Türkiye’de putperestlikle karışık bir din var aslında

Güncelleme Tarihi:

Türkiye’de putperestlikle karışık bir din var aslında
Oluşturulma Tarihi: Haziran 27, 2010 00:00

‘İslam’ın şartı 5, imanın şartı 6’ öğretisinin yanlış olduğunu savunuyor. Bunu rivayetin çeviri hatasına bağlıyor: “Namaz kılmak İslam’ın şartı da, hırsızlık yapmamak değil mi?” Bununla kalmıyor; “Resmi nikahın sonunda dua okunsun, imam nikahını kaldıralım” önerisi getiriyor. “Davetlerde, toplantılarda harem selamlık olmaz. Erkeklere altın yüzük yasak olmaktan çıktı. İslam cinsellikte iki tarafın da tatminini önemsiyor” gibi tespitlerde bulunuyor. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hayri Kırbaşoğlu’nun ‘İslam’ın Ahlak Haritası’nı çıkardığı ‘Ahir Zaman İlmihali’ çok konuşulacağa benziyor

İslam’da bozulması gereken çok ezber olduğuna inanıyorum. Piyasadaki ilmihal kitaplarının neredeyse hafızı oldum. Ömer Nasuh, Akseki, Hacı Zihni Efendi, aklınıza kim geliyorsa... İlmihallerin büyük çoğunluğu ‘İslam’ın şartı 5’ anlayışını merkeze alıyor. Böyle olunca da Müslüman olabilmek için bu 5 şartın yerine getirilmesi yeterli görülüyor. Ancak bu, bir rivayetin yanlış anlaşılmasına, yanlış çeviriye dayanıyor. Rivayette ‘İslam beş esas üzerine kurulmuştur” deniyor; şart denmiyor. Namaz kılmak İslam’ın şartı da içki içmemek, hırsızlık yapmamak, adam öldürmemek değil mi?

HER CEMAAT AYRI DİN OLMA EĞİLİMİNDE

Türkiye’nin en büyük cemaatinde, cemaatin başındaki imam efendinin kitapları dışında kitap okunmuyor. Aslında her cemaat, tarikat, dini grup şu anda birer ayrı din olma eğiliminde. Her birinin Kuran dışında kutsal kitabı, ayrı bir meali var, onun dışında başka kitabı o cemaate sokmanız mümkün değil. Bir cemaat bir meal yaptığında 40-50 bin basıyor. Çünkü her mürit almak zorunda. Bu gruplar özgürleştirici değil köleleştirici işlev görüyor. Oysa Kuran Hz. Peygamber’i ‘Dinlerini fırkalara, mezheplere ayırıp parçalayanlarla senin alakan olamaz’ diye uyarır.

ŞEYTANIN AYAK İZİNE ADAK ADIYORLAR

Türkiye’de aslında putperestlikle karışık bir din var. Birtakım insanlardan medet bekleme, türbe kültürü İslam’a taban tabana zıttır. Öyle akla ziyan işler var ki: Ayvalık Sarımsaklı mevkiinde Şeytan Kayası, Şeytanın Ayak İzi diye bir yer var. Demir kafes içine almışlar. Buna başörtülü dindar kadınlar adak adıyor. Kime; şeytanın ayak izine. Kuran’ı, Peygamberimizin hayatını merkeze alan yeni nesil ve bir Müslümanlık gerekiyor. Hiç inanmayan birini Müslümanlığa sokmak çok daha kolay. Şu anda tehlike iki kat. İnandığı şeylerin din olduğuna inananlar var.

TÜRKİYE’DE OLMUYOR AVUSTURYA’DA OLUYOR

600 bin insanın açlık sınırında olduğunu bileceksin, açlığı bitirmedikçe bana rahat haram diyeceksin. Mahalle baskısı, böyle müspet yönde olmalı. Türkiye’de din adamlarının sömürü düzenine hutbelerden veryansın ettiğini hiç duydunuz mu? Ama Avusturya’da ediliyor. cesur tek tük imam var, onlar da soruşturmalarla geri püskürtülüyor. Yöneticilere karşı eleştirel tavrı hakaret olarak algılamaktan vazgeçmek lazım. İdareyi eleştirmek ne zamandan beri suç? Hz. Peygamber bile hem Kuran tarafından, hem Müslümanlar tarafından eleştiriliyor, hesaba çekiliyor. Buna yüzlerce rivayet var.

