"Twitter’a yasak fikri bile bana çok yabancı"

Güncelleme Tarihi:

Twitter’a yasak fikri bile bana çok yabancı
Oluşturulma Tarihi: Mart 24, 2014 18:25

Avusturya Dışişleri Bakanı Sebastian Kurz 27 yaşında... Avrupa’nın en genç dışişleri bakanı... Avrupa Konseyi dönem başkanlığını da yapıyor... Aynı zamanda hukuk öğrencisi. Öğreniminin ortasında önce uyumdan sorumlu müsteşar oldu. Geçen yılın aralık ayında da bakan... Kurz, Avusturya Halk Partisi’nin genç umudu ve yeteneği. Dışişleri Bakanı Kurz, Hürriyet’i başkent Viyana’da Kırım krizinin dorukta olduğu günlerde kabul etti. Bizden sonra Ukrayna Dışişleri Bakanı’yla görüşmesi vardı. Sorularımıza, samimi ve içtenlikle cevap verdi.

Haberin Devamı


Soruya sizin yükselen kariyer grafiğinizle başlamak istiyorum. 2011’de 24 yaşında uyumdan sorumlu müsteşar oldunuz. O zaman medyada meslek tecrübesi yok, göçmen kökenli değil gibi yoğun eleştiriler aldınız. Bu görevi kabul etmeniz için sizi heyecanlandıran ne oldu?

Ben çok genç yaşta siya­sete ilgi duydum. 16 yaşında siyasete atıldım. Muhafazakar Avusturya Halk Partisi’nin (ÖVP) gençlik teşkilatı genel başkanı oldum. Viyana eyalet meclisi milletvekili seçil­dim. Viyana’da 12. bölgede yetiştim. 12. bölge çok renkli, çok sayıda göçmen kökenlinin yaşadığı bir bölge. O nedenle ben çok erken yaşta, farklı dinlerin, kültürlerin ve dillerin bir arada yaşamasının gayet doğal olduğu bir ortamda büyüdüm. Aynı zamanda ne tür sorunların olabileceğini de birlikte yaşadım. Ama bunun ne kadar büyük bir şans oldu­ğu gerçeğini de. Bu nedenle uyum konusuna çok genç yaşta ilgi duydum. Bu benim için büyük ve heyecan verici bir görev oldu.

Türk arkadaşlarınız da oldu mu?

Elbette. Ben halen 12. bölgede yaşıyorum. Benim sınıfımdaki öğrencilerin yüzde 50’si göçmen kökenliydi. Bunların büyük çoğunluğu da Türk kökenli. Türk köken­liler Avusturya’da en büyük göçmen nüfustan biri.

Twitter’a yasak fikri bile bana çok yabancı


ARKADAŞIM BENİ ARADI...

Adınız dışişleri bakanlığı için geçince ve geçen aralık ayında da dışişleri bakanı olunca, yine şaşkınlıklara yol açtınız ve eleştiri aldınız. Tecrübesiz, diplomat değil, daha çok genç gibi hararetli tartışmalar oldu. Şimdi bu tartışmalar kesildi. Yeni ma­kama alıştınız mı artık?

Genç bir insan olarak bir görev üstlenince, o zaman ken­dinizi iki kat daha fazla ispat etmeniz gerekiyor. Uyumdan sorumlu müsteşarken de böyle oldu. Yeni görevimde de bunun böyle olması gayet normal. Müsteşar olarak göreve başladığımda, ilk 6 ay gerçekten çok zor oldu benim için. Ama çok iyi bir arkadaşım, beni aradı ve dedi ki, önemli olan medyanın senin hakkında ne yazıp söylediği, nasıl eleştirdiği ve övdüğü değil, önemli olan senin doğru bildiğini yapman, doğru bildiğin yolda ilerlemen dedi. Birkaç ay sonra giderek ortam düzelmeye başladı. İmaj grafiğim giderek yükseldi. Aynı arkadaşım beni yeniden aradı ve dedi ki, daha önce söylediğim söz şimdi de geçer­liliğini aynen koruyor. Halktan olumlu destek almam beni elbette sevindirdi. Geçen genel seçimlerde en fazla tercihli oyları alınca büyük sevinç duydum. Ama ben siyasette şunu biliyorum ki, övgü de ve eleştiri de çok değişken. Önemli olan övülüyor muyum ya da eleştiriliyor muyum sorusu değil, doğru bildiğimi yapmak önemli olan.

