Güncelleme Tarihi:
Canatar, yaptığı yazılı açıklamada, küçük yaştaki evliliklerin Türk toplumunun kanayan yaralarından biri olduğunu belirtti. Erken yaştaki evliliklerin, çiftleri, ailelerini toplumu, hem kısa, hem de uzun vadede büyük sorunlarla karşı karşıya bıraktığını ifade eden Canatar,”ataerkil ve geleneksel toplum yapısının, erken yaşta evlilikleri normalleştirdiğini ve meşrulaştırdığını” kaydetti.
Canatar, erken evliliğin, özellikle kız çocuklarının toplumdaki eşitsiz konumunu pekiştirdiğini ve hayat tercihlerini azalttığına dikkati çekerek, “Erken yaştaki evlilikler Türk toplumunun aile yapısını tehdit ediyor. Ruhsal ve bedensel gelişimini henüz tamamlamamış, kendi yaşamının iplerini eline henüz alamamış, haklarını bilmeyen yüzlerce genç kız, ya kendi istekleri ile ya da ailelerinin zorlaması ile evlenmektedir” ifadeleri kullandı.
Toplumun erken yaştaki evlilikler için nedenlerinin veya mazeretlerinin her zaman mevcut olduğunu bildiren Canatar, şunları kaydetti:
“Bazen yoksulluktan kurtulma isteği, bazen yalnızca bir aidiyet arayışı, bazen mevcut durumdan kurtulup daha iyi görülene koşma, bazen köle gibi satılma, bazen 'evde kalırsın, yaşın geçerse kimse seni almaz' gibi yüz yıl öncesinden getirilip halen terk edilemeyen baskılar, bazen bir aşk, bazen de kendini ifade etme isteği, küçük yaşta evliliklerin nedenleri arasında. Türkiye'deki her 4 evlilikten biri küçük yaşlarda yapılıyor. Her ne sebeple olursa olsun, erken yaşta yapılan evlilikler yanlış. Çünkü halen genç kız olan bu bireyler biyolojik, psikolojik ve sosyal gelişimlerini tamamlamamıştır. Bununla birlikte erken yaştaki evliliklerde erken hamilelikler sık görülüyor. Daha kadın olmadan anne olan bireyler yaşam evrelerini sağlıklı geçirip, sağlıklı bir kişilik yapısı geliştiremezler ve evlilik ilişkilerinde çözümleyici yaklaşımlar gösteremezler. Kendi ergenlik sorunlarını halletmeden önce ebeveyn olan bu tip ailelerin çocukları da sorunlu kişilik yapısına sahip olabilmektedir.”
“18 YAŞ ALTI EVLİLİK YASAKLANMALI”
Canatar, anne ve babaların çeşitli eğitimlerle medya aracılığıyla “erken yaşta evlilik, kadın hakları, çocuk hakları, aile içi şiddet” gibi konularda bilinçlendirilmeleri gerektiğini belirtti.
Aile planlaması hizmetlerinin yaygınlaştırılması, aile planlaması olgusunun topluma daha açıklayıcı bir şekilde yansıtılması, din görevlilerinin günümüz koşullarında erken evliliğin sakıncalarını gerekli yerlerde gündeme getirerek vurgulamasının önemine değinen Canatar, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“18 yaş altındaki evliliklerin yasalarla kesin bir şekilde engellenmesi, özellikle kız çocuklarının eğitime dahil edilmesi, kadınların ekonomik anlamda özgürlüğünün sağlanması, kadınların iş kurma ve meslek edinmelerinin sağlanması, cinsel istismar, cinsiyet ayrımcılığı ve toplumsal halk sağlığı konularında toplumun bilinçlendirilmesi, ekonomik koşulların iyileştirilmesi gerekmektedir. Henüz gelişimini tamamlamamış gençlerde evliliğin getirdiği ağır sorumluluklar psikolojik travmalar ortaya çıkmasına neden olabilir.”