Oluşturulma Tarihi: Aralık 27, 2003 00:00
Ben de durumun farkında değilmişim. Konuşma ilerledikçe, karşımdaki adamın ‘‘bir televizyon dehası’’ olduğu gerçeğini daha iyi kavrıyorum. Tutmuş, bilinen, unutulmamış, hatırlanan ne kadar program varsa, altında bu adamın imzası var: Fatih Aksoy.Medyapım, Fatih Aksoy. 42 yaşında. Kendi deyimiyle, bu birikimiyle 25 yaşında olsa ve daha yakışıklı olsa, e biraz da sesi olsa, popstar olurmuş! Çünkü sıkı öykü anlatıyor. ‘‘Türk insanı, öyküsü olmayan insanı sevmez’’ diyor. Onun en büyük becerilerinden biri de insanların öyküsünü ekrana taşımasını iyi bilmesi. Ve bu konuda iddialı. Siz şarkı yarışması zannediyor olabilirsiniz ama Popstar aslında bir drama ve öykü yarışması. Kimin öyküsü daha iyiyse o öne geçiyor... Jüriyi de, Haldun Dormen'i de o seçti. Bizi sinek gibi ekrana yapıştıran programın arkasındaki beyin kıvrımları ona ait yani! Evet, bu, ithal bir ürün. Dünyada tutmuş bir format amaaaa hiçbir şey o kadar kolay değil. Pek çok benzer yarışma programı iki seksen yatmış. Yani Aksoy'un Popstar'a katkıları onu boyun fıtığı yapacak kadar çok...TAHAMMÜL EDİLMEZ BİR ADAMIMProgramları tükettiğiniz kadar kadınları da çabuk tüketiyor musunuz?- İki kere evlendim, boşandım. Çünkü işkoliğim. Başka şeylerim de var. Tabii ki iyi bir eş olamadım...Nedir o başka şeyler?- Benimle iletişim kurmak güçtür. Cumartesi akşamı bile kendine iş koyan bir adama kim tahammül edebilir? Şimdi bir ilişkim var. Beni mutlu ediyor. Benimle kavga ediyor filan. Belki de böyle birine ihtiyacım vardı.Çalışırken etrafınızda güzel kadınlar olmasından hoşlanırmışsınız. Doğru mu?- Çok doğru. İşe gitmek için bir sebep oluyor! Ayrıca, erkeklerle bir arada olmaktan hiç hazzetmem. Sıkılırım. Bir de bizim yaptığımız işte kadınların çok iyi olduğunu düşünüyorum. Kadınlar ayrıntılara çok özen gösteriyorlar. Bu içgüdüsel şey galiba. Bizi ekrana yapıştıran tam da o küçük ayrıntılar! Bu yüzden de kadınlarla çalışmayı, erkeklerle çalışmaya tercih ederim.İşyerinde aşka nasıl bakıyorsunuz?- Hiçbir sakıncası yok.İşyerinde sekse?- Oooo çok heyecan verici!Popstar'daki rolünüz ne? Başarının ne kadarı size ait?- Zafer kazanılmış. Komutana sormuşlar: ‘‘Kimin zaferi bu?’’ ‘‘Bu savaşı kaybetseydik, kimi vuracak idiyseniz, onun!’’ demiş. Benimki de o hesap! Tutan bir programa herkesin sahip çıkması çok hoştur ama kötüyse kimse sahip çıkmaz. Popstar, Medyapım'ın yaptığı bir program. Medyapım'ın yaptığı bütün programlarda da şöyle bir prosedür var: O programın yapılıp yapılmayacağına, nasıl yapılacağına, o şirketin genel müdürü karar verir. Kimin sunacağına, kimin jüri üyesi olacağına, kimin yönetmen, kimin yapımcı olacağına. Ben de, o söz konusu genel müdür olduğuma göre, yapılan kötü işler de iyi işler de benim! JÜRİYİ DE, HALDUN ABİ’Yİ DE BEN SEÇTİMHiçbir arıza çıkmıyor yani!- Çeşitli aşamalarda çeşitli itirazlar oluyor. Şu anda ‘‘Kim 500 Milyar İster'i Kenan Işık'tan başkası sunamaz’’ diyoruz değil mi? E Kenan Işık daha önce yoktu ki!
