Üç haftada 55 bin tık
Güncelleme Tarihi:
Hakan GENCE
Oluşturulma Tarihi: Haziran 12, 2011 00:00
Toprak Sergen, yaklaşık beş yıl önce dizi ve sinema oyunculuğuna ara verdi. Son dönemde ekranlara tekrar dönene kadar da kafayı çevre konusuna taktı. Üç yılı Kaş’ta dalış yaparak geçirdi. Şimdi ise dogasenicagiriyor.tv internet sitesiyle hayalindeki doğa programını hayata geçiriyor
Doğa merakınız nasıl başladı?
- Benim adım Toprak!
Nasıl yani, Toprak ismi toprağı mı çekti?
- Dedem Ziraat Fakültesi’nde profesördü. Babam hayatı boyunca denizle iç içeydi. Daha iki yaşında babamın mayosundan tutar tekneyle gezerdik. Bir ara gece dalma merakım başladı. Gözümü kapar haritadan bir yer seçer ve oraya giderdim. Bir tekneye biner, gece yarısı denizin ortasına açılır ve dalardım. Tekneciye de “Sen geri dön” derdim. Zaten bunları yapmasam doğaya dost bir çaba içinde de olmazdım.
Sizde biraz çılgınlık var mı?
- Tabii bana deli diyen olabilir...
Doğa Seni Çağırıyor projesi nasıl ortaya çıktı?
- Televizyondan sıkılan, interneti televizyondan daha çok kullanan, istediği zaman, istediği kadarını izlemek isteyenler için bir şeyler yapmak istedim. Zaten televizyon mantığının da biteceğini çok iyi biliyorum. Çekimlere gelince, bu işi arkadaşlarımdan oluşan yedi kişilik bir ekip üstleniyor. Tabii herkes profesyonelce parasını alıyor.
Siteniz nasıl çalışıyor?
- dogasenicagiriyor.tv adresinde haftada iki gün 25 dakikalık iki parçacık yayınlıyoruz. İçinde kimseyi sıkmayacak, ana merkeze doğayı alan her şey var. Örneğin geçen hafta Türkiye’de yapılan dünya sualtı şampiyonası görüntülerini de, bir köpekbalığıyla dalgıcın animasyonunu da bulmanız mümkün. Ayrıca gittiğimiz yerlerin sadece iyi taraflarını değil, doğa adına yaşanan olumsuzlukları da aktarıyoruz. Örneğin Kıbrıs’ta halka açık güzel bir plaj var. Deniz kaplumbağaları da orayı kullanıyor. Peki ne olacak? Sapanca Gölü suyu içilebilen nadir göllerden. Bu göl şimdi ne durumda, onun peşine düşüyoruz.
Bütün bu işleri nasıl finanse ediyorsunuz?
- Türkiye’deki birçok büyük firma ve grupla çalıştım. İnsanların bakış açılarını biliyorum. Destek vermek için önce bir şeyler görmek istiyorlar. Bu yüzden bütün finansmanı ben sağlıyorum. Tabii gittiğimiz yerlerde o çevreyi tanıttığımız için bize destek verenler de var. İnsanımız konuksever. Ama parayı daha fazla konuşmak istemiyorum ve rakam telaffuz etmeye utanıyorum. Sadece iki havayolu firmasıyla anlaştık. Bu sayede yurtiçine ve yurtdışına daha rahat gidiyoruz.
BU DÜNYADAN UZAKLAŞMAK İÇİN KAŞ’TA KALDIM
2006’dan sonra oyunculuğa neden ara verdiniz?
- Her şeyin en iyisini yapmıştım. ‘Düşler ve Gerçekler’i çekiyorduk. En iyi kanallardan biri, en iyi oyuncular... Ama o sırada Gamze Özçelik bombası patladı. Bu kriz iyi yönetilemedi. Olayların çok basmakalıp yürüdüğünü anladım. Bu dünyadan uzaklaştım. Üç yılı Kaş’ta geçirdim.
Neden Kaş’a gittiniz?
- Dünyadaki en önemli dalış noktalarından biri. Doğası harika. Gecenin bir yarısı tek başıma suya dalıp açıktaki adalara gidiyordum.
Bu arada teklifler geldi mi?
- Tabii geldi. Hâlâ da geliyor. İyi proje olursa da yaparım. Zaten bir buçuk yıldır yine İstanbul’dayım. MTV’de İkilem isimli bir program yaptım. Bunu NTV’deki sahne klasikleri izledi. Sunuculuk ve seslendirme de hayatımda tam gaz sürüyor.