NELER Mİ İSTİYORUM...

İhtiyar Avrupa’da genç bir sima olarak nasıl bir Avrupa hayal ediyorsunuz?

AB’nin bir barış projesi olması büyük bir kazanım. Avrupa olarak çatışmalar, sa­vaşlar artık geride kaldı. Şimdi hep birlikte çalışıyoruz. Ben barış içinde birlikte yaşamı ga­yet doğal gören, AB’den daha güçlü beklentileri olan bir ku­şağı temsil ediyorum. Avrupa başka ülkelerle, kıtalarla bağı­nı koparmamalı. Tarih olarak büyük bir zenginliğe sahibiz, ama zengin bir geleceğe de sahip olmamız için dünyanın başka ülkelerinde çok genç bir nüfusun yaşadığını, bu­ralarda daha çok ekonomik büyüme imkanının mevcut olduğunu ve buralarda in­sanların başarıya aç olduğu­nu, hizmete hazır olduğunu bilmemiz lazım. Ben eğitime çok ağırlık veren bir Avrupa arzu ediyorum. İnsanların tüm yeteneklerini, enerjilerini seferber edebildiği bir Avrupa. Sınır ötesi ekonomilerde de başarılı olmaya çalışan bir Avrupa. Bunun gerçekleşme şansı stratejik ortaklarla güçlü bir ekonomik işbirliğinden geçiyor. Türkiye ve başka ülkeler gibi.

Haberin Devamı


HİÇBİR ŞEYİ KAÇIRMIYOR, DOLU DOLU YAŞIYORUM

Yaşıtlarınız akşam tekno kulüplere ya da bara gitmeyi, eğlenmeyi tercih eder. Siz uluslararası siyasi arenada çok ciddi ve önemli sorunlarla uğ­raşmak zorundasınız. Bazen gençliğimde birçok şey kaçırıyorum duygusu yaşıyor musunuz?

Birincisi ben hiçbir şeyi kaçırmıyorum, her şeyi çok yoğun yaşıyorum. İkincisi gençlerin tüm gece eğlenip gündüz yattığı, ertesi gün öğleden sonra kalkıp bugün ne yapalım diye düşündüğü imajını da düzeltmek lazım. Çünkü benim yaşım­da ekonomide, iş yerlerinde önemli görevlerde bulunan, işyeri kuran, istihdam yaratan çok insan var. Formula 1 yarışlarına katılan veya Birleşmiş Milletler gücünde barışı sağlamak için asker olarak görev yapan çok genç var. Benim çevrem farklı alanlarda farklı görevlerde çok yoğun çalı­şan, sorumluluk alan insanlarla dolu.

Haberin Devamı


TÜRKİYE İÇİN NELER SÖYLEDİ

Hiç Türkiye’ye gittiniz mi?

Evet defalarca tatil yaptım. En son müsteşar olarak Ankara ve İstanbul’u ziyaret ettim.

Türkiye’de iki ayağınızın üzerinde Avrupa’da durdu­ğunuzu hissettiniz mi?

Çok açık söylemem gere­kirse, ben böyle bir soruyu düşünmedim. Türkiye’de çok sıcak, samimi ve içten karşılandığım duygusunu yaşadım. Misafirperverlik ve yaşama sevincini gördüm. Özellikle İstanbul’da hızla gelişmekte olan bir bölgede olduğumu hissettim. Başarılı yıllar yaşadığına tanık oldum.

Türkiye sizce Avrupa’ya ait mi?

Türkiye çok büyük bir ülke. Türkiye’de nerede ol­duğunuz önemli. Türkiye’de sınırlar çok akıcı.

