ÜLKEMÄ°N ÜZGÜN YÜZLÜ KADINLARI Ülkem üzgün yüzlü kadınlarla dolu. Hüzün ifadesi Türk kadın maskına çabuk sökülüp atılmayacak ÅŸekilde yapışmış durumda.

Güncelleme Tarihi:

ÜLKEMİN ÜZGÜN YÜZLÜ KADINLARI Ülkem üzgün yüzlü kadınlarla dolu. Hüzün ifadesi Türk kadın maskına çabuk sökülüp atılmayacak şekilde yapışmış durumda.
OluÅŸturulma Tarihi: Åžubat 25, 2000 00:00

ÃœLKEMÄ°N ÃœZGÃœN YÃœZLÃœ KADINLARIÃœlkem üzgün yüzlü kadınlarla dolu. Hüzün ifadesi Türk kadın maskına çabuk sökülüp atılmayacak ÅŸekilde yapışmış durumda. Ne zaman? Belli deÄŸil. Neden? Bilmiyorum. BildiÄŸim bir ÅŸey varsa, o da çevremin üzgün yüzlü kadınlarla dolu olduÄŸu. Hatta gülümsüyor olsalar bile…Bunu bana ilk kez, tatil köyünde rastladığım Rus asıllı bir adam söylemiÅŸti. ''Türk kadınları çok hoÅŸ, ama onlarda çözemediÄŸim tuhaf birÅŸey var. Neden hepsinin gözlerinde üzgün bir ifade var? Çok durgun ve neÅŸesizler. '' Ä°ÅŸte bu konuÅŸmadan sonra, ülkemin kadınlarının yüzlerinde takılı kaldım. O günden beri heryerde yüzleri inceliyorum. Bu gözlerde de Rus adamın sözünü ettiÄŸi o hüzün var mı? Acaba neden bu kadar üzgün duruyorlar? Bu kadın mutlu mu dersin? Gerçekten mutlu olduÄŸunda yüzünün ifadesi nasıl olur?.. gibi sorular dolaşıyor kafamda. Kanıksadığımız için Türk kadınlarının gözlerindeki hüznün farkına varmıyoruz ama Türkiye'yi ve Türk insanını hiç tanımayan, yabancı bir erkeÄŸin, Türk kadınları hakkında ilk izlenimi böyle. Türk kadını en mutlu olduÄŸu anda bile bu üzgün ifadeyi gizleyemiyor. Galiba ben de gerçekten mutlu ve neÅŸeli bir Türk kadını hiç görmedim.O yüz ifadelerindeki ÅŸifre ve sırları çözmek çok zor. Kadınlar her ne kadar çok konuÅŸur gibi gözükseler de, iç dünyalarını, duygularını ve beyin kıvrımlarında dolaÅŸan düşüncelerini asla anlatmıyorlar. Çok hızlı konuÅŸmalarının asıl nedeni ise, derindeki duygularının açığa çıkmasına engel olmak için. Bunu çok iyi baÅŸarıyorlar. Öyle ki, vücut dili bile onları ele vermiyor çoÄŸu zaman. Kadınların derinlerine inmek çok güç. Erkekler bu konuda çok ÅŸikayetçi. Bu labirentte kaybolma ihtimali onları çok korkutuyor. Bu nedenle yüzeyde görünen mutlu ifadeyle yetiniyorlar. Kadınlar ise, eÄŸer o kiÅŸi labirentin kapısını aralamazsa, en yakın arkadaÅŸlarının bile gerçek duygu ve düşüncelerini anlamakta, analiz etmekte zorlanıyorlar.Türkiye'de kadınların yüzünü yıllar yılı örten peçeler, aslında hiç kalkmadı mı yoksa? Sanki hala gizli bir peçe, tüm kadınların yüzlerini gölgelemeye çalışıyor gibi. Her türlü geliÅŸmeye, kazanıma ve modern yaÅŸamın getirdiÄŸi tüm olanaklardan faydalanmalarına raÄŸmen… En fakirinden en zenginine, en yaÅŸlısından en gencine, en avamından en sosyetiÄŸine, en cahilinden en eÄŸitimlisine kadar geçerli bu izlenim.Aslında ülkemde, kadınların günlük hayattaki etkinliklerini, hayatın her alanında aktif rol aldıklarını görmek mümkün. Son yıllarda en üst düzeylerde olmasa da, profesyonel iÅŸ hayatında oldukça önemli kadrolarda yer alıyorlar. Küçük yerleÅŸim bölgelerinde ve köylerde yaÅŸayan Türk kadınları da, artık televizyon ve diÄŸer etkili iletiÅŸim araçları sayesinde kendi bilinçlerini oluÅŸturuyorlar. Eskiye oranla çok daha geniÅŸ alanlarda hareket etme özgürlüğü kazanıyorlar.Büyük ÅŸehirlerde ise, dışardan bakıldığında Türk kadını, batılı modern bir kadından geri kalmayacak standartlara sahip gibi gözüküyor. Ä°yi eÄŸitim alıyor, çalışıyor, seyahat ediyor, flört ediyor, istediÄŸi kiÅŸiyle evleniyor, çocuk sahibi oluyor, veya istemediÄŸi için olmuyor, çocuklarının eÄŸitiminde karar alıyor, evini yönetiyor, iÅŸinde ilerliyor, araba kullanıyor, spor yapıyor, modern alışveriÅŸ merkezlerinde, dünya modasının ürünlerini satın alıyor, kültürel etkinlikleri izliyor, akÅŸamları arkadaÅŸlarıyla çıkıyor, boÅŸanıyor, sevgilisi oluyor ve yapmak istediÄŸi bir çok ÅŸeye, bir noktaya kadar kendisi karar veriyor.Peki bütün bunlara raÄŸmen, Türk kadınlarını diÄŸer geliÅŸmiÅŸ ülkelerin kadınlarından ayıran en önemli özellik nedir? Gözlerdeki hüzün…Evet gözlerdeki hüzün…Çarşıda dolaÅŸan, çocuÄŸunu okula bırakan, kafede sohbet eden, restoranda yemek yiyen, eve yetiÅŸmek için durakta taşıt bekleyen, araba kullanan, markette alışveriÅŸ eden kadınların yüzlerini inceleyin bir süre. Gözlerdeki arayışı, dudak kenarında takılı kalmış yarım gülümsemeyi, endiÅŸeyi, telaşı, güveni, güvensizliÄŸi, ikilemi, çatışmayı, inadı, direnci, boyun eÄŸmeyi, sevgiyi, nefreti, hırsı, merakı, ÅŸefkati, öfkeyi, karmaÅŸayı bir cam piramite vuran ışığın kırılmaları ve yansımaları gibi durmaksızın yanıp sönerken göreceksiniz siz de. Ama sanki görünmez demir bir kafes, bu cam piramitin üstüne ağır ağır inerek, ışıltısını gölgeliyor gibi gelecek size de. O yüzlerde ise derinden gelen, sebebi unutulmuÅŸ, asla sorgulanmamış ve muhtemelen hiç sorgulanmayacak olan o sonsuz hüznü göreceksiniz…Bu, belki de genelde DoÄŸu'lu kadınlara özgü kültürel bir etki. Onları egzotik ve mistik kılan. Ya da, ya da öz kültürümüzün izi. Türk kadını, kendini ezen kültürel yargılardan kurtulamamıştır hala. AÅŸağılanmak istemediÄŸi için ağırbaÅŸlıdır. Ama aslında o sırada içinde patlamalar oluyor olabilir. O patlamaları söndürmeye hazır birileri ve birÅŸeyler vardır hep etrafta. Ä°ÅŸte Türk kadınları, içlerinde kalmış bu patlamamış, patlamasına izin verilmemiÅŸ, lavlarını içine akıttığı yanardaÄŸlar yüzünden hüzünlüdür…Sizce?.. Zülal TÃœZÃœNER - 25 Åžubat 2000, Cuma Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!