İNTERNET EN İYİ TERCİH
Bu projeyle şimdi kendi istediğimi yapıyorum. Doğayı keşfetmek inanılmaz bir mutluluk. Bu iş eğer televizyon için yapılsaydı ancak gece yarısından sonra, reytingin düştüğü bir saatte yayınlanırdı. Bunun için de kendi kendine mücadele etmenin de bir anlamı yoktu. Bu anlamda internet en iyi tercih. Sitem, doğa meraklıları tarafından üç haftada 55 bin kez tıklandı.
DAMACANAYLA SU ALMIYORUM
Doğa isimli bir sistemin içindeyiz ve bu sistem artık acil durum sinyalleri veriyor. Her geçen gün dünyaya biraz daha sığmaz hale geliyoruz. Bunun yanında temizliğe önem vermiyor, nükleer santrallara hayır demiyoruz. Artık birinin bunları insanlara aktarması gerekiyordu. Mesela ben poşeti hayatımdan çıkardım. Suyu asla damacanayla almıyorum. Şişe tercih ediyorum. O damacanaların nerede ve nasıl üretiliyor bilmiyoruz.
ÇOCUK KONUSUNDA EKSİ İKİ MANTIĞINDAYIM
43 yaşındayım ve bundan sonra evlenmeyi düşünmüyorum. Babam beş defa evlendi ama demek ki benim genetik kodlarımda bir farklılık varmış. Ama çocuk farklı bir şey. Çocuk konusunda eksi iki mantığından yanayım. Yani evlat edinerek birini kurtarır, çocuk yapmayarak da diğerini kurtarırım etti sana eksi iki!
Bİ’ŞEY YAPMALI
Türkiye’nin Canı kampanyası
WWF-Türkiye’nin 35 yıllık doğa koruma deneyiminden çıkardığı önemli derslerin başında şu yer alıyor: Ancak yöre insanıyla birlikte hareket ederek gerçekleştirilen projeler başarıya ulaşır. Buna göre katılımcılık, sorunların ve çözüm önerilerinin belirlenmesinde kilit rol oynuyor. Bu formülü, her geçen gün biraz daha geliştirerek, Türkiye’nin çeşitli yörelerindeki doğa koruma çalışmalarına uyguyorlar. Şimde de Türkiye’nin Canı Kampanyası’nı yürütüyorlar. Bu kampanyayla beraber 1000 liralık bağışlarla Anadolu’daki biyolojik çeşitliğinin korunması amaçlanıyor. Kampanyayla ilgili bilgiyi www.turkiyenincani.org adresinden alabilirsiniz.
- Benim adım Toprak!
Nasıl yani, Toprak ismi toprağı mı çekti?
- Dedem Ziraat Fakültesi’nde profesördü. Babam hayatı boyunca denizle iç içeydi. Daha iki yaşında babamın mayosundan tutar tekneyle gezerdik. Bir ara gece dalma merakım başladı. Gözümü kapar haritadan bir yer seçer ve oraya giderdim. Bir tekneye biner, gece yarısı denizin ortasına açılır ve dalardım. Tekneciye de “Sen geri dön” derdim. Zaten bunları yapmasam doğaya dost bir çaba içinde de olmazdım.
Sizde biraz çılgınlık var mı?
- Tabii bana deli diyen olabilir...
Doğa Seni Çağırıyor projesi nasıl ortaya çıktı?
- Televizyondan sıkılan, interneti televizyondan daha çok kullanan, istediği zaman, istediği kadarını izlemek isteyenler için bir şeyler yapmak istedim. Zaten televizyon mantığının da biteceğini çok iyi biliyorum. Çekimlere gelince, bu işi arkadaşlarımdan oluşan yedi kişilik bir ekip üstleniyor. Tabii herkes profesyonelce parasını alıyor.
Siteniz nasıl çalışıyor?
- dogasenicagiriyor.tv adresinde haftada iki gün 25 dakikalık iki parçacık yayınlıyoruz. İçinde kimseyi sıkmayacak, ana merkeze doğayı alan her şey var. Örneğin geçen hafta Türkiye’de yapılan dünya sualtı şampiyonası görüntülerini de, bir köpekbalığıyla dalgıcın animasyonunu da bulmanız mümkün. Ayrıca gittiğimiz yerlerin sadece iyi taraflarını değil, doğa adına yaşanan olumsuzlukları da aktarıyoruz. Örneğin Kıbrıs’ta halka açık güzel bir plaj var. Deniz kaplumbağaları da orayı kullanıyor. Peki ne olacak? Sapanca Gölü suyu içilebilen nadir göllerden. Bu göl şimdi ne durumda, onun peşine düşüyoruz.
