Güncelleme Tarihi:
Bağlarbaşı’nda 350 metrakarelik dört odalı villada 16 kız... Türkiye’nin farklı bölgelerinden gelen bu kızlar aslında Türkiye’nin liselerarası hentbol şampiyonu takımın oyuncuları. Antrenörleri Mülayim Yalçın, yıllarca onları tek tek izledi. Oyun stillerini, ailelerini yakından takip etti. Acarkent Doğa Okulları, bir hentbol takımı kurmak istediğini kendisine iletince de bulundukları şehirlere tek tek giderek, onları ailelerinden istedi.
Kimi anne baba, önce İstanbul’a geldi okulu, kaldıkları evi denetledi, ama sonunda hepsi ikna oldu. Elazığ’dan, Manisa’dan, İzmir’den, Samsun’dan, Antalya’dan gelen yaşları 15-17 arasındaki kızlar ilk kez Temmuz ayında tanıştı. Aradan geçen 8 ayda da Türkiye şampiyonu oldular.
EVDE İŞLER NÖBETLEŞE
Kaldıkları dört odalı villada kalk borusunu takımın ablaları çalıyor. 17 yaşındaki “büyük” kızlar, daha küçükleri uyandırıyor çünkü kendileri için tahsis edilen servis kapıya geldiğinde herkes hazır olmak zorunda. Gecikenin cezası ise sağlık çantasını ya da suları taşımak.
Okulda kahvaltılarını yapıp, derslerine giren takım oyuncuları, okul saati bitince her akşam antrenman yapıyor. Antrenman sonrası akşam yemeği, okuldan alıp eve getirdikleri sefer taslarında. Yemekten sonra banyo faslı var. Her gün üç kişi banyo nöbetçisi. O gün banyo nöbeti kimlerdeyse kıyafetleri toplayıp, onlar yıkıyorlar. Her akşam içlerinden dört kız da bulaşık nöbetinden sorumlu. Evin genel temizliği, bahçe düzenlemesi de kızların nöbet cetvelinde yerini alıyor.
Ders çalışma zamanında da ablalar yine küçüklere yardımcı. Gece yatış borusu 10.30-11.00 gibi. Bu saate kadar her iş bitmiş olmak zorunda.
GECE ANİ BASKIN VAR
Kaçak yapılan yastık savaşları, korku filmi izleme seansları da kimi zaman çalan bu zille son buluyor. Bulmak zorunda çünkü Antrenör Mülayim Yalçın, Okulun Genel Koordinatörü Okan Dilik, Doğa Okulları Spor Koordinatörü Tunç Dağal ya da bir rehber öğretmen, kızlara ani baskınlar düzenleyebiliyor. Ama olsun, bazen fikir ayrılıklarında ve verilen cezalarda arabulucu rol üstleniyorlar. Nöbetini yapmayan ya da kurallara uymayanın cezası büyük. Ya malzeme çantası taşıtılıyor, ya dolapların temizliği veriliyor ya da bir kez daha bulaşık yıkatılıyor. Antrenmanın ya da maçın olmadığı haftasonları ise İstanbul gezisine, sinema veya tiyatroya ayrılıyor.
PORTEKİZ ÖNCESİ ÇİFTE TELLİ
Kızların 6’sı genç ve yıldızlar milli takımında. Halime Beykurt, Merve Aydın, Merve Adıyaman, Buse Taçyıldız, Fatmagül Sakızcan, Meksude Adıyaman milli takım oyuncusu olarak diğerlerine örnek oluyor. Önümüzdeki günlerde 6 kızın daha milli takıma girme umudu var. Siz bu satırları okurken takı halinde Portekiz Braga’da Dünya Liselerararası Hentbol Şampiyonası’nda mücadele ediyorlar. Uluslararası Okul Sporları Federasyonu, dünya şampiyonasına katılan takımlardan kendi ülkesinin bir rengini sunmasını istedi. Kızlar da Dünya Liselerarası Hentbol Şampiyonası’nın yapılacağı Portekiz’e gitmeden önce bir ay boyunca okulun dans öğretmeninden çifte telli dersi aldı.
