Güncelleme Tarihi:
Yerçekimine meydan okuyan fotoğraflarıyla dikkat çeken Lois Greendfield'in çalışmaları ‘Uçanlar’ adı altında sergileniyor.
Fotoğrafçılığı önce meslek olarak gören ve foto muhabirliğiyle işe başlayan Lois Greenfield için, hareket halindeki insan bedeni çok önemli. Ağaçların, çiçeklerin, kuşların hareketi ise hiç ilgilendirmiyor onu. Çünkü Greenfield, hareketi yönlendiren olmayı tercih ediyor. ‘‘Doğa benim istediklerimi yapamaz. Fakat ben insanları yönlendirebilirim. Onlara istediğim hareketi yaptırabilirim’’ diyor.
Tüm sanatlar içinde en demokratik sanatın fotoğrafçılık olduğunu idda eden Greenfield, fotoğrafçılıkta deneyimin de çok önemli olduğuna inanıyor. Resim yapmak kadar özel beceriler gerektirmeyen bir sanatla uğraştığını anlatan Greenfield, fotoraftaki yetenek kısmının aslında tamamen zekanın ve yaratıcılığın ürünü olduğunu savunuyor. ‘‘Ben çektiğim fotoğrafları oturup çizemem. Fakat onları yönlendirerek fotoğraflayabilirim. Bu deneyimle oluşan bir yetenek bence. Ben de uzun tecrübelerden sonra bu sanatı öğrendim’’ diyen Greenfield, her fotoğraf karesinin, onu çeken kişinin dünyayı algılayışını yansıttığını düşünüyor.
‘‘Fotoğraflarıma baktığınız zaman insanları çok olağanüstü hareketler yapıyormuş gibi görürsünüz. İnsan ötesi olduğunu düşünürsünüz. Aslında durum hiç de öyle değil. Herkes sıçrayan birini havada çekebilir. Fakat ben bu gerçeküstü harekete çok uzun zaman devam ediyormuş izlenimini verebiliyorum’’ diyen sanatçı, fotoğrafçılığın aslında çok büyük yetenek isteyen bir sanat olmadığını da düşünüyor.
Teşvikiye Pamukbank Fotoğraf Galerisi'nde ‘‘Uçanlar’’ adlı fotoğraf sergisini geçtiğimiz günlerde açan Greenfield'in Türkiye'deki bu ilk sergisi 24 Ekim'e kadar gezilebilecek. Türkiye'deki sanatseverlerin çalışmalarını çok hoş ve çok heyecanla karşıladığını belirten sanatçı, Türkiye'nin başarılı bale sanatçılarıyla da bir atölye çalışması yaptı. Tan Sağtürk, Canan Şadalak ve Bahar Vidinoğlu'nun fotoğraflarını çeken Greenfield, onları son derece yetenekli bulduğunu da söylemeden geçemiyor.
Önce eğlence
Fotoğraf çekimlerini gerçekleştirdiği stüdyoda çok rahat ve eğlenceli bir insan olduğunu itiraf eden sanatçı ‘‘Önce eğlenmem lazım. Sonra çalışmalarım boyunca iyi vakit geçirmeliyim. Bir iş disipliniyle değil, bir oyun heyecanıyla çalışmayı seviyorum’’ diyor. Stüdyoda önce çalışacağı dansçılarla buluşan ve karşılıklı fikir alışverişinde bulunan Greenfield, mutlaka fotoğraflarında kullanacağı kişilerin görüşlerini alıyor. Önce bir kompozisyonu tasarlayan sanatçı, bunu dansçılara teklif ediyor ve hep birlikte bu kompozisyon üzerinde düşünmeye, tartışmaya başlıyorlar. Fikir birliği yaptıkları poz için hemen denemelere başlayan ekip Greenfiel'in ‘‘Şimdi oldu’’ demesiyle kalıcılığın önemli şahitlerinden oluyorlar. Bir hareketi çok sık tekrarlamaktan yana olmayan Greenfield, çok tekrarlanan bir pozun giderek enerjisini kaybettiğine ve aynı tazelikte, canlılıkta kalmadığına inanıyor. Saniyenin küçücük bir anını yakalamaya çalışan Greenfield, tek kare için zaman zaman saatlerce çalıştığını, çok sayıda film makarası harcadığını da itiraf ediyor.