Bütün bu işleri nasıl finanse ediyorsunuz?
- Türkiye’deki birçok büyük firma ve grupla çalıştım. İnsanların bakış açılarını biliyorum. Destek vermek için önce bir şeyler görmek istiyorlar. Bu yüzden bütün finansmanı ben sağlıyorum. Tabii gittiğimiz yerlerde o çevreyi tanıttığımız için bize destek verenler de var. İnsanımız konuksever. Ama parayı daha fazla konuşmak istemiyorum ve rakam telaffuz etmeye utanıyorum. Sadece iki havayolu firmasıyla anlaştık. Bu sayede yurtiçine ve yurtdışına daha rahat gidiyoruz.
BU DÜNYADAN UZAKLAŞMAK İÇİN KAŞ’TA KALDIM
2006’dan sonra oyunculuğa neden ara verdiniz?
- Her şeyin en iyisini yapmıştım. ‘Düşler ve Gerçekler’i çekiyorduk. En iyi kanallardan biri, en iyi oyuncular... Ama o sırada Gamze Özçelik bombası patladı. Bu kriz iyi yönetilemedi. Olayların çok basmakalıp yürüdüğünü anladım. Bu dünyadan uzaklaştım. Üç yılı Kaş’ta geçirdim.
Neden Kaş’a gittiniz?
- Dünyadaki en önemli dalış noktalarından biri. Doğası harika. Gecenin bir yarısı tek başıma suya dalıp açıktaki adalara gidiyordum.
Bu arada teklifler geldi mi?
- Tabii geldi. Hâlâ da geliyor. İyi proje olursa da yaparım. Zaten bir buçuk yıldır yine İstanbul’dayım. MTV’de İkilem isimli bir program yaptım. Bunu NTV’deki sahne klasikleri izledi. Sunuculuk ve seslendirme de hayatımda tam gaz sürüyor.
İNTERNET EN İYİ TERCİH
Bu projeyle şimdi kendi istediğimi yapıyorum. Doğayı keşfetmek inanılmaz bir mutluluk. Bu iş eğer televizyon için yapılsaydı ancak gece yarısından sonra, reytingin düştüğü bir saatte yayınlanırdı. Bunun için de kendi kendine mücadele etmenin de bir anlamı yoktu. Bu anlamda internet en iyi tercih. Sitem, doğa meraklıları tarafından üç haftada 55 bin kez tıklandı.
DAMACANAYLA SU ALMIYORUM
Doğa isimli bir sistemin içindeyiz ve bu sistem artık acil durum sinyalleri veriyor. Her geçen gün dünyaya biraz daha sığmaz hale geliyoruz. Bunun yanında temizliğe önem vermiyor, nükleer santrallara hayır demiyoruz. Artık birinin bunları insanlara aktarması gerekiyordu. Mesela ben poşeti hayatımdan çıkardım. Suyu asla damacanayla almıyorum. Şişe tercih ediyorum. O damacanaların nerede ve nasıl üretiliyor bilmiyoruz.
ÇOCUK KONUSUNDA EKSİ İKİ MANTIĞINDAYIM
43 yaşındayım ve bundan sonra evlenmeyi düşünmüyorum. Babam beş defa evlendi ama demek ki benim genetik kodlarımda bir farklılık varmış. Ama çocuk farklı bir şey. Çocuk konusunda eksi iki mantığından yanayım. Yani evlat edinerek birini kurtarır, çocuk yapmayarak da diğerini kurtarırım etti sana eksi iki!
Bİ’ŞEY YAPMALI
Türkiye’nin Canı kampanyası
WWF-Türkiye’nin 35 yıllık doğa koruma deneyiminden çıkardığı önemli derslerin başında şu yer alıyor: Ancak yöre insanıyla birlikte hareket ederek gerçekleştirilen projeler başarıya ulaşır. Buna göre katılımcılık, sorunların ve çözüm önerilerinin belirlenmesinde kilit rol oynuyor. Bu formülü, her geçen gün biraz daha geliştirerek, Türkiye’nin çeşitli yörelerindeki doğa koruma çalışmalarına uyguyorlar. Şimde de Türkiye’nin Canı Kampanyası’nı yürütüyorlar. Bu kampanyayla beraber 1000 liralık bağışlarla Anadolu’daki biyolojik çeşitliğinin korunması amaçlanıyor. Kampanyayla ilgili bilgiyi www.turkiyenincani.org adresinden alabilirsiniz.