Film Gibi'yi de Sinan Çetin'den baÅŸkası sunamaz. Ben insanlara ‘‘Bunu Sinan Çetin'le yapacağım’’ dediÄŸim zaman, herkes ‘‘Saçma!’’ dedi. Popstar'da da Haldun Dormen için saçma dediler. Haldun Dormen, sunucu deÄŸil. Daha çok gençlerin izleyeceÄŸi bir programsa bu, genç de deÄŸil. Ãœstelik Haldun Abi de istemiyordu. ‘‘Ben orada ne yapacağım Fatih?’’ diyordu. Ama iÅŸte ben, fotoÄŸraf görürüm. O fotoÄŸrafa da Haldun Abi çok uyuyordu. Yanılmamışım... Peki jüri?- Onları da ben seçtim. Bir ÅŸarkıcı, bir prodüktör bir tane de organizatör olacaktı. BildiÄŸim kadarıyla, hiçbir ülkede 4 jüri üyesi yok. ArmaÄŸan, bizim ÅŸirkette çalışıyor. Çok sivri dillidir. Günlük hayatında da öyledir. Ama adam çok eÄŸlenceli. Ağır espriler yapar, yani ÅŸirkette de insanlar ondan ürker. ‘‘Bunu sen yapar mısın?’’ dedim. Ekledim: ‘‘Hemen karar verme. Bu senin hayatını cehenneme çeviren bir ÅŸey olabilir. Program tutarsa, üç ay boyunca çok ünlü olacaksın, sokaÄŸa çıktığında herkes seni tanıyacak ama bu saçma bir ün. Ä°ÅŸine yaramayacak. Kaset yapmıyorsun, televizyon programı yapmıyorsun. Para da kazanamayacaksın.’’ Jüriye para vermiyoruz çünkü. Yine de ‘‘Kabul ediyorum’’ dedi.Bütün prosedürde sizi en çok heyecanlandıran bu hazırlık kısmı mı?- Evet. Bu bir sürü uykusuz gece, bir sürü sayıklama demek. Ve müthiÅŸ bir adrenalin. Acayip çuvallayabilirsin de. Korku ne kadar var bu iÅŸin içinde?- Bu sene çok korktum. Geçen sene Gülben Ergen'in Hürrem Sultan'ında feci çuvalladım çünkü. Öyle böyle deÄŸil. Yönetmen kaza geçirdi, bir de gidip çekmeye karar verdim. Benim çektiÄŸim bölümler daha da feci oldu. Olmadı yani. Dahası, ÅŸirketin bütün iÅŸleri kötü gitti. Eskiden devam eden Åžahane Pazar, Kim 500 Milyar Ä°ster, Film Gibi, Tatlı Hayat gibi programlarla idare ettik. O felaket Hürrem'i de yapan benim yani!Sizin için çok iyi bir ‘‘ithalatçı’’ deniyor. Yaratılmış ve test edilmiÅŸ bir ÅŸeyi bu ülkede uygulayan en iyi kiÅŸi. Ama bir yaratıcı deÄŸil. Alınıyor musunuz?- Yooo. Benim yaptığım iÅŸ sanat deÄŸil ki! Dolayısıyla, yaratıcılık belki de ihtiyacım olan son ÅŸey. Türkiye'deki en az yaratıcı adamlardan biriyim. Benim için televizyon programı üretmekle, buzdolabı üretmek arasında hiçbir fark yok. Ä°kisinde de ahlaklı olacaksın, çürük mal çıkarmayacaksın. Beni hiç rahatsız etmez uygulamacı olarak anılmak. Ben daha çok, bir iÅŸadamı gibi tanımlıyorum kendimi. Ben ÅŸirketimi büyütmeye çalışıyorum. Ve ÅŸirketimin, ÅŸu anki deÄŸerini, dünyada tutmuÅŸ formatları uygulayarak 100'e katlayabilirim. Bazı prodüktörler kendilerini sanatçı gibi görüyorlarsa görsünler, ben onlardan deÄŸilim...