Türk kadınlarının ruh sağlığını yaşadığı ortam bozuyor

Güncelleme Tarihi:

Türk kadınlarının ruh sağlığını yaşadığı ortam bozuyor
Oluşturulma Tarihi: Aralık 22, 2005 16:43

Kadınlar erkeklere göre; Obsesif- Kompulsif bozuklukları yüzde 63, Manik- Depresif Psikozları yüzde 54, Paranoya ve takıntılı fikirleri ise yüzde 56 oranında daha fazla yaşıyor.

Haberin Devamı

Uzman doktorların yanıtlamasını istediğiniz soruları ve sorunlarınızı:
fsaka@dbr.com.tr
adresine gönderebilirsiniz.

Türk kadını, dünyadaki hemcinslerine göre bir çok sorunu daha yoğun yaşıyor. Eğitimsizlik, ataerkil bir aile yapısının birçok bölgede hala etkinliğini koruması, annelik rol-modelinin hala en önemli kariyer noktası gibi görülmesi ve gösterilmesi, kadının yerinin evi kabul edilmesi gibi bir çok dezavantaj kadını hırpalıyor. Bu arada kadının psikolojik yapısı da bozuluyor doğal olarak. Orta yaşlara gelen kadın, değişen hayat koşullarının çok gerisinde kaldığını anladığında paniklemeye, depresyona girmeye aday hale geliyor…

Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Genel Psikiyatri Kliniği Şefi Nihat Alpay’ın verdiği bilgilere göre; geçtiğimiz yıl kliniklerine toplam 148 bin 705 hasta müracaat etti. Bu başvuruların yüzde 40’ı ise kadınlardan oluşuyor. Kliniğe, yıl içinde yatan 11 bin hastadan  3 bine yakını, yine kadın. Klinik Şefi  psikiyatr Nihat Alpay, “Hastane rakamlarına bakınca, yatan kadın hastaların çoğunluğunu, takıntılı ve manik depresif dediğimiz iki uçlu mizaç bozukluğu hastaları oluşturuyor. Depresyon tanısıyla tedavi gören kadın oranı da oldukça yüksek. Çok iyi bildiğimiz bir şey var ki, depresyon yaşayan kadın oranı, erkeklere göre iki kat daha fazla. Bu sadece bizim ülkemizde değil dünyada da böyle. Örneğin, Majör depresyonun kadınlar için yaşam boyu görülme yüzdesi 5-26 arasında bulundu. Araştırmalara göre ayrıca, her yıl majör depresyon hastalarına yüz bin kişide 247-598 kadın yeni vakanın eklendiği saptanmış. Halen bizim kliniğimize yatan kadınların yüzde 40’ı manik depresif, yüzde 30’u depresyon, yüzde 25’i şizofren, geri kalanlar ise tipik psikozlar, anksiyete bozukluklarından oluşuyor” diyor.

Haberin Devamı

Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi eski başhekimi Doç Dr. Arif Verimli,  Türkiye’de kadınların ruh sağlığı üzerine araştırma yapmış bir isim. Verimli, “Kendi uzmanlık alanımda, Türk kadınını incelediğimde üzülerek negatif sonuçlarla karşılaşıyorum” diyor ve 4 bin kadın hasta ile yapılmış görüşme sonuçlarının; kadınların bedensel bir rahatsızlıkları olmadığı halde toplumsal sorunlar nedeniyle, gergin, mutsuz ve sancılı olduğunu gösterdiğini belirtiyor. Verimli, “Özellikle şehirlerin varoşlarında ve Anadolu’nun köylerinde eve kapatılan, hiçbir sosyal yaşamı olmayan kadınların bir kısmı, kapıdan dışarı çıkıp sosyal hayata karışabilmek için hastalık taklidi yapıp ilçe ve şehir merkezlerindeki hastanelere doluşuyorlar” diyor.

