Türk armatör, yüksek atlamacı yetiştirsin diye Küba’dan dünya rekortmeninin hocasını getirdi

Güncelleme Tarihi:

Türk armatör, yüksek atlamacı yetiştirsin diye Küba’dan dünya rekortmeninin hocasını getirdi
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 14, 2005 01:39

Yüksek atlama dünya rekortmeni Javier Sotomayor’un antrenörü Kübalı antrenör Guillermo de la Torre (61) sporcular ve antrenörler yetiştirmek üzere Türkiye’ye geldi. Torre, uzun yıllar Küba Milli Takımı’nda görev alıp Sotomayor’un yanı sıra Silvia Costa, Marino Drake gibi şampiyonlar yetiştirdi.

Şimdi görevi Türk yüksek atlamacıları en azından Avrupa ve dünya şampiyonalarında yarışabilecek seviyeye getirmek. Torre’nin Türkiye’ye gelmesini armatör Kemal Yardımcı sağladı. Yardımcı, Küba’daki bağlantıları sayesinde önce Sotomayor, sonra de la Torre ile tanıştı. Sonra da Küba Federasyonu’nun iznini alıp üç yıl için tüm masraflarını üstlendi ve Torre’yi Ankara’ya getirdi. Kübalı antrenör Türkiye’deki ilk ayında çok sayıda yarışma izleyip genç atletleri tanımaya çalıştı. Bu arada Türk adetlerine de alışmakta gecikmedi. Aslan sütünü limon dilimi koyup sek içti, rom içtiği Havana günlerini anımsadı.


Güleryüzlü ve sıcak tavrıyla kafasını sallıyor Guillermo de la Torre. Fotoğraf çekimi için Kübalı sporculara özgü kırmızı eşofmanını giymek için otele kadar yürümeye üşenmiyor. 15 dakika sonra ‘Cuba’ yazılı eşofmanı ve yanından ayırmadığı çantasıyla kapıda gözüküyor. Yüksek atlama dünya rekortmeni Javier Sotomayor’un antrenörü olarak son derece mütevazı. Hafif kırık İngilizcesiyle derdini anlatıyor. Küba Atletizm Milli Takımı’yla beş kıtadaki yarışmalarda öğrencilerini yönetmiş, kamplara ve seminerlere katılmış. Ama uzun süreli bir iş için sadece ikinci kez ülkesi dışına çıkıyor. Yıllar önce Nikaragua’da antrenörlük yapmış. İlk aşamada Türkiye Atletizm Federasyonu’yla bir yıllık sözleşme imzaladı. Federasyonun programına göre bu sözleşmenin üç yıla çıkarılması da gündemde.

ARMATÖRÜN SPOR MERAKI SAYESİNDE GELDİ

Peki Guillermo de la Torre’yi Türkiye’ye hangi rüzgar attı? De la Torre bu yılın başında Küba Milli Takımı’nda antrenörlük görevine devam ediyordu. Altı ay önce beklemediği bir teklifle karşılaştı. Küba’yla iyi ticari ilişkileri bulunan Türk armatör Kemal Yardımcı ona Türkiye’de antrenörlük yapmasını teklif ediyordu. Bu teklif karşısında şaşıran Kübalı antrenör önce Türkiye Atletizm Federasyonu’na bir e-posta mesajı atarak Türkiye’deki durumu öğrendi. Gençliğinden beri spora meraklı Yardımcı’nın, de la Torre’yle tanışması bazı tesadüflerle oldu.

Karayipler’de uzun yıllardır iş yapan Kemal Yardımcı (55) geçen yıl bir davette yüksek atlama dünya rekortmeni Javier Sotomayor’la tanıştı. Aralarındaki dostluk sonraki aylarda pekişti. ‘Bu dostluğa dayanarak Sotomayor’a bir gün ‘Senin gibi bir büyük şampiyonu kim yetiştirdi ?’ diye sordum. Guillermo de la Torre’nin ismini verdi. O zaman masraflarını karşılayıp Torre’yi Türkiye’ye getirmeye karar verdim.’ İstanbul Tuzla’daki Yardımcı Denizcilik Şirketler Grubu’nun Yönetim Kurumlu Başkanı Kemal Yardımcı Havana’daki Spor Ajansı’na gitti ve üç yıllık bir süre için gerekli tazminatı yatırdı.

