Güncelleme Tarihi:
Hürriyetim’in haberiydi. İstanbul Belediyesi ADBİS adlı bir sistemi hayata geçiriyormuş. (Böyle “hayata geçirmek” gibi sunturlu laflar da olmasa, haber nasıl yazılırdı acaba?) Açılımı İstanbul İdari Sınır ve Adres Bilgi Sistemi. Şehrin her köşesinin uydu fotoğrafı çekilmiş, isteyen istediği adresi (herhalde internetten) şıp diye bulacakmış. Çok güzel ve faydalı bir çalışma.
Biliyorsunuz bir de GPS diye bir sistem var. Uydu aracılığıyla bulunduğun yeri belirleyen bir sistem. Galiba BMW, otomobillerini bu GPS ile donattı. Araç bilgisayarına gideceğin yerin adresini veriyorsun; bilgisayar, uydu üzerinden gerekli bilgileri alıyor, aracın bulunduğu yeri belirliyor ve sana yolunu tarif ediyor.
- Sağa dön
- Kırmızı ışıktan sola dön...
Bizde de, ileride, bu GPS sistemine geçilecekmiş inşallah!
*
Etiler’deki evinin önünden aracına bindin, Yeşilköy’de bir adrese gideceksin. GSP sayesinde bilgisayar da seni yönlendirecek.
Önce Nispetiye Caddesi’ne çıkaracak seni bilgisayar. Çıkaracak da, o sabah, kimselere haber vermeden İSKİ yolu kazmış. Özür mözür hak getire, sadece bir ip germişler, ucunda fenere benzer kırmızı beyaz bir kuka sallanıyor.
“Su, kanalizasyon, tretuvar ve refüj düzenlemesi. Büyükşehir çalışıyor.”
Bilgisayar (Türk yapımı olması kaydıyla) seni uyaracak :
- Huooop ağır ol, gece sen uyurken biri yolu iskilemiş. Önce kaldırıma çıkıp geri geri gel, sonra aha şu ters yoldan ana caddeye çıkarız!
- Caddeye çıktın, Levent yönünde gidiyorsun. Gidemezsin, asfalt çalışması var. Polis yolu kesmiş, Zeytinoğlu Caddesi’ne veriyor trafiği. Tamam kardeşim, bilgisayarda Zeytinoğlu Sokak diye görünüyor, tabeladaysa “cadde” yazıyor, bakma sen ikisi aynıdır.
- Polisle dalaşmanın manası yok, dal sola, arkadan Turizm Otelcilik’in oraya çıkar(nah!)sın... çünkü ortada çöp kamyonu var. Eğer arkanda korna çalan salağa laf anlatabilirsen, geri geri çıkacaksın, başka çare yok. Biraz aşağıda, göbekten sola sapar, Şişli Terakki’nin önünden çıkarız.
- Açılır abi, şimdi açılır. Trafik Vakfı’nın çekicisi kimseyi rahatsız etmeyen bir Serçe’yi yüklemeye çalışıyor da ondan.
- Biraz bekledin ama bak Ebulula Caddesi’ne geldik... Sola sapacaksın da, sola sapmak yasak! Tamam dur, telaş yapma, onun da yolu var. Sağa girermiş gibi yapıp, simitçinin önünden harmanlar geri döneriz... Ama önce bak bakayım etrafta polis otosu var mı?
- Var mı? Hastiiiir, ne işi var lan bu ekibin bu saatte burada? Rahat bir avantası vardır abi bu heriflerin! Neyse, takma kafana, sağdan aşağı kaptır, 4.Levent’in oradan çıkarız caddeye... Köprüden sağa dön. Ağır ol koyun sürüsü geçsin. Şimdi kırmızı ışıktan... Işık yok mu? Nasıl olur, daha dün ışık vardı burada, neyse devam et...
- Huooop yavaş! Niye kapalı yahu burası? Ulan bugün perşembe değil mi? Abi keleğe geldik iyi mi! Ben nasıl da unuttum bugün pazar kurulduğunu...
- Şöför abi benim aklım karıştı be, ne tarafa gidiyorduk? Yeşilköy mü? Abi be, ben karşı tarafın bilgisayarıyım, bir yardımcı olsan bize...