Türkler perşembe 07.00 uçağıyla geliyor, cuma ameliyat olup, pazar sabahı dönüyor

Güncelleme Tarihi:

Türkler perşembe 07.00 uçağıyla geliyor, cuma ameliyat olup, pazar sabahı dönüyor
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 19, 2007 00:00

Onunki tam bir başarı hikayesi. Babası küçük bir kasaba doktoruydu. Her kuruşunu altı çocuğunun eğitimine harcadı. Bu altı çocuğun ortancası Cap Lesesne, önce Princeton Üniversitesi’nde uluslararası ilişkiler okudu, sonra babası gibi doktor olmaya karar verdi.

Duke, Stanford ve Cornell Üniversiteleri’nde çalıştı. Sonunda New York’un en prestijli yerinde, Park Avenue’de bir muayenehane açtı. Bir estetik cerrah için mükemmel bir lokasyon. Daha fazlasını isteyen güzel kadınlar, gençleşmek isteyen zenginler, seçim turuna çıkmak üzere olan politikacılar ve en ünlülerin geçerken uğradığı bir yer oldu ofisi. Yurtdışından da birçok kişi geliyor, ameliyat olup gidiyordu. Özellikle Türkiye’den yüzlerce hastası vardı. O ofiste neler olduğu, kimlerin geldiği, ne tür işlemler yaptırdıkları herkesin merak konusuydu. O yüzden Dr. Lesesne’in mesleki deneyimlerini yazdığı kitabı Ünlü Bir Estetik Cerrahının İtirafları’nı basmak için New York’un en iyi 7 yayınevi birbirleriyle kapıştı. Türkiye’de Popcore Yayınları’ndan çıkan kitabı için İstanbul’a gelen Lesesne ile estetik cerrahinin bugün geldiği noktayı ve Türkiye’yle ilişkilerini konuştuk.

İyi estetik ameliyatın tanımını yapar mısınız?

- Başkalarının baktığında fark etmediği ameliyattır. Yara izleri saklanmıştır. Ama bu benim fikrim. Dünya hızla değişiyor. Artık insanlar estetik ameliyat geçirdiğini ilan etmek istiyor. Doğallık değil de görünürlük istiyorlar.

Eskiden ameliyat saklanırdı, utanılırdı...

- Bu Türk kadınları ve erkekleri için hálá geçerli. Belli olmasını, kimsenin öğrenmesini istemiyorlar. ABD’de ise bugün bu ameliyatı yaptırdım ya da yaptıracağım diye konuşuyorlar. Aslında Türkler de burada gayet rahatlar ama ülkelerine döndüklerinde ameliyat bir sır oluveriyor.

Kusursuz bir ameliyatı da fark edebilir misiniz?

- Hayır, her zaman değil. Yeni tekniklerle yapılmış bir yüz gerdirme ameliyatının izlerini görmeme imkan yok.

Peki insanlara hep bu gözle bakmanız rahatsız edici bulunmuyor mu?

- Ama böyle bakmaya zorlanıyorum. Bir keresinde bir kadınla buluşmuştum. Sanıyorum üçüncü randevumuzdu. Ben bir smokin giymiştim, kadın da dekoltesi geniş bir elbise. Üçüncü kadehten sonra bana "Göğüslerimi yaptırdığım fark ediliyor mu?" diye sordu. O sırada içimden "Evet fark ediliyor, hatta hangi malzemeden kaç cc kullanıldığını bile söyleyebilirim" diye geçiriyordum ama sadece "Hayır, hayır mükemmel görünüyorlar" demekle yetindim. Radarımı zaman zaman kapatabiliyorum ama insanlara o gözle bakmak için eğitildim, yapacak bir şey yok.

Sizce herkesin estetik ameliyata ihtiyacı var mı?

- Evet. Kimse mükemmel değil.

Nasıl göründüğümüzle bu kadar ilgilenmemiz, yaşlanmaktan bu kadar korkmamız 21. yüzyılın trendi değil mi?

- Evet çünkü tıp çok ilerledi, dolayısıyla her soruna bir çözüm var. Şunu anlıyoruz, artık yaşam süremiz uzadı. Burada devreye estetik cerrahi giriyor. Bana gelen hastaların çoğu şu cümleyi kurar: "Hissettiğim kadar iyi görünmek istiyorum." Bu trendin en korkutucu yanı artık insanların ameliyatların risklerini umursamamaları.

Ama hayatımızda yaşlı kadınlar ve adamlar da olsun. Siz anneannenizin anneniz gibi görünmesini ister misiniz?

- New York 50 yaşında görünen 70’liklerle dolu. Ben anneannemin hayattan zevk almasını isterim. Bunun için 50 yaşında görünmesi gerekiyorsa benim için sorun yok. Çünkü böylelikle belki Burt Reynolds’ı tavlayabilecektir. Onun adına sevinirim.

Siz hangi durumlarda bir hastaya hayır bu istediğin ameliyatı yapamam diyorsunuz?

- Teknik olarak istedikleri sonucu alamayacağım veya ameliyatın riski olduğu zaman.

Son rakamlara göre yılda kaç kişi estetik ameliyat yaptırıyor ABD’de?

- 10 milyonun üstünde. Bu rakam her yıl yüzde 20 artıyor. Yüzde 80’i kadınlar, yüzde 20’si erkekler.

Türk erkekleri de var mı hastalarınız arasında?

