Turizm fuarlarında İstanbul Türkiye’den fazla ilgi görüyor
Güncelleme Tarihi:
Ersin KALKAN
Oluşturulma Tarihi: Şubat 10, 2008 00:00
Türkiye’yi yıllardır tanıtmaya çalışıyor Turizm Bakanlığı. Ancak son yıllarda, İstanbul, Antalya, Bodrum, Ürgüp gibi turizm cennetlerinin ayrı birer marka olması gündeme geldi. İstanbul’un 2010 Avrupa Kültür Başkenti seçilmesi, bu süreci hızlandırdı. Yerel yönetim temsilcileri ve gönüllülerden oluşan İstanbul Turizm Atölyesi, bugüne kadar 8 uluslararası turizm fuarına katıldı, en iyi stant ödülleri aldı. İstanbul stantları, Türkiye stantlarından daha fazla ilgi görmeye başladı.
İstanbul Turizm Atölye, 2006’dan itibaren İstanbul’u, tek başına bir marka olarak dünyada tanıtmak için çalışmaya başladı. Ekip, nerede önemli turizm fuarı varsa oraya gidiyor. Berlin, Moskova, Sofya ve Selanik’te En İyi Stant Ödülü aldılar. Dünyanın bir numaralı fuarı sayılan Berlin Fuarı’ndaki başarı çok önemliydi. Çünkü orada 186 ülkeden 10 bin 882 stant yer alıyordu. İstanbul, 20 metrekarelik standıyla, en iyi performans, dar alanda maksimum kullanım ve en iyi doküman gibi değerlendirmelerden başarıyla geçerek birinciliği aldı.
Geçen hafta Madrid’de yapılan FITUR fuarında İstanbul, Türkiye standının içinde farklı bir kompartıman olarak yer aldı. İstanbul delegasyonu, dünyanın ikinci büyük turizm fuarı olarak kabul edilen FITUR’a tam 850 kilo tutan dokümanlarla gitti. İspanya Kralı Juan Carlos ve Kraliçe Sofia’nın açılışını yaptığı fuara 170 ülkeden 14 bin kişi katıldı. 9.100 metrekarelik alanda yer alan fuarı 290 bin kişi ziyaret etti.
SUDAN ÇIKAN RESİMLERE BÜYÜK TEZAHÜRAT
Birer hat, cam ve ebru sanatçısının performanslarıyla fuarın en ilgi çeken stantlarından biriydi bizimkisi. Ebru sanatçısı Mehmet Eray Atay’ın suyun üzerine attığı fırça lekeleri, daha sonra sudaki kağıdı çıkarması ve boş kağıdın ansızın rengarenk bir resme dönüşmesi, çok etkileyici bir gösteriydi. Her resim tezahürat ve alkışlarla izleyenlerden birine armağan edildi.
Hattat Mustafa Mukadder Erol’un masasındaki kağıda ismini yazanlar, geleneksel kaligrafinin desenlerinden oluşan birer tablo sahibi oldular. Masanın önünde kuyruklar oluştu. Sanatçı, bir günde tam 420 kişinin adını kağıt üzerine işlemek zorunda kaldı. Esmer Erdem de Anadolu Medeniyetleri’ne ait replikalarını sergiledi.
İstanbul standında, alışveriş merkezleri, eğlence yerleri, gastronomi, spor etkinlikleri, müze ve saraylar, sanat gibi konularda tanıtım föyleri, posterler, haritalar, tanıtım CD’leri yer alıyordu. Gelen ziyaretçilere özel tasarım tişört ve çantalar, lala şeklinde gümüş kaplama yaka rozeti, nazar boncuğu, İstanbul temalı seramik magnetler, prestij kitapları hediye edildi.
