Oluşturulma Tarihi: Aralık 30, 2005 22:59
Türk Devleti, 5 litrenin altındaki kutulu, yani markalı ihracat için üreticilere ton başına 180 dolar teşvik veriyor. Eğer marka yerli, yani bizim öz markamızsa bu destek ton başına 300 dolara yükseliyor. Bu sayede markalı üretimde son yıllarda önemli atılımlar yaşandı.
ORTALAMA ÜRETİM HER YIL ARTIYORZeytin de diğer meyveler gibi her yıl farklı miktarda ürün veriyor. Buna ‘peryodisite’ deniliyor. Buna rağmen genel duruma bakıldığında Türkiye için üretimde artan bir seyir olduğu görülüyor. 1995 öncesi Türkiye’de ortalama zeytinyağı üretimi 80 bin ton seviyelerindeyken bu sezondan itibaren son 10 yılda ortalama üretim 120 bin ton seviyesine yükseldi.
YILDA EN ÇOK 224 BİN TON EN AZ 42 BİN TON ÜRETTİKTürkiye’nin dünya zeytinyağı üretimindeki payı yüzde 5 civarı. Rekoltenin iyi olduğu yıllar bu oran yüzde 8-10’a kadar çıkabiliyor. Bu seneler içinde en verimli dönem, 1996-97 sezonunda yaşandı ve Türkiye’de o yıl tam 224 bin ton zeytinyağı üretildi. 2003-2004 sezonunda ise tam bir yokluk yaşandı ve o yıl üretim düzeyi 42 bin tona kadar geriledi.
EN PARLAK İHRACAT YILI 1998-99 SEZONUYDUÜretilen tüm yağlar ihraç edilemiyor. Bazen elimizde de kalabiliyor. Örneğin, 224 bin ton üretim yaptığımız yıl sadece 40 bin ton ihracat yaptık. İç piyasa da yetmedi ve malın önemli bir bölümü stoklarda kaldı. 1998-1999 sezonu ise ihracaat açısından en parlak yıl oldu. O sene ürettiğimiz 170 bin tonluk yağın 106 bin tonunu dış dünyaya sattık.
ÜÇ TÜR SATIŞ YÖNTEMİ VAR DÖKME, VARİLLİ, KUTULUDünya pazarında üç tür zeytinyağı satışı yapılıyor: Dökme, varilli ve kutulu. Dökme, tankerlerle yapılan, varilli ise varil içinde sevkiyat. Aslında aynı sayılırlar. Sadece kendi markasını üreten firmalar kutulu yani ambalajlı satış yapıyor. Türkiye, kendi zeytinyağını tankerlerle dışarı gönderenlerden. Ama ambalajlı ihracatında son yıllarda ciddi artışlar var.
200 MİLYON DOLARLIK KAZANCI BEŞE KATLAYABİLİRİZTürkiye, zeytinyağı ihracatından yılda ortalama 200 milyon dolar kazanıyor. Kutulu satış olsa, bu rakam 1 milyar dolara kadar çıkabilir. Ali
Koç’un önderliğinde kurulan Uluslararası Rekabet Araştırmaları Kurumu (URAK) da bu konuda çalışıyor. Zeytin üretiminde organik tarım alanlarının geliştirilmesine ve markalı üretimin artırılmasına uğraşıyor.