Yıllarca onları tek tek izledim
DOĞA OKULLARI HENTBOL TAKIMI ANTRENÖRÜ MÜLAYİM YALÇIN
Kızlarımızı Türkiye’nin çeşitli bölgelerinden topladım. Onları 3 yıldır takip ediyordum. Hepsini çeşitli şampiyonluklarda, finallerde, müsabakalarda izledim. Özellikle derslerinde ve sporda başarılı olan öğrencileri aldık. Önümüzdeki sene için takip altında olduğumuz öğrenciler de var. Aileleri, çocuklarının hem okul, hem de spor başarıları konusunda ikna ettik. Sunduğumuz imkanları anlattık. Yıllardır bu işin içinde olduğum için aileler de beni tanıyordu, güvendi ve kızlarını gönderdi. Her çocuğun farklı hedefi var. Okulun her türlü imkanından çocuklar ücretsiz faydalanıyorlar. Okul dışında Emniyetspor Kulübü’nde oynuyorlar. Birinci ligde üst sıralardalar. 20 Temmuz 2009’da sezonu açtık. Son maçlarda bütün takımları yendiler. Antrenmanla okulu birlikte götürmekte zorlanıyorlar. Ama öğretmenleri sık sık onlara özel etüd açıyor. Kayıp derslerini böyle kapatıyorlar.
İŞTE ŞAMPİYON HENTBOLCULAR
Ayşegül Demir: 15, Elazığ, matematik öğretmeni olmak istiyor
Derya Sakallı: 17, İzmir, beden eğitim öğretmeni olmak istiyor
Buse Taçyıldız: 17, Manisa, öğretmen olmak istiyor
Fatmagül Sakızcan:17, Manisa, avukat olmak istiyor
Mesude Adıyaman:17, Manisa, polis olmak istiyor.
Gamze Şaşmaz. 17, İzmir, beden eğitimi öğretmeni olmak istiyor
Seda Ökte: 16, Manisa, edebiyat öğretmeni olmak istiyor
Merve Adıyaman: 16, Manisa, beden eğitimi öğretmeni olmak istiyor
Buse Matlı: 16, İzmir, psikolog olmak istiyor
Merve Aydın: 17, Bursa, beden eğitimi öğretmeni olmak istiyor
Çisem Özkavak: 15, Denizli, beden eğitimi öğretmeni olmak istiyor
Leyla Tankılıç: 15, Antalya, beden eğitim öğretmeni olmak istiyor
Cansu Yılmaz: 17, İzmir, beden eğitimi öğretmeni olmak istiyor
Burçin Taşkara: 17, Samsun, polis olmak istiyor
Fadime Beykurt: 17, İzmir, beden eğitimi öğretmeni olmak istiyor
Emine Yılmaz: 15, İzmir, beden eğitimi öğretmeni olmak istiyor
Şimdiden ünversite hayatı yaşıyoruz
ÇİSEM ÖZKAVAK
Teklifi ilk aldığımda çok mutlu oldum. Bu yaşta kendi ayaklarım üzerinde durmayı öğrendim. Şu anda sanki üniversite hayatında gibiyiz. Akşamları birlikte çok eğlenceli zaman geçiriyoruz. Kimsenin, kimseye ayrıcalığı yok. Derslerde zaman zaman sorun yaşıyoruz. Ancak, öğretmenler etüd vererek bu açığı kapatıyor. Anlamadığım konuları ablalarıma soruyorum. Sınavlara birlikte çalışıyoruz.
Evde en çok cezayı ben alıyorum
CANSU YILMAZ
Annem ev kadını, babam manav. Burası benim için büyük hedefti. Evde en çok cezayı ben alıyorum. Hep ışığı açık bırakıyorum, ceza veriliyor. Bir hafta boyunca banyo nöbeti, sağlık çantasını taşımak, sefer taslarını yıkamak hep üstüme kalıyor. En ağır ceza da mutfak dolaplarını baştan aşağı temizlemek. Bu cezaları uygulamayı bile unutuyorum, ne yapayım.
Başarmak için fedakarlık yapmak gerekiyor
DERYA SAKALLI
Annem ve babam işçi. İki kardeşiz. Buraya gelmeden önce ailem biraz tereddüt etti ama sonra evi ve okulu görünce kabul ettiler. Ailemi çok özlüyorum. Ama ne yapalım, birşeyleri başarmak için bazı şeylerden de fedakarlık etmek gerekiyor.
Herkes kendi ayakları üstünde durmak zorunda
BURÇİN TAŞKARA
Evdeki 16 kişinin hepsi de ayrı kişiliklere sahip. Ailemizden çok küçük yaşta ayrıldık. Burada herkes kendi ayakları üzerinde durmak zorunda. Bu da zor oluyor. Ama iyi tarafı dost edinebiliyorsun. Gece yarılarına kadar oturup, film izlediğimiz, sohbet ettiğimiz anlar çok keyifli.