAVUNMA: ICOMOS Uluslararası Ahşap Heyeti, 2006 sonbaharında İstanbul’da bir sempozyum düzenleyecek. Amaç, uluslararası platform oluşturup, geleneksel ahşap mimari mirası korumak için fikir, tecrübe alışverişi.
SAVUNMA EKİBİ
Cumhur Güven Taşbaşı (Heyet Başkanı, İstanbul Vali Yardımcısı), Arkeolog Cevat Erder (savunmaları yaptı), Necdet Özalp (Kültür Bakanlığı), Deniz Çakar (Dışişleri Bakanlığı), Nur Akın, Cevat Erder (Uluslararası Anıtlar ve SİT’ler Konseyi), Günhan Danışman (Mimarlar Odası), Korhan Gümüş (İnsan Yerleşimleri Derneği), Ulvi Günpınar, Muzaffer Şahin, Murat Tunçay, Abdurrahman Atmaca, Prof. Dr. Cengiz Eruzun, Şimşek Deniz, Nurcan Yurdakul (Büyükşehir Belediyesi)
ALLAH VERDİ İKİ GÖZ
Toplantının sonunda İstanbul’u savunan ekip Dünya Kültür Mirası Listesi’nin bundan sonraki yürütme kurulu toplantısının İstanbul’da yapılmasını önerdi. Kurul Başkanı Francesco Bandarin, "Türkiye, Yürütme Kurulu üyesi değil, davetinizi kabul edemeyeceğiz" dedi. Ama yıllık iznini Türkiye’de geçirmeye karar verdi. İstanbul Vali Yardımcısı Cumhur Taşbaşı’na bir mektup yazarak Yeşil Ev’de rezervasyon yaptırdığını, kente geldiğinde kendisiyle bir kahve içmek istediğini belirtti. Taşbaşı, Bandarin’i havaalanında karşıladı, oteline yerleştirdi, İstanbul uzmanı bir öğretim üyesinin ona şehirde rehberlik yapacağını söyledi. Bandarin, İstanbul’u gezdi ve birkaç sivil toplum kuruluşuyla görüştü. Kentten ayrılırken o denli etkilenmişti ki birden Taşbaşı’na dönüp "2007’de Yürütme Kurulu’nda bir sandalye boşalıyor, sizi kurula önermeyi düşünüyorum. Ne dersiniz" diye sordu. Listeden çıkarılma kábusuyla yatıp kalkan Taşbaşı, bir Türk atasözüyle cevap verdi: "Körün istediği bir göz, Allah verdi iki göz!"
PRESTİJLİ LİSTE
İstanbul Tarihi Yarımada’sı dünyanın en prestijli listesi olan Dünya Kültür Mirası Listesi’ne 1986’da alındı. Taç Mahal ve Çin Seddi gibi toplam 754 kültür varlığının yer aldığı bu listeye girmek kolay değil. Türkiye’den de Divriği Ulu Camii, Kapadokya, Nemrut Harabeleri gibi dokuz eser var. Son yıllarda turistlerin kültüre ilgi duymasıyla bu listenin önemi arttı.