2004 ZEYTİNYAĞI RAKAMLARIÜRETİM (bin ton)1 İspanya 9332 İtalya 7603 Yunanistan 4204 Suriye 177
5 Türkiye 1456 Tunus 110İHRACAT (bin ton) (milyon $)1 İtalya 245 7132 İspanya 110 320 3 Tunus 82 239
4 Türkiye 78 2275 Suriye 40 1166 Yunanistan 10 29
3 MİLYON TONLUK PAZARDA TARTIŞMASIZ LİDER İTALYATürkiye’de yaklaşık 400 bin ailenin geçim kaynağı zeytincilik. Dolaylı etkilenenlerle bu, 3-4 milyon kişi demek.Dünya zeytinyağı pazarı, 3 milyon tonluk bir hacmi içeriyor. Satış rakamlarına bakıldığında İtalya tartışmasız lider. Çünkü kendi ürettiği yağın yanı sıra başka ülkelerden aldığı tonlarca yağı da şişeleyerek satıyor. Üretici ülkelerin büyük çoğunluğu zeytinyağlarını dökme olarak yani şişelemeden İtalya’ya veriyorlar. Bunlar daha sonra dünya piyasasına İtalyan markalar olarak satılıyor.İtalya ve diğer ülkelerin zeytinyağı pazarlarken ilk öne sürdükleri şey, ürünün tarihi ve kültürel değeri. Özellikle Amerikalılar ve Japonlar işin bu kısmından çok etkileniyorlar. Ürünün doğallığı ve sağlıklı olması da pazarlamanın ana unsurlarından.Zeytinyağı Akdeniz mutfak kültürlerinin ortak ürünü olarak, bu kültürün ekmek, makarna, pizza, bulgur, kuskus gibi diğer ürünleriyle birlikte sunuluyor.Uluslararası Zeytinyağı Konseyi yöneticisi Hasan Açanal, ilk üçteki ülkelerin AB üyesi olduklarına dikkat çekerek, birliğin bir zeytinyağı politikası oluşturduğunu anlatıyor. Buna göre, AB, kendi üye ülkelerinde üreticiye, ağaç başı veya ton başı primler veriyor. Diğer ülkelere de, uluslararası ticaret kurallarına aykırı olmasına rağmen kotalar uyguluyor.Listedeki diğer rakiplerimiz Tunus ve Suriye’de de, üreticilere birtakım teşvik primleri veriliyor.Türkiye’de ise bu iş arapsaçı. Devlet ‘verdim’ diyor, ücetici ‘almadım’.
ZEYTİNYAĞI PAZAR PAYLARIKomili yüzde 41Tariş yüzde 28Kristal yüzde 09,5Kırlangıç yüzde 02,5Luna yüzde 05Ülker yüzde 04Diğer yüzde 10
ZEYTİNYAĞINA YABANCI TOPLUMLAR ŞİFA NİYETİNE KARMA YAĞ İÇİYORZeytinyağı, bazı ülke insanlarının damak hafızasına yabancı. Örneğin Rusya, Çin ve ABD gibi. Yine de bu ülkelerde zeytinyağının insan ömrünü uzatan bir iksir taşıdığı bilgisi yayılmaya başlayınca, talep de birden çoğaldı. Ama bir farkla. Alışık olmadıklarından halis zeytinyağı onlara hálá ağır geliyor. Daha çok karma yağı tercih ediyorlar. Karma yağ denilen ürün, içinde zeytinyağı olan bir karışım. Zeytinyağının içinde ayrıca talebe göre fındık, soya, ayçiçek ve mısırözü yağı oluyor. Mesela, zeytinyağını talep eden Rus tüketicisinin damağı mısırözü yağına, Çinliler ise soya yağına alışık.Türkiye’deki bazı firmalar da, bu talebi karşılamak için zeytinyağı ağırlıklı karma yağ üretimine başladı. ABD’den bu yıl 10 bin tonluk zeytinyağı-soyayağı harmanı talebi olunca Dış Ticaret Müsteşarlığı, karma yağ üretimine izin verdi. ABD’nin yıllık karma yağ talebinin 250 bin ton olduğunu düşünürsek karma yağın, Türk markalarının dünya pazarına etkin olmasını hızlandıracağı anlaşılıyor.
TÜRK-YUNAN FARKITürk halkı, Akdeniz kuşağında olmasına rağmen zeytinyağının kıymetini pek bilmiyor. Ülkemizde kişi başına düşen tüketim miktarı 1 litrenin altında. Halbuki bu miktar, Yunanistan’da 20 litrenin üzerinde.
