Türkiye'nin ilk dijital filmi

Güncelleme Tarihi:

Türkiyenin ilk dijital filmi
Oluşturulma Tarihi: Ekim 23, 2009 09:42

Ünlü karikatürist Cihat Hazardağlı'dan dijital teknikle çekilmiş Türkiye'nin ilk filmi "The Watercolor - Suluboya" 13 Kasım'da beyazperde de sinemaseverler ile buluşacak.

Haberin Devamı

SULUBOYA FİLMİNİN FRAGMANI

Ünlü karikatürist-illüstratör Cihat Hazardağlı sanatını, fırçalarını, maketlerini, heykelciliğini, grafik ustalığını film dünyasına taşıdı…

Hazardağlı’nın 3 yıl boyunca üzerinde çalıştığı, hem yapımcılığını hem de yönetmenliğini üstlendiği “The Watercolor-Suluboya” İngilizce dublaj ve Türkçe altyazılı olarak 13 Kasım’da vizyona giriyor.

The Watercolor-Suluboya’da çocuk oyuncu Sarp Alemdaroğlu, Haluk Bilginer, Savaş Dinçel, Cansel Elçin, Asu Emre, Altan Erkekli, Ahmet Gülhan, Tamer Karadağlı, Bedri Koraman, Fergan Mirkelam, Metin Uca, Tuba Ünsal, Ayşenur Yazıcı, Serra Yılmaz, Selçuk Yöntem rol aldı. Filmin çekiminden sonra hayata gözlerini yuman Savaş Dinçel’i ise yakın dostu Müjdat Gezen seslendirdi.

Müziğini Fazıl Say’ın yaptığı film, Türkiye’de basılan ilk dijital film olma özelliğine sahip. Bilgisayar ortamında hazırlanan “The Watercolor-Suluboya”da tüm mekanlar maket olarak yapıldı ve film kareleri için oyuncular tek tek fotoğraflandı. Film gösterime hazırlanana dek tam 3 milyon işlemden geçti.

Haberin Devamı

Mekanların maketleri yapıldı, sanatçılar özel bir teknikle boyandı, çekilen binlerce kare fotoğraf ve suluboya efektleri birleştirildi. Oyunculuk ve renkler bir arayla geldi. Akıp giden sahneleriyle yine sanat konulu bazen ağlatacak, bazen güldürecek bir senaryo ortaya çıktı…

The Watercolor-Suluboya’nın hikayesi:

Filmin konusunun merkezini sanat oluşturuyor; resme çok yetenekli ve meraklı olan 12 yaşındaki Marco’nun hayalleri, hedefleri, babasının onu bir gün üç sokak ressamı ile tanıştırmasıyla bambaşka bir boyuta geçer…

Yalnızca üç ihtiyar ressam değildir Marco’yu büyüleyen… Bir de ressamların birlikte büyüttüğü 18 yaşındaki Lorella hayatının merkezine girer küçük Marco’nun… Lorella’nın Marco’ya resim dersi vermesiyle sürer bu ilişki… Marco bu güzel resim öğretmenine aşık olmuş sanatla birlikte aşkı ve cinselliği de keşfetmeye başlamıştır artık…

Ama Marco’nun aşkı karşılıksızdır; Lorella suluboyayı küçümseyen bir sanat koleksiyoncusuna aşıktır. Marco ise geleceğin en büyük suluboya koleksiyoncusu olmak için bulduklarını biriktirir. Marco 30’lu yaşlarında koleksiyonunun kutularını açar. Yaşlıların geçmişini araştırır; buldukları hayatını değiştirecektir.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!