Güncelleme Tarihi:
Bu İstanbul’a kaçıncı gelişiniz?
- Azam Ali: Tatil için geldiğimiz de çok oldu. O yüzden sayamadım.
- Carmen Rizzo: Ben ilk kez 2003’te gelmiştim. Ondan sonra da her yıl mutlaka Türkiye’ye uğradık. O kadar çok geldik ki, buraya taşınmayı bile düşünebiliriz. Şaka bir yana, artık burası evimiz gibi.
Üç albüm çıkardınız. Bazı albümlerinizde birden fazla Türkçe parça vardı. Ve Azam Ali, bunları çok güzel bir şekilde seslendirmişti. Türkçe’yi seçmenizin özel bir nedeni var mı?
- Azam Ali: Çünkü çok fazla Türkçe müzik dinliyoruz. Çoğunlukla da türküler... Türkçe müzik dinliyorum çünkü bana çok doğal geliyor.
Peki Türkçe şarkıları bu kadar güzel okumanızın sırrı nedir?
- Azam Ali: İçimden geldiği gibi söylüyorum. Ayrıca Türk müzisyenlere danışıyorum, sözler konusunda, fonetik konusunda yardım alıyorum.
Niyaz’ın müziği eklektik ve birçok kültürün enstrümanlarını, tınılarını barındırıyor. World müzik kategorisinde böyle bir iş yapmayı neden tercih ettiniz?
- Carmen Rizzo: Bizim istediğimiz buydu, yani ne çok modern bir albüm olsun ne de klasik dedik... Amacımız batı ve doğuyu buluşturmaktı. Bizi biz yapan da seçtiğimiz enstrümanların niteliği...
- Azam Ali: Biz yaptığımız müziği otobiyografik olarak tanımlıyoruz. Ben ve Loga doğudan, Carmen ise batıdan geliyor ve sahip olduklarımıza saygı duyarak müzik yapıyoruz. Bence seçtiğimiz bu yol eşsiz. Hiçbir zaman bunu bir konsepte sokmak istemedik.
İKİ FARKLI DÜNYAYI BİR ARAYA GETİRİYORUZ
Doğu ve batı müziğini nasıl bu kadar homojen bir şekilde harmanlayabildiniz?
- Carmen Rozzi: Bu kolay bir iş değil tabii ama eğlenceli. Hepimiz farklı hayatlardan geliyoruz, iki farklı dünyayı bir araya getiriyor olma hissi de çok güzel.
Birçok müzik grubu gibi eğer birlikte bir şey yapmaya devam etmek istiyorsanız, öncelikle siz eğlenmelisiniz. Durumumuzdan ve birlikte şarkı yapıyor olmaktan memnunuz biz.
- Loga Ramin Torkian: İran müziği ya da daha doğuya dair bir şey yapmak gibi kaygımız yok. Müziği, sözleri bir araya getirdiğimizde ortaya çıkan sonuçtan memnunsak, o şarkılarla yola devam ediyoruz.
- Azam Ali: Ben sadece müzik yapma derdindeyim mesela. Müziğimle İran tarihini yansıtmak, göstermek değil amacım.
İran Devrimi sonrası yurdunuzu terk etmek zorunda kalmanız, sizi ve müziğinizi nasıl etkiledi?
- Loga Ramin Torkian: Ülkeden ayrılmak zorunda kaldığımızda 15 yaşındaydım ve bu travmatik bir olaydı. Amerika’ya gittik, yeni bir hayat kurduk. Bu olayın derin izler bırakmadığı tek bir İranlı’ya rastlayamazsınız. Devrim dediğiniz ev değiştirmek, mahalle değiştirmek gibi bir şey değil. Bildiğiniz her şeyin değişmesi... İran’da müzik yapamamak. müziğimizi ve kimliğimizi etkiledi. Biz dışarıda olanlar da doğunun müziğinden, Türkiye’den, Hindistan’dan ve elbette batı müziğinden etkilendik. Ve bu etkileri Niyaz’ın müziğinde görmeniz mümkün.
O TÜRKÜYÜ “TRUE BLOOD” İÇİN COVER YAPMAMIŞTIK
Sabahat Akkiraz’ın “Beni Beni” şarkısını cover’lamanız bizi şaşırttı. Özellikle de “True Blood”da dinleyince...
- Azam Ali: Sabahat Akkiraz’ı yıllardır severek dinlerim. “Beni Beni” de en sevdiğim şarkılarındandı... Cover yaptık ve o cover “True Blood” ekibinin dikkatini çekti. Bizden şarkıyı istediler, her şey birden patladı. Halbuki biz dizide kullanılsın diyetiyle yapmıştık. Özetle, başımıza gelen güzel bir kaza oldu bu...
BURAYA GELMEK, AİLEYİ ZİYARETE GİTMEK GİBİ
Türkiye’de ciddi bir hayran kitleniz var, sizi yakın takipteler...
- Azam Ali: Sağ olsunlar... Türk hayranlarımızı biz de çok seviyoruz. Burası artık evimiz gibi ve onlarla kendimizi bir şekilde bağlı hissediyoruz. Buraya gelmek, aileyi ziyarete gitmek gibi. Herkesi kız kardeşim ve abim gibi görüyorum. Herkese sarılmak istiyorum. Buraya gelmek, dünyanın birçok yerine gitmekten çok farklı bir anlam taşıyor bizim için.