İÇ PAZARIN LİDERİ KOMİLİTürkiye’de yılda 1 milyon 158 bin ton bitkisel yağ tüketiliyor. Zeytinyağının ülke yağ pazarındaki payı bugün bile yüzde 5’i aşmıyor. Bunun çeşitli nedenleri var. En önemlisi, zeytinyağının diğer yağlara oranla biraz daha pahalı olması. Ancak sağlık açısından çok büyük yararları olduğu tartışmasız.Şu anda zeytinyağında iç piyasanın yüzde 41’ini elinde tutan Komili’nin, Türkiye’de bu ürünün yaygınlaşmasında büyük katkıları oldu. Ürün müdürü Yasemin Balkanoğlu Özaydınlı anlatıyor: ‘1980’den önce zeytinyağının büyük bir bölümü sarı tenekelerde markasız olarak satılıyordu. Tüketiciler, bir sorun çıktığı zaman şikayet edecekleri adres bulamıyordu. Hijyen açısından sakıncalıydı. Komili, bundan 25 yıl önce bu sorunu gördü ve harekete geçti. Zeytin tarımındaki sorunları, zeytinin işlenmesinde ve ambalajlanmasında yaşanan problemleri işlemeye başladı. Büyük harcamalar yaparak kampanyalar düzenledi. Bu kampanyalar, zeytin kültürünün yerleşmesine, zeytin ağacına önem verilmesine, üretimde hassas davranılmasına önayak oldu. Bu sayede Türkiye piyasasında kalite arttı ve iç ve dış satışta markalaşmanın yolu açılmış oldu.’Komili, Türkiye’nin en eski beş markasından biri. 1878 yılında Midilli’nin Komi Köyü’nde zeytincilik yapan Hasan adlı bir çiftçinin kurduğu şirket, bugün Unilever bünyesinde yaşıyor.
EĞİTİMLİLER DAHA ÇOK TÜKETİYOREge Zeytin ve Zeytinyağı İhracatçıları Birliği’nin araştırmasına göre, Türk tüketicilerinin yüzde 77’si zeytinyağını sağlıklı bir ürün olduğu gerekçesiyle tercih ediyor. Eğitim ve kültür seviyesi yükseldikçe, zeytinyağına olan talep artıyor. Tüketimin yüzde 70’ini, 30-55 yaş grubu gerçekleştiriyor.
ASIL SIKINTI GEN HARİTASININ OLMAMASIZeytinyağında bu aralar Türkiye’deki en sıcak tartışma coğrafi işaret konusu. Ayvalık’taki üreticiler kendi yağlarına ‘coğrafi işaret’ almak, yani ürünlerinin sadece bu bölgede yetiştiğine yönelik patent sahibi olmak istiyorlar. Ancak bu konuda Tariş’in kendilerini engellediğini düşünüyorlar.Tariş tarafı, konuya sıcak bakmadıklarını kabul ediyor. Başkan Cahit Çetin, coğrafi işaret için ürünün niteliklerini gösterecek kriterlerin belirlenmesi gerektiğini söylüyor: ‘Ayvalık kendi tescilini istiyor. Ben de o bölgenin üreticisiyim, onlara karşı olamam. Ama Ayvalık coğrafi işaret alırsa, yanıbaşındaki Gömeç ilçesine nasıl farklı diyeceğiz? Aynı iklim, aynı coğrafya, aynı ürün.’Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof Dr. Atilla Eriş ise konunun başka bir kısmına değiniyor. Eriş’e göre, zeytindeki asıl sıkıntı, zeytin türlerinin gen haritasının çıkarılamaması. Bu da çeşitlerin tescilini engelliyor.
Teneke kutudan cam şişeye geçişTürkiye’de zeytinyağının teneke kutulardan, zarif tasarımlı cam şişelere geçişinde Ta