KÖPRÜYÜ DE IŞIKLANDIRDILAR AT AHIRLARINI DA YENİLEDİLER
Boğaziçi Köprüsü’nün ışıklandırılması, Sultanahmet’te Akbıyık Caddesi ve sokakların düzenlenmesi, Ahırkapı Hıdrellez Şenliği’nin gelenekselleşmesi, Talimhane’nin yayalaştırılması, eski Galata Köprüsü’nde yapılan İstanbul Tasarım Haftası’nın kurumsallaşması, Süleymaniye Külliyesi çevresinin düzenlenmesi, Büyükada’daki at ahırlarının yenilenmesi... Bütün bu projeler, Beşiktaş İskelesi’nin üst katında çalışan İstanbul Turizm Atölyesi’nin gerçekleştirdiği projeler.
Turizm Atölyesi’nin temelleri, Kadir Topbaş’ın Beyoğlu Belediye Başkanı olduğu dönemde Güzel Beyoğlu Proje Atölyesi olarak atıldı. Kadir Topbaş Büyükşehir Belediye Başkanı olunca, atölyenin tüm şehri kucaklamasına karar verildi. İstanbul Turizmi Geliştirme Platformu, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve İstanbul Valisi Muammer Güler başkanlığında kuruldu. Sonra bu platformun çalışmalarında uygulama ve denetimi üstlenecek İstanbul Turizm Atölyesi kuruldu. Atölyeyi Kadir Topbaş’ın danışmanı mimar Tülin Ersöz yönetiyor. İstanbul Vali Yardımcısı Cumhur Güven Taşbaşı da yönetimde. Atölye, gönüllü olarak çalışan turizmci, eğitimci, gazeteci, yazar, sanatçı, işadamı, mimar, şehir plancısı, ekonomist, dernek ve vakıf yöneticilerinden oluşuyor.
Sadece geçmişi tanıtmıyoruz sağlık turizmi bile gündemimizde
Turizm Atölyesi Genel Koordinatörü Tülin Ersöz Fuarlarda gazeteciler, entelektüeller, diplomatlar, politikacılar, sanatçılar tarafından kuşatılıyoruz. Bir anda Babil gibi oluyoruz. Bize göre, İstanbul’u sadece tarihi geçmişiyle tanıtmak hatalı. Örneğin son yıllarda kent, sağlık sektöründe yükselişe geçti. Berlin, Moskova ve Dubai’ye gitmeden önce, sektör temsilcileriyle konuştuk. Memorial, Dünya Göz, Medline gibi sektörün dokuz büyük oyuncusu bizimle birlikte fuara katıldı ve muazzam iş bağlantıları kurdu. Ayrıca İstanbul’un senfoni orkestralarını, caz kulüplerini, tiyatrolarını, oda orkestralarını, Mevlevihanelerde yapılan performansları, modern sanatlar müzesini, eğlence hayatını, doğal güzelliklerini, göçmen kuşlarını da tanıtan etkinlikler yapıyoruz. O zaman İstanbul, tam bir İstanbul oluyor.
Geçen hafta Madrid’de yapılan FITUR fuarında İstanbul, Türkiye standının içinde farklı bir kompartıman olarak yer aldı. İstanbul delegasyonu, dünyanın ikinci büyük turizm fuarı olarak kabul edilen FITUR’a tam 850 kilo tutan dokümanlarla gitti. İspanya Kralı Juan Carlos ve Kraliçe Sofia’nın açılışını yaptığı fuara 170 ülkeden 14 bin kişi katıldı. 9.100 metrekarelik alanda yer alan fuarı 290 bin kişi ziyaret etti.
SUDAN ÇIKAN RESİMLERE BÜYÜK TEZAHÜRAT
Birer hat, cam ve ebru sanatçısının performanslarıyla fuarın en ilgi çeken stantlarından biriydi bizimkisi. Ebru sanatçısı Mehmet Eray Atay’ın suyun üzerine attığı fırça lekeleri, daha sonra sudaki kağıdı çıkarması ve boş kağıdın ansızın rengarenk bir resme dönüşmesi, çok etkileyici bir gösteriydi. Her resim tezahürat ve alkışlarla izleyenlerden birine armağan edildi.
