Oluşturulma Tarihi: Haziran 27, 2005 00:00
Başbakan Erdoğan, 402 yıl Osmanlı egemenliği altında yaşamış Lübnan’a 24 saatlik bir ziyaret yaptı. Hem bu ziyaretin sonuçlarını, hem de Lübnan’ın Türkiye ve Türklere bakışını erbabından öğrenelim istedim.Bunların cevabını Mehmet Muhammed Habbab’dan daha iyi verecek kim olabilirdi ki? Habbab, doğma büyüme Beyrutlu, hem Türk, hem Müslüman ve de Türk-Lübnan İş Konseyi Başkanı. Transteknik Holding ve Delta Petrol şirketlerinin sahibi olan Mehmet Habbab’ın 30 yıllık eşi Rula da Beyrutlu. Üstüne üstlük Habbab ailesi, yerli ve yabancı ‘jet sosyete’nin de gözbebeği. Her daim bakımlı, şık, zarif ve güler yüzlü olan Rula-Mehmet Habbab çiftinin kızları Selin ile oğulları Sami de onların izinde. Habbablar’ın Ortaköy sırtlarındaki muhteşem orman ve Boğaz manzaralı, muhteşem dekorlu, muhteşem villalarındaki pufböreği de muhteşemdi. Rula Hanım, Mehmet Bey’in
diyet yaptığı için ağzına ekmek sürmediğini söyledi. Bayan Habbab evden gittikten sonra Mehmet Bey’le hem Lübnan üzerine konuştuk, hem de iki tabak dolusu pufböreğini götürdük.Başbakan Erdoğan’ın 24 saatlik son Lübnan gezisinde Türk-Lübnan İş Konseyi Başkanı sıfatıyla Mehmet Habbab da vardı. - Önce şunu söyleyeyim, Lübnanlılar Türkiye’ye büyük bir gıptayla, hayranlıkla bakar. Lübnanlı bir erkeğin Türk kızıyla evlenmesi onun için çok büyük bir prestijdir. Tayyip Bey’in Beyrut gezisi çok samimi geçti. Sayın Başbakan siyasetten uzak kaldı, tamamen ekonomik konularda konuştu. Refik Hariri’nin dul eşinin evine gitmesi ve rahmetlinin mezarını ziyaret etmesi çok güzel bir jest oldu. Müstakbel başbakan, mutlaka Hariri ailesinden olacak, şu anda oğlu Saadettin çok iyi durumda. Şehit edilen Başbakan Refik Hariri benim ailece yakın dostumdu, Türkiye’yi çok severdi, büyük bir işadamıydı.ARAPLAR GÖRE AVRUPA - Araplara göre Avrupalı dejenere kimse demektir, Türkleri ise modern olarak görürler, aradaki bu fark çok önemli. Türkiye’nin Arap dünyasına giden yolu kesinlikle Beyrut’tan geçmeli. Çünkü Arap’ın en büyük hayali, Lübnan’da bir ev sahibi olmaktır; Beyrut, Paris’tir onun için. Lisan problemi yok, istediği gibi alışveriş yapıyor, her tarafta kadın da var, içki de. Lübnanlı kesinlikle çok güvenilir bir ortaktır, sizi yarı yolda bırakmaz, satmaz. Lübnan’da şirket kurduğun takdirde Lübnan şirketi oluyorsun. Böylece, ülkenin finans gücünden yararlanıp ihalelere girebiliyorsun. Bugün uluslararası ihalelerdeki en büyük sıkıntımız teminat mektupları. Lübnan’da bütün Arap ülkeleri için rezervsiz teminat mektubu alabiliyorsunuz. ŞU CARLYLE GROUP NEYİN NESİDİRHabbab Bey, bunların içini dışını bilir, neyin nesidir şu Caryle Group, enine boyuna anlatsa... - 1987’de kurulan Amerikan Carlyle Group’un Türkiye’deki tek ‘anchorman’i benim. Bunun anlamı şu: Carlyle’nın Türkiye’de benden habersiz yatırımı olmaz. Grup, Türkiye’de bir iş yapacağı zaman mutlaka önce bana danışır. Carlyle, asla ucuz, kelepir şirket almaz, iyi olan şirketleri alıp, birkaç sene içinde çok daha iyi hale getirip satar. Carlyle’nın esas gücü, insana yaptığı yatırımdan geliyor. Bir döneme damgasını vuran eski siyasi yıldızların çoğu onlarda. Başta eski ABD Başkanı George Bush, eski İngiltere Başbakanı John Major, eski Dışişleri Bakanı James Baker, eski