CEMAATLERİ TARİKATLARI RAHATSIZ ETMEK İÇİN YAZDIM BU İLMİHALİ

Müslümanlık namaz kılmak değil sadece, namazdan aldığın ilhamla camiden çıktığında bütün kötülüklerle mücadeleye koyulma davası. Bugün Türkiye’de bir sürü haksızlıklar, zulümler, ahlaksızlıklar varsa ve sizin namazınız bunları ortadan kaldırmak için sizi mücadeleye sevketmiyorsa o namaz namaz değildir. Türkiye’de görüntüde din vardır, ama gerçekte din olup olmadığına bakmak için, sosyo-ekonomik adalet temeline dayalı toplum düzenine bakmak lazım. Yeniliklere kapalı olmamızın arkasında başka şeyler var. Cemaatler, tarikatlar, hatta siyasi partiler niçin despotik, kapalı yapılar; çünkü orada statüko var. Statükonun sürdürülmesi için insanların düşünmesini istemiyorlar. İranlı entelektüel Ali Şeriatı “Ben sizi rahatsız etmeye geldim” der. Ben de insanları rahatsız etmek için yazdım bu ilmihali. İlmihal yayınlandığında ben iki grubun bu kitaba kendisini kapatacağı tahmininde bulundum. Yüzde 50 tutturdum. Türkiye’de çok meşhur cemaat (Gülen cemaati) kapattı. Çünkü benim önerdiğim eleştirel, özgürlükçü, muhalif Müslümanlık o yapı için de, siyasi partiler için de tehdit.

İMAM NİKAHI KALDIRILSIN

Eş aldatma o kadar şirin hale getirildi ki! Dindarlar da bunu imam nikahı, muta nikahı gibi adlar altında yapmaya çalışıyor. Sadakatsizliğin İslami hiçbir izahı yok. Kimse sizi evlenmeye zorlamıyor, aileyi sürdüremediğinizde boşanma diye bir imkan var.

Bu fakültede bile bazı öğrencileri, ‘Bu nikah rejimin nikahı, biz şeriatın nikahıyla evlenelim’ diyerek kandırıp, talebe yurdunda kapatma gibi tutan ahlaksız insanlar çıkmıştır. Ama bilinçlendirilmediği için buna teşne hanımefendiler var maalesef.

İmam nikahı kaldırılmalı. Resmi nikah memuru, nikahı kıydıktan sonra çiftlerin önüne bir dua koysun. Allah, Peygamber, İslami değerler resmi nikah esnasında telaffuz edilse bu iş çözülür. Bu imam nikahıyla istismarı da engeller.

KADINLAR İSLAMİ KANALLARDA DA META

İslam’da evli çiftler açısından cinselliğe müspet bir değer atfedilmiş, birtakım hadis rivayetlerinde çiftlerin birbirlerinin cinsel doyuma ulaşması için gereken inceliği ve titizliği göstermesi tavsiye edilmiştir. Dolayısıyla cinselliğin bir tabu olarak algılanması İslam’ın kendisinden ziyade, gelenek göreneklerden kaynaklanan bir tutum. Gençler aile eğitimi almadan evleniyor. Cinsellik kontrolsüz biçimde pompalanıyor, reyting unsuru olarak kullanılıyor. İslami kanallarda dahi kadın metalaştırılıyor.

İslam’ın 15 asırlık yorumları erkek egemen. Ben bu kitabı yazarken bir kısmı talebem olan kadın akademisyenlere okutarak onayından geçirdim. Kanaatimce kadın ilahiyatçılar da mutlaka ilmihal yazmalı, kadın bakış açısının nasıl erkekten farklı olduğunu fiilen göstermeliler. Tek bir kitapla Türkiye’yi dönüştürmek mümkün değil. Bu kitap ilmihal geleneğinde bir kırılma noktası, yeni bir başlangıç olabilirse ne âlâ. Kadın bakış açısıyla yazılması açısından da bir ilk.

HAREMLİK-SELAMLIK UYGULAMASI YOK

Nedense bazı Müslümanlar bir arada yemek meselesinde Kuran’ın çizgisinin gerisinde kalma konusunda anlaşılmaz bir ısrar içinde. Buradaki yanlışın sebebi, Müslüman erkeklerle kadınların bir arada yemek yiyebilmelerine olumlu yaklaşan Kuran’ın bu ruhsatı ile erkek ve kadının baş başa kalması (halvet) meselesinin birbirine karıştırılmasıdır. Kadın, aradaki mesafeyi ve saygıyı korumak kaydıyla, 24 saat erkeklerle hayatın her alanında beraber olabilir. Toplu yemeklerde haremlik-selamlık uygulaması yok.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!