Dizi, konusunu Arslan’ın 2005’te çıkardığı albümdeki aynı adlı şiirinden alıyor. Şiir o kadar sevilmişti ki,
planlanmamasına rağmen klip çekildi. Ardından film şirketleri sırayla Arslan’ı arayıp bu şiiri dizi yapmak istediklerini söyledi. Sonunda Yağmur Ajans’la anlaşıldı, dizi başladı. Bunun herkesi memnun eden bir gelişme olduğunu söyleyemeyiz. Özellikle Karagümrüklü 26 yaşındaki Mekin Özcan dizinin etkisiyle gündeme gelen şiirin klibini görür görmez çok sinirlendi. Karagümrük ne bu şiirdeki ne de dizideki yerdir, diyerek bir şarkı yaptı. Ama ne şarkı! "Karagümrük Yanmasın"da, Arslan’ın şiirindeki neredeyse her cümleye bir cevap veriyor. Bu şarkıyı içeren aynı adlı bir albüm de çıkardı. Yetinmedi, bir de Karagümrük’ün meydanında klip çekip YouTube’a koydu. 50 bin kişinin izlediği bu klipte "Karagümrük Yanmasın Analar Ağlamasın" yazan büyük bir afişin önünde Karagümrüklüler duruyor, Mekin de şarkısını söylüyor. Sonra bu kalabalıkla Karagümrük sokaklarında yürüyor, bir bakıma gövde gösterisi yapıyor. Karagümrüklü Mekin ve çocukluğunun bir kısmı bu semtte geçen Uğur Arslan’la ayrı ayrı buluştuk, şiirlerde, şarkılarda Karagümrük’ü neden paylaşamadıklarını sorduk.
Karagümrük yanıyor, polis beni arıyorUğur Arslan’ın şiir klibinin kahramanı bir taksi şoförü. Ramazan, 56 model Chevrolet’sine binen Aslı’ya aşık olur. Evlenme talebini ailesi reddedince, Aslı’ya kaçmayı teklif eder. "Karagümrük yanıyor polis beni arıyor / Karagümrük yanıyor herkes benden biliyor / Suçsuzum diyorum kimse duymuyor / Bunu bir tek sevdiğim bir de Allah biliyor" şarkısı eşliğinde gerçekleşen kaçırma operasyonundan sonra gözaltına alınır. Kaçırmanın yanı sıra yangınla suçlanmaktadır. Aslı kaçarken yemeği ocakta unutmuş, ateş alan yemek yüzünden sırasıyla perde, ev, mahalle yanmıştır. Mahkemede Aslı hakime "Beni bu adam kaçırdı, mahalleyi de yaktı" deyince kahramanımız kendini kaybeder, alır sazı eline: "Ne eveti Aslı, ne eveti. Nikah kıymıyoruz. Meğer üvey anayla üvey abi baskı yapmış, evi de mahalleyi de Ramazan yaktı, diyeceksin diye. 7 yıl Bayrampaşa’da geçer geçmesine de. Yalandan 7 yıl yatmak 70 yıl gibi gelir kanı deliye. Koptu kafamın bel kayışı. Ben buradan kaçarım. Gider bu kez harbiden Karagümrük’ü yakarım. Şimdi hepiniz merak ediyorsunuz değil mi hakim bey. Yaptı mı yapmadı mı diye. Yaptım. Bayrampaşa’dan kaçtım. Abisinin Balat’taki kahvesini, annesinin evini benzin döküp yaktım. Şimdi hakim bey cezam neyse çekerim. İçerde de iyi hali bozmam sizi temin ederim. 70 yıl bile olsa paşa paşa yatarım. Karagümrük’ü yakarım. Sonra girer paşa paşa yatarım hakim bey. Paşa paşa yatarım."
UĞUR ARSLAN
Çok güldüm Mekin’ler sağolsunİhtilalin Yitik Delikanlısı adlı kitabınızda kendinizden "Karagümrük’ün kabadayı sokaklarında başı öne eğik, küçüklerini koruyan bir yavru kurttu" diye bahsediyorsunuz. Niye başınız öne eğikti?
- Mülayim bir yapım vardı. En kısa boylu, sınıfta en önde oturan, gözlüğünün camı en kalın olan tiptim.
Zor günler mi yaşadınız, o yüzden mi şiirinizdeki karakter şimdi "Karagümrük’ü yakarım" diyor?
- Çocuklar zor günler yaşamaz Karagümrük’te. Delikanlıların işi zordur. Ailem, ilkokulu bitirdiğimde Tuzla’ya taşındı.
Bu şiiri size yazdıran neydi?
