Türk erkeğinin cennete gitmeden cenneti yaşama sendromu

Güncelleme Tarihi:

Türk erkeğinin cennete gitmeden cenneti yaşama sendromu
Oluşturulma Tarihi: Aralık 03, 2006 00:00

Cinsel Eğitim, Tedavi ve Araştırma Derneği’nin (CETAD) 20 ilde, 16 yaş ve üstü 1537 kişiyle yaptığı araştırmaya göre, 65 yaşın üzerindeki her 10 erkekten biri çokeşliliği "kesinlikle" doğru buluyor. Bu fikre "biraz" katılan erkeklerin oranı yüzde 9,2.

İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Engin Eker, Viagra ve benzeri ilaçların ileri yaştaki erkekleri cesaretlendirdiğini söylüyor, kontrolsüz ilaç kullanımının tehlikelerine dikkat çekiyor. "Orta yaş krizindeki erkekler, birbirinden etkilenip, tren kaçmadan genç kadınlarla ilişkiye girip, gençliklerini koruduklarını gösterme arayışına yöneliyor" diyor. Prof. Dr. Eker ileri yaştaki erkeklerin seks yönelimlerini anlattı.

EROTOFOBİK ERKEK MİSİNİZ YOKSA EROTOFİLİ Mİ?

Aynı yaş grubundan, benzer sağlıktaki yaşlı erkeklerin cinsel performansı farklı olabiliyor. Bazı erkekler cinsel işlev azalmasına uyum gösteriyor. Bazıları ise endişeleniyor, utanıyor. Burada erkeğin kişilik özellikleri, cinsellik algılaması önemli. Erotofobik kişilikler cinselliği suçluluk, endişe kaynağına dönüştürür. Cinsel uyarılara olumsuz yanıt verir ya da kaçar. Fantezileri azdır. Erotofili kişilikler ise cinselliğe daha fazla ilgi gösterir. Geçmişte doyum yaşamıştır. Erotofobik ve erotofililer ileri yaşta ortaya çıkan cinsel işlev değişikliklerine farklı tepki gösterir. Örneğin 70 yaşına varmıştır, kendisini hálá orta yaşta görür, öyle davranır. Cinselliği bu düzeyde yaşamak ister. Başaramayınca doyumsuzlaşır, özsaygısı azalır. Gençlerde skor, yaşlılarda cinselliğin kalitesi özgüveni, özsaygıyı artırır. Fiziksel olarak sağlıklı, cinsel işlevi sürenler erotik uyarılmaya etkin bir şekilde dikkatlerini verirler. Cinsel işlev bozukluğu olan erkeklerse daha çok performanslarıyla ilgilenir, dikkatlerini erotik olmayan uyaranlara yoğunlaştıramaz.

ŞEHVET DÜŞKÜNÜ YAŞLI SUÇLAMASI KORKUTMUYOR

Toplumdaki "Seks için çok yaşlı" tabusu etkisini kaybediyor, erkeklerin "şehvet düşkünü yaşlı" suçlamasıyla karşı karşıya kalma endişesi azalıyor. Yakın zamana kadar 60 yaş ve üzerindeki kişilerde cinsellikle ilgili planlar suçluluk duygularına neden oluyordu. Altın yıllar dediğimiz dönem, cinsellikten uzak, yoksun olmak demekti. Ama özellikle II. Dünya Savaşı’ndan sonra doğanlarda bu kavram değişti. Cinsellik ve ilişkiyi devam ettirme gereksinimi yaşam boyunca sürüyor. Erkekler yaşamları boyunca cinsellikten hoşlanıyor. İleri yaşlara kadar üreticilik sürebiliyor. Picasso 70 yaşında baba oldu. Yaşlılık aslında olgunluk, yetenek, bulunduğu ortama uyum ve kişisel doyum demektir. Günümüzün yaşlısı çevresine uyum taşıyan kişiler.

60-65’TE YENİ CİNSEL KİMLİK 90 YAŞINDA YILDA BİR KEZ

Kişiler 60-65 yaşından sonra vücutlarındaki işlevsel kayıpların bilincine varıp, yeni bir cinsel kimlik oluşturabiliyor. Cinsel birleşme, elele tutuşma, öpüşme, karşılıklı mastürbasyon, oral sekse ilgileri devam edebiliyor. Bu yaklaşımlardan da hoşlanıyorlar. Doğal olarak cinsel ilgi, birleşme sayısı yaşa bağlı azalıyor. 90 yaşındaki erkekler de yılda bir kez bile olsa cinsel birleşme yapabiliyor.

SAĞIM SOLUM TABU

Toplumun tutumu

Üç farklı yaklaşım görüyoruz, ilki konuya sır dolu sessizlikle yaklaşmak. Konuşmamak. Mahremiyete saygı gibi algılanabilecek bu tutum, sorun ortaya çıktığında çare aramak yerine saklamaya çalışır. İkinci tutum yaşlıda cinselliğin çirkin, uygunsuz, zarafet ve incelikten yoksun olduğunu savunur. Bu yaklaşımın kaynağı basında rastlanan zengin ve yaşlı çapkın haberleridir. Bu tür önyargılarla mücadele için ileri yaşlardaki cinsellikle ilgili doğru bilgilerin topluma yayılması gerekir. Üçüncü tutum cinselliğe çok dar açıdan bakmak, sadece cinsel organlar ya da heteroseksüel ilişki açısından yaklaşmaktır. Oysa yaşlıda cinsellik gençlerde olduğu gibi sadece cinsel ilişkiden ibaret değil. Cinsellik eşlerdeki tüm fiziksel yakınlıkları içerir. Değişen fiziksel görünümü kabulü kapsar. Ayrıca takdir edici bir bakışı, yeni bir partnerle karşılaşıldığında cinsel uyarılmanın fark edilmesini, romantizmi ve heyecanı da içerir.