Ä°nsanlar, neden çivileniyor Popstar'a. Programın özelliklerinden mi, seyredenlerin özelliklerinden mi?- Çünkü ben programı iyi yapıyorum! Daha önce de benzer programlar vardı, ama kimse bilmiyor. Bir stüdyoda çeksem, bu kadar baÅŸarılı olmazdı. Gittim, bir konser salonunda çektim. Bunun içine Haldun Abi'yi koymasam bu kadar baÅŸarılı olmazdı. Jüri böyle oluÅŸmasa da bu kadar baÅŸarılı olmazdı...Orada izlediklerimizin, planlı ve yazılmış senaryo olmadığına bizi nasıl inandırırsınız?- Bunun bir tek inandırma yöntemi vardır. Gerçekten, öyleyse öyledir. Gerçekten öyle deÄŸilse, asla kimseyi ikna edemezsiniz. Yalnızca hakiki ÅŸeyler, hakiki gibi görünür ekranda. Onun dışındaki her ÅŸey bozuktur.ON SENE SONRA BENÄ° KÄ°MSE HATIRLAMAYACAKÅžu anda egonuz haddinden fazla ÅŸiÅŸmiÅŸ durumda mı? Yoksa, ‘‘Bu da bir program iÅŸte. Åžu aralar çok izleniyor’’ mu diyorsunuz?- Yaptığım iÅŸler konuÅŸuluyor, bu olur. Daha önce de oldu. Ama nihayetinde bir televizyon programı bu. Ve ÅŸurası gerçek: 10 sene sonra beni kimse hatırlamayacak. Demek istiyorum ki, bunlar aslında önemsiz ÅŸeyler. Üç sene önce herkes Yılan Hikayesi diyordu, Memoli vardı. Åžimdi nerede? Bu, onun kusuru deÄŸil. Öyle olur. Bu program da gelecek sene hatırlanmayacak. Geçen sene, Asmalı Konak'tı herÅŸey. Åžimdi hatırlanmıyor. Dolayısıyla, yaptığımız ÅŸeylerin kalıcılığı yok. Roman yazarsın, kalıcı olursun. Ya da insanların hayatını kolaylaÅŸtıracak bir cep telefonu üretirsin, insanlar hatırlar seni. Gerisi boÅŸ...Öyküsü olmayan insanları sevmeyiz biz. Öyküsü olmayan 12 kiÅŸiyi çıkarsaydım sahneye, ÅŸahane sesleri olsa bile kıymeti harbiyesi olmazdı. Biz Ä°brahim Tatlıses'i severiz çünkü öyküsü var. Hülya AvÅŸar'ı severiz çünkü öyküsü var. Hülya AvÅŸar, güzellik kraliçesi seçildiÄŸinde, tacı baÅŸka bir kadına takıldı deÄŸil mi? O kadın nerede ÅŸimdi? Yok! Ama Hülya AvÅŸar var. Çünkü öyküsü var. Ben de programlarımda öyküsü olan insanları çekmeye özen gösteriyorum. Ben onlar için öykü yazmıyorum. Varsa bir öykünüz anlatın diyorum....MÃœSLÃœMANLIKTA ADAM ÖLDÃœRMEK MÃœMKÃœNDÃœRKendinizi sosyolog gibi hissettiÄŸiniz oluyor mu?