Türkiye’de aile modeli yanlış

Güncelleme Tarihi:

Türkiye’de aile modeli yanlış
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 15, 1999 00:00

Haberin Devamı

Psikolog Doktor Murat Güvençer, evlilikle ilgili sorunların altında aynı nedenin bulunduğunu söylüyor

Boşanmaların arttığı, aile içi şiddetin her boyutta

ve sıklıkla görüldüğü Türkiye'de bazı sosyologlar da toplumdaki çözülmenin artık aile biriminde çözülmeye kadar vardığını söylüyor. Aile içi ilişkiler konusunda Psikolog Doktor Murat Güvençer'e göre sorunların başlıca nedeni modern görünen ailelerde bile kadın ve erkeğin geleneksel rollerden kurtulamamış olması.

Son yıllarda boşanmalarda artış görülüyor. Gazetelerin üçüncü sayfaları aile cinayetleriyle dolu. Bu durumun sebebi nedir?

- Türkiye'de ortalama Türk ailesi modeli kökünden yanlış.

Neden?

- Geleneksel aile modeli, özellikle kadının duygusal ihtiyaçlarını karşılamak, ruh sağlığını korumak için gereken gıdayı almasına engel. Malum, koca evin geçimini sağlamaya çalışıyor, kadın da anne oluyor; çocukların bakımı, evin çekip çevrilmesiyle uğraşıyor. Görünürde Sana reklamı gibi mesut aile görüntüsü var. Ama model, insanların ruhsal beslenmesine aykırı. Nasıl ki beden beslenmesi için temel gıda elemanları, protein, yağ, şeker vs. varsa ve bunlardan dengeli bir şekilde almak lazımsa duygusal sağlık için de üç temel gıda var. Biri iş hayatı, moda tabiriyle üretken olmak; ikincisi sosyal gıdalar; sosyal çevre, sosyal etkinlikler. Üçüncüsü de karşı cinsle ilişkiler.

Kadınlarda hangi duygusal gıdalar eksik kalıyor?

- Alabilecekleri -aldığı demiyorum- tek gıda karşı cinsle ilişkiler. İş hayatı yok. En kabadayısı Tahtakale'ye gidip boncuk alacak da, kazakların üzerine dikecek, kocası da satacak. Kadınların çoğu ücret karşılığı bir işte çalışmıyor. Çünkü uygun görülmüyor. Ama Türk kadını, inşaat amelesinden çok çalışıyor.

KADIN KİMLİKSİZ

Sosyal gıda alabiliyor mu?

- Sosyal çevreden beslenemiyor. Kadın kimliksiz: sadece anne ve eş. Doktor hanım değil, çok kez filancanın arkadaşı bile değil. Dar kimlik ve dar çevre içinde yaşayınca kısa zamanda duygusal boşluk oluşuyor. O zaman bu eksikliği telafi etmek için komşuculuk, dedikoduculuk gibi ahlak açısından sakıncalı şeylerin yanısıra çocuğa sardırıyor. 10 yaşındaki çocuğun altını temizliyor, ağzına yemek tıkıyor, beş dakika geç kalsa krize giriyor. Aşırı kollama sebebi bu. Tek gıdası, kocasıyla ilişkilerine bağlı.

Orada durum nasıl?

- İletişim bozuklukları çok muazzam. Koca evin reisi olarak kabul ettirilmiş, kadın ondan beslenemiyor ve kısa zamanda tadı kaçıyor işin. Ev işi yapan, adamın gömleğini yıkayan, onun dediklerini dinleyen konuma giriyor. Faturayı başka taraftan çıkarsa da düzen değişmiyor. Evliliği beş yılı geçmiş ruh sağlığı yerinde kadın bulmak zor.

Bu durum, ne tür sorunlara yol açıyor?