Savunma Bakanı Frank Carlucci, eski Ticaret Bakanı Conway başta olmak üzere... ABD Genelkurmay Başkanı Colin Powell da emekli olduktan sonra bakan olana kadar gruptaydı. Asya’ya bakarsanız, eski Filipinler Cumhurbaşkanı Fidel Ramos, Tayland’ın eski başbakanlarından Anand Panyarachun, Güney Kore eski başbakanlarından Park Tae Joon var. 11 Eylül öncesine kadar ünlü Suudi grubu Ladin ailesinin de büyük parası vardı Carlyle’da.Kim bilir, bunca zahmetleri karşılığında Carlyle Group’tan ne baba paralar alıyordur bu danışmanlar?- Muazzam para veriyorlar, mesela baba Bush’un senelik geliri 500 bin doların altında değildir. Bunların hepsi bindiriyorlar uçağa, Arap ülkeleri, Körfez ülkeleri dolaşıp her bir kerede 200-300 milyon dolar toplayıp dönüyorlar. Carlyle, bugün 30 milyar dolarlık portföyü olan bir yatırım grubu. Ortalama yüzde 20 kazandığını düşünürsek, yılda 4 milyar dolar kár var demektir. Danışmanlara senede toplam 20 milyon dolar veriyorlar diyelim, geriye kalan kazanç muazzam. Bu bir sistem, kimse yanlış bir şey yapmıyor. Adamlar politikacıların adını kullanıp para kazanıyor, kötü bir şey mi? Bugün Carlyle’da 55 ülkeden 800 yatırımcı var, bunlardan biri de
Koç Holding. Türk olduğumu 25 yaşında öğrendimEsas memleketiniz neresi Mehmet Muhammed Habbab Bey, nerelerden gelip nerelere gidiyorsunuz? - Ben Beyrut’ta doğdum, Osmanlı Türk’ü babam Sait, Afrika’yla iplik işi yapan zengin bir tüccardı. Cumhuriyetin ilanından sonra göç etmek isteyen Osmanlı kökenli Lübnanlılara Türkiye kapılarını kapatmıştı. Neyse ki, imdadımıza Lozan Antlaşması yetişti. Orada eski Türk’ün tanımını yapılırken ‘Türk topraklarında arsa, mülk sahibi olan’ maddesi de varmış. Meğer büyük büyük dedemin Ceyhan’da arazisi varmış, tapularını babam saklarmış. Babam 1967’de koltuğundaki evraklarla Ankara’nın yollarına düştü. Kısa bir süre bekledikten sonra bizim evrakların arşivlerdeki asılları bulundu ve mahkeme tasdik etti. Beyrut’ta ilkokulda okurken ne Türkçe biliyordum, ne de Türk olduğumu. Mali durumumuz iyiydi, evimiz çok güzeldi, dadılarımız bile vardı. Liseye Cenevre’de başlayıp Londra’dan mezun oldum. Amerika Pennsylvania Wharton Üniversitesi’ni bitirdim, mastır da yaptım. 1970’te İstanbul’a babamın yanına geldim. Bu arada Türkçe öğrenmek için 6 ay her gün Beyazıt’taki üniversiteye gittim. İş hayatına gözlerimi Türkiye’de açtım, bundan da ayrı bir gurur duyuyorum.Baba Bush’un vizyonu oğlundan daha geniştirBaba-oğul Bush’la yıllardır yemişliğiniz içmişliğiniz varmış... - Oğul George Bush’u gençlik yıllarından tanırım, YPO’da (Young Presidents Organization) beraberdik. Queen Elizabeth’le yapılan bir grup gezisinde yakından tanıma fırsatım oldu. Benim tanıdığım genç Bush çok rahat bir adamdı, gemide çok güzel eğlenmiştik. Bir gün ABD başkanı olacağını, dindar ve radikal bir kişiye dönüşeceğini hiç ummazdım. Baba Bush dostumdur, Carlyle içinde çok görüşmelerimiz oldu. Onun dünya vizyonu oğlundan daha geniştir, çok dünyalı bir adamdır. Baba Bush bir keresinde bana dedi ki: ‘Ben oğlumla hep konuşurum; tavsiyelerimi söylerim ama, asla müdahale etmem.’ Baba Bush oğlundan çok daha ilerde bir Türk dostudur. Her karşılaşmamızda bana Turgut Özal’ı unutmadığını söyler, ‘Türkiye’de şimdi enflasyon kaç’ diye takılır.
button