Üç perde defile: Savaş, aşk, arınma

"Hep bir hikayesi olan koleksiyonlar hazırlıyorum. Dönem dönem bir şeylerden etkileniyorum. Ya okuduğum bir kitap oluyor ya da izlediğim bir film. Bu kez bir kitaptan etkilendim. İsmi Son Amazon. Yazarı Steven Pressfield. Bu kitabı okuyana kadar Amazonlar konusunda çok cahildim. Amazonların Türkiye’de, Karadeniz’de yaşadığının düşünüldüğünü bilmiyordum. Kitaptan sonra daha çok araştırdım. Gördüm ki onlar anaerkil medeniyetin temel taşları. Farklı, kadınlığı tasvir edilmemiş, çözülmemiş bir medeniyet. Ve bir anda kendimi bu konseptin içinde buldum." Evrim Timur son koleksiyonu Amazonların ortaya çıkış hikayesini böyle anlatıyor.Timur araştırmaları sonucunda Amazonlarla ilgili konuyu ikiye ayırmış. 1. Mitolojik tarafı. 2. Arkeolojik bulgular. "Arkeolojik bulgulara baktığınızda Amazonların yaşayıp yaşamadığı henüz tam olarak kanıtlanmış değil. Mitolojik hikayeleri okuduğunuz zaman yaşadıklarına daha çok inanıyor, etkileniyorsunuz" diyor. "Dinlediğimde aklımı aldı" dediği hikayeyi şöyle anlatıyor: "Hikaye, Amazon Kraliçesi Phantaselia ile Turuvalı Achileus arasında geçiyor. Yunan savaşları sırasında savaşmak için karşılaşıyorlar. Tam da birbirlerini öldürmek üzerelerken aşık oluyorlar. Aşil’in aşık olduğunu anladığı an, Phantaselia’yı öldürdüğü an. Çünkü öncesinde rakibinin bir kadın olduğunun farkında değil. Onu ölüme uğurlayışı ve onu öldürmesine rağmen Amazonların Aşil’e karşı tavrı, bana bugünün koşullarında yaşadığım her şeyi bir daha düşündürdü. Ölümün aslında bir tür arınma, boyut değiştirme ve farklı bir başlangıç olduğunu anladım. Aşkın ve savaşın ne olduğunu tekrar tekrar sorguladım. Bu hikayeyi bitirdiğimde bir anda kendimi hikayenin içinde gördüm. Kraliçeyi gördüm, diğer kadınları gördüm. Koleksiyon ortaya çıktı."Amazonlar 100 parçalık bir koleksiyon. Evrim Timur’un çizgisi yine hissediliyor. Defile ve hikaye üç perdeden oluşuyor. Üç ayrı duygudan bahsedilecek. Birinci perde savaş, çok kanlı ve çok üzücü bir savaş. İkinci perdede o savaşın insan vücuduna geçmiş, kalbine değmiş hali. Üçüncü perde ölüm anı, arınma. Arınmayla birlikte, aklın ortaya çıkışı ve kristalleşme. Koleksiyonun tamamı beyaz. Çünkü Evrim Timur hepimizin temel bir rengi olduğuna inanıyor: "Biz sadece çevrede olan biteni yansıtarak renk değiştiriyoruz. Amazonlar da öyle. Onları çevredeki yansımalar renklendiriyor, aslında bembeyazlar." 2008 KIŞI BEMBEYAZ BOL VE KISA ETEKLİAmazonlar Koleksiyonu 2007-2008 Sonbahar-Kış sezonuna ait. Evrim Timur koleksiyonunun temel amacı trend önermek: "En önemli trend, smart tekstil, yani teknolojik ürünler. Tekstilde olağanüstü teknolojik gelişmeler yaşanıyor. Düşündüklerimiz hayal olmaktan çıkıp üzerimize giydiğimiz ürünlere dönüşecek. Kış için şiddetle beyazı önereceğim. Artık unutmaya başladığımız yerel değerleri tekrar gün ışığına çıkaracağım. Etnik kökler modada yeniden gündeme gelmeye başladı. Ben de bize ait olan yerel değerleri önereceğim. Yoğun dikiş detayları var. Formlar oldukça geniş. Volüm itibarıyla hiçbir kıyafet vücutta sabit durmuyor. Hepsinin bollukları var. Her şey kısa, hiç diz altı boy yok. Aksesuvarları sadece dışta değil, içte de kullanıyoruz."AMAZONLAR GÖĞÜSLERİNİN BİRİNİ VERİRLERDİ, GÜNÜMÜZ KADINLARI KALPLERİNİN YARISINI VERİYORTasarımcı, Amazon kadını ile günümüz kadını arasında şöyle bir paralellik kuruyor: "Araştırmaların sonuçlarına göre Amazon kelimesinin anlamının, ’Göğüssüz’ olduğu ortaya çıkmış. Bu kadınlar ok atarken rahatsız olmak ve yayı daha fazla gerebilmek için tek göğüslerini küçükken keserlermiş. Böylece yayı zahmetsizce gerebilir ve oku daha da uzağa atabilirlermiş. Bu özellikleri savaşlarda onlara ezici üstünlük sağladığından geleneklerini çok uzun yıllar boyunca hiç değiştirmemişler. Günümüz kadını da kendi ayaklarının üzerinde durabilmek için kalplerinin yarısını hatta zaman zaman akıllarının yarısını kesiyorlar. Bilinçli olarak akıllarını kullanmıyorlar." Takılar Didem Çapa’danAmazonlar koleksiyonunun takılarını Didem Çapa hazırladı. Çapa ile yollarının nasıl kesiştiğini Evrim Timur anlatıyor: "Didem’le hikayemiz geçen yılki defilem Massailer’de başladı. O koleksiyonun aksesuvarları Nairobi’den geldi. Fakat yetmedi. Tamamlamak gerekti. Didem’in bu konuda müthiş bir yeteneği var. Bana yardım etti ve aksesuvarları tamamladık. Amazonlar defilesi konseptini ona anlattığımda çok heyecanlandı, aksesuvarları ben yaparım dedi. Seve seve kabul ettim." Didem Çapa takı ile ilişkisini şöyle anlatıyor: "Takı, 6-7 yıldır hafta sonları atölyemde ilgilendiğim hobilerimden biri. Ama ben her şeyi yapıp kendime saklayan bir tipim. Çünkü birçok sanatçıyla birçok etkinlik düzenliyorum. Bu yaparken insanın kendini onlarla yarışır bir kimlikte ortaya koyuyor olmayı doğru bulmuyorum. Ama Evrim’le farklı bir işbirliğimiz oldu. Massailer’le başladık, Amazonlar’la devam ettik. Evrim’in aklındakilere uygun tasarımlar yaptım. Teklemeyi ana tema olarak seçtim. Çünkü Amazonlar hayata bir göğüslerini feda ederek başlıyorlar. Takılarda da küpeler tek mesela." IF FUARINDA BAŞKA NELER VAR?İtalyan Moda Federasyonu Başkanı geliyor İtalyan Moda Federasyonu Başkanı Mario Boselli IF’nin konuğu olarak Türkiye’ye geliyor. "Dünyada Tekstil, Hazır Giyim ve Moda Endüstrilerinin Dünü, Bugünü ve Yarını" konulu bir konferans verecek olan Boselli, İtalya’nın tekstil ve hazır giyim ve moda sektöründeki büyük başarısının sırlarını da açıklayacak. Elton John ve Madonna’lı metal koleksiyonuDünyanın gelmiş geçmiş en yaratıcı modacılarından biri olan Gianni Versace’nin "Metal Koleksiyon"u geliyor. Bu koleksiyondaki kıyafetleri Madonna’dan Leydi Di’ye, Elton John’dan Prince’e kadar birçok ünlü giydi. Gianni Versace 1982’de Oroton’u şekillendirir ve bu pırıltılı madeni halkalı bir kazağa dönüştürmeyi başarır. Vücuda yapışır, drape olabilir, renkli, desenli, süslü ve özellikle savaş sonrası haute couture’ün en önemli buluşlarını temsil eden Oroton’u Versace öyle çok sever ki, 1986’dan itibaren tüm koleksiyonlarında dantel, deri, saten ya da şifonla bir arada kullanır. Kırmızılı kadının elbisesi bile var IF İstanbul Uluslararası Hazır Giyim Fuarı kapsamında çok özel bir sergi var. Valentino, Gianni Ferre, Armani gibi ünlü İtalyan modacılarının en çarpıcı kıyafetleri İstanbul’a geliyor. Üstelik bu muhteşem kıyafetler Sophia Loren’den Prenses Süreyya’ya kadar pek çok Hollywood yıldızı ve dünya jet sosyetesinin önde gelen isimleri için özel olarak tasarlanmış, mücevher değerindeki kıyafetler.