Güncelleme Tarihi:
* Yıllar sonra yeniden solo albümle müzik severlerin karşısındasınız. Biraz yaratım sürecinden bahseder misiniz?
- Zaten iki senedir Fuat Güner olarak bazı çalışmalar yapma fikri vardı kafamda... Ama bir türlü icraata geçemiyordum. Hani bir “dur yaparız” durumu vardır ya, öyle... Sürekli erteleme halindeydim. Sonunda harekete geçtim. Fuat Güner Project adlı bir grup kurduk. Bütün parçaların düzenlemelerini Tolga Kılıç yaptı. Türkiye’de hazırladık, sonra İngiltere’ye gittik ve 10 günde bütün altyapıları kaydettik. Bestelerin bir kısmı beş yıl öncesine dayanıyor. Ayrıca son üç ayda altı beste yaptım ki bu benim için sıra dışı bir şeydir. Normalde öyle üç ayda beş-altı beste yapamam. Senede anca üç çıkar...
* Nasıl oldu bu peki?
- Yukarıdaki ilhamiler aşağıya indiler, gelip destek verdiler, ellerini uzattılar.
* Sonra?
- Albümü tamamladık, aynı hızla “Beni Hasrete Alıştır”a klip çektik. Sözleri Aysel Gürel’in... Ben her albümüme mutlaka bir Aysel Gürel şarkısı koyuyorum.
* Önceki açıklamalarınıza bakılırsa, “Dinleyene Aşk Olsun” konusunda çok iddialısınız.
- Sana şöyle söyleyeyim, bir daha bu kadar güzel albüm yapar mıyım bilmiyorum. Türkiye’de bu kadar güzel albüm yapılır mı, bir de o var. O kadar da iddialıyım... Ben bugüne kadar Türkiye’de neler yapıldığını biliyorum. Bu çok özel, çok farklı bir albüm oldu.
ARTIK HALKIN DİLİNDEN ANLIYORUM
* Herkesin beğeneceğinden bu kadar eminsiniz, yani albümde herkes istediğini bulacak mı?
- Bravo, çok doğru... Bunu şarkıları dinlettiğim insanlar söyledi. Sadece kendi iddiam da değil. Halkın seveceği bir albüm yaptım. Artık onların dilinden anlıyorum. “Dinleyene aşk olsun” sözünün de iki anlamı var: Dinlemezseniz hatırım kalır... Dinleyin de içiniz aşkla dolsun...
* Artık eskisi kadar etkileyici aşk şarkıları çıkmıyor değil mi?
- Ben bazı sözleri yavan buluyorum, banal buluyorum açıkçası... “Seni seviyorum” demenin bin çeşidi var. Edebi tarafını hiç araştırmaz mı insan ya...
* Çalışmada eski bestelerinize de yer verdiniz mi? Yoksa tamamı yeni şarkılar mı?
- İki eski, altı da yeni şarkı var. Duyulmamış şarkılarımız. “Rüzgarın Lafı Yok” diye bir şarkımız var mesela, ben onu Deniz Arcak’a vermiştim. O kadar güzel parça ki, dayanamadım kendi albümümde de okudum.
KENDİMİ YAŞLI HİSSETMİYORUM
* Bu kadar genç kalmayı nasıl başarıyorsunuz?
- Ben kendimi yaşlanmış gibi hissetmiyorum ki... Ruhum hâlâ genç. Ama doktorun dediği gibi adalelerimiz bunu bilmiyor. Bunun için onlara istiyorlarsa mama olarak veriyorum. Dengeli besleniyorum, uyku düzenime dikkat ediyorum. Her gün kesin sekiz saat uyuyorum. Uyku sese çok iyi geliyor, dinlendiriyor sesi. Ayrıca son senelerde daha sakin kalmaya çalışıyorum. Çünkü çok asabi bir adamım. “Asabiyim” şarkısı da oradan çıktı.
* Huzurlu yaşamayı öğrendiniz yani...
- Aynen... Mutluyum, huzurluyum. Hobilerim, kendimi eğlendireceğim başka alanlar var. Hayatımın her saniyesinin tadını çıkarıyorum.
* Bu sektörde huzuru yakalamak zordur aslında...
- Valla işte bunda sevgili İpek’in (İyier) çok büyük katkısı var. Son dört sene içinde benim de kendimle savaştığım zamanlar oldu, hep o destek verdi. Yanında seni seven, seni düşünen birisinin olması çok önemli...
MFÖ BİR FİRMADIR VE DEVAM EDECEK
* Mazhar Alanson ve Özkan Uğur’a dinlettiniz mi albümünüzü, onlar nasıl buldular?
- Mazhar’a henüz dinletmedim ama Özkan Uğur ve eşi dinledi. Çok beğendiler, tebrik ettiler.
* MFÖ devam ederken ayrı ayrı işler de yapıyorsunuz...
- Ama bunun böyle olması gerekiyor. Grubun bunca yıl bir arada kalmasını sağlayan da bu. Farklı işler yapmamız şart. “Sen buraya çıkamazsın, sen oraya gidemezsin” gibi dayatmalar yaparsak grup dağılır. Herkes kendini rahat bıraksın. MFÖ bir firmadır ve onu da devam ettiriyoruz.
* Hiç mi kavga etmiyorsunuz?
- Eskiden ediyorduk ama artık etmiyoruz. 41 sene oldu, dile kolay.
* 41 seneye özel bir proje yapmayı düşünüyor musunuz?
- Konserlere başlıyoruz.
* Özkan Uğur da konserlere katılıyor değil mi?
- Evet, katılıyor.
* Özkan Uğur kanser tedavisi görürken siz hep yanındaydınız...
- O dönemde Özkan hiç umutsuzluğa kapılmadı, en önemlisi bu. İnternette “öldü, durumu kötü” gibi abuk sabuk haberler çıktı ama Özkan iyi maşallah, hiçbir şeyi yok. Dediğim gibi hep birlikte yeniden konserlere başlıyoruz.