Oluşturulma Tarihi: Mart 24, 2005 00:00
Çok şeyini tartışıyoruz ama kim ne derse desin daha 14 yaşında olan Türk özel televizyonculuğunun bu kısa sürede çok yol katettiği bir gerçek.O kadar yol katetti ki Atlantik’i aşıp Dominik’te ıssız bir adaya bile vardı.Türk televizyonculuğunun geldiği noktayı en iyi gösteren son iki örnek oldu Çırak ve Survivor.Bu iki yarışmanın televizyonculuğumuz için ne kadar önemli olduğunu aylardır söylüyorum. Tartışılan reality programlara yeni bir soluk getireceğini, bunların başarılı olması halinde uluslararası yeni projeler için kanalların cesaretleneceğini her fırsatta belirtiyorum.Bu cesareti gösterip, ilk adımı atan Kanal D oldu. ANS’nin harika prodüksiyonuyla izlediğimiz Çırak’tan sonra salı akşamı Survivor’la tanıştık.Daha önce bu yarışmanın başka ülkelerde yayınlanan çeşitli versiyonlarını izlemiştim. İlk bölümde gördüm ki, bizim Survivor’ın onlardan aşağı kalır tek bir yanı yok.Adaylar iyi seçilmiş. Fulya gibi beyaz bikinisiyle adanının güzelliğine güzellik katan yarışmacıdan, genç kızların ilgisini çekecek Uğur ve Kemal gibi adaylara; bıyıklarıyla dikkat çeken Bora U.’dan, 48 yaşındaki balıkçı Semih’e kadar her kesimden yarışmacı var adada.İlk bölümde Bora B. gibi en sportmen yarışmacılardan birinin elenmesi ise talihsizlik olmalı.Ya karıncayiyen Semih’e ne demeli? 48 yaşında balıkçılık yapan Semih, daha ilk gününde karınca yedi. Ağaç kütüğündeki karıncaları bir sopayla toplayarak yiyen Semih ayrıca koluna tırmanan karıncaları da direk ağzına attı.İlerleyen bölümlerde ne tür sahnelerle karşılaşacağız acaba?Açıkhavada güneş altında bu görüntü ve ses kalitesini yakalamak hiç kolay değildir. Yapım ekibi ne bir ters açıya düştü ne de seste problem yaşandı. Elbette bunda 20 kişilik tecrübeli Türk ekibinin yanı sıra, programın yurtdışı co-production şirketi Cast Away’in 170 kişilik ekibinin de tecrübesi önemli.Adamlar bugüne kadar sayısız Survivor yaptıkları için gözü kapalı çalışıyorlar artık. Montajı ve kurgusu işin macera yönünü daha da öne çıkaran unsurlardı. Helikopter görüntüleriyle desteklenen Survivor, karakterler tanındıkça daha çok izlenecektir. İnsanı hayal alemine daldıran denizi ve güneşi, yaz gelirken tatil iştahımızı kabartan doğasıyla bu adaya kayıtsız kalmak zor gözüküyor.Gani Müjde, XL’ı bırakıyorNTV’de Herkes Bunu Konuşuyor’la birlikte bu sezonun en büyük iki sürprizinden biriydi Gani Müjde.Geçtiğimiz sezon masa başında yaptığı Gündem Dışı’nı, seyircili bir şova dönüştüren Müjde bu haftadan sonra programı bırakmaya karar verdi.Bu tür gelişmelerin arkasında ya bir transfer ya da kanalla bir problem aramaya alışık olduğumuz için hemen ‘acaba’ diye düşünmeyin.Ne bir transfer ne de NTV ile problem var.Yeni bir
sinema filmi ve dizi projesine başlayacağı için NTV yönetimi ile anlaşarak ekim ayına kadar XL’ı yapmamaya karar vermiş Müjde.Telefon açıp işin ayrıntısını ilk ağızdan öğrendim. ‘Zaten bu benim işim değil, benim asıl işim yazmak. Yeni projeler yoğunlaştığı için programa da haksızlık yapmak istemedim ve Cem Aydın’la konuşup ekime kadar ara verdik’ dedi Gani Müjde.Başka bir kanala geçeceği dedikodularına da kesin bir dille, ‘Bütün tekliflere kapalıyım’ diyerek yanıt verdi.Yarın akşam son kez izleyeceğiz Gani Müjde’yi Gündem Dışı XL’la NTV ekranında ve yeni projelerini merakla beklemeye başlayacağız.Peker Açıkalın nerede?Ekmek Teknesi’nde iki haftadır Peker Açıkalın yok. Açıkalın’ın canlandırdığı Cengiz karakterine ne olduğunu bilen de yok.İzleyici sadece ablasının sağa sola telefon açarak ‘Bizim çocuk nerede acaba’ türünden serzenişlerini duyuyor.Senaryo gereği küçük bir oyun mu, yoksa yapımcılarla Peker Açıkalın arasında sorun mu var merak ettim.Malum dizilerde anlaşılamayan oyuncular ya böyle ortadan kaybedilir ya da öldürülür!..Pazartesi gecesinin çok izlenen dizisi Ekmek Teknesi de Cengiz’siz mi devam edecek yoksa?.. Yaratıcılıktan yoksun Türk erkekleriReality programların vazgeçilmez sunucusu Seray Sever, salı akşamı Beyaz Atlı Prens’le ekrana döndü.Seray Sever’in her zamanki rahatlığıyla götürdüğü programda Zeynep’in seçtiği damat adayları ilk kez stüdyoda izleyici karşısına, penguen gibi dizilmiş şekilde çıktılar. Her adayın para kazanma çabalarını ve kazandığı parayla Zeynep’le neler yaptığını izledik.Kimi berber oldu, Zeynep’e deniz kenarında hamburger ısmarladı; kimi ayakkabı boyacılığı yaptı Zeynep’le deniz kenarında çay içti.Ve gördük ki Türk erkeğinin romantizm dediği şey deniz kenarında bir masadan ibaret.Zeynep, ‘Hiç birinizden etkilenmiyorum, sizinle konuşacak bir şey bulamıyorum’ diyerek durumunun ne kadar zor olduğunu söyledi zaten.Gerçekten de çocuklar o kadar sıkıcıydı ki, sadece dört adaya katlanabildim ve Zeynep’in bu kadrodan eş bulmak zorunda kalmasına üzüldüm.Kolay gelsin Zeynep!
button