Oluşturulma Tarihi: Aralık 12, 2004 00:00
TGRT’de yayınlanan Sizin Sesiniz adlı programı sunuyor. Hafta için saat 16. 00 oldu mu herkes ekranın önüne toplanıyor. Zeynep Sağıroğlu’nun (17) kaçırıldığını da bulunduğunu da Serap Ezgü’nün programını izlerken öğrendi Türkiye.Ezgü, 80’li yıllarda TRT radyosunda, ‘Hafif müzik dinleyeceksiniz’, ‘Hafif müzik dinlediniz’ anonsları yaparak işe başladı. Kanal D’de ana
haber bülteni sundu. Åžimdi ise kariyerinde bir dönüm noktası yaşıyor.Sizin Sesiniz’de Aldatılan Fatma Hanım’ın, kuma getiren Recep Bey’in, evlenmek isteyen Ahmet Dede’nin dertlerini dinliyor: ‘Yaptığım iÅŸi seviyorum. Heyecan duyuyorum. Ben Türkiye’nin Marko PaÅŸası oldum. Marko PaÅŸa çözülemeyecek sorunları bile dinlemesiyle ünlü bir hekimdir. 100 yıl sonra Türkiye benimle yeni bir Marko PaÅŸa’ya kavuÅŸtu’ diyen Ezgü yeni rolünü çok seviyor.Siz nasıl meÅŸhur oldunuz? - Bir Kelime Bir Ä°ÅŸlem sayesinde genç ve aydın kesim beni tanıdı. O programı sunmadan önce ne yapardınız? - Müzik eÄŸlence programı sunuyordum. Daha da eskiye gidersek ben radyocuyum. Dinleyicinin konuÅŸan kadın ya da adamın dış görünüşüyle ilgili bir fikrinin olmadığı büyülü bir dünyadan geliyorum. Ben esmer bir kadınım, şöyle mektuplar alırdım: ‘Sizi hayallerimde sarışın uzun saçlı, mavi gözlü bir kadın olarak canlandırıyorum. Ne olur bana bir resminizi gönderin.’Gönderir miydiniz?- Deli miyim, asla! Kimsenin hayallerini yıkmadım. Bir kiÅŸiye bile fotoÄŸraf göndermedim. Nasıl haber spikeri oldunuz? - 94-96 arasında ilk eÅŸimle birlikte ‘Ankara Rüzgarı’ isimli bir müzik eÄŸlence programı sunuyordum. UÄŸur Dündar beni fark etmiÅŸ. Aslında beni radyodan tanıyormuÅŸ ama yüzümü görmediÄŸi için bir türlü hakkımda karar veremiyormuÅŸ. Beni ekranda gördüğü anda ‘Tamam ana haber bülteni için aradığım kadını buldum’ demiÅŸ. UÄŸur Bey teklifini bana iletti, düşüneceÄŸimi söyledim. Tam iki sene düşündüm. Ä°ki sene ne düşündünüz Allah aÅŸkına? - Kaygılarım vardı. Devlet memurluÄŸunun bazı güvencelerinden vazgeçmek zor geldi. Ä°ki sene sonra her ÅŸeyi bir tarafa bırakıp Kanal D Ana Haber’i sunmaya baÅŸladım. Murat Birsel’le atv ana haber bülteni sunduÄŸunuzu hatırlıyorum. - Sadece 15 gün. Benim için mutsuz bir hatıradır. Atv’den ayrılışınızla ilgili iki dedikodu var: 1. Murat Birsel acemiliÄŸini atınca Serap Ezgü’yü yaÅŸatmadı. Yani onu kullandı. 2. Serap Özgü Murat Birsel’e ‘Hödük’ dedi ve kanaldan ayrıldı.- Oradan ayrılış kararımı ne Murat Birsel ne de Mehmet Tezkan verdi. Rol dağılımından rahatsız oldum. Kendi kariyerime kendi mesleki bilgime bu durumu yakıştıramadım. Ben ayrıldığımda Murat Birsel acemiliÄŸini daha atmamıştı. Hödük mevzuuna gelince, asla benim kullanacağım bir kelime deÄŸil. Bunu Murat’ın söylediÄŸini duydum. Birkaç kiÅŸiye ‘Serap bana hödük dedi’ demiÅŸ. Serap Ezgü ile Sizin Sesiniz programını ne kadar zamandır yapıyorsunuz?- 2003 Eylül ayında TGRT’de sabah haberleri sunmaya baÅŸladım. Ocak sonunda bu programı sunmamı teklif ettiler. Profesyonel olduÄŸum için teklife sıcak baktım. Program teklif edildiÄŸinde uzun bir vicdan muhasebesi yaptınız mı yoksa hemen kabul ettiniz mi? - BaÅŸlamadan önce de sonra da uzun vicdan muhasebeleri yaptım. EÅŸim gazeteci. Onunla meslek ettiÄŸi konusunda çok tartıştım. Kendimi sürekli eleÅŸtiriyorum. Program bittiÄŸinde kendimi sorguya çekiyorum. Acaba yanlış bir ÅŸey söyledim mi, yanlış bir tavır takındım mı? Bu programın iki