Yaşlıların tutumu

Yaşlılar kendilerini değerlendirirken olumsuz kavramlar kullanıyor. Örneğin gençlere oranla daha az çekici buluyorlar. Cinsellikten zevk alma haklarının daha az olması gerektiğini düşünürler. Cinsellik konusunda yeterli bilgileri yok. Cinselliği konuşmaktan, tartışmaktan rahatsız olurlar. Buna karşın iyi bir iletişim kurulduğunda konuyu konuşmaya hazır oldukları gözleniyor.

Bazı ilaçlar sertleşmeyi bozuyor

Kişinin yaşı sertleşme kaybında kritik faktör. Yaşlanmayla birlikte artan koroner arter hastalıkları, kalp krizi, yüksek tansiyon, hiperlipidemi, diyabet, genel damar hastalıkları, organik hastalıklar, sertleşmeyi etkiliyor. Kimi zaman bu hastalıklara karşı kullanılan ilaçlar sertleşme kaybında etkili oluyor: Yüksek tansiyon, kalp, nitrogliserin tabletleri, kan akışını hızlandıran (aspirin, komadin, heparin), şeker hastalığı ilaçları veya ensülin, kolesterol düşürücü, prostat ilaçları, hormon ilaçları veya enjeksiyonlar, solunum sistemi ilaçları, ülser tedavi edici ilaçlar.

Cinselliği sürdüren yaşlı kendini genç hissediyor

8 Duygusal yakınlığı koruma

8 Fiziksel zevki yaşama ve ondan hoşlanma

8 Devam eden biyolojik gereksinimleri doyurma

8 Yaşlının kendini genç hissetmesini sağlama

8 Toplumdaki mitlere meydan okuma

8 Yeni bir cinsel kimlik oluşturabilme

8 Bedenini fark edebilme

8 Beden değişikliklerine uyum sağlayabilme.

KUŞAK FARKI BARİZ

Avrupa Birliği desteğiyle gerçekleştirilen Cinsel Sağlık ve Üreme Sağlığı Araştırması, kuşaklar arasındaki bakış farkını da ortaya koydu. Araştırmaya göre:

18-24 yaş arasındaki erkeklerin yüzde 5’i erkekler aynı anda birden fazla kadınla evlenebilmeli ya da beraber olabilmeli ifadesine "kesinlikle katılıyorum" derken, bu oran 25-34 yaşlarında yüzde 5.9, 36-44 yaşlarında yüzde 9.1, 45-54 yaşlarında ise yüzde 8.2’ye çıkıyor. Yaş yükseldikçe çokeşliliğe tolerans artıyor.

Kalp krizi ya da inme geçiren erkekler cinsel ilişkiden kaçınmalı fikrine tamamen katılan erkeklerin oranı 65 yaşın üzerinde yüzde 27.3, 45-54 yaşta yüzde 27, 36-44 yaşta yüzde 30, 25-34 yaşta yüzde 22, 18-24 yaşta ise yüzde 19.

Cinsel ilişkinin, cinsel birleşmeden ibaret olduğunu "tamamen doğru" kabul eden erkeklerin oranı 65 yaşın üzerinde yüzde 29.5, 45-54 yaşlarında yüzde 33.1, 36-44 yaşlarında yüzde 42.2, 25-36 yaşlarında yüzde 40, 18-24 yaşlarında yüzde 37.3.

Erkeklerin cinsel ilişkiyi her zaman istediği ve buna hazır olduğuna tamamen katılanların oranı 65 yaşın üzerindeki erkeklerde yüzde 32.6, 45-54 yaşlarındakilerin yüzde 37, 36-44 yaşlarında yüzde 40.5, 26-34 yaşlarında yüzde 38.9, 18-24 yaşlarında yüzde 36.

"Erkekler cinsel ilişkide yalnız birleşme ve orgazmla ilgilidir. Duygusallık ve haz alma çoğunlukla kadınlarda görülür" fikrine katılanların oranı 65 yaş üzerinde yüzde 9.7, 45-54 yaşlarında yüzde 10.4, 36-44 yaşlarında yüzde 17.8, 26-34 yaşlarında yüzde 14.6, 18-24 yaşlarında ise yüzde 17.3

Erkeklerin bekareti bozulmamış kızlarla evlenmeleri gerektiğini düşünen erkeklerin oranı 65 yaşın üzerinde yüzde 74.5, 45-54 yaşlarında yüzde 60, 36-44 yaşlarında yüzde 50.5, 25-34 yaşlarında yüzde 41.8, 18-24 yaşlarında ise yüzde 43.9.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!