Tween’in arkasındaki kadınla tanışın

Güncelleme Tarihi:

Tween’in arkasındaki kadınla tanışın
Oluşturulma Tarihi: Şubat 19, 2011 00:00

23 Şubat 20.00’de Londra Moda Haftası kapsamında ilk kez bir Türk markası defile yapacak. Sadece İngiliz markalarının girebildiği haftaya katılmayı başaran Tween’in bugün Amerika, İngiltere, Tokya, Japonya, Kore, Almanla dahil olmak üzere 28’den fazla ülkede satıldığını, dünyanın en önemli erkek fuarlarından biri Floransa Pitti’nin başrol oyuncularından olduğunu biliyor musunuz? Peki tüm bunların arkasındaki isimden haberdar mısınız? Güneş Güner Işık 2006’dan beri Orka Grup Yaratıcı Direktörü

Güneş Güner Işık, Damat, Tween, ADV gibi markaların sahibi olan Orka Grup’un yönetim binasının kapısından ilk kez 1995’te girdi. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo-TV ikinci sınıf öğrencisiydi. Okula girdiği ilk günden beri Anadolu Ajansı ve Ali Kırca ile Ana Haber gibi yerlerde staj yapmıştı ama gazeteci olmak için heyecanlanmamıştı. Aklı fikri tasarımcılıktaydı, ne de olsa aileden tekstilciydi. Dedesi Aksaray’da terziydi, babası Soydan Güner kendi adıyla bir hazır giyim markası yaratmıştı. İkinci sınıfın sonunda bir tekstil markasına asistan olarak girmeye karar verdi. Böylece bir taraftan okulunu bitirdi, diğer taraftan Orka Grup’ta modanın temellerini öğrendi.

Yazları da boş durmamış, İtalyanca kursuna gitmişti. Okul biter bitmez soluğu İtalya’da aldı. Daha önce bir-iki haftalık kısa kurslara katıldığı Marangoni Üniversitesi’nde iki yıl moda tasarım okudu. Mezun olduktan sonra Trussardi ve Bikkembergs gibi markalarda kısa süreli stajlar yaptı.

1998’de okuldaki en yakın arkadaşı İran asıllı Amerikalı Masha Rahmani’yle ‘Güner Rahmani’ adlı bir marka kurdu. Dubaili kadınları hedeflediler. Üretimi Boston’da yaptılar. Couture’e çok yakın, dantel ve işleme ağırlıklı bir marka yarattılar. Hedefi 12’den vurdular. 2000’e kadar işler çok iyi gitti. Sonra Güneş, İstanbul-Boston-Dubai arasında yaşamaktan sıkıldı. Gençlik ateşinin etkisiyle kazandıklarını birinci sınıf uçak biletlerinde, otellerin en lüks süitlerinde harcadıkları
/images/100/0x0/55ea52a7f018fbb8f8785f59
için de geriye kazanç adına pek bir şey kalmıyordu. Bu işi hakkıyla yapabilmek için Dubai’ye yerleşmek gerekiyordu. Onu da hiç istemiyordu. Masha Dubai’ye yerleşti ve markasını Masha Rahmi olarak devam ettirdi.

Güneş, Türkiye’ye döndükten sekiz ay sonra kendi ofisini kurdu. 2003’e kadar Güneş Güner Tasarım Ofisi adı altında hem ihracat markalarına hem de üretimi Türkiye’de yapan yabancı markalara kalıp hazırladı, tasarım yaptı. Deri piyasasıyla yakın çalıştı. Bir süre H&M, Marks&Spencer, El Corte Ingles gibi markalara üretim yapan ATK ile işbirliği yaptı. ATK’nın yaratıcı direktörü Emel Türkmen’den “O benim hayattaki tek mentorum” diyecek kadar çok şey öğrendi. Başta da müşteri odaklı tasarımı... Hayatında ilk defa biri çizimlerini görüyor ve sipariş veriyordu. Hem de binlerce adet. Tasarım yaptığı markalar da birbirine asla benzemiyordu. Bu sayede Fransa, İsveç, Almanya ve İngiltere gibi ülkelerin moda konusundaki DNA’larını çözebiliyordu. ATK deneyimi onun için bir okuldan bile fazlasıydı. İşbirliği bittikten sonra evlendi, bir çocuğu oldu. 18 ay hiç çalışmadı. 2006’da da başladığı noktaya, Orka Grup’a geri döndü. Ama bu kez yaratıcı direktör olarak.... Tüm markalarla ilgilenecekti ama özellikle Tween’in uluslararası pazarda farklı bir yere taşımak için çalışacaktı.