tarafı keskin bıçak. Ahlak kurallarına uymazsanız kamuoyu sizi mahkum eder. Çok zor bir iÅŸ yapıyorum. Sosyo-ekonomik seviyesi aÅŸağıda olan insanlarla uÄŸraşıyorum. Ama ÅŸunun da farkındayım. O insanlar bilgilenmekle kalmıyor yönleniyorlar da... Bu çok büyük bir sorumluluk.KÃœFÃœR EDENE CEZATüm bunları bile bile bu programı niye kabul ettiniz? - 23 yıllık birikimim bana güven verdi. Kendi kendime ‘Ben bu iÅŸi namuslu bir ÅŸekilde yapabilirim’ dedim ve baÅŸladım. Diyelim ki 18 yaşındaki bir genç kız programa konuk oldu. Babası tarafından taciz edildiÄŸini detaylarıyla anlatmaya baÅŸlarsa ne oluyor? - Bu ülkede hiç de azımsanmayacak oranda ensest var. Susarak kök salmasına yol açmak yerine konuÅŸarak önüne geçiyoruz. Ama biz geleneksel aile yapısı içinde büyümüş bir ülkede yaşıyoruz. Kızın anlattıkları izleyicinin gözünde canlanmamalı. Kız, yatağıma yaklaÅŸtı elini bacağımda gezindirmeye baÅŸladı, sonra göğsüme çıktı falan diyorsa hemen araya giriyorum. ‘Yani sen babanın bir kızına dokunacağından farklı ÅŸekilde dokunduÄŸunu mu hissettin’ diyorum. Bir gerçeÄŸin, bir acının, bir maÄŸduriyetin altını çizmeye çalışıyorum. Bazı konuklar kendilerini tutamayıp küfrediyorlar. Bir keresinde evden kovulmuÅŸ bir erkek konuk, hikayesini ‘s..tir git deyip beni kovdular’ sözleriyle anlatmıştı. Bu gibi durumlarda eliniz ayağınıza dolaşıyor mu? - Yayına girmeden önce herkesi, küfür ederseniz sizi dışarı çıkarırız diye uyarıyoruz. Fakat her an tetikteyim. Küfrederlerse bir kez uyarıyorum ikincisinde dışarı çıkarıyorum. O bildiÄŸi dilde derdini anlatırken sizin onu dışarı atmanız konukta derin yaralar açmaz mı? - Açabilir tabii ki haklısınız ama bizim vermek istediÄŸimiz mesajlardan biri bu. Siz sorunlarınızı küfür ederek çözemezsiniz, diyoruz. Size ne teklif edilse bu programı bırakırsınız? - Kafamda öyle bir proje yok. Yaptığım iÅŸi seviyorum. Heyecan duyuyorum. Ben Türkiye’nin Marko PaÅŸası oldum. Marko PaÅŸa çözülemeyecek sorunları bile dinlemesiyle ünlü bir hekimdir. Ben de dinliyorum. Çözebilirsem çözüyorum, çözemezsem çözemediÄŸimi söylüyorum. 100 yıl sonra Türkiye benimle yeni bir Marko PaÅŸa’ya kavuÅŸtu. Ben de bu rolü sevdim. Kendinize hep bu kadar güvenir misiniz? - Ben hiç güven sorunu yaÅŸamadım. Güzel konuÅŸan, akıllı, dinlediÄŸini hemen algılayan, kendi ölçülerinde güzel diye nitelendirilen bir çocukluk ve genç kızlık yaÅŸadım. 23 yıllık meslek hayatımda bu kadar çok ÅŸey öğrendiÄŸimin farkında deÄŸildim. Bu programdan sonra açığa çıktı. Bu programdan sonra kiÅŸisel geliÅŸim ve hukuk kitapları okuyorum. TCK’yı elimden düşürmüyorum. Sizin iÅŸinizi yapmak için beton kadar saÄŸlam sinirlere sahip olmak mı gerekiyor? Çünkü bu program seyredenin de sunanın da katılanın da ruhunu törpülüyor. Antidepresan alıyor musunuz? Psikiyatra gidiyor musunuz? - Ben hayatım boyunca uykusuzluk sorunu çekmedim. Artık çekiyorum. Zaman zaman kafama bir ÅŸeyler takıyorum ve uyuyamıyorum. Böyle günlerde rahatlamak için uyku ilaçları içiyorum. Aslında sinirlerim saÄŸlam. Artık belli bir yaÅŸa gelmiÅŸim, tecrübeliyim, annelik gibi yüce bir duyguyu yaşıyorum. Psikiyatra gitmiyorum. Bir çok uzman bana telefon açıp sen ekranda psikiyatr gibisin diyor. Hayat bana çok ÅŸey öğretmiÅŸ. KAMERA BENÄ° SEVÄ°YORŞöyle derler televizyonda tutunmak gazetede tutunmaktan daha zordur. DoÄŸru mu? - DoÄŸru. Çok sert bir rekabet var. Kalıcı olmak istiyorum. Ben ekranı seviyorum kameralar