- Ruh sağlığı bozuluyor, güvenini kaybediyor. Baba evinde geliştirmeye çalıştığı kişilik özelliklerini de kaybediyor. Hayattan tad almamaya başlıyor, günde iki dilim ekmek yiyen insan durumuna düşüyor. Duygusal beslenme zaafı, çeşitli ruhsal bozukluklara kadar varıyor. Derin mutsuzluk kaçınılmaz, ruhsal sorunlar ya da onların yansımasıyla psikosomatik sorunlar, doktor doktor dolaşmalar filan. Annesi bozuk bir ev meydana çıkıyor. Anne evin temel direği ama çökmüş durumda.

Bu aile içi ilişkilere nasıl yansıyor?

- Çocuğa model olması açısından, ister kız ister erkek olsun, çok kötü cins rolleri aktarılıyor. En önemli yansıması bu. Kız çocuk, kadın böyle olur, büyüyünce ben de böyle bir kadın olurum, diyor. Erkek çocuk da aynı şekilde kadın modelinin böyle olduğunu öğreniyor. Kavga gürültü dinlemek, dayak yemek bundan tehlikesiz. Bu en zararlısı. Çünkü bu izlenimle zamanı geldiğinde karşı cinsle ilişkiye giriyor. Ailede başlıyor ya roller dağıtılmaya. Akut yansımaları da var. Annenin mutsuzluğunu sürekli gözlemlemek, ondan nasiplenmek de söz konusu. Dayak ve şiddetin hep babadan geldiği zannedilir. Ama anneler muazzam dayak atıyor. Bunu da bir salata halinde korkunç bir sevginin yanısıra yapıyor. Dünyaya o kadar kırgın ve kızgın ki tepkisini çocuklara yöneltiyor. Kocasına yöneltemez, çünkü ekonomik bağımlılık var. Çocuklar da bu modelin getirdiği bunalımların subabı gibi olmaya başlıyor. Sana reklamındaki mesut aile gibi olmuyorlar.

FATURA BABAYA

Orta direğin yıkılması babayı nasıl etkiliyor?

- Baba, mutlu bir aile kurmuş, kendine göre bunu yürütmekteyken işler değişiyor, bunun faturasını baba da ödüyor, mutsuzluktan o da payını alıyor, eve giderken ayakları geri geri gidiyor, yahut içki içiyor, kadınla kedi köpek gibi birbirlerini yiyorlar, yahut her fırsatta yemekleri tavana yapıştırıyor veya dışarıda bir hayata başlıyor.

Sonuç?

- Sonuçta varoluşçu bir yorumla, ölmeye yatmış insanlar... Hayatın tadını yitiriyorlar. Çok burun buruna yaşayınca, bireysel sınırlar da kalmıyor. Hayat soluyor, insanlar da soluyor. Varolmayan bir hayat, aslında yok. Ama çok da kutsal nedense. Anne babalığın kutsallığını anlıyorum da böyle bir modelin kutsallığını anlamak zor.

1950 yılında, İstanbul'da doğan Murat Güvençer, lisans ve lisansüstü öğrenimini sırasıyla İstanbul Üniversitesi Psikoloji Bölümü, İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi ve İstanbul Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı Enstitüsü'nde yaptı. Eğitim amacıyla çeşitli yabancı ülkelerde bulunan Güvençer, aynı fakültenin Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı'nda uzun süre çalıştı ve Çocuk Sağlığı Enstitüsü'nde yüksek lisans dersleri verdi. Bir süredir serbest çalışan Güvençer, aile sorunlarıyla ilgili sorularımızı

yanıtladı.

Ferruh YAZICI

Biraz kazıyınca...

Çekirdek ailelerde durum farklı mı?

- Yüzyılların getirdiği geleneksel roller o kadar yürürlükte ki... Daha modern, sağlıklı görünen aileleri bile biraz kazıyınca altından geleneksel aile çıkıyor. Kadının da, erkeğin de eksik beslendiği... Çünkü erkeğe biçilen rol de bir işe yaramıyor, o da beslenmiyor, mesela sıkıntılarını karısıyla paylaşamıyor. Amiri o gün fırça atmış, karısına söyleyemiyor. Çünkü aslanlar gibi olacak. Onların da birşey anladığı yok. Onlar da kurban.