- Tabii çok... Genelde yağlarını aldırıyor, çenelerinin altındaki yağı aldırıyorlar, burunlarını yaptırıyorlar, yüzlerini gerdiriyorlar.

Hillary Clinton’ın doktoru olduğunuz konusunda dedikodular var...

- Yorum yok!

Farah Fawcett’ın yaptırdığı estetikle ilgili "Sadece yüzü değil, karakteri de değişti" demiştiniz. Estetik cerrahi karakteri nasıl değiştirir?

- Hem de nasıl. Bir kadın geliyor, burnundaki küçük kemeri düzeltiyorsunuz, pat! Başka bir kadın oluyor: Daha güvenli, daha mutlu, dolayısıyla daha çekici.

Türkiye’yi çok sevdiğinizi söylüyorsunuz...

- Bu 28’inci gelişim. New York kadar iyi biliyorum artık İstanbul’u. Türkiye’de bir tek Van Gölü’ne gitmedim, onun dışında her yeri gördüm. En yakın dostlarım Türk’tür.

Onlar aynı zamanda hastalarınız mı?

- Bazıları hastalarım. Bir tanesi bir hastamın kocası. Türkiye’de yüzlerce hastam var.

Nasıl arttı buradaki hasta miktarı? Fısıltı gazetesiyle mi?

- 10 yıl önce iki Türk kadın muayenehaneme geldi. Gözkapaklarını yaptırmak istiyorlardı. Ameliyattan sonra başka arkadaşlarını bana gönderdiler. Onlar başkalarını falan filan. En yakın Türk kadın arkadaşım ise estetik ameliyatla ilgili olmayan bir sebepten dolayı bana gelmişti. Boston’da bir hastanede tedavi oluyordu. Durumu kötüydü, ona yardım ettim ve bu iyiliğimi hiç unutmadı. Geçtiğimiz yıllarda sırf onun kızının düğünü var diye Türkiye’ye geldim.

Mesela sadece liposuction yaptırmak için İstanbul’dan kalkıp New York’a mı geliyorlar?

- Evet genelde THY’nin perşembe günü 07.00’deki uçağına biniyorlar. Cuma ameliyat olup, pazar sabahı İstanbul’a dönüyorlar. Onların kalması için anlaşmalı olduğumuz oteller var.

Hastalarınızla arkadaş olmak zor olmuyor mu? Sizinle görününce estetik ameliyat yaptırdıkları ortaya çıkar!

- Ameliyat ettiğim hastalarla karşılaşınca aptalı oynamak zorundayım. Onların isimlerini biliyorum, yalılarına bile konuk oldum ama bir toplulukta karşılaşınca "Merhaba ben Dr. Lesesne, tanıştığımıza memnun oldum" diyorum. Bir keresinde bir asansöre 5 kadınla bindim. 5’i de benim hastamdı, hatta bir tanesi üç saat önce muayenehaneme gelmişti. Tanımamazlıktan geldim. Böyle yapmak zorundayım. Bir seferinde Ulus 29’da bir arkadaşımla karşılaştım, yine tanımamazlıktan geldim çünkü gelip bana "Seninle görülürsem hiç iyi olmaz" demişti. Son derece tanınan bir kadın çünkü.

Cap Lesesne’ye ameliyat olmanın fiyatları 5 bin-25 bin dolar arasında değişiyor. Liposuction 6-10 bin, burun ameliyatı 7-9, göğüs 8-12 bin dolar civarında.

SIRTINA GÖĞÜS İSTEYEN EŞCİNSEL

Benden bir sürü acayip talepte bulundu hastalar. Birçok transseksüelin ameliyatını yaptım. Aralarında bir Türk transseksüel de var. Gay bir adam sevişirken partnerinin tutması ve okşaması için sırtına göğüs yaptırmak istemişti. Bir kadın "11 gün sonra New York Times’ın dergisine kapak olacağım. Yüzümü ger, kaşlarımı kaldır, gözkapaklarımı incelt, liposuction yap" dedi. Ertesi gün ameliyat ettim, buzların içinde yaraların iyileşmesini bekledi.

6 AMELİYATLA ELVİS YAPTIM

Boyunuzu uzatmak ya da göz renginizi değiştirmek dışında sizi istediğiniz kişiye benzetebilir, baştan yaratabilirim. Bir hastam Elvis’e benzemek istiyordu. 6 ameliyat sonrasında gerçekten Elvis olmuştu. Jennifer Aniston’a benzettiğim bir de kadın hastam vardı. Aslında teoride boy da uzatılıyor ama çok tehlikeli.

EN GENÇ HASTA KAÇ YAŞINDA?

14 yaşında genç kızlar burunlarını yaptırıyor. Bu kadar gençlerin ameliyat olmasına karşıyım ama eğer rahatsız eden, okulda onunla dalga geçilmesine sebep olacak bir burnu varsa olur diyebilirim. 17 yaşında biri gelip benim göğüslerimi büyüt derse, kabul etmem çünkü daha hormonal gelişimini bile tamamlamamıştır. Göğüslerini yaptığım en genç hastam 18 yaşındaydı. Ama ailesini tanıyordum ve kız hem fiziksel hem de ruhsal olarak son derece olgundu. Ayrıca moda dünyasında çalışıyordu ve bu onun için bir kariyer planıydı.

KENDİME DE ESTETİK AMELİYAT YAPTIM

Çenemdeki fazlalıkları aldım, bir de alnıma botoks yaptım. Bir hemşire ayna tuttu, bir anestezist uyuşturdu. Çünkü kendimden başkasına güvenemem.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!