- Oluyor. Solcuyken bile, bu memleket üzerine bu kadar fazla kafa yormadım! Åžimdi hakikaten Türkler üzerine çok düşünüyorum. Popstar'a gelen oyları tahlil etmek benim için fevkalade önemli. Neye göre oy veriyor insanlar, niye oy veriyorlar? Son hafta 600 bin oy geldi. Kıbrıs seçimlerinde bile sadece 140 bin tane oy kullanıldı.Bu oylarda bir ‘‘yamuk’’ olamaz deÄŸil mi?- Oylar bize deÄŸil, Turkcell'e gönderiliyor, tabii ki olamaz! Düşünebiliyor musunuz, sonuna doÄŸru 10 milyon oy filan olacak. Türklerle ilgili araÅŸtırma yapılmak istenirse, böyle çok kıymetli bir veri var ortada. Programda ne oldu ve oylara nasıl yansıdı, bunlar incelenebilir. Ä°ki hafta önce bir çocuÄŸun katil olduÄŸu anlaşıldı. Oyları artmadı. Ama Deniz Seki çıkıp ‘‘Sen katilsin, sen katilsin!’’ deyince birdenbire oylar arttı... Yani... - Katil olması oylarını azaltmadı. Bunun anlamı ÅŸu: Türkler için, cinayet o kadar vahim bir ÅŸey deÄŸil! Hepimiz kendimizi bir gün cinayet iÅŸlemeye çok yakın buluyoruz. Kendimden biliyorum. Allah göstermesin, biri benim karıma, kızıma tecavüz ederse, ben gider onu öldürürüm! Kaç sene yatacaksam da yatarım. Kendimi cinayet iÅŸlemeye ve Bayhan'a bu kadar yakın hissediyorum yani. Ve ÅŸunu anladım ki: Türk milleti de kendini en az benim kadar cinayete yakın hissediyor...Ama bizde aynı zamanda ‘‘Allah'ın verdiÄŸi canı Allah'tan baÅŸkası alamaz’’ denir...- Bu Hıristiyan bir söylem. Müslümanlıkta yok. Müslümanlıkta adam öldürmek mümkündür. Cihat dediÄŸin nedir ki? Gidip kafirleri öldüreceksin! Dolayısıyla, adam öldürmek kendi başına bir suç deÄŸildir. Yani ‘‘On Emir’’ gibi deÄŸildir. Yahudilikte, sebebi ne olursa olsun, bir Yahudi baÅŸka bir Yahudi'yi öldürmez. Asla bağışlanmayacak bir suçtur. Önce onu aforoz etmen lazım. Sabetay Sevi'ye yaptıkları gibi. Ona ‘‘Sen artık Yahudi deÄŸilsin!’’ dediler ve öldürdüler. Hırıstiyanlık da benzer ÅŸeyler var. Ama Müslümanlıkta yok!KATILIM FORMUNDA HİÇ CÄ°NAYET Ä°ÅžLEDÄ°NÄ°Z MÄ° DÄ°YE BÄ°R SORU YOKTUBayhan'ın cinayet iÅŸlediÄŸini bilen hiç kimse yok muydu? ÖzgeçmiÅŸini incelemediniz mi?- Onlara bir form doldurttuk: ‘‘İşiniz? Yaşınız? En çok kimleri severseniz?’’ Ama biz tabii ÅŸu soruyu sormadık: ‘‘GeçmiÅŸinizde cinayet iÅŸlediniz mi? Herhangi bir suça karıştınız mı?’’ Bu, ikinci Popstar'da da sorulmayacak. Biz ihtiyacımız olan bilgileri soruyoruz. 18 yaşını doldurmuÅŸ olmaları yeterli. Biz, bizi yönetecek birini seçmiyoruz...FATÄ°H AKSOY, POPSTAR OLABÄ°LÄ°R MÄ°YDÄ°?Bugünkü birikimimle, 25 yaşında yakışıklı bir adam olsaydım biraz da sesim olsaydı, kesinlikle popstar seçilirdim.Â
button