Geçen 15 Temmuz’da Türkiye’ye ayak basan Guillermo de la Torre bu tarihten beri şehir şehir dolaşıp gelecek vaat eden genç atletleri tarıyor. Yabancılık çekmemesi için eski sırıkla atlama rekortmeni Tayfun Aygün ona eşlik ediyor. ‘Üç haftadır yollardayız. İki kez Eskişehir’e, bir kez Konya’ya gittik. Şimdi İzmir’de Dünya Üniversite Oyunları’nı izleyeceğiz. Sonra da Samsun’a gideceğiz.’

De la Torre bu seyahat maratonundan hiç sikayetçi değil. Buraya gelmeden önce Türk atletizmini hiç tanımadığından bir fikir edinmek için bu yarışmalar elindeki en önemli fırsat olacak. Bu sürede izleme imkanı bulduğu yıldız ve genç kategorisindeki 35 kadar yüksek atlamacı hakkında ilk izlenimleri olumlu. ‘Hepsi yetenekli gözüküyor. Dünyadaki akranlarından bir eksiklerini görmedim. Şimdi tek yapmaları gereken çok çalışmak.’

Tüm bu tarama sürecinden sonra federasyonla oturup üç-dört yıllık bir plan yapacak. Bu dönemde atletleri yetiştirmenin yanı sıra tüm antrenörleri geliştirme görevi üstlenecek. Zaten Kemal Yardımcı da onu Türkiye’ye getirirken böyle bir şart koşmuş. ‘Torre’yle konuşurken ‘seni çok iyi kullanmamız gerek ama yalnız sporcu yetiştirmekle olmaz. Bize hoca da yetiştireceksin’ dedim. Buna uzun vadeli bir yatırım gözüyle bakıyorum. Meyvelerini 2008 Olimpiyatları’nda belki de 2012’de alacağız.’

Torre de ilk somut başarıların gelmesi için üç-dört yıllık bir çalışma gerektiğini düşünüyor. Ne zaman 2,30 metre atlayan bir Türk atlet göreceğiz sorusuna farklı bir cevap veriyor. ‘İlk hedefimiz 2,26’lık Türkiye rekoru. Asıl amacımız Türk atletleri dünyanın en iyileriyle yarışacak seviyeye getirmek.’

Bir yandan bu tarama çalışmasını sürdürürken diğer yandan da yaşamını bir düzene oturtmaya çalışıyor. ‘İki ay sorun değil ama bir yılı otelde geçiremem. Kısa süre içinde bir daire tutmam lazım.’ Türkiye’deki havadan şimdilik memnun. Ankara’nın sıcağını Küba’nınkine benzetiyor. Ama kışın sıcaklık sıfırın altına indiğinde biraz üşüyecek.

Tabii bir de aile özlemi var. Peru’daki oğlu (31) ve İspanya’nın Zaragoza şehrindeki kızı (38) ile uzun zamandır ayrı yaşıyor. Ama Havana’daki ikinci eşini ve beş yaşındaki kızını çok özlemiş. ‘Evde vakit geçirmeyi seven bir adamım. Spor dışında kalan vaktimi daha çok aileme ayırırım. Burada düzenimi kurunca onları buraya getirmek istiyorum.’

RAKIYI LİMONLA İÇİYOR KIRMIZI ET YEMİYOR

Kübalı antrenör Türkiye’deki ilk ayını Tayfun Aygün’ün samimi dostluğu sayesinde rahat geçiriyor. Aygün’e göre Torre Türkiye’ye kolay uyum sağladı. ‘Alışkanlığı öyle herhalde hiç kırmızı et yemiyor. Tavuk ve balığı tercih ediyor. Akşam yemeklerinden birinde ona rakı da içirdim. Üstelik rom içer gibi sek rakıya da limon dilimi koyarak içti.’ Torre’nin ilk tercihi Karayipler’in geleneksel içkisi rom. ‘En çok mojito denen kokteyli yapıp içeriz. Önce küçük limon dilimlerini, toz şeker ve naneyle karıştırır sonra bu karışımın üzerine rom ve buz ekleriz.’

