Türkiye’nin takı klasikleri kitap oldu

Güncelleme Tarihi:

Türkiye’nin takı klasikleri kitap oldu
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 01, 2004 00:49

Dünyada ilk altın paranın basıldığı ve ilk altın takının yapıldığı yer olarak bilinen Anadolu’nun tarihi birbirinden gözalıcı takılarda ortaya çıkıyor.

Trabzon’un hasır örmesi, Kayseri’nin burması, geçmişin göznurunu bugünlere taşıyor. Anadolu takılarının tarihi Milattan Önce 3000’lere dayanıyor. Alacahöyük’te ortaya çıkarılan altın kolye, broş, bilezik, kemer, heykel ve kaplar, dönem insanlarının kuyumculuktaki hünerini gözler önüne seriyor.

Aynı topraklar üzerinde Hititler’den sonra yaşayan Urartulara da Anadolu’nun kuyumcuları demek yanlış olmaz. Onlar, hálá kullanılan granülasyon, döküm ve kabartmayla eşsiz objelere imza attılar. Kral Midas’ın ülkesi Frigya, Lidyalılar, Helen ve Roma uygarlığı, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı ustaları da Anadolu’daki takı sanatına yeni boyutlar kattılar. Geçmiş uygarlıkların birikimi şimdi Anadolu’nun farklı kentlerinde gelecek kuşaklara aktarılmak üzere sürdürülüyor. Modern kuyumculuk ise geleneksel el sanatlarını değişik tasarımlarla günümüze taşıyor. Geçmişin sanatını içinde barındıran Anadolu takıları, Atasay’ın ‘Zaman Geçer Altın Kalır Yaşayan Anadolu Takıları’ kitabında bir araya geldi. Kitapta, yılların birikiminin yanı sıra, takı tekniklerinin günümüze uyarlanmış örnekleri de fotoğraflarla yer alıyor.

Mardin’den baş takıları ve gerdanlıklar

Mardin kuyumculuğunun en çarpıcı örnekleri saçlara takılan ‘baş takılar’nda görülüyor. Midyat’ta ise hálá telkari ustaları var. Gümüş ya da altın telle hazırlanan gerdanlıklarda bazen mercan, kehribar, boncuk da kullanılıyor.

Eskişehir’in cebesi

MÖ 4000’den günümüze gelen kültürel mirasıyla efsaneler diyarı olarak bilinen Eskişehir’de ilk göze çarpan lüle taşı takılar. Ancak altın da Eskişehir’de farklı bir güzellik buluyor. Tel işlenerek yapılan ‘cebe’ler göz alıyor. ‘Cebe’nin yeni versiyon bilezik ve gerdanlıklarda, kilitlere toka ya da çiçek motifleri ekleniyor. Kırmızı garnet ve safirle bezeli takıların da görüldüğü Eskişehir’de incili küpeler kentin klasiği.

Trabzon’un hasır örmesi

Ünü ülke sınırlarını aşan ‘hasır örme’ ile yapılan bilezik, gerdanlık, kolye, küpe ve kemerler göz kamaştırıyor. Hasır örmenin günümüz versiyonlarında değerli taşlarla süslemelere de yer veriliyor

Kayseri Burması

Kayseri’nin ünlü ‘burma’sı son sanatkar Hamdi Ünlüel’in ölümünden sonra ne yazık ki tarihe karıştı. Şimdilerde Kayserili kuyumcular, zorda kalıp, burma bileziğini satmaya gelenlerin eserlerini bozmayarak, burmayı gelecek kuşaklara aktarmaya çalışıyorlar. Burmaların çifti 250-900 gram arasında geliyor ve genellikle 22 ayar altından yapılıyor.

Erzurum’da kaşlı burma ve oltu taşı

Türk-İslam uygarlığının etkisiyle gelişen Erzurum kuyumculuğunda, burma bileziklerin ‘kaş’ denilen kilit kısmı, çiçek, kuş gibi motiflerle süsleniyor. Oltu taşı ise çoğunluğu ajur tekniğiyle yapılan takıları bezemenin yanı sıra gümüş imameli tespihlerde kendini gösteriyor. Kakma tekniğiyle hazırlanan kemerler de bu kentin gözdelerinden.

Konya’da Mevlana Bileziği

Mevlana türbesine yapılan ziyaretlerle, Selçuklular dönemindeki kuyumculuk günlerine geri dönen Konya’da en çok rağbet gören modeller, Mevlana başlığı biçiminde sikkelerle bezenen yüzük, küpe ve kolyeler. Kalın ve ince tellerin örülmesiyle oluşturulan Mevlana bileziği ise kentin en çok bilinen el sanatı örneği.

Şanlıurfa’dan frenkbağı kolye ve akıtma bilezik

Kadın takılarına ‘hışır’denilen kentte ‘ahıtma’ yani ‘akıtma’ bilezikler en önemli yeri kaplıyor. Geçmişte gelinlerin başa taktıkları ‘frenk bağı’ ise günümüzde kolye olarak tasarlanıyor.

Gaziantep’te çeşit çok

Telkariden savata birçok tekniğin uygulandığı Gaziantep kuyumculuğunda gümüş başı çekiyor. Gaziantep’te gümüş işlemelerinin altına aktarılamaması ve mesleğe meraklıların azalmasıyla, takı geleneği yok olma aşamasında. Kentin kuyumculuk klasiklerinden ‘hasır örme’ ise bugüne kadar gelebilen ender sanatlardan.

Diyarbakır’da kişnişli ve hablı gerdanlıklar

Diyarbakır’dan günümüze ulaşan takılar arasında hasır bilezikler başı çekiyor. Çiçek motifli zincir ve zincirden sarkan kürelerle oluşturulan gerdanlıkların, küçük kürelerle süslü olanları ‘kişniş’, büyük kürelerle süslü olanları ise ‘hab’ diye adlandırılıyor.

Beypazarı’nda telkari

Ankara Beypazarı, ‘pıt pıt’ ve ‘telkari’ ile üretilen takılarıyla nam salmış. Hititler’den günümüze kraliçelere, hanımefendilere takılar üreten Beypazarı’nda altın kadar gümüş de işleniyor. Beypazarı’nın geleneksel üretimi 20’nci yüzyılın ikinci yarısından itibaren telkari üzerine oturdu. ‘Kafes telkari’ ve ‘serbest telkari’ tekniğiyle birbirinden güzel takıların yanı sıra, tabak, fincan zarfı ve şekerlik gibi süs eşyaları da yapılıyor.

Kahramanmaraş’ta Türkmen takıları:

Yerleşik düzene geçen Türkmen aşiretlerinin etkisindeki Maraş kuyumculuğunda, öne çıkan diğer takılar Maraş burması, yıldızlı ve koruklu bilezikler. Türkmen saç aksesuvarlarından esinlenerek yapılan kolyeler de bu sanatın güzelliğini günümüze taşıyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!