Oluşturulma Tarihi: Nisan 22, 2005 00:00
Yürekleri varsa şimdi Başbakan’ın sözlerini de paranoya olarak tanımlasınlar bakalım? Avrupa Birliği konusunda başbakanın söylediklerinin daha hafifini söyleyenleri paranoya sahibi olmakla suçluyorlardı.Önce Başbakan’ın ne söylediğini anımsayalım:***Başbakan R.T.Erdoğan 16 Nisan 2005 günü MÜSİAD kongresinde konuşma yapmaya geliyor.Daha önce söz alan MÜSİAD Başkanı Ömer Polat “Avrupa Birliği’nden gelen baskılara karşı durmalıyız!” diyor.Daha sonra kürsüye çıkan Başbakan R.T.Erdoğan MÜSİAD Başkanının sözlerini şöyle yanıtlıyor:“AB’de birçok dayatmalar olduğu doğru. Hatta bizi parçalamaya yönelik tezler geldiği de oluyor. Ama orada dik durmanız halinde kimsenin kalkıp da ülkemizin üzerinde böyle tasarruf yapması mümkün değil!”***Başbakan’ın bu cümlesinde ve daha sonra CHP Genel Başkanı Baykal’a tepki göstermesinde epeyce karanlık nokta var:Başbakan kendisinin söylemiş olduklarını 17 Aralık öncesinde söyleyenleri öfkeyle kınıyor ve onları çağa ayak uyduramayan statükocular olarak tanımlıyordu. Statükocular çağı yakalama çabalarımızın önüne engel çıkartıyorlar! diyordu.Demek ki statükocu olarak tanımladığı kimseler kendisinden daha öngörülüymüşler!***Anlaşılmaz olan ikinci noktaya gelince: Baykal’ın, Türkiye’yi kimlerin bölmeye heveslendiği sorusunu duymazlıktan gelip saldırıya geçiyor. Türkiye’yi parçalamaya yönelik tezlerden söz eden emekli maliye memuru Rahmi Tahir Erşahin değil, başbakan Recep Tayyip Erdoğan. Türkiye ciddi bir ülke olsaydı şimdi yer yerinden oynar, meclis olağanüstü toplantı yapardı. Savaş nedeni olabilecek girişimde bulunanlar kimler? Bunu bilmek her Türk vatandaşın hakkıdır.Öte yandan Avrupa Birliği de iyice lagar davranıyor. O da aldırmazlık içinde. Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı’nın sözlerini ciddiye mi almıyor?***Başbakan konuşuyor:“AB makamları ile yürütülen görüşmelerde şu an itibariyle arızi bir problem mevcut değildir. Ancak, bu tür problemler varmış gibi bazı gayretler içine girmek yakışmıyor. Yapılacak bir şey varsa, bunu tribünlere oynayarak değil, hep birlikte görüşerek yapmamız gerekir.”Vallahi pes doğrusu! AB ile herhangi bir sorun yokmuş. Peki AB’nin Türkiye’yi parçalama tezleri kotarmasının bir “problem” olma niteliği yok mu?Sorun varsa hep birlikte görüşelim, diyor.Çok iyi, ama sorunun ya da problemin varlığından söz edip adını koymazsanız ne olacak?Dedim ya, Başbakan’ın konuşmalarının bilmeceden farkı yok. Bu da onun ne kadar sıkışmış olduğunu gösteriyor.***Gelelim Avrupa Birliği mecnunlarına: Avrupa Birliği’ne karşı kuşkulu davrananlara, işin aslını araştıran sorular soranlara “paranoyak” sıfatını yapıştırıyorlardı. Ve bunu AKP hükümetini desteklemek için yapıyorlardı.İşte şimdi AKP hükümetinin başındaki kişi de bölünme ve parçalanma tehlikesinden söz ediyor ve bizim mecnun köşemenler dut yemiş bülbül gibi susuyorlar.
button