28’DEN FAZLA ÜLKE

Peki bugün gelinen nokta ne? Tween bir dünya markası olabildi mi? Işık bu yolculuğu bakın nasıl anlatıyor: “Beş yıl önce ‘Gün gelecek Tween dünyanın bilinen markalarından biri olacak’ dediğimizde herkes bize güldü. Ama bugün gerçek oluyor. Tween dünyanın en iyi erkek giyim fuarı Pitti’nin başrol oyuncularından artık. Londra Moda Haftası’nda defile yapıyor. Amerika’da ve Avrupa’da çok tanınıyor. Bunu nasıl yaptık? Öncelikle çok iyi bir danışma kurulu kurduk. Erkek giyiminin en önemli alıcılarından, Harvey Nichols’un en üst bayii Richard Johnson, GQ Style dergisinin yayın yönetmeni ve tasarımcı David Bradshaw, Prada’yı dünyaya pazarlayan Can Kennedy ve Milano’nun ünlü moda gurusu Riccardo Grassi’den oluşan kurul öncelikle Tween’in logo ve marka tanımını yeniledi. Cesur, dengeli, bir kargaşası olan ama kendi içinde bu kargaşanın dengesini de kurmayı bilen bir marka tanımı yapıldı. Yeni tanımdan sonra 2007’de, 2008 sohbahar-kış koleksiyonumuzu tanıtmak üzere Pitti’ye katıldık.

İlk standımızı Dolce&Gabbana’nın çalıştığı iki mimara yaptırdık. Danışmanlarımız ve mimarlara kültürümüzü yansıtan onlarca şey gösterildi. Onlar kıspete vuruldu. Kıspetin tasarımından yola çıkılarak mikro bir kafes inşa edildi. Kıspet sayesinde fark edildik ve stand alıcılar tarafından ziyaret edilmeye başlandı. Dünyanın önemli showroom’larıyla ilk temaslar orada kuruldu. Ama ben o showroom’ların kapılarında beni içeri alsınlar diye üç saat oturduğumu da biliyorum. Düşünün bir İtalyan showroom’u, ben gidiyorum Tween’i de alın diye tutturuyorum. Adam da bana ‘Yalnızca İtalyan markalarının satıldığı bir showroom’a nasıl bir Türk markası sokayım?’ diyor.... Çünkü diyorum, bizim modaya bakış açımız farklı. Başlıyorum anlatmaya. Biz modaya sosyolojik bakıyoruz. Erkeğin bu sezon neler tüketeceğiyle ilgileniyoruz. İhtiyaçlarından ve hayallerinden yola çıkıyoruz. Grup psikolojisinin değil, bireyselliğin peşindeyiz. Detaysal tasarımı, formsal rahatlığı ve fiyatsal akıllılığı bir arada tutuyoruz. Bu cümleleri kaç kez kurduğumu inanın unuttum. Ama Uzakdoğu’dan Tokyo ve Kore’den müşteriler bile Tween’e kucak açtı. İki sezon önce New York’ta da satılmaya başladı. Toplamda 28’den fazla ülkede varız.”

HAYIRDAN ANLAMADI

Sokağa çıkıpe önüme gelene, Tween’i nasıl bilirsiniz diye sorsam; çoğunun dünyadaki başarısından haberi olmadığı gibi, bazıları da onu 1994’ün marjinal markası olarak hatırlayacak. Transparan gömlekler, işlemeli tişörtler ve parlak pantolonlarla o zamanlara fazla gelen bir iddiayla ortaya çıkan Tween bugün tamamen kimlik değiştirdi. Ve 23 Şubat Çarşamba günü Londra Moda Haftası’nda kapanış defilesi yapıyor. Daha önce Bora Aksu ve Hakan Yıldırım gibi Türk tasarımcıları Londra’da defile yaptı ama ilk kez bir Türk markası yapacak. Peki bu nasıl oldu? Yine Işık sayesinde. Üst yönetimden karar çıktıktan sonra her hafta Londra’ya gitmiş: “Tween Londra’da çok tercih edilen bir marka. Çokkatlı mağazalarda Balenciaga’larla, Dolce&Gabbana’larla yan yana satılıyor. Hatta geçen yıl London College of Fashion’da tez konusu oldu. Benim British Fashion Council’la aram oldukça iyi. Defile yapmak istediğimizi söylediğimizde bize ‘İmkan yok, kapılarımız yabancı tasarımcılara açık ama markalara değil’ dediler. Biz de onlara Tween’in en az bir İngiliz markası kadar ülkelerine yatırım yaptığını, dergilerine reklam verdiğini anlattık, bütçeleri gösterdik. Gücünü ve rüştünü ispat ettiğini kanıtladık ve kabul ettirdik. İnat ederek, tutturarak, hayırdan anlamayarak bu işi yaptık...”

ÇANTAYA DÖNÜŞEN TRENÇKOT

Londra Moda Haftası’nda ilk kez göstereceğim 2011-2012 koleksiyonumuz, keşfetmek üzerine dayalı. Hayatı ve giyinmeyi tekrar keşfediyoruz. Bu kez şıklık kadar fonksiyon ve rahatlığa da önem veriyoruz. İnsanlara hayatlarını kolaylaştıracak ürünler vaat ediyoruz. Üstünüzden çıkardığınızda küçüçük bir çanta olan bir trençkot tasarladık. Leke tutmuyor ve su geçirmiyor. Aynı trençkotun tulum versiyonu var. Londralılar bayıldı. Bisiklet kullanırken tercih edeceklerini söylüyorlar.

SENEYE PARİS VE NEW YORK MODA HAFTALARI

Türk insanı Tween’deki bu değişimin farkında değil. Burada biraz geçmiş mirasıyla hatırlanıyor. Hatta Tween olarak değil Damat Tween olarak biliniyor. Altı ay içinde Tünel ve Galata’da, markanın profilini yansıtacak Tween mağazalarını açacağız. Bunun ilk örneğini İspanya’da El Born’da açtık. Olağanüstü başarılı oldu. Önümüzdeki yıl da New York ve Paris Moda Haftası’nı hedefliyoruz.

OĞLUNU KOLİLERİN ARASINDA BÜYÜTTÜ

Işık’ın beş yıldır yaptığı yaratıcı direktörlük şemsiyesinin altında neler var? Bütün markaların kimliği, vizyonu ve hedefini o çiziyor. Modelhane dahil, 22 kişilik bir ekibi yönetiyor. Pazarlamayı da o yapıyor. Sezon kampanyaları nasıl çekilecek, kim çekecek, hangi manken kullanılacak o karar veriyor. Vitrin tasarımıyla ilgileniyor. Hâlâ eline kalem kağıt alıyor tasarım yapıyor, yeri geliyor makineye oturup dikiş dikiyor, yeri geliyor bilgisayarda photoshop yapıyor. Tween’i dünya markası yapmak için nasıl canını dişine taktığını anlatıyor: “Yabancı showroom’lara ilk koleksiyonlarımızı gönderirken iki gün boyunca koli yapıyorum. Çünkü kusursuz gitsin istiyorum. Koliyi açtığında setlenmiş, özenle yerleştirilmiş bir koleksiyonla karşılaşması çok önemli. Bu yüzden oğlumu kolilerin arasında büyüttüm, diyebilirim. İlk yıllar fuarlara ürünleri 150-200 kiloluk valizlerde kendim taşıdım. İtalya, Paris fark etmiyor. Katıldığımız her fuarda hala stantları bir gün önce gidip kendim yapıyorum. İnşaat tulumumu giyiyor ve çalışıyorum. Gece yarısı inşaat bitince koleksiyonu askılara diziyorum.”
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!