Oluşturulma Tarihi: Temmuz 14, 2004 00:00
Hıristiyan Demokratlar Birliği Avrupa Parlamentosu Milletvekili Armin Laschet, Frantfurter Allgemeine’ın 30 Haziran 2004 tarihinde yayınlanan sayısında Türkiye’nin liderlere bırakılamayacağını söylüyor.Bu “Liderlere bırakılmama”nın “Türkiye’yi sadece liderler değil biz de sevelim!” gibi bir anlamı yok.Armin Laschet bu cümleyi “Türkiye’nin üyeliği Avrupa Birliği’ni kökünden değiştirecek. Bu nedenle Ankara ile müzakereleri başlatma kararı sadece liderlere bırakılamaz, halkın da onayı alınmalı” anlamında kullanıyor.***Hıristiyan Demokratlar Birliği Avrupa Parlamentosu Milletvekili Armin Laschet yazısının ilk paragrafında şunları yazıyor:“1999’da Helsinki’de 15 hükümet ve devlet başkanı, Türkiye’ye AB’ye adaylık statüsü tanınması kararını almadan önce bu konuyu dört dakika tartışmışlardı. 50 yıllık Avrupa entegrasyon tarihinin niteliğini bozan dört dakika.”Armin Laschet aslında “Lanet olasıca dört dakika!” demek istiyor.Ancak o dört dakikayı lanetlemeden, kırk yıl önce Türkiye’yi aday adayı (belki de aday) yapan kendi liderlerini lanetlemeliydi.Ecevit isteseydi Türkiye, Yunanistan’la birlikte AB’ye girecekti. Ecevit görüşmelerin başlaması için Yunanistan’la birlikte baş vursaydı; şimdi AB’ye girmek için yedi takla atan AKP iktidarının büyük atası Erbakan AB’yi “Gavur pazarı” olarak niteleyeceğine Demirel ve Türkeş ile birlikte Ecevit’in karşısına dikilseydi...Geçmişe mâzi, yenmişe kuzu denir, biz şimdiye bakalım!***Bilindiği gibi, katılım görüşmelerinin sonunda aday ülkenin gerçekten üye olabilmesi için, üye ülkelerin halklarına sorulur, referandum yapılır.Avrupa Birliği’nin şu anda 25 üyesi var. 25 üye + önümüzdeki beş yıl içinde üye olacak üç ülke (Bulgaristan, Romanya, Hırvatistan)... Etti mi size 28 üye...2010’a kadar büyük bir savaş çıkmadığını, AB’nin dağılmadığını, olumsuz hiçbir şey olmadığını ve Türkiye görüşmeleri alnının akıyla tamamladığını düşünelim. Bu 28 üyeden birinin halkı mızıkçılık yaptı ve Türkiye aleyhine oy kullandı. O zaman ne olacak?Ne olacak, kuştan korkan tarlasına darı ekmez; ne çıkarsa bahtına... Aleyhe oy kullanan halk ikna edilir... Ölme eşeğim ölme, yonca bitsin ye de öl!***Vaziyetin durumuna göre AKP hükümetinin bunların hepsini göze aldığı anlaşılıyor. Aslında AB’ye girmek-girmemek onların umurunda bile değil, hesapları başka...Ama Herr Armin Laschet başka bir şey öneriyor. Onun önerdiği, 9 Temmuz günü yayınlanan “AB Türkiye ile Farklı Müzakere Yapacak”ta yazdıklarımdan daha farklı bir şey...Herr Armin Laschet, müzakerelerin başlamasından önce de 25 üyenin halkından onay alınmalı diyor.“Türkiye liderlere bırakılmaz”ın anlamı bu işte!***Herr Armin Laschet gerekçe olarak Türkiye’nin 2010’da 90 milyona çıkacak nüfusunu, düşük ulusal gelirini, tarımını, kara gözünü, keman kaşını, ok kirpiklerini gösteriyor. Gösterir! Ben kendi adıma kimseye gücenmem. Açık söyleyeyim Herr Laschet son derece haklı, ağzının tadının kaçmamasını istiyor!Benim gücenikliğim değil öfkem milleti uyutanlara, milleti kandıranlara karşı. AB’ye girmeden önce birçok mayınlı tarladan geçmek gerek. Avrupa Birliği yeni gelin gibi hasretle beklemiyor Türkiye’yi.Hiç belli olmaz, Avrupalı Türkler arasında bile Türkiye’nin AB’ye alınmamasını isteyenler çıkar.Aklıma Avusturya vatandaşlığına geçen uyanık Türk’ün söyledikleri geliyor. Gazeteciler, adını unuttuğum eski Türk’e neler hissettiğini sorduklarında:“Memlekette çok yabancı, çok mülteci var!” demişti....
button