Sosyokültürel yönden üst düzeydeki ailelerde de böyle mi?

- Mesela karı koca doktor; adama bakıyorsunuz profesör olmuş, karısı uzman olmuş ama daha çok çocuklarıyla ilgilenmiş. Bunlar okumuş, yazmış insanlar. Kimileri kültür düzeyi yüksek ailelerden geliyor. Hatta kadının ekonomik bağımlılığı da yok. Ama sonuç aynı.

Çocukerkil aileler!

Size gelen bu tür ailelerin çocuklarında görülen sorunlar neler?

- Şikayetlerin başında davranış kusurları geliyor. Çocuğun uyumlu olmaması, nerede ne yapacağını bilmemesi, sorumluluk duygusunun olmaması, okul sorunları çok yaygın. Derslerinde başarısız, hal ve gidişi iyi değil, öğretmenleri de şikayetçi. Bakıyorsunuz bir ruhsal bozukluk yok ama sıkıntıya hiç gelemeyen, yaşının duygusal olgunluğunun çok altında, bebeksi, iç disiplini olmayan, kendine güveni de yerinde olmayan bir varlık. Bir sürü şey sayılabilir. Çiş kaçırmalar, tırnak yemeler, çeşitli öfke krizleri, para çalmalar...

Aşırı kollamanın sonuçları mı?

- Orta sınıf diye tabir etmek doğruysa, iyi kötü okumuş yazmış, fakir olmayan sınırdan başlayan ailelerde korkunç bir aşırı kollama var. Çocuklar işlerini kendileri yapmıyor, çünkü izin ve fırsat verilmiyor. Aklınıza her türlü iş getirebilirsiniz. Yaşına göre. Yemek yemesinden pantolonunu giyip çıkarmasına, dersine çalışmasına, ödevini yapmasına kadar. İnsanlar birbirlerine oturmaya gidemiyorlar. Terminoloji de var bu konuda. İmtihanımız var, bilmem neyimiz var.

Çocukerkil aileler?

- Üst sınıflarda ve orta sınıfın biraz üst diliminde mi demek lazım. Benim anlattığım insanlar, gazeteci, doktor gibi bir ölçüde iyi para kazanan dünyadan da haberdarlar, pedagojiden de haberdarlar, sıklıkla çok bilgileri de var. Ama altında da geleneksel aileden getirdiğimiz alışkanlıklar, normlar, kalıplar var. Biraz ağır bir tabir olacak ama benim de hoşuma gitmiyor söylemek, çocukerkil ailenin annesi genellikle fasülyeden çalışıyor, çalışıyorsa da, sanki modern bir insan olduğumuz için çalışıyor. Doktorsa mesela, gerçekten doktorluğunu yapması gerekmiyor. Karı koca doktor olan bir ailenin erkeği karısı için hastanede çalışsın işte diyor. Kadın muayenehane açmak istiyor veya kariyerini oluşturmak istiyorsa ona izin yok.

Bu ailelerin sonu ne oluyor?

- Böyle aileler doğuruyorlar. Genellikle boşanma oranları düşük Türkiye'de. Tabii boşanmayla da sonuçlanıyor giderek artan oranda. Ama çoğu bu sıkıntıları muhafaza ederek fiziken varlığını sürdürüyor. Sonunda bu ailelerin ürettiği çocuklar da benzer aileler kuruyor.

Zincirin kırılması için ne yapılmalı?

- Herhalde çözüm yine ekonomide yatıyor. Ekonomik sistemin kadınları da eşit bir şekilde iktidarı alacak tarzda revize edilmesi lazım. Kadının mutlaka çalışması gerekir. Erkeğin de, kadının da çok kimlikli olması lazım. Sadece doktor, gazeteci, baba olmayacak. Hepsi birarada olmalı. Şimdi çok moda, cüzdanlarını açıyorlar, elli tane kredi kartı, duygusal portföyün de öyle olması lazım.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!