Güncelleme Tarihi:
SORU: Bu susamlar nasıl açılacak?
(...) İyi, güzel sürekli bir yerleri yazıyorsunuz, tanıtıyorsunuz da, ne çektiğimizi bilmiyorsunuz. Param var, içkimi içeceğim; yanımda kız arkadaşım var, kimseye sarkacak rahatsız edecek halim yok ama kapıda madara olmayacağımızı kimse garanti etmiyor... Herkes gazeteci değil ki sizin gibi istediği her yere girsin çıksın. Bence mekan tanıtırken oraya nasıl gireriz onu da yazsanız da gönül rahatlığıyla girsek! (Anıl T, İstanbul)
CEVAP: Ye kürküm ye ile!
Bir kere gazetecilerin her yere elini kolunu sallaya sallaya girebildiği konusunda fena halde yanılıyorsuz. En yakın arkadaşımın mekanına bile giremediğimi, arkadaşıma telefonla ulaşamadığım için de sinirimden hop oturup hop kalktığımı bilirim.
Ama bir mekanın kapısından içeri girip giremeyeceğinizi asla bilememek konusunda söylediklerinizde yerden göğe kadar haklısınız. Benden formül istemişsiniz. Batı matbuatında sık sık böyle hap formüller yayınlanır; mekanların kapıları, ne giymeniz gerektiği, içeri girmek için sihirli sözcükler, hatta sempati kurabilmeniz için kapı görevlilerinin isimleri bile yayınlanır. Ama heyhat Türkiye’deyiz. Bakmayın siz Türk gazetecilerinin ‘aaa biz de bunun aynısını yapalım’ deyip zaman zaman copy paste formüller önerdiklerine... Burası Türkiye! Meriç’in doğusunda sökmez o formüller.
Çünkü burada batıdakinden çok farklı bir kapı sistemi var. Bizde kapı görevlileri o kulübün/barın kendi elemanı olmuyor. Çoğunlukla bu kapı işini yapan birkaç gruptan birine kapınızı ihale ediyorsunuz. Geliyorlar ve otopark gelirleri karşılığında ‘kapı güvenliğinizi/mekan huzurunuzu’ sağlıyorlar. Maaşlı olmadıkları için de öncelikli dertleri, kılığınızın kıyafetinizin nasıl olduğu, içerideki ortama ayak uydurup uyduramayacağınız değil, vale hizmeti karşılığında sizden kaç lira koparabileceği...
DOĞULU HİLELER
Haaa... İlle de benden kapıdan giriş tüyoları isterseniz dünyanın bu coğrafyasında da geçerli hileler var isterseniz size onları sıralıyayım:
1) Becerebiliyorsanız kapı görevlisiyle kanka olun: Sorun soruşturun; sülaleyi/mahalleyi seferber edin ve girmek istediğiniz mekanın kapı görevlisiyle ‘hamili kart amcamın oğlunun komşusunun yigenidir’ bağlantısı kurun.
2) Onun arabası var: Bir arkadaşım televizyonda otomobil programı yapıyordu. Deneyip programında yayınlaması için her haftasonu altına değişik otomobiller veriliyordu. Bir önceki gece taksiyle gittiğimizde bizi içeri almayan görevliler, ertesi akşam üstü açılabilen arabayla (modeli lazım değil) gittiğimizde trafiği durdurup bizi buyur etmişlerdi. 100-200 artık kaç liraysa, paranızın yettiği lükste bir araba kiralayın. Girişte selam vermenize bile gerek yok. Anahtarı üstünde bırakıp otomobili yolun ortasına parkedin. Emin olun çıkışta siz daha masanızdan kalkar kalkmaz telsizlerle kalktığınızdan kapı haberdar edilecek, daha siz hesabı ödeyene kadar arabanız kapıda hazır edilecek. Ama aynı mekana tekrar girmek istiyorsanız mümkünse euro cinsinden 50 kadar dövizi gözden çıkarın. Vurkaç yapıyorsanız ona da gerek yok. Ertesi gün depoyu ful’lersiniz. 3) Onun arkadaşı var: Hangisi olursa olsun... Eğer bir mekana üç kere Can Ateş gibi ‘baba’ bir isimle girip çıktıysanız bilin ki dördüncü seferde girişiniz garantidir.
4) 007 etkisi: Yanınızda tabanca gibi bir kadın olsun. Yalnız unutmayın Türk kapı görevlilerinin aşırı dekolteye ve Doğu Avrupa dillerine karşı anlaşılmaz bir reaksiyonu var.