İNSANOĞLUNUN 2,46’YI GEÇTİĞİNİ DE GÖRECEĞİZ

Sotomayor’u bu kadar iyi yapan neydi?

- Öncelikle çok yetenekliydi. Bu yeteneğini ortaya çıkaran bir sistemin içinde yetişti. Ortaokuldan itibaren özel spor okulunda okudu. Bunun dışında çok güçlüydü. Çok da akıllıydı ve güçlü bir karakteri vardı.

Onu çok değişik antrenman teknikleriyle çalıştırdığınız biliniyor. Niye uzun atlama ve 110 metre engelli gibi çeşitli antrenmanlar yaptırıyordunuz?

- Hepsinin bir sebebi vardı: 400 metre dayanıklılığını artırmak, 110 metre engelli koordinasyonu, üç adım atlama ise zıplama yeteneğini geliştirmek içindi. Ama bu dallarda hiç yarışmaya katılmadı, sadece antrenmanda çalıştı. O kadar yetenekliydi ki gençken üç adım atlamayı seçse belki dünya rekortmeni bile olabilirdi.

Peki kendini biraz daha zorlasa 2 metre 45 santimetreden daha yüksek atlayabilir miydi?

- 2,45 metre zaten çok yüksek! Belki bir santim daha yükseğe atlayabilirdi.

Son yıllarda dünyada da çok iyi yüksek atlamacılar çıkmıyor. Hatta 2000’den beri 2,40 metreyi geçebilen atlet çıkmadı. Bir gün 2,45’lik rekorun kırıldığını görecek miyiz yoksa dünya rekoru bir sınıra mı dayandı?

- Hayır! Ne zaman bilmiyorum ama insanoğlunun 2,46’yı geçtiğini de göreceğiz. Bunun için düzenli biçimde 2,40 metreyi geçen beş-altı atletin ortaya çıkması lazım. Ancak o zaman 2,46’yı geçmeyi kafalarına koyabilirler.

En beğendiğiniz yüksek atlamacılar kim?

- Eskilerden Sotomayor’un dışında İsveçli Patrik Sjöberg’i çok beğenirdim. Bugün, biraz kısa boylu ama İsveçli Stefan Holm iyi. Slovak Jaroslav Baba ve Rus Yaroslav Ribakov’u da beğeniyorum. Kadınlarda Rus Yelena Slesarenko ve İsveçli Kajsa Berqvist en iyiler arasında.

REKORLAR NE DURUMDA?

ERKEKLER

Dünya rekoru Javier Sotomayor

2,45 m 1989

Avrupa rekoru Patrik Sjöberg

2,42 m 1987

Türkiye rekoru Metin Durmuşoğlu

2,26 m 2002

KADINLAR

Dünya rekoru Stefka Kostadinova

2,09 m 1987

Avrupa rekoru Stefka Kostadinova

2,09 m 1987

Türkiye rekoru Candeğer Kılınçer Oğuz

1,93 m 2004

SOTOMAYOR’UN REKORU 12 YILDIR KIRILAMIYOR

Kübalı atlet Javier Sotomayor 27 Temmuz 1993’te İspanya’nın Salamanca kentindeki grand prix yarışmasında 2,45 metreyi geçerek yüksek atlama dünya rekorunu üçüncü kez kırdı. O zaman bu rekorun yanına yaklaşılmaz olduğunu kimse düşünmemişti. Sotomayor henüz 16 yaşında 2,30 metreyi geçiyordu. 1988’de 20 yaşında 2,43 metreyle ilk dünya rekorunu kırmış, ama Küba’nın boykotu yüzünden Olimpiyatlar’da yarışamamıştı. Ertesi yıl Porto Riko’nun başkenti San Juan’da rekoru 2,44 metreye çıkardı. 1992’de Olimpiyat, 1993 ve 1999’da dünya şampiyonu oldu. Dünya Salon Şampiyonası’nda dört kez altın madalya kazandı. 1999’da bir doping testinde idrarında kokaine rastlandı. Bu yüzden bir yıl ceza aldı. 2001’de 34 yaşında aktif spor hayatına bir nokta koydu. Halen Küba Milli Takımı yöneticisi olarak Helsinki’deki Dünya Şampiyonası’nda görev alıyor.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!