Hattat Mustafa Mukadder Erol’un masasındaki kağıda ismini yazanlar, geleneksel kaligrafinin desenlerinden oluşan birer tablo sahibi oldular. Masanın önünde kuyruklar oluştu. Sanatçı, bir günde tam 420 kişinin adını kağıt üzerine işlemek zorunda kaldı. Esmer Erdem de Anadolu Medeniyetleri’ne ait replikalarını sergiledi.
İstanbul standında, alışveriş merkezleri, eğlence yerleri, gastronomi, spor etkinlikleri, müze ve saraylar, sanat gibi konularda tanıtım föyleri, posterler, haritalar, tanıtım CD’leri yer alıyordu. Gelen ziyaretçilere özel tasarım tişört ve çantalar, lala şeklinde gümüş kaplama yaka rozeti, nazar boncuğu, İstanbul temalı seramik magnetler, prestij kitapları hediye edildi.
KÖPRÜYÜ DE IŞIKLANDIRDILAR AT AHIRLARINI DA YENİLEDİLER
Boğaziçi Köprüsü’nün ışıklandırılması, Sultanahmet’te Akbıyık Caddesi ve sokakların düzenlenmesi, Ahırkapı Hıdrellez Şenliği’nin gelenekselleşmesi, Talimhane’nin yayalaştırılması, eski Galata Köprüsü’nde yapılan İstanbul Tasarım Haftası’nın kurumsallaşması, Süleymaniye Külliyesi çevresinin düzenlenmesi, Büyükada’daki at ahırlarının yenilenmesi... Bütün bu projeler, Beşiktaş İskelesi’nin üst katında çalışan İstanbul Turizm Atölyesi’nin gerçekleştirdiği projeler.
Turizm Atölyesi’nin temelleri, Kadir Topbaş’ın Beyoğlu Belediye Başkanı olduğu dönemde Güzel Beyoğlu Proje Atölyesi olarak atıldı. Kadir Topbaş Büyükşehir Belediye Başkanı olunca, atölyenin tüm şehri kucaklamasına karar verildi. İstanbul Turizmi Geliştirme Platformu, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve İstanbul Valisi Muammer Güler başkanlığında kuruldu. Sonra bu platformun çalışmalarında uygulama ve denetimi üstlenecek İstanbul Turizm Atölyesi kuruldu. Atölyeyi Kadir Topbaş’ın danışmanı mimar Tülin Ersöz yönetiyor. İstanbul Vali Yardımcısı Cumhur Güven Taşbaşı da yönetimde. Atölye, gönüllü olarak çalışan turizmci, eğitimci, gazeteci, yazar, sanatçı, işadamı, mimar, şehir plancısı, ekonomist, dernek ve vakıf yöneticilerinden oluşuyor.
Sadece geçmişi tanıtmıyoruz sağlık turizmi bile gündemimizde
Turizm Atölyesi Genel Koordinatörü Tülin Ersöz Fuarlarda gazeteciler, entelektüeller, diplomatlar, politikacılar, sanatçılar tarafından kuşatılıyoruz. Bir anda Babil gibi oluyoruz. Bize göre, İstanbul’u sadece tarihi geçmişiyle tanıtmak hatalı. Örneğin son yıllarda kent, sağlık sektöründe yükselişe geçti. Berlin, Moskova ve Dubai’ye gitmeden önce, sektör temsilcileriyle konuştuk. Memorial, Dünya Göz, Medline gibi sektörün dokuz büyük oyuncusu bizimle birlikte fuara katıldı ve muazzam iş bağlantıları kurdu. Ayrıca İstanbul’un senfoni orkestralarını, caz kulüplerini, tiyatrolarını, oda orkestralarını, Mevlevihanelerde yapılan performansları, modern sanatlar müzesini, eğlence hayatını, doğal güzelliklerini, göçmen kuşlarını da tanıtan etkinlikler yapıyoruz. O zaman İstanbul, tam bir İstanbul oluyor.