Oluşturulma Tarihi: Mayıs 20, 2004 00:00
Öger Tours’ta ikinci kuşak olarak yönetime giren Nina Öger, turizmde pazarlamanın ‘Türkiye’ markası ile yapılmasını yanlış buluyor. Öger, ‘Şehir ve bölgelerimizi marka olarak öne çıkaralım’ diyor. Öger ayrıca, yatırımların ağırlıklı olarak 5 yıldızlı tesise yapılmasını da eleştiriyor.BABASI Vural Öger gibi turizmci olmayı tercih eden ve Almanya’nın en büyük tur operatörlerinden Öger Tour’da yönetim kurulu üyesi olarak bir yıldır görev alan Nina Öger, ‘Türkiye’ markası yerine tanıtımın şehir ve bölgelere yönelik yapılmasını öneriyor.Türkiye’nin turizmde büyük bir potansiyele sahip olduğunu vurgulayan Nina Öger, ‘Türkiye çok trendy bir ülke olacak. Zaten çok iyi bir yolda gidiyor. Ben buna kesinlikle inanıyorum’ diyor. Nina Öger, turizm konusundaki gelişmelerin memnuniyet verici buluyor, yanlışları şöyle dile getiriyor:BAŞKA KONULAR AKLA GELİYOR: Türkiye denilince, Avrupa Birliği, başörtüsü gibi başka başka konular geliyor akıllara, oysa tatil demek
rüya demek, bizim iÅŸimiz de rüya satmak. Mayorka’ya gittiÄŸim zaman Ä°spanya’ya gidiyorum demiyorum, Alanya’da öyle olmalı. Türkiye’yi pazarlamak yerine, tanıtımı ÅŸehirlere, turizm bölgelerine kaydırmak lazım. Alanya’ya gelen Alanya’ya geliyor, Türkiye’ye deÄŸil ki. Ben Mayorka’ya gittiÄŸim zaman Ä°spanya’ya gittim demiyorum, bu Alanya, Bodrum için de böyle. Tanıtımı böyle yaparsak potansiyeli daha iyi kullanabililiriz. Hep Türkiye ön plana çıkıyor ama ikincil planda olması gerekiyor. Önemli olan Bodrum, önemli olan Alanya.SADECE 5 YILDIZLA OLMAZ: Bir de 5 yıldızlı konaklama yerlerine odaklanmak doÄŸru deÄŸil, Türkiye’de çok güzel tesis var, hepsi de 5 yıldızlı ama bunları da çeÅŸitlendirmek lazım. Herkese aynı tatili satamazsınız. Sadece tesis olarak da düşünmemek lazım bu iÅŸi, çevresiyle, çarşısıyla ele almak gerekli. Çok lüks bir tesistesiniz, dışarı çıkıyorsunuz sahte tişört, sahte çanta dolu her yer. Bu iÅŸi de legalleÅŸtirmek lazım, sadece tatil köyü yapmakla bitmiyor iÅŸ, demek ki modern çarşılar da oluÅŸturmalı, çevre düzenlemeleri de yapılmalı. Bu konuda Alanya çok güzel bir örnek. Oradaki belediye baÅŸkanına büyük bir saygım var, kısa bir süre önce gittim, kaldırımlar çok şık, lambalar çok şık, her yerde portakal aÄŸaçları. Hayat var orada, ben de tatilimde bunu isterim, insanlara da böyle biraz daha özelliÄŸi olan yerler sunmayı tercih ederim.Ä°ÅŸin başında babam varÖGER Tours’da Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yaptığını özellikle vurgulayan Nina Öger, ‘Vural Bey politikaya girdiÄŸi için ÅŸirketi kızına bıraktı’ yorumlarının doÄŸru olmadığını dile getiriyor. Vural Öger’in, ÅŸirketteki iÅŸlerini terketmediÄŸini söyleyen Nina Öger, ‘Bütün stratejik kararları beraber alıyoruz, ben sadece günlük iÅŸleyiÅŸi yürütüyorum’ diyor.Yükseköğrenimini Amerika’da iÅŸletme dalında yapan, Londra ve Madrid’de bankacılık stajı yaptıktan sonra tercihini Öger Tour’dan yana yapan Nina Öger, bu arada turizmciliÄŸinin de tepeden inme olmadığını şöyle anlatıyor:‘8 yaşında pul basmaya baÅŸladım, tatillerde babamın yanında çalışıyordum. Okul bittikten sonra 2 yıl da ÅŸirkette operatör olarak çalıştım. Bir yıldır yönetim kurulundayım.’AB’ye alınmazsak Avrupa için kayıpTÃœRK bir baba ve Alman bir annenin çocuÄŸu olan Nina Öger, Türkiye’nin öneminin son zamanlarda daha iyi anlaşılmaya baÅŸlandığı görüşünde. ‘Bence Türkiye, Avrupa BirliÄŸi’nin (AB) içinde olmazsa bu Avrupa için çok büyük bir kayıp. Türkiye AB üyesi olursa bu Avrupa de için büyük bir ÅŸans’ diyen Nina Öger, Almanya’da yaÅŸayan Türkler yüzünden Türkiye’nin bir imaj sorunu olduÄŸu yorumlarına da deÄŸinerek, ÅŸunları söylüyor:‘Almanya’da yaÅŸayan Türkler’den dolayı negatif bir durum yok. Her ülkede deÄŸiÅŸik kültürlerde insanlar var. Ben de Almanya’nın bazı köylerinde yaÅŸayan Almanlarla oturup sohbet edemiyorum, farklı düşünüyor, farklı yaşıyorlar ve bu çok doÄŸal. Benim gibi düşünen insanların sayısının arttığını görüyorum. YavaÅŸ yavaÅŸ herkes bunu anlıyor. Amerika’da öğrenciyken Almanya’dan geliyorum deyince insanlar bana küçümseyerek bakıyorlardı. Ama ‘I am Turkish-Ben Türküm’ dediÄŸim zaman, tepkiler ‘That’s nice-hoş’ oluyordu. Zannederim ki, Almanya’da yaÅŸayan Türkler konusunda düşünceler deÄŸiÅŸmeye baÅŸladı.’Â
button