Türkiye ilk 10'a girdi
Güncelleme Tarihi:
Batuhan KURT/DHA
Oluşturulma Tarihi: Ocak 21, 2010 17:12
Türkiye'nin en çok sigara içilen ülkeler arasında 10. sırada olduğu ve bunun da sağlık açısından tehlikeli olduğu belirtildi.
Trakya Üniversitesi Edirne Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı Prof.Dr. Osman Nuri Hatipoğlu, Türkiye’nin dünyada en çok sigara içilen 10'uncu ülke olduğunu belirtti. Prof.Dr. Hatipoğlu, “Sigara dumanı 4 binden fazla zehirli, tahriş edici ve kansere yol açan kimyasal madde içermektedir. Bu maddeler kanser, kalp krizi, damar sertliği, felç, KOAH, astım gibi pek çok öldürücü hastalığa neden olduğu gibi, iktidarsızlık, kısırlık, düşük yapma, düşük doğum ağırlıklı bebek doğurma gibi pek çok istenmeyen hastalığa yol açar” dedi.
Prof.Dr. Osman Nuri Hatipoğlu, fakültenin toplantı salonunda Prof.Dr. Celal Karlıkaya, Doç.Dr. Erhan Tabakoğlu ve Yrd.Doç.Dr. Ebru Çakır Edis ile birlikte ‘Sigaranın Zararları ve Sigara Bırakma Yöntemleri’ konulu basın toplantısı yaptı. Sigarayı bırakma konusunda destek verecek en önemli kişilerin hekimler olduğunu belirten Prof.Dr. Osman Nuri Hatiploğlu, “Bu destek her ortamda değişik ölçülerde verilebilir. Bu desteği daha verimli ve etkin bir şekilde vermede sigarayı bırakma poliklinikleri yerini almaya başlamıştır. Uzun süredir hastanemiz başhekimliği bünyesinde hizmet veren sigara bırakma polikliniği 1 Ocak 2010 tarihi itibaren Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı bünyesinde hizmet vermeye başlamıştır. Polikliniğimize SGK kapsamında hastalar randevu sistemi ile başvurabilecekler ve tedavileri gerçekleştirilecektir” diye konuştu.
Prof. Dr.Osman Nuri Hatipoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sadece sigara içenlerin değil dumanına çevresel olarak maruz kalanların da bu olumsuzluklardan etkilendiği de (pasif içicilik) kanıtlanmıştır. Bu benim canım kimseye zararım yok, zararım kendime, sigarayı istediğim gibi içerim, buna kimse karışamaz deme özgürlüğü söz konusu değildir. Yeni yasanın en önemli artılarından biri çevresel dumana pasif maruziyeti önlemek suretiyle sigara içmeyenlerin sağlık haklarını koruma konusundaki içeriğidir. Sigara içenlerin yüzde 56’sının 12 yaş ve altında çocuklar, çocukların yüzde 90-95’inin de 15 yaşın altında sigaraya başladıkları düşünülürse bu kanunun diğer bir artısının da gençlern sigaraya başlamasının önlenmesi üzerine yapacağı katkı olacaktır. 2007 yılında sigaraya bağlı hastalıklardan Dünyada 5 milyon, ülkemizde 100 bin kişi hayatını kaybetmiştir. Gerekli tedbirler alınmadığı takdirde, bu sayının 2020 yılında Dünyada 100 milyon kişiye yükseleceği tahmin edilmektedir. Türkiye, Dünyada en çok sigara içilen 10'uncu ülke konumundadır.”
Prof.Dr. Celal Karlıkaya da, sigarayı bırakma polikliniklerinin tarihçesinden bahsetti. Prof.Dr. Karlıkaya, “Sigarayı bırakma poliklinikleri düşüncesi 1997 yılında ilk defa sigara bırakma ilaçlarının geliş tarihinde başlamıştır. Bu ilaçlar gelir gelmez biz bunları tedavide kullanmaya başladık. Belli kriterlere uygun olan yaklaşık binin üzerinde hasta bugüne kadar tedavi edildi. Bunlarda tez olarak kanıtladığımız başarı oranımız yüzde 45-46 düzeyindedir. Ve en çok da nikotin replasman tedavisi dediğimiz ilaçlar ve psikososyal destek tedavileri verilmiştir. Biz bu rakamı çok iyi bir başarı olarak görüşüyoruz” dedi.
Prof.Dr. Osman Nuri Hatipoğlu, fakültenin toplantı salonunda Prof.Dr. Celal Karlıkaya, Doç.Dr. Erhan Tabakoğlu ve Yrd.Doç.Dr. Ebru Çakır Edis ile birlikte ‘Sigaranın Zararları ve Sigara Bırakma Yöntemleri’ konulu basın toplantısı yaptı. Sigarayı bırakma konusunda destek verecek en önemli kişilerin hekimler olduğunu belirten Prof.Dr. Osman Nuri Hatiploğlu, “Bu destek her ortamda değişik ölçülerde verilebilir. Bu desteği daha verimli ve etkin bir şekilde vermede sigarayı bırakma poliklinikleri yerini almaya başlamıştır. Uzun süredir hastanemiz başhekimliği bünyesinde hizmet veren sigara bırakma polikliniği 1 Ocak 2010 tarihi itibaren Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı bünyesinde hizmet vermeye başlamıştır. Polikliniğimize SGK kapsamında hastalar randevu sistemi ile başvurabilecekler ve tedavileri gerçekleştirilecektir” diye konuştu.
Prof. Dr.Osman Nuri Hatipoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sadece sigara içenlerin değil dumanına çevresel olarak maruz kalanların da bu olumsuzluklardan etkilendiği de (pasif içicilik) kanıtlanmıştır. Bu benim canım kimseye zararım yok, zararım kendime, sigarayı istediğim gibi içerim, buna kimse karışamaz deme özgürlüğü söz konusu değildir. Yeni yasanın en önemli artılarından biri çevresel dumana pasif maruziyeti önlemek suretiyle sigara içmeyenlerin sağlık haklarını koruma konusundaki içeriğidir. Sigara içenlerin yüzde 56’sının 12 yaş ve altında çocuklar, çocukların yüzde 90-95’inin de 15 yaşın altında sigaraya başladıkları düşünülürse bu kanunun diğer bir artısının da gençlern sigaraya başlamasının önlenmesi üzerine yapacağı katkı olacaktır. 2007 yılında sigaraya bağlı hastalıklardan Dünyada 5 milyon, ülkemizde 100 bin kişi hayatını kaybetmiştir. Gerekli tedbirler alınmadığı takdirde, bu sayının 2020 yılında Dünyada 100 milyon kişiye yükseleceği tahmin edilmektedir. Türkiye, Dünyada en çok sigara içilen 10'uncu ülke konumundadır.”
Prof.Dr. Celal Karlıkaya da, sigarayı bırakma polikliniklerinin tarihçesinden bahsetti. Prof.Dr. Karlıkaya, “Sigarayı bırakma poliklinikleri düşüncesi 1997 yılında ilk defa sigara bırakma ilaçlarının geliş tarihinde başlamıştır. Bu ilaçlar gelir gelmez biz bunları tedavide kullanmaya başladık. Belli kriterlere uygun olan yaklaşık binin üzerinde hasta bugüne kadar tedavi edildi. Bunlarda tez olarak kanıtladığımız başarı oranımız yüzde 45-46 düzeyindedir. Ve en çok da nikotin replasman tedavisi dediğimiz ilaçlar ve psikososyal destek tedavileri verilmiştir. Biz bu rakamı çok iyi bir başarı olarak görüşüyoruz” dedi.