Oluşturulma Tarihi: Temmuz 16, 2004 00:00
Sevgili Güzin Abla, ben de pek çok genç kızın yaşadığı bir problemi yaşıyorum.Sorunum klasik Türk filmlerini aratmayacak gibi. Zengin kız, fakir genç aşkı ve kızın zengin ailesinin bu duruma karşı çıkması. Maddi durumu iyi olan bir ailenin tek kızıyım ve 2 yıldır bir erkek arkadaşım var. Oldukça iyi eğitim almış, master ve doktora yapmış bir genç kızım. Erkek arkadaşım ise üniversiteden mezun olduktan sonra memur olarak çalışmaya başlamış. Ailem onunla birlikteliğime karşı çıkıyor. Hiç tanımadan nasıl bir insan olduğunu dahi bilmeden, onu ‘servet avcısı’ olarak nitelendiriyor. Onun ailesi ise beni kendi kızları gibi seviyor. Bu durumu erkek arkadaşıma söyleyemiyorum, çok gururlu bir insan. Onu çok seviyorum. Ama ailem tarafından o kadar çok baskı görüyorum ki, ne yapacağımı bilemiyorum.RUMUZ: DÜNYACanım kızım, seni çok iyi anlıyorum. Ancak aşkın için mücadele etmelisin. Sen bu eğitim düzeyinle, bu kadar güzel özelliklere sahip olmuşken, ailenin baskısına boyun eğecek bir genç kız değilsin. Kırsal kökenli, eğitimsiz, anne ve babası tarafından yönetilmeye alışmış bir kız gibi, bu durumu kabullenip, tüm hayatın boyunca bu pişmanlığı sürükleyecek ve mutsuz olmayı göze alacak biri olmamalısın... Ailen bu genç adamı tanımadan, nasıl biri olduğunu bilmeden, nasıl böyle önyargıyla hareket edebiliyor? Onu bir kere tanısınlar önce. Elbette her aile kızlarının çok iyi bir izdivaç yapmasını ister. Bugün artık gençler, tek başlarına bu maddi koşullar altında yuva kuramıyorlar. Aileler onlara, kendi imkanları dahilinde yardımcı olmaya çalışıyor. Hangi tarafın durumu daha iyiyse, o taraf gençlere, biraz daha iyi yaşayabilmeleri için destek oluyor. Bugün büyük holding patronları dışında, herkes geçimini zor koşullarda sürdürüyor. Bu yüzden gençler evlilikten korkar oldular. İyi eğitim almış bu genç adam, memur olmuşsa, bunu küçümsemek niye? İşsiz güçsüz değil ya! Ne garip! Bizim dönemimizde herkes memur ailesi olmaktan gurur duyardı. Ama sen sakın ailenin etkisinde kalıp, onu aşağılar gibi bir tavır takınma. Onu çok kırarsın... Eğer bu genç adama güveniyorsan, bence mutluluğun için mücadele etmelisin kızım.7 yıl peşinde koştum yine de uçup gittiAblacığım, başkalarının sorunlarına eğiliyorum, her şeye bir çözüm bulabiliyorum ama kendi sorunlarıma gelince kilitlenip kalıyorum. Birini seviyorum ama o beni hiç istemiyor, hem de hiç. Yaşım 20. Tam 7 sene bekledim onu, tam kavuştum dedim, sadece 15 gün birlikte olabildik. Ama bir kuş misali kaçıp gitti. Arayayım desem, telefonunu annesine verdi. Karşısına dikilip konuşayım desem, çalışıyor. Ben de çalışıyorum, zaman yok. Kendimi öldürmeyi bile düşündüm. Anlayacağın durumum çok kötü. RUMUZ: TOPÇUBunca yıldır peşinden koştuğun, bu kadar sevdiğin kızı ne yaptın da kaçırdın oğlum? Mutlaka münasebetsiz bir söz ettin, ya da onu kıracak bir davranışta bulundun. Yoksa ne diye seni bırakıp, kaçsın. Senin onu ne kadar sevdiğinin farkında değil mi? Yoksa ona söylemedin mi, yıllardır onu beklediğini. Hem ne demek vakit yok! İnsan sevdiği için zaman yaratır. Bir saat izin al, git iş çıkışında bekle, elinde bir demek çiçekle, dudaklarında sevgi sözleriyle. Eğer becerip söyleyemiyorsan, birkaç satırla sevgini dök bir kağıda. Çiçekle birlikte tutuştur eline... Etkilenmemesi mümkün mü? Herkes sanki saçlarıma bakıyorDeğerli Güzin ablacım, öncelikle yazılarını sürekli okuduğumu, her yazını kendim ve ilişkilerim için referans kabul edip kendimi geliştirdiğimi ve bana çok faydalı olduğunu söylemek isterim. Ben 27 yaşında iyi eğitim almış bir gencim. Allah’a şükür işlerim de oldukça iyi gidiyor. Fakat bende biraz kendine güven eksikliği var. Şöyle ki, saçlarım son zamanlarda oldukça seyreldi, hatta kellik sınırındayım. Şu anda sözlüyüm, ama bu sorunumu çok fazla düşünüyor, kafama takıyorum. Sözlümün ailesiyle, yakınlarıyla tanıştırıldığımda sanki saçlarıma bakıyorlarmış gibi hissediyorum. Herkesin bakışları beni rahatsız ediyor. Belki de bana öyle geliyor. Aslına bakarsanız, sözlüm benden birkaç yaş küçük. Onun yanında belki de yaşlı görünmek istemediğim için bu kadar sorun yapıyor olabilirim. RUMUZ HUZURSUZUMSevgili oğlum, fiziksel özellikler belki iki insanın ilk karşılaşma ve birbirlerine çekilme hissetmeleri sırasında önemli olabilir ama daha sonrasında önemini yitireceğini hatırlatmalıyım sana. Evlilik sonrasında insanlar, birbirlerinin dış görünümünden çok, karşılıklı saygı, anlayış, arkadaşlık, dostluk ve en önemlisi sevgi gibi özellikler ararlar birbirlerinde. Dünyanın en güzel kadını, ya da en yakışıklı erkeği bile, bir süre sonra dış görünümüyle değil, ruh güzelliğiyle etkiler karşı tarafı. Yüzü güzel ama, ruhu kapkara bir insan bırak sevgiyi, nefret çağrıştırır ancak. Erkeklerin saç dökülmesini çok fazla önemsediklerini biliyorum. Ama bu biraz da erkeklerin kaderi galiba. 40’ından sonra saçlarını büyük ölçüde koruyabilmiş kaç erkek tanıyorsun? Yine de cildiye uzmanlarının da önerdiği Regaine adlı bir ürünü söyleyeyim. Yurtdışında bulunan bu losyon, saç çıkarıyormuş. Bir araştır.
button