Avusturya için Türkiye nasıl bir öneme sahip?

Türkiye Avusturya için çok güçlü bir yere sahip. Çünkü insan, kültürel ve ekonomik olarak çok sıkı bağlarımız var. Avusturya Türkiye’de en büyük yatırımcı ülke. 300 bin civarında Türk kökenli Avusturya’da yaşıyor.

Haberin Devamı

BUNLARI YAPMAYA İHTİYACIMIZ VAR

- Avrupa’nın gücü ve zaafları üzerine ne rüyaya ne de kışkırtmalara ihtiyaç var. Tam tersine çok açık tartışmalara ihtiyacımız var.

- Avrupa Birliği üzerine gelişmeleri ve kararları daha iyi anlamaları için vatandaşlarla samimi bir diyalog önemli. Avrupa üzerine kararların üye ülkelerin ortak kararları olduğunu ve bu kararların her Avusturyalıyı doğrudan nasıl etkileyeceğini anlatmamız gerekir. Vatandaşları kararlara daha fazla katmaya ve ortak etmeye çalışmalıyız. Avustur­ya ayrıca 16 yaşından itibaren vatandaşların ve AB vatandaş­larının da, AB seçimlerinde oy kullanabildiği tek AB ülkesi.

- AB elbette bazı karmaşık yapısıyla da her zaman kolay anlaşılır değil. Bunun nedeni de AB’nin egemenliğin paylaşımı olan ana düşüncesi ve yapısının eşi ve benzerinin olmaması. Üye ülkelerle doğrudan bir kıyasla­ma yapmak bu açıdan çok zor. AB’yi vatandaşa daha yakınlaş­tırmak için, ilk önce vatandaş­ların katılımının güçlendirilmesi gerekiyor. Vatandaşlarımıza AB çapında siyasi çalışmaları takip etmesini kolaylaştırmamız lazım. Bu takibi AB’de tartışı­lan farklı, uzman konularda AB kurumlarının vatandaşa yakın kamuoyu çalışmalarıyla ve şef­faflıkla kolaylaştırabiliriz. Burda medyaya da büyük görev düşüyor.

- Avrupa çapında demokra­tik etkide bulunmak için Avrupa Parlamentosu seçimleri yanında Avrupa vatandaş girişimleri de önemli bir imkan sunuyor. Şim­diye kadar yapılan üç vatandaş girişiminin değerleri ortada. Şimdi vatandaş girişimlerinin daha iyileştirilmesi gerekiyor.

- Burada söz konusu olan AB’nin demokratik öneminin güçlendirilmesi. Buradan hare­ketle şahsiyet seçim hakkının ve özellikle de komisyon başkanı­nın doğrudan seçilmesi üzerine tartışmak gerekiyor.

Haberin Devamı


MÜSTEŞARIM LİSEYİ İSTANBUL'DA BİTİRMİŞ

Türkiye’deki son güncel gelişmeleri ne kadar yakından takip ediyorsunuz?

Elbette yakından takip ediyorum. Bir Dışişleri Bakanı olarak yakından ilgileniyorum. Bunun yanında Türkiye’ye ilgi duyduğum için yakından gözlemliyorum. Türk köken­li arkadaşlarım var. Benim müsteşarım Stefan Steiner, Türkiye’de St. Georg Lisesi mezunu. Türkiye’de büyümüş. Onun gibi Türkiye’yi tanıyan biriyle bunları konuşma imkanı bulmak benim için çok gü­zel. Ama Türk kökenli başka arkadaşlarım da var, onlarla da güncel konuları tartışıyorum. Ama şunu saygıyla söylemem gerekir ki, Türkiye son yıllarda başka ülkelerden çok daha bü­yük atılımlar yaptı. Çok sayıda gerekli ve önemli reformlar gerçekleştirdi. Ama bir genç olarak da, Facebook, Twitter, Youtube gibi ağları yasaklama fikirleri de beni endişelendiri­yor. Bu tür fikirler benim için çok uzak ve çok yabancı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!