beni seviyor. Bu gittiÄŸi yere kadar devam edecek. Ama bitmesi benim hayatımın sonu olmaz. Hayatımda baÅŸka alternatifler de var. EÅŸim var, kızım var, dostlarım var. Neden hálá ilk eÅŸinizin soyadını kullanıyorsunuz? Bu marka olmakla ilgili bir ÅŸey mi? - Öyle de denebilir. Üç buçuk sene ekrandan uzak kalmasaydım soyadımı deÄŸiÅŸtirebilirdim. Ama üç buçuk senelik aradan sonra yeniden ekranlara döndüğümde insanların ‘Yeni bir kız çıkmış Serap’a benziyor’ demeleri yerine ‘Bizim kız yine çıkmış’ demelerini istedim. Çünkü ben 18 senedir bu soyadını kullanıyorum. Bunu Atilla Bey’le yani ÅŸimdiki eÅŸimle de konuÅŸtum. Onun bu konuda herhangi bir kompleksi yok. ‘Sen bir marka oldun artık. Bu markayı böyle devam ettirmek istiyorsan ettirebilirsin’ dedi. Gazetecilik çevresinde kocanızdan yardım aldığınız söyleniliyor?- Ay bu çok komik. Ä°lk defa duyuyorum. Programdan sonra eÅŸimle programın nasıl olduÄŸu hakkında konuÅŸuruz. Ama konu ve konuk konusunda hiç müdahalesi olmaz. Bizim konu bulmak gibi bir sıkıntımız yok. Gelip derdini anlatmak isteyenlerin sayısı o kadar fazla ki. Geceden gelip lobide yatan kadınlar var. Memleketten gelmiÅŸ, kalacak yeri yok. Taksiye biniyor ve beni TGRT binasına götürün diyor. Yasemin Bozkurt ile kıyaslanmak sizi kızdırıyor mu? Sizi seyirci bile karıştırıyor. Telefonla baÄŸlananlardan size Yasemin hanım, ona Serap Hanım diyenler oluyor. Onun programı bitiyor sizinki baÅŸlıyor? - Program formatları birbirinin aynı. Ama birbirinin aynı o kadar çok dizi, yarışma var ki. Ben kimseyle kıyaslanmak istemiyorum. Yasemin Hanım’ın programını izlemiyorum. Herkesin kendine ait bir duruÅŸu var. Kimsenin etkisi altında kalmak ve kimseye benzemek istemiyorum. Kocamı sizin programa çıkmakla korkuttum, artık beni dövmüyorÜç beÅŸ programdan sonra anlatılan hikayelere ve gözyaÅŸlarına alıştınız mı? - Ä°lk günlerde yaÅŸadığım ÅŸaÅŸkınlığı ÅŸu anda yaÅŸamıyorum. Ama hala bazen öyle itiraflar geliyor ki pes diyorum. Evlat anne, evlat baba hasretlerine alışamadım. Onlar birbirlerine kavuÅŸtuÄŸu anlarda ben de aÄŸlıyorum. Mesela en son Zeynep’in bulunduÄŸu programı unutamıyorum. Ä°nanılmaz bir tatmindi. Ä°nÅŸallah tüm meslektaÅŸlarım böyle bir duygu yaÅŸar. Çünkü böyle bir tatmini yaÅŸayan her insanın hayattaki duruÅŸu deÄŸiÅŸir. Hem anne olarak hem de programcı olarak çok keyif aldım. Artık karı kocalar birbirlerini sizin programa çıkmakla tehdit ediyormuÅŸ doÄŸru mu? ‘Bak bey kızdırma yoksa bunca yıldır bana yaptıklarını Serap Hanım’a anlatırım!’ - Bu tip tehditler var. BirçoÄŸunun üzerinde de caydırıcı oluyor. Beni kadınlar yolda çevirip şöyle diyor: ‘Serap Hanım kocamı sizin programa çıkmakla korkuttum. Artık beni dövmüyor.’ Ä°ki-üç ay önce bir adam evliliÄŸini kurtarmak için programa konuk oldu. Karısı telefonla programa baÄŸlandı ve hakaret etti. Adam da yayından sonra intihar etti. Bu durumdan kendinizi sorumlu tuttunuz mu? - Üç gün uyku uyumadım. Hala aklıma geldiÄŸi zaman çok üzülüyorum. Ama kendimi sorumlu tutmuyorum. Bütün konuklarımız gibi ondan da bu programa kendi istediÄŸi ile katıldığına dair imzalı bir kağıt almıştık. Kağıtta ‘EÅŸimin ve çocuklarımın telefonunu veriyorum, baÄŸlanacaklar. Söylenecek her ÅŸeyi ÅŸimdiden kabul ediyorum’ yazıyordu. O kiÅŸinin ilk intihar giriÅŸimi deÄŸilmiÅŸ. Programda karısının söylediÄŸi bir sözle ilgili erkeklik gururu çok incindi. Her ne kadar onu teselli etmeye çalıştıksa da olmadı. Â
button