Ev kadınları bunalıyor

4 bin kadın hasta üzerinde yapılan araştırmanın rakamsal sonuçlarına bakıldığında durum ev kadınları açısından umutsuz görünüyor çünkü ülkemizde psikiyatrik tedavi gören hastaların yüzde 36’sı ev kadını. Gün boyu bitmeyen çocuk bakımı, temizlik, yemek, ütü gibi rutin işler, tatminsizlik ve işe yaramama duygusu yaratıyor. Bu da bunalmış kadın tipinin ortaya çıkmasına neden oluyor. Ülkemizde kadınlar, Obsesif- Kompulsif bozuklukları yüzde 63 oranında, Manik- Depresif Psikozları yüzde 54 oranında, paranoya ve takıntılı fikirleri de yüzde 56 oranında erkeklerden daha çok yaşıyor.

Psikiyatr Dr. Nihat Alpay’da bu konuda Arif verimli’ye katılıyor. Alpay, Genel Psikiyatri Kliniğinde 5 yıldır kadın hastalarla ilgili araştırmalar yaptıklarını ve  bunun sonucunda edindikleri izlenimleri şöyle anlatıyor: “Ülkemizde psikiyatrik tedavi gören hastaların yüzde 36’sı ev kadını. Bu, kadınların ilaçla tedavisi erkeklere oranla az. Çoklukla, salt terapi görüyorlar.”

Haberin Devamı

Arif Verimli’ye göre, ülkemizde cinsel taciz  ve devamında yaşanan ruh hastalıklarının verileri de çok ürkütücü. Tacize uğrayan mağdurlar Postravmatik Stres Bozukluğu yaşıyor ve çok az kısmı psikiyatrik yardım alabiliyor. Verimli, “Tecavüz travması; olayı tekrar tekrar yaşatan, cinsellikten ve erkeklerden nefret ettiren aşırı suçluluk duygusu yaratan bir vahşettir. Kimse duymasın diye saklanan taciz vakası o kadar çok ki…”diyor.

4 kadından biri depresyon geçiriyor

Sivas’ta Prof. Dr. Orhan Doğan ve ekibinin gerçekleştirdiği Ruhsal Bozuklukların Toplumda Görülme Sıklığı araştırmasının sonuçları, Türkiye’de her 4 kadından birisinin depresyon geçirmiş ya da geçiriyor olduğunu gösteriyor. Psikiyatr Dr. Marmara Üniversitesi Hastanesi Pskiyatri Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Esat Göktepe’de depresyonun, kadınlarda erkeklere oranla iki kat daha fazla rastlandığını belirtirken, nedenlerine ilişkin de şunları söylüyor; “Kadınlar adet dönemlerinde doğal olarak depresif yapıdalar, en belirgin fark bu. Kadınlar, toplumda üstlendikleri rolün büyüklüğü açısından da depresyon geçirmeye daha yatkın. Doğum, çocuk yetiştirme, adet görme, menopoz etkili depresyon nedenleri.”

Haberin Devamı

Kayıp duygusu

Psikiyatr Dr. Armağan Samancı’da kadınların en çok yaşadığı sorunların başında depresyon ve anksiyete bozukluklarının geldiğini vurguluyor. Kadında depresyon yaratan ön önemli nedenlerden biri olarak, yaşamındaki bazı olaylar sonunda kayıplarının daha çok farkına varması gösteriliyor. Kadın 40’lı yaşlara geldiğinde, yaşamın getirdiği bazı sorunlarla bir anda yaşamının sıfırlandığını hissediyor. Bunun sonunda da psikolojik sorunlar başlıyor. Anksiyete bozuklukları da bu durumda devreye giriyor. Bunların içinde panikler, özellikle genelleşmiş anksiyete bozukluğu, kayıp korkusu, yıllarca özen gösterdiği ilişkisinin kopabileceği, onu duygusal olarak yitireceği sıkıntıları da oluyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!