- Sessiz sakin olmanın şöyle bir yararı var. Bir köşede etrafı gözlemleyebiliyorsunuz. Bu şiirde bahsi geçen 56 model Chevrolet’si olan bir abimiz vardı. Sonra benzer bir aşk hikayesi ve kız kaçırma olayı yaşandı. Bir de 70’lerde binaların çoğu ahşap olduğu için çok yangın çıkardı. Bu üç hikayeyi birleştirdim, bu şiir çıktı. O zamanın Karagümrük’ünü anlattım bir bakıma.
Mekin’in sizin bu şiirinize cevaben yaptığı şarkıdan haberdar mısınız?
- Evet, herkes çok bahsedince izledim. Çok güldüm tabii çünkü bu kadar bana direkt yazılmış bir şarkı olamaz. İbrahim Tatlıses’in "Saçlarından Tut da Getir" diye bir şarkısı vardır, ben de "Saçlarından tutma da getirme" diye bir türkü yapıp işi patlatsam mı diye düşündüm. Ama çok teşekkür ediyorum Mekin’e. Bana Türkiye’de bir ilki yaşattı. İlk defa bir şarkıya birebir cevap veren bir şarkı yapıldı. Öyle çılgın bir memleket burası. Mekin’ler sağolsun, şarkıyı yapalı bir yıl oldu ama ilgi giderek büyüyor.
Dizide Karagümrüklüleri ve raconlarını doğru yansıtmadığınız söyleniyor.- Anlattığımız 70’lerin raconu. Çoğu adetlerimizde var. Sıkıştığımızda hemen töreden, hatta Mevlana’dan alıp dizi aracılığıyla gençlere veriyoruz. Çünkü gençler racon işini çok seviyor. Hazır onların bir damarını yakalamışken iyi şeyler aşılamaya çalışıyoruz.
Diziyi neden Karagümrük’te çekmiyorsunuz?-Yönetmenimiz semte çok baktı, araştırdı. Uygun ortam bulamadı.
Semtin taksicileri, şiirdeki taksicinin kızın evini ezberlemesine çok sinirlenmiş. Biz öyle şey yapmayız, diyorlarmış.- Öyle miymiş? İyi yaptın, diyenler de çok. Bütün Karagümrük bizim diziyi izliyor vallahi. Sadece Karagümrük de değil, herkes. Ayrıca beni tanıyanlar bilirler ki Karagümrük’ü benden daha iyi kimse koruyamaz.
Karagümrük yanmasın, analar ağlamasınKaragümrük yanmasın, analar ağlamasın. Çakmak çakar gibi silahlar patlamasın. Ne polis semte girsin ne mevzular yaşansın. Karagümrük çiçek gibi dalları kırılmasın. Birileri yakmaktan sözediyor bu semti. Tanışmak istiyorum ne
kadar yürekli. Biz bu sokakların cefasını çekmişiz. Sahte sözler tüketene sözle ateş etmişiz. Dikkat et sözlerine, kelimelerin çok uçuk. Seni kaybeder bu sokaklar, on yaşında bir çocuk. Kaç annem var benim hepsinin gözü yaşlı. Ne arkadaşlarım gitti yüreğim doldu taştı. Yanıyor yanıyor diyip insanları ürkütürsün. Kardeş nasıl bakarsan öyle görürsün. Karagümrük yanıyormuş, herkes ondan biliyormuş. Bu yangınlar yüzünden çıktık dokuza. Bu köy görünse de artık, gerek var kılavuza. Bir tarih yatıyor bu semtin her kaldırımında. Bir yazı var, bilir misin Edirnekapı surlarında. 1453 salı sabahı diyor. Fatih Sultan Mehmet Han İstanbul’a geliyor. İlk adımlarını ise Karagümrük’e atıyor. Bu semtin tüm insanları. Bununla şeref duyuyor. İşin aslına gelince, sen kızı al taksiye, Karagümrük’e bırak, sonra da oturduğu evi, mıh gibi aklına çak. 7 sene boş yere geçti diyorsun, yavaş! Sen bu 7 seneyi kak etmişsin arkadaş! Büyükler konuşur küçükler susar, sözü biter abinin, kardeşine sorar. Sen de fikrini söyler saygını gösterirsin. Böyle olursan tabii her zaman sevilirsin. Burası Karagümrük edep ar saygı var. Filmlerde konuları da buradan alırlar. Türk bakar şehit kokar, bu sokakların nefesi. Burası Kurtlar değil, Karagümrük Vadisi.
KARAGÜMRÜKLÜ MEKİN
Dizisiyle bizi tahriş ediyorUğur Arslan’ın şiirinde sizi en çok sinirlendiren neydi?
-Ben duygu adamıyım. Kanıma dokunmasaydı bu şarkıyı yapmazdım. Ben Karagümrüklüyü çok iyi tanıyorum. Orası benim evim. Biri sizin evinizi yakarım dese sinir olmaz mısınız?
Ama şiir bir aşk hikayesi anlatıyor aslında?
- O zaman şiirin adı Karagümrük olmayacaktı. Aşık olduğu kızın ismini koysaydı, Aslı olsaydı şiirin adı. Dışarıdan birini Karagümrük’ün ismini kullanıp reklam yapması hiç hoşuma gitmedi, şarkıyı duyduğum an kalemi kağıdı alıp cevap yazdım. Çünkü Uğur Arslan gerçek Karagümrüklü değil, diziyi de Karagümrük’te çekmiyor, bizim oralarda kimse onu tanımıyor ve sevmiyor.
Neden?- Çünkü semtimiz onun dizisindeki yer değil. Oynadığı Ramazan karakteri de bizim semtin delikanlısı değil, olsa olsa Turist Ömer. Raconları da yanlış gösteriyor. Neymiş, tespih yere düşerse eğilip alınmazmış. Mümkün mü böyle bir şey Karagümrük’te. Küçükler tespihi sallamaz, çeker. Karşıdan bir abinin geldiğini görürse de saygıdan onu cebine koyar. Delikanlılar ise boynuna asar ve sadece zikir için kullanır. O, dizisiyle Karagümrük çocuğunu tahriş (tahrik demek istiyor) ediyor. Uğur Arslan’ın şiiri çıkana kadar her şey yolundaydı. Ama onun şiiriyle eski kötü olayları hatırladık, kötü olduk. Biz hassas insanlarız. Cam bir vazo gibi kırılganız.
Karagümrük’te sözü geçenlerden misiniz?- Tabii beni tanırlar, severler ama aklınıza çete, mafya filan gibi şeyler gelmesin. Kabadayı alemini temsil etmiyorum.
Şarkınızda Uğur Arslan için "ne kadar yürekli, görmek isterim. Kelimeleri uçuk" diyorsunuz. Ne bakımdan uçuk?- Karagümrük’ü yakarım, sonra da gider paşa paşa yatarım diyor. Kolay mı öyle Karagümrük’ü yakmak? Uçuk işte. İşin aslına bakarsanız ne Karagümrük’ü yakmak onun haddine düşer ne de Karagümrük’ü korumak bana. Sözlerine sözlerle ateş ediyorum. En sinir olduğum şey de şiirinde diyor ki: Kızı taksime aldım, evine bıraktım sonra, sokağı aklıma kazıdım. Ayıp değil mi? Saçmalığa bak! Benim kız kardeşimi eve bırakıp, sokağı ezberleyen taksici Karagümrük’ten çıkamaz. Çıksa çıksa elinde direksiyonla çıkar. Bizim oranın taksicileri de sinirlendi bu şiire, adımızı kötüledi, biz öyle şey yapar mıyız, diyorlar.
Şarkınızda "çok arkadaşımı kaybettim bu semtte" diyorsunuz. Neler yaşadınız?
- Karagümrüklü en yakın dostumu geçen ay sırtından vurdular. Dört kurşun! Ama çete olayı değil, hanımıyla ilgili bir hadise olmuştu, namus işi. Cezaevinde yatan arkadaşlarım da var. Biz Karagümrük’ün çilesini çekmişiz, Uğur Arslan hiçbir şey bilmiyor.
Klibinizi nasıl çektiniz, o kadar kişiyi nasıl topladınız?
- Kimseyi toplamadım. Meydana geldim tek başıma, bir de 20 metrelik pankart yaptırmıştım, onu astım ve şarkıyı söylemeye başladım. Herkes toplandı ve sürekli alkışladılar.
Aileniz ne diyor bu savaşa?
- Babam "çocuğun üstüne gitme" diyor. Abim geçen gün dizisinin setinde Uğur Arslan’a rastlamış, ben Mekin’in abisiyim demiş. O da "Mekin’in şarkısı çok işime yaradı" demiş. Abim de "Meşhur olacağım diye çıktın, adamı iyice meşhur ettin" dedi. Ama benim derdim zaten şöhret değil.
Peki ne istiyorsunuz, amacınız nedir?
-Bu diziyi kaldırsınlar ya da adını değiştirsinler. Bu sadece benim fikrim değil, Karagümrük’teki arkadaşlarım da böyle düşünüyor. Biz diziye isim de bulduk: Turist Ömer Balat Yokuşunda.