Deniz İNCEOĞLU
Oluşturulma Tarihi: Haziran 25, 2011 00:00
Mezzo-soprano Perihan Asude Karayavuz’un Rosina rolünü üstlendiği ve Avrupa’nın pek çok şehrinde sergilenen ‘I due Figaro’ operası, New York Times gibi gazetelerden çok iyi eleştiriler alıyor. Leyla Gencer Şan yarışmasında finale kalarak başarısını İtalya’ya taşıyan Karayavuz, ülkesinden teklif bekliyor
İstanbullu Perihan Asude Karayavuz’un (29) dedesi Şükrü Sarıpınar, Türkiye’nin ilk konservatuvarının ilk mezunlarından. Aile büyüklerinden ya da kuzenlerinden müzikle uğraşan çok. Karayavuz da henüz küçükken sürekli şarkılar söyledi. Genellikle de çevresindekilerin dikkatini çekmek için. Misafir geldiğinde hemen şarkı söylemeye başlıyordu. Daha bilinçli olduğu yaşlarda dedesiyle ilgili hikayeler ve ailesinin götürdüğü temsiller onu çok etkiledi. Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi Müzik Bölümü’nü kazandı. En büyük adımını Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Şan Bölümü’ne seçilmesiyle attı. Hocası Yekta Kara’nın yönetiminde Mozart’ın ‘Figaro’nun Düğünü’ için sahneye çıktığında henüz 19 yaşındaydı ve ilk ödülünü almış oldu.
AYDIN DOĞAN VAKFI İLK KEZ BİR ŞANCIYA BURS VERDİBu dönemde Siemens Opera Yarışması’na katıldı. 22 yaşında ikincilik kazanıp aldığı bursla ilk kez yurt dışına çıkıp Salzburg Mozarteum’da bir yaz boyunca master class’lara katıldı. Sonraki hedefi Leyla Gencer Şan Yarışması oldu. “Leyla Gencer bu meslekte ilerlemeye karar verişimde en büyük etkisi olan isimlerden. Hayatı, duruşu, zekası ve sanatı örnek teşkil etmeli. Yarışma belki de bu yüzden çok heyecanlı geçmişti. Ama sonunda finalist olup, şef Gürer Aykal’ın Borusan Senfoni Orkestrası’yla Aya İrini’de Leyla Gencer’in önünde söylemek çok onur vericiydi” diyor.
Karayavuz, yarışmanın hemen ardından Academia Teatro alla Scala’dan teklif aldı. Konservatuvarı bitirince sınavlarına hazırlandı, 220 kişi arasından ilk 11’e kalıp okumaya hak kazandı: “Benim gibi genç biri için Milano gibi pahalı bir şehirde yaşamak kolay değildi. Babam Milliyet Gazetesi’nden emekli. Bu vesileyle Aydın Doğan Vakfı’nın genç yetenekleri desteklediğini duymuştum. O güne kadar yaptığım her şeyi belgeleyip başvurdum. Vakfın, mesleğimdekilere özel bir bursu ya da kontenjanı olmamasına rağmen, hayallerime inanmış olacaklar ki, desteklemeye karar verdiler.”
NEW YORK TIMES’DAN GEÇER NOTKarayavuz İtalya’da yaşıyor, önemli operalarda sahne alıyor. En son Arena di Verona’da Valencia Palau de les Arts Operası’nda sahneye çıktı. Geçen ay Salzburg Festivali’nde ünlü Şef Riccardo Muti’nin karşısında temsil yaptı. Rosina rolünü üstlendiği S. Mercadante’nin ‘I due Figaro’ operası New York Times gibi gazetelerden çok iyi eleştiriler aldı. Kendisini bu ayın sonuna kadar kadar İtalya’daki Ravenna Festivali’nde izlemek mümkün. Sonrasında Güney İtalya’daki Martina Franca şehrinde Valle D’Itria Festivali’nde Rossini’nin Aureliano in Palmira Operası’nda Publia rolünü alacak.
BENİ BİR DE CARMEN DE GÖRÜN
Enstrüman desek?- Piyano ve flüt.
Sahnedeki en zevkli an?
- Şarkısını söylediğim kişi olduğum ve ona Asude’yi kattığım an. Sonrasında belki seyircilerden birinin gözünde kendimi gördüğüm an.
Peki ya en zorlandığınız?
- Herhangi bir hastalık anında, ateş yorgunluk gibi durumlarda şarkı söylemek zorunda kalmak o anda konsantre olamamaktan korkmak...
En sevdiğiniz eser?- ‘Şu eser favorim’ demek başka bir esere ve besteciye haksızlık olur. Ama İtalyan ve Fransız repertuvarı ses rengime ve hacmine en uygun olanları. İlk büyük başarım da Rossini’nin ‘Cezayir’de Bir İtalyan Kızı’ operasındaki Isabella.
Size en çok yakışan eser?
- Mercadante’nin Figaro operasında Rosina rolü ve öncesinde Isabella ile çok iyi eleştiriler aldım. Ama bir süre sonra yorumlamayı umduğum Carmen rolünü bekleyin. Belki büyük bir iddia gibi durabilir ama iddia, hayal, çalışma ve ses olmadan kimse yolunda yürüyemez.
İdolleriniz?- İki diva ve kraliçe: Leyla Gencer ve Maria Callas. Sahne ve orkestra önündeki en yıkılmaz güç A. Toscanini. Ve tabii dünyanın hayranlık